Fas ve İspanya sınırı geçişlere yeniden açıldı

Fas-İspanya sınırındaki Ceuta geçidi  yakınında toplanan kadın işçiler, "girişlerinin engellenmesini" protesto etti (AFP)
Fas-İspanya sınırındaki Ceuta geçidi  yakınında toplanan kadın işçiler, "girişlerinin engellenmesini" protesto etti (AFP)
TT

Fas ve İspanya sınırı geçişlere yeniden açıldı

Fas-İspanya sınırındaki Ceuta geçidi  yakınında toplanan kadın işçiler, "girişlerinin engellenmesini" protesto etti (AFP)
Fas-İspanya sınırındaki Ceuta geçidi  yakınında toplanan kadın işçiler, "girişlerinin engellenmesini" protesto etti (AFP)

Fas ve İspanya, iki ülke arasındaki ilişkilerin son zamanlarda normalleşmesi kapsamında, iki yıllık bir aradan sonra İspanya kontrolündeki Ceuta ve Melilla kentlerindeki sınır kapılarını bu şehirlerde çalışan Faslılara yeniden açtı. Ancak, karar şu anda yalnızca sınırlı sayıda işçiyi kapsıyor.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Ceuta ve Melilla'da çoğu kadın ev hizmetlisi olarak çalışan yasal statüdeki yaklaşık 230 Faslı, işlerine bu izin sayesinde geri dönebildi. İspanya  kaynaklarına göre 2020’nin Mart ayında sınırlar kapatıldığında bu işçilerin sayısı yaklaşık 4 bin 400'e ulaştı. Fas Sınır İşçileri Sendikası ise bu sayının 8 bini aştığını söylüyor.
Kovid-19 pandemisi nedeniyle sınırların kapatılması ve ardından ertesi yılın ilkbaharında Fas ile İspanya arasında patlak veren diplomatik kriz nedeniyle işçiler gelir kaynaklarından mahrum kaldılar. Rabat ve Madrid'in anlaşmaya varması işçileri sevindirdi. Anlaşma hükümleri arasında geçişlerin, mart ortasından bu yana yolcular için ve salı gününden itibaren işçiler için yeniden açılması da yer alıyordu. Ancak işçilerin çoğu bu süreçte işini kaybetti ve artık süresi dolmuş çalışma izinlerine dayanarak Ceuta'ya geri dönemiyorlar.
Fnideq şehir merkezindeki Ceuta geçidine giden yolun yakınında dün sabah toplanan onlarca kadın, "girişlerinin engellenmesini" protesto etti.
Ceuta'daki Sınır İşçileri Sendikası yetkilisi Şekib Mervan’ın AFP'ye yaptığı açıklamaya göre protestoya katılan kadınlar, Fas ve İspanya hükümetlerinden, önceki çalışma izinlerine dayanarak Ceuta'ya dönmelerine, işverenleriyle olan durumlarını çözmelerine veya başka işler aramalarına izin vermelerini talep ediyor.
İşçiler, geçtiğimiz iki yıl içinde yetkililerden sınırların kendilerine yeniden açılmasını ve işsizlik karşısında destek bulmalarını sağlamak için daha önce protesto gösterileri düzenlemişti. Faslı işçilerin Ceuta ve Melilla'ya geçişleri, Rabat ve Madrid'in Nisan ayında vardıkları ve bir yıl süren ciddi bir diplomatik krizi sona erdiren anlaşma maddelerinden biri yoluyla yeniden başlatıldı.
Söz konusu uzlaşma Madrid'in Batı Sahra sorunu konusundaki tarafsız tutumunu, Fas'ın ihtilafı sona erdirmek için tek çözüm olarak sunduğu özerklik önerisi lehine değiştirmesiyle mümkün oldu. Anlaşma, iki ülke ilişkilerinin düzenlenmesi kapsamında atılan üçüncü adım. Daha önce, nisan ayı ortasında iki ülke arasındaki gemi seferlerinin yeniden başlaması, düzensiz göçle mücadelede iş birliği ve 15 Haziran’dan itibaren Avrupa'da ikamet eden Faslıların iki ülkenin limanlarından transit geçişlerinin organize edilmesi yönünde adımlar atılmıştı. Bu uzlaşma Madrid’in, ayrılıkçı Polisario Cephesi örgütünün lideri İbrahim Gali’yi tedavi için ağırlaması nedeniyle ortaya çıkan krize son verdi.



Suriye İsrail ile barışa hazır mı?

BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
TT

Suriye İsrail ile barışa hazır mı?

BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)

Suad Gross

İbrani medyasında yer alan ve “Suriye'ye yakın” bir kaynağa atfedilen açıklamalara göre, Suriye ve İsrail 2025 yılı sonuna kadar barış anlaşması imzalayacak. Bu açıklamalar, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam'ın diplomatik kanallar ve uluslararası arabulucularla dolaylı müzakereler yoluyla ülkenin güneyindeki İsrail saldırılarını ve ihlallerini durdurmak için çalıştığını ve “Suriye'nin egemenliğinin her şeyden önce geldiğini” vurguladıktan birkaç gün sonra geldi. Peki, Suriye barış anlaşması imzalamaya hazır mı?

İsrail'in Arapça yayın yapan “I24 NEWS” sitesi, “Suriye'den bilgili bir kaynak”tan, söz konusu barış anlaşmasının, İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden sonra, tampon bölge içinde ilerlediği tüm Suriye topraklarından, Hermon Dağı'nın zirvesi de dahil olmak üzere, kademeli olarak çekilmesini öngördüğünü belirtti.

Şam hükümetine yakın kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, İsrail ile bölgesel ve uluslararası himaye altında dolaylı müzakerelerin sürdüğünü, Suriye Devlet Başkanı'nın bunu duyurduğunu ifade etti.

Kaynaklar, Suriye'nin, İsrail'in Suriye topraklarındaki saldırı ve ihlallerini durdurmasını ve 1974 anlaşmasına geri dönmesini talep ettiğini, İsrail'in ise bir tampon bölge oluşturmak istediğini ve muhtemelen gelecekte kapsamlı bir barış anlaşmasına zemin hazırlayacak yeni bir güvenlik anlaşması imzalanacağını açıkladı.

Kaynaklar, kalıcı bir anlaşmaya varılmasının mümkün olmadığını belirtirken, kalıcı bir barış anlaşmasına veya İbrahim Anlaşması'na zemin hazırlayacak bir anlaşmaya varılma olasılığını dışlamadı. Kaynaklar, durumun hızla geliştiğini belirterek, Şam'ın Suriye'nin egemenliğini koruyacak bir anlaşmaya varılması için Arap dünyasının rolüne güvendiğini, barış dosyasını Arap dünyasının gündemine taşıdığını ve ABD ile Batı ülkelerinin Suriye'deki istikrarı destekleme arzusu çerçevesinde, İsrail'e saldırıları durdurması için baskı yapmasını umduğunu kaydetti.

Ancak Suriye, İsrail ile kalıcı bir barış anlaşmasına hazır mı?

Kaynaklar, Suriye'nin “yeni doğmuş” bir ülke olarak mevcut durumda kalıcı barışa hazır olmadığını ve umduğu çözümün, değiştirilmiş bir güvenlik anlaşması veya 1974 anlaşmasına geri dönmek olduğunu belirtti. Halkın reddi devam ediyor, ancak bu red, karmaşık ve çetrefilli iç sorunlar ve Suriye topraklarında iktidar dışında, düşmanla barış ilkesini reddeden aşırı akımlar ve silahlı grupların varlığı nedeniyle daha az belirgin.

Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınıra yakın bir İsrail aracı (Arşiv-Reuters)Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınıra yakın bir İsrail aracı (Arşiv-Reuters)

Suriye'li siyasi araştırmacı ve “Ortadoğu Muhafazakarlar Birliği” sekreteri Wael Aleji, İsrail ile kapsamlı barışın “şu anda zamansız bir konu olduğunu ve Suriye'nin yeni hükümetinin daha acil öncelikleri olduğunu” belirtti.

Aleji, “Şam'ın şu anda herhangi bir dış güçle askeri çatışmaya hazır olmadığını, Suriye halkının savaşlardan ve önceki rejimlerin Filistin meselesini ve Arap-İsrail çatışmasını istismar etmesinden bıkmış olduğunu” söyledi.

Araştırmacının görüşüne göre, Suriye devletinin önceliği “şu anda tüm çabalarını Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye, iç barışı ve ulusal birliği güçlendirmeye, mezhepçilik ve terörizmle mücadeleye odaklamak”tır. İsrail'e gelince, “Suriye halkının haklarını ve bir tarafın diğerinin topraklarını işgal ettiğini açıkça ortaya koyan uluslararası hukuk ve çok sayıda BM kararı” olduğunu belirten araştırmacı, “uluslararası hukuka ve uluslararası mekanizmalara başvurmanın her açıdan en iyi, en güvenli ve en ucuz seçenek” olduğunu vurguladı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, birkaç gün önce Kuneytra ve işgal altındaki Golan'dan önde gelenlerle yaptığı toplantıda, Suriye'nin bu saldırıları ve ihlalleri durdurmak için diplomatik kanallar ve uluslararası arabulucular aracılığıyla dolaylı müzakereler yürüttüğünü belirterek, Suriye'nin egemenliğinin her şeyden önce geldiğini vurguladı.

Toplantıda, İsrail işgalinin tekrarlanan saldırıları altında halkın karşı karşıya olduğu hizmet, yaşam ve güvenlik sorunları ele alındı. Şara, önümüzdeki dönemde sınır bölgelerine daha fazla destek sağlanacağını vurguladı.