Jada Pinkett Smith, Chris Rock ve Will Smith'in konuşup barışmasını umuyor

Oyuncu, "Aslında hepimizin birbirine her zamankinden daha çok ihtiyacı var" dedi

Fotoğraflar: Red Table Talk/AFP
Fotoğraflar: Red Table Talk/AFP
TT

Jada Pinkett Smith, Chris Rock ve Will Smith'in konuşup barışmasını umuyor

Fotoğraflar: Red Table Talk/AFP
Fotoğraflar: Red Table Talk/AFP

Jada Pinkett Smith, Will Smith ve Chris Rock'ın Oscar törenindeki tokat dramasından sonra "barışabileceğini" umduğunu söyledi.
Bu yılki ödül töreni, Rock'ın, Pinkett Smith'in saçkıranın bir sonucu olan tıraşlı kafası hakkında şaka yapmasının ardından kargaşaya dönüşmüştü.
Rock'ın şakasına karşılık Smith sahneye atlamış, komedyene tokat atarak "Eşimin adını s***k ağzına alma bir daha" diye bağırmıştı.
Olay Smith'in davranışlarının geniş çevrelerce kınanmasına neden olmuştu. Birkaç gün sonra Smith, Akademi'den istifa etmişti.
Pinkett Smith, Red Table Talk adlı Facebook Watch programının 1 Haziran Çarşamba günkü bölümünde ilk kez bu tartışmalı ana doğrudan değindi.
The Independent'ta yer alan habere göre bölümde Pinkett Smith saçkıran hakkında konuştu ve bu rahatsızlıktan mustarip kızı intihar eden bir anneyle röportaj yaptı.
Açılış monoloğunda Pinkett Smith "Bu, saçkıran konusunda gerçekten önemli bir Red Table Talk. Kendi sağlığımla yaşadıklarımı ve Oscar töreninde olanları göz önünde bulundurarak binlerce kişi hikayeleriyle bana ulaştı" dedi.
Pinkett Smith, programı "saçkıran ailesine" bu rahatsızlığın gerçekten ne olduğu ve bu rahatsızlıkla yaşamak hakkında konuşması için alan sunmak adına kullanmak istediğini söyledi.
Oyuncu, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi Oscar gecesine gelelim. En büyük umudum, bu iki zeki, yetenekli adamın iyileşmek, konuşarak çözmek ve barışmak için bir fırsatı olması. Dünyanın bugünkü durumunda ikisine de ihtiyacımız var. Ve aslında hepimizin birbirine her zamankinden daha çok ihtiyacı var. O zamana kadar, Will ve ben 28 yıldır yaptığımız şeyi yapmaya devam edeceğiz; bu da hayat denen şeyi birlikte çözmeye devam etmek demek. Dinlediğiniz için teşekkür ederim."



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature