Libyalılar, iç savaşın yeniden patlak vermesinden korkuyor

Mısrata Emniyet Müdürü Tümgeneral Ali ez-Zirad (Mısrata Emniyet Müdürlüğü)
Mısrata Emniyet Müdürü Tümgeneral Ali ez-Zirad (Mısrata Emniyet Müdürlüğü)
TT

Libyalılar, iç savaşın yeniden patlak vermesinden korkuyor

Mısrata Emniyet Müdürü Tümgeneral Ali ez-Zirad (Mısrata Emniyet Müdürlüğü)
Mısrata Emniyet Müdürü Tümgeneral Ali ez-Zirad (Mısrata Emniyet Müdürlüğü)

Libyalıların çoğunluğu, ülkenin batısındaki Mısrata şehrinde beş kişinin suikast sonucu öldürülmelerinin ardından hem uluslararası hem de yerel çevrelerin bu tür suçların farklı bölgeler arasındaki iç çekişme hayaletini geri getireceğine dair korkularının gölgesinde ülkede iç savaşın yeniden patlamasından endişe ediyorlar.
Libya'nın üçüncü büyük şehri Mısrata’da beş kişinin kimliği belirsiz kişilerce vurularak öldürülmesinin ardından şehirde büyük bir öfke hakim oldu. Çok sayıda vatandaş ve öldürülenlerin aileleri, son iki gün içinde güvenlik kurumlarından olaya karışanları tutuklamalarını talep etmek üzere Belediye Meclisi binasının önünde toplandılar. Ayrıca ülkenin kuzeybatısında yer alan Sabratha şehrinde sanatçı Ahmed Bahru kimliği belirsiz silahlı kişilerce evinin önünde öldürülmüştü. Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) destekçilerinden biri olduğu bilinen Bahru’nun yakınları, onun DEAŞ terör örgütü tarafından öldürüldüğünü öne sürdüler.
Libyalı siyasiler, bu suçların Libya’nın farklı bölgeleri arasındaki iç çekişme hayaletini ve Muhammed el-Menfi liderliğindeki Başkanlık Konseyi tarafından başlatılan ulusal uzlaşı girişimlerini boşa çıkaracak şekilde artan nefret ve düşmanlık atmosferini geri getireceğinden korkuyorlar.
Ülkede sık sık kafası kesilmiş ya da ateşli silahla vurulmuş ölü bedenler bulunmaya başlandı. Ülkenin dört bir yanındaki vatandaşlar daha önce de yol kenarında ya da çöplüklerin yakınlarında, üzerlerinde mermi yaraları olan onlarca ceset bulmuştu. Bu suçların her zaman kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirildiği belirtilirken 2011 yılında Libya'yı saran kaostan bu yana yüzlerce suçun failleri bulunamadı.
Libya Ulusal İnsan Hakları Komitesi Başkanı Ahmed Abdulhakim, konuyla ilgili olarak Libya'nın son beş ay içinde onlarca soğukkanlı cinayete tanık olduğunu söyledi. Abdulhakim, ortalıkta dolaşan bilgilerin Ocak ve Mayıs ayları arasında ülke genelinde 172 yargısız infaz vakasının işlendiğine işaret ettiğini söyledi. Bu olayların, suçların cezası kalması ve kolluk kuvvetlerinin görevlerini yerine getirmemeleri çerçevesinde artan yargısız infaz oranlarının ciddi bir göstergesi olduğunu vurgulayan Abdulhakim, güvenlik güçlerini vatandaşların can ve mallarının korunması görevlerini yerine getirmeye çağırdı.
Libyalı bir genç olan Abdusselam Butu, ülkesinin ‘daha çok kimse tarafından yönetilmeyen bir ormana benzediğini’ ve ‘sıranın aşağılanarak yaşamayı reddedenlere geleceğini’ söyledi. Genç adam, “Politikacılar koltukları için savaşırken öldürmek doğal bir şey ve bir güç ve nüfuz biçimi haline geldi” ifadelerini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 20 Nisan'da hazırlanan bir raporda, Libya'da ‘yargısız infazların yayıldığı ve cezasız kaldığı’ belirtildi. Raporda, yaklaşık 20 bin kişinin kayıp edildiğine işaret edilerek, “Ülkenin batısındaki ve doğusundaki devlet kurumları arasındaki bölünme ve güneydeki güvenlik boşluğu, ihlallerin soruşturulmasını ve kovuşturulmasını engelledi” denildi.
Uluslararası ve yerel çevrelerden Libya’da artan cinayetler kınanıyor.  Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) tarafından yapılan açıklamada, Askeri Savcı ve Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Mansur Daub’un 22 Mayıs'ta Trablus'ta Özel Caydırıcı Güç karargahına çağrıldıktan sonra ortadan kaybolduğu ve o tarihte buna haber alınmadığı belirtildi. UNSMIL, Pazartesi günü yayınladığı açıklamada, Daub hakkında resmi bir tutuklama emri çıkarılmadığını vurgulanarak “Tüm tutuklamalar ve gözaltılar, Libya'nın uluslararası insan hakları yükümlülüklerine ve Libya'daki uygun ceza prosedürlerine uygun olarak yasal gerekçelere dayanmalıdır" denildi. Açıklamada, yasadışı olarak alıkonulan tüm kişilerin dehal serbest bırakılması çağrısı yapıldı.
Öte yandan ülkenin doğusundaki Bingazi kentinde güvenlik güçleri, avukat Adnan el-Urfi’yi, tutuklanmasından ve  ‘İç Güvenlik Servisi’ tarafından zorla kaybedilmesinden 13 gün sonra serbest bıraktı. Urfi ile soiletişim 12 Mayıs’ta kesilmişti. Avukat arkadaşlarından biri, Urfi’nin, Libya Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Ali el-Hibri'ye karşı mali yolsuzluk davası açmasından ötürü Kuveyfiye hapishanesinde tutuklu kaldığını ortaya çıkardı.



İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki birçok bölge için tahliye emri verdi

Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bir okula düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen çocuğun cesedini taşıyan bir adam, (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bir okula düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen çocuğun cesedini taşıyan bir adam, (AP)
TT

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki birçok bölge için tahliye emri verdi

Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bir okula düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen çocuğun cesedini taşıyan bir adam, (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bir okula düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen çocuğun cesedini taşıyan bir adam, (AP)

İsrail ordusu, dün geç saatlerde Gazze Şeridi'nin birçok bölgesine tahliye emri verdi.

Ordu sözcüsü Avichay Adraee, “X” platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Gazze Şeridi'nin kuzey kıyısı, El-Nuseyrat, El-Zehra, Al Mughraqa, El-Nuzhe, El-Bevadi, El-Besme, El-Zehra, El-Besatin, Bedr, Ebu Hureyre ve El-Ravda mahallelerinde bulunan tüm sakinlere... Güvenliğiniz için derhal güneye, El-Mevasi bölgesine tahliye olun ve tehlikeli çatışma bölgelerine geri dönmeyin” uyarısında bulundu.

İsrail ordusu bugün daha önce Gazze'den ateşlenen bir roketi önlediğini açıklamıştı.

Ordu yaptığı açıklamada, “Gazze çevresindeki yerleşim yerlerinde sirenlerin çalmasının ardından, Gazze'den atılan bir roketin İsrail topraklarına girdiğini ve önlendiğini” bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin televizyonundan aktardığına göre dün sabah erken saatlerden itibaren Gazze'ye yönelik İsrail'in sürdürdüğü bombardımanlarda 97 kişi hayatını kaybetti.