Suudi Arabistan'da deniz madenciliği için 10 anlaşma imzalandı

SWCC Genel Müdürü, Şarku'l Avsat’a: “Mineral ve tuzları çıkarma hedeflerine ulaşmaya çalışıyoruz” dedi

‘Innovation Driving Desalination’ Konferansı dün Cidde'de başladı (Şarku'l Avsat)
‘Innovation Driving Desalination’ Konferansı dün Cidde'de başladı (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan'da deniz madenciliği için 10 anlaşma imzalandı

‘Innovation Driving Desalination’ Konferansı dün Cidde'de başladı (Şarku'l Avsat)
‘Innovation Driving Desalination’ Konferansı dün Cidde'de başladı (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan’daki The Saline Water Conversion Corporation (SWCC / Tuzlu Su Dönüşüm Şirketi) Genel Müdürü Mühendis Abdullah bin el-Abdulkerim başta Basra Körfezi ve Kızıldeniz kıyılarındaki Cubeyl ve Yanbu karasuları olmak üzere sodyum florür, petrokimya endüstrisinin ihtiyaçlarına göre kanalizasyon suyundan mineraller ve tuzlar çıkarmak için madencilik yapma fırsatıyla ilgilenen 10 anlaşmanın bulunduğunu açıkladı.
Abdulkerim, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, önümüzdeki Temmuz ayında yürürlüğe girmesi planlanan bu ittifakların ele alındığını ayrıca şirketin tuzdan arındırılmış su üretiminden sorumlu bir kuruluş olarak ters ozmoz membranlarının yerel üretimi de dahil olmak üzere birçok fırsat sunduğunu ve bunlar arasında elektrik tüketimini azaltan ve verimliliği artıran gelişmiş özelliklerin yanı sıra su madenciliği yapma, birçok mineral ve tuz çıkarma fırsatlarının bulunduğunu ifade etti. Suyun tuzdan arındırılmasını yerel ekonomik çıktıyı artırmanın yanı sıra yerel içerik çeşitliliğini artırmada, Suudi Arabistan içinde ve dışında tuzdan arındırılmış su üretiminin maliyetini düşürmede önemli bir unsur haline getirmek için yoğun bir çaba olduğunu vurguladı.
Şirketin, lityumun enerji depolama endüstrisinde önemli bir unsur olması ve dünyanın enerji depolama ve pillere yönelmesi nedeniyle deniz suyundan lityum çıkarılması konusunda ABD Enerji Ajansı ile iş birliği yaptığını da sözlerine ekledi. SWCC’nin sunduğu tüm sektörlerin ‘yenilikçi zihinlere ardından da cesur yatırımcılara’ ihtiyacı duyduğunun altını çizdi. Abdulkerim, “Bugün bu ihaleler var. Araştırma, Yenilik ve Tuzdan Arındırma Teknolojileri Enstitüsü’nden çıkan fikirlerden kaynaklanan bu girişimler üzerinde Suudi kadrolarla çalışmak, uygulamak için dünya çapında ve yerel 10'dan fazla ittifakla çalışıyoruz” dedi.
SWCC Genel Müdürü, Suudi Arabistan’ın, Kral Selman bin Abdulaziz hükümeti ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın liderliğinde, birçok dev kalkınma projesinin eşiğinde olduğuna dikkat çekti. Abdulkerim, “Bu aşama, daha fazla girişimde bulunmamızı gerektiriyor. Bu nedenle, Suudi Arabistan dünyada tuzdan arındırma endüstrisinde öncü olduğu ve bugün denizlerden su madenciliği ve endüstriyel ve sağlık alanlarında faydaları maksimize etmede öncü olduğu için liderliği sürdürmek gerekiyor. İddialı olduğumuz beşerî unsurlar da dahil olmak üzere bütün olanaklara sahibiz Çevre üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmak, verimliliği artırmak ve maliyeti düşürmek için yeniliklerden ilham alıyoruz. Termal teknolojileri çevre dostu hale getiriyoruz. Bu, Suudi Arabistan hükümetinin bu eylemleri benimseme konusundaki stratejik vizyonudur... 2024 yılına kadar yılda 34 milyon tonluk bir azalmaya ulaşana kadar karbon emisyonlarındaki azalmayı kademeli olarak artıracağız” şeklinde konuştu.
Sistemlerin tamamlanmasının, yılda 8,8 milyar riyale eşdeğer su üretmek için kullanılan yakıttan tasarruf edilmesi sonucunda devlet bütçelerinde tasarruf sağlayacağına işaret etti.
Abdulkerim konuşmasını, ‘Suyu Tuzdan Arındırmayı İnovasyon Yönetiyor’ konulu konferansının başlangıcında yaptı. Söz konusu konferans, Suudi Arabistan’ın batısındaki International Desalination Association (IDA) ve SWCC tarafından koordine bir şekilde gerçekleştirildi. Konferansa katılan Suudi Arabistan Çevre, Tarım ve Su Bakanı Mühendis Abdurrahman el-Fadli, su sektöründeki birçok konu ve yeniliklerden yararlanma mekanizmasına dair birçok konuya değindi. Konferans, 120'den fazla uzmanı, akademisyeni ve yatırımcıyı bir araya getiren küresel bir platform oldu. Ayrıca, su sektörleri için küresel olarak daha sürdürülebilir bir gelecek için bir yol haritası tasarlamak için tuzdan arındırma endüstrisindeki en son başarıları ve yenilikleri tartışmak için önemli bir fırsat sunuyor.
Açılış oturumunda, Uluslararası Su Dönüştürme Şirketi (IDA) Genel Sekreteri Shannon McCarthy ve Araştırma, Yenilik ve Tuzdan Arındırma Teknolojileri Enstitüsü Direktörü Dr. Ahmed Salih el-Amudi, inovasyonun önemini ve tuzdan arındırma sanayi ve teknolojilerini geliştirmedeki rolünü ele aldı. Öte yandan Avrupa Tuzdan Arındırma Derneği Genel Sekreteri Dr. Myriam Balaban, ‘Suyun Tuzdan Arındırılmasında Yeniliğin Kilometre Taşları’ başlıklı bir sunum yaptı. Ardından da Singapur Kamu Hizmetleri Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Koh tarafından bir sunum yapıldı. Söz konusu sunumda, ‘Singapur'un Tuzdan Arındırma Yolculuğu’ başlığı altında Singapur’un tuzdan arındırma endüstrisindeki deneyimine değinildi.
Bununla birlikte ‘Suyun Tuzdan Arındırılması için Maliyet ve Enerji Azaltma’ oturumunda ACWA Power Başkan Yardımcısı Thomas Altmann ve Dr. Sung Hyun yakıt olarak nasıl yararlanılacağı konusunda birçok fikir ve girişim sundular. Öte yandan Dr. Harry Pullman, ters ozmoz membran sistemlerinde biyolojik kirliliği kontrol etmek için deniz suyunun birincil arıtımı konusunu ele aldı. Suudi Veri ve Yapay Zeka Otoritesi (SDAIA) Ulusal Yapay Zeka Merkezi Araştırma Direktör Yardımcısı Dr. Abdurrahman Habib, ‘İnovasyon: Geleceğe Ulaşmak’ başlıklı bir bildiri sundu.
Katılımcılar, inovasyonu ve ileri bilimleri mümkün kılarak, dünya çapındaki belediye ve endüstriyel sektörlerin ihtiyaçlarını karşılamak için suyun tuzdan arındırma endüstrisinin geleceğini şekillendirmenin önemi konusunda bir fikir birliğine ulaştı.



Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Elektrikli araçların şarj edilmesi gerekiyor ve halka açık şarj cihazlarının sayısı, benzin pompalarıyla karşılaştırıldığında daha az, işlemi tamamlamak için de daha fazla zamana ihtiyaç duyuluyor.

Ancak The Automobile Association'ın yeni verileri, elektrikli araçların şarjının bitmesi ve arızalanma kaygılarının fazla büyütülmüş olabileceğini ortaya koyuyor.

Son istatistikler, 2024'te The Automobile Association'in aldığı yardım çağrılarından yalnızca yüzde 1,85'inin elektrikli araçların biten bataryalarıyla ilgili olduğunu gösteriyor. Bu oran, geçen sene yüzde 2,26'ydı.

Her 5 sürücüden 2'si aracın şarjının biterek arızalanmasından endişelenirken, veriler bu durumun çok az sayıda sürücüyü etkilediğine işaret ediyor.

The Automobile Association, günde yaklaşık 8 bin arızaya müdahale ettiğini aktardı. Batarya bittiği için çağırıldıklarında asıl sorun, genellikle aracın şarj edilememesi oluyor.

Kurum, arızaların çoğunun lastikler veya 12 voltluk batarya sorunları gibi hem benzinli hem de elektrikli araçlarda ortak olan problemlerden kaynaklandığını belirtti.

2015'ten bu yana boş batarya yüzünden yaşanan arızalar azalıyor. O yılda yardım çağrılarının yüzde 8'i, tükenmiş batarya hücreleri yüzünden yapılmıştı.

O zamandan beri, daha fazla şarj cihazı ve daha iyi menzile sahip araçlar, sürücülerin düşük şarj nedeniyle arıza yaşamasını önlemeye yardımcı oluyor.

The Automobile Association, çağrıların yüzde 1'inin benzin ve dizelle çalışan araçların yakıtının bitmesinden kaynaklandığını ve zamanla düşük şarj yüzünden yapılan çağrıların da bu seviyeye ineceğini söyledi.

The Automobile Association'in başkanı Edmund King şöyle dedi:

The Automobile Association'in son sayıları, elektrikli araç arızalarının yüzde 2'sinden azının 'şarjın bitmesi' nedeniyle olduğunu gösteriyor, bu da menzil kaygısının geçmişte kalacağına işaret ediyor. 'Şarjın bitmesi' arızalarının çoğu, şarjın sıfıra inmesinden değil, ya şarjın azalması ya da araçların şarj kapaklarının takılması gibi teknik sorunlardan kaynaklanıyor. Son 8 yılda şarjı biten elektrikli araçların oranı yaklaşık yüzde 80 azaldı, bunun nedeni şarj cihazlarının sayısının ve güvenilirliğinin artması, müşterilere şarj sonrası daha iyi destek verilmesi, yeni elektrikli araçların menzilindeki gelişme ve sürücü eğitimi ve bilgilendirme sürecinin iyileşmesi.

Birleşik Krallık'ta artık neredeyse 1 milyon elektrikli araba şarj cihazı var; bu sayı, sürücülerin ihtiyaçlarına yetişmeyi desteklese de otomobil endüstrisi, hâlâ piyasaya daha fazla ve daha hızlı modeller sürmekte istekli.

Ancak Zapmap'e göre, şarj cihazlarının çoğu evlere yerleştirilmiş halde ve sadece 65 bini halka açık.

Her halükarda bozuk şarj cihazları ve yüksek ücretlerin, elektrikli araç sürücüleri için sıkıntı yarattığı sıkça bildiriliyor.

Özel şarj şirketleri, istediği ücretlendirmeyi yapabiliyor ve ücrete KDV eklemek zorunda kalıyor, bu da kilovat saatlik ücretlerde büyük farklara yol açabiliyor.

Elektrikli araç satın alanların çoğu, filo işleten şirketler ya da sokak dışında park yerleri olan, araçlarını düşük maliyetle, kendileri şarj edebilen ev sahipleri.

Otomobil endüstrisi, araçların kitlesel olarak benimsenmesi için halka açık ucuz şarj imkanlarına ihtiyaç duyulduğu uyarısını yapıyor.

Independent Türkçe