İsraillilerin yüzde 47'si hükümetteki İslami Hareket’i terör örgütü olarak görüyor

İsrail’deki yeni anketlere göre İsraillilerin yüzde 47’si Naftali Bennett hükümeti koalisyonunda yer alan “Mansur Abbas liderliğindeki İslami Hareket Birleşik Arap Listesi’nin iktidarda kalmak amacıyla bir terör örgütünden destek aldığını” düşünüyor.

Binyamin Netanyahu, sağ kesimin Nisan ayında Kudüs'te düzenlediği hükümet karşıtı protestoya katılmıştı (AFP)
Binyamin Netanyahu, sağ kesimin Nisan ayında Kudüs'te düzenlediği hükümet karşıtı protestoya katılmıştı (AFP)
TT

İsraillilerin yüzde 47'si hükümetteki İslami Hareket’i terör örgütü olarak görüyor

Binyamin Netanyahu, sağ kesimin Nisan ayında Kudüs'te düzenlediği hükümet karşıtı protestoya katılmıştı (AFP)
Binyamin Netanyahu, sağ kesimin Nisan ayında Kudüs'te düzenlediği hükümet karşıtı protestoya katılmıştı (AFP)

İsrail’de yeni kaydedilen anketlere bakıldığında İsraillilerin yüzde 47’si Naftali Bennett hükümeti koalisyonunda yer alan “Mansur Abbas liderliğindeki İslami Hareket Birleşik Arap Listesi’nin iktidarda kalmak amacıyla bir terör örgütünden destek gördüğünü” düşünüyor.
Şarku’l Avsat’ın İsrail'in Kanal 12 televizyonundan aktardığı habere göre  Cumartesi akşamı yayınlanan anket sonuçlarına bakıldığında, İslami Hareket ile ittifakı reddedenlerin yüzde 25'inin hükümet koalisyonu partilerinin daimi sabit seçmenlerinden olduğu anlaşılıyor. Diğer yandan ankete katılanların yüzde 43'ü İslami Hareket'in terör örgütü olduğu konusunda hemfikir olmadıklarını, yüzde 10’u ise bu konuda bir fikirlerinin olmadığını belirtiyor.
Anketin sonuçlarına göre, muhalefetin şu anki lideri Binyamin Netanyahu halkın en popüler siyasi figürü olmaya devam ediyor. Ankete katılanların yüzde 46’sı Netanyahu’nun, yüzde 21’i ise Bennett’ın hükümet yönetiminde daha iyi olduğunu vurguladı. Söz konusu hususta Netanyahu Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile karşılaştırıldığında yüzde 46, Lapid ise yüzde 24 oranında oy aldı. Aynı şekilde Gantz ile karşılaştırıldığında ise Netanyahu yüzde 44, Gantz yüzde 21 oranında destek elde etti.
Bugünlerde erken seçim yapıldığı taktirde sandalye dağılımı konusunda ise anket sonuçlarında Netanyahu liderliğindeki muhalefet koalisyonunun şuan ki sandalye sayısından 7 artış ile 59 sandalye (geçtiğimiz hafta yayınlanan başka bir ankette de aynı sonuç kaydedilmişti) kazanabileceği öne sürüldü. Bennett ve Lapid başkanlığındaki mevcut koalisyonun ise 62 sandalyeden 55 sandalyeye düşmesi, her iki kampın da bir hükümet koalisyonu kurmada başarısız olacağı anlamına geliyor. Nitekim bu konuda sonuçlar milletvekilleri Eymen Avde, Ahmed et-Tibi ve Sami Ebu Şehade liderliğindeki Ortak Arap Listesi Bloğu’na bağlı kalacak. 6 sandalye ile temsil edilen mevcut gücünü koruyan söz konusu blok, her iki kampta da aşırı sağ politikalarının benimsenmesi nedeniyle hükümet koalisyonunda kendisine ortak bulamadığını vurgulamıştı.
Nitekim anketlerde elde edilen neticeler, İsrail'de daha da derinleşen siyasi krizin başka seçimlerle çözülemeyeceğini gösteriyor. Durum bu haldeyken her iki kamptan liderler ise seçimler kapıdaymış gibi kusursuz bir seçim söylemi kullanıyor. Likud Partisi’nden meslektaşlarının bildirdiğine göre Netanyahu geçtiğimiz hafta sonu “İktidara dönmeye çok yakınız. Geriye yanımıza 2 ya da 3 sandalye katmak, 100 bin ek oy almak ve iktidara geri dönmek için biraz daha çaba sarf etmek kalıyor” ifadelerine başvurdu.



Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Suudi Arabistan ile birlikte eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları sırasında New York'ta düzenlenecek olan iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin uluslararası konferansa başkanlık edeceğini açıkladı.

Macron, sosyal medya platformu X’teki resmi hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde hazırladığı askeri saldırı, her iki halk için de gerçek bir felakete yol açacak ve bölgeyi kalıcı bir savaşa sürükleyecektir” dedi.

Macron, ‘bu savaşı sona erdirmenin tek yolunun Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin serbest bırakılması, halka büyük ölçekli insani yardım ulaştırılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ndeki rolünün güçlendirilmesi’ olduğuna inanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı bunun için ‘Gazze Şeridi'nde istikrarı sağlamak üzere uluslararası bir misyonun görevlendirilmesi ve hem İsrail hem de Filistin halklarının beklentilerini karşılayan siyasi bir çözümün geliştirilmesi için çalışılması’ gerektiğini belirtti.

Macron, ‘iki devletli çözümün rehinelerin aileleri, İsrailliler ve Filistinliler için tek güvenilir yol olduğunu’ kaydetti.

Suudi Arabistan ve Fransa, 28-29 Temmuz tarihlerinde New York'taki BM genel merkezinde bakanlar düzeyinde Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Konferans’a başkanlık etti.

(foto altı) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 28 Temmuz'da New York'ta düzenlenen iki devletli çözüm konulu bakanlar konferansının açılışında konuşma yaptı. (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan konferanstaki konuşmasında, ülkesinin, bölgedeki tüm halklar için güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasının, Filistin halkına adalet sağlanması ve onların meşru haklarını elde etmelerinin sağlanmasıyla başladığına inandığını vurguladı. Prens Faysal bin Ferhan’a göre bu hakların başında, 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması geliyor.

Prens Faysal bin Ferhan, “Bu sadece siyasi bir tutum değil, bağımsız bir Filistin devletinin bölgede gerçek barışın anahtarı olduğuna dair sağlam bir inanç... Konferans, iki devletli çözümü uygulamaya koyma, işgali sona erdirme ve Ortadoğu'da barış için acil ve sürdürülebilir bir vizyon gerçekleştirme yolunda bir dönüm noktası” ifadelerini kullandı.

(video)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ‘konferans ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon'un çalışmaları aracılığıyla, Filistin halkının kapasitelerini geliştirme ve ulusal kurumlarını güçlendirme çabalarını desteklemek için uluslararası düzeyde koordineli çabaların önemini’ vurguladı.

Prens Faysal bin Ferhan, Macron’un, ülkesinin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasına övgüde bulunarak, bunu ‘Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkına yönelik artan uluslararası desteği yansıtan ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesine elverişli bir uluslararası ortam yaratmaya katkıda bulunan tarihi bir adım’ olarak nitelendirdi.

Bakanlar konferansına katılan ülkeler, Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması için çalışmak üzere bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştılar. Bu yol haritası, Filistin devletinin tanınmasını artırmayı ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı ve insani felaketi durdurmak için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlıyor.

Bakanlar konferansının nihai belgesi, ‘Filistin meselesine ilişkin BM'nin devam eden sorumluluğunu’ ve İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son verilmesi gerektiğini yineledi. Belge ayrıca, ‘insani hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygının’ önemini vurguladı ve ‘Filistinli sivilleri korumak için önlemler’ alınması çağrısında bulundu.

Belge, ‘yerleşim faaliyetlerinin, ev yıkımlarının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması’ çağrısında bulundu. İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesi çağrısının yanı sıra, Filistinlilere kendi kaderini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi ve mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması çağrısında bulundu.