Megalodonlar, büyük beyaz köpekbalıkları yüzünden mi yok oldu?

Gerçeği izotop incelemesi ortaya çıkardı

Megalodonlar popüler kültüre sık sık konu oluyor (Wikimedia/Karen Carr)
Megalodonlar popüler kültüre sık sık konu oluyor (Wikimedia/Karen Carr)
TT

Megalodonlar, büyük beyaz köpekbalıkları yüzünden mi yok oldu?

Megalodonlar popüler kültüre sık sık konu oluyor (Wikimedia/Karen Carr)
Megalodonlar popüler kültüre sık sık konu oluyor (Wikimedia/Karen Carr)

Okyanuslara 20 milyon yıl önce korku salan ve neslinin neden tükendiği bilim camiasında tartışma konusu olan megalodonlarla (Otodus megalodon) ilgili bir araştırma yapıldı.
Saygın bilim dergisi Nature Communications'ta dün yayımlanan araştırmaya göre, megalodonlar ve büyük beyaz köpekbalıkları aynı tür hayvanları avlıyordu.
Bu kanıt, büyük beyaz köpekbalıklarının, megalodonların ortadan kalkmasında bir faktör olabileceği teorisini destekliyor.
Uzmanlar, ikonik köpekbalığı megalodonların 20 metre uzunluğa ulaşabildiğini düşünüyor. Bugün yaşayan en büyük beyaz köpekbalıklarının uzunluğuysa 6 metre.
Almanya'daki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nün yönettiği uluslararası bir ekip, çalışmalarında yeni bir teknikten yararlandı.
Hayvanların, besin zincirinin neresinde olduğunu görmek için soyu tükenmiş 13 köpekbalığının ve hala hayatta olan 20 köpekbalığının dişlerindeki çinko izotopları analiz edildi.
Bu izotop oranları, köpekbalıklarının tükettiği hayvansal maddelerin türünü gösterebiliyor.
Bulgular, iki köpekbalığı türünün de aynı tür hayvanları avladığını ortaya koydu.  
Makalenin başyazarı Jeremy McCormack, "Son derece ilginç. Büyüklükleri çok farklı. Ama bu, av türlerinde bir benzerlik olduğu anlamına geliyor" diye konuştu.
Öte yandan bilim insanları, megalodonların, büyük beyaz köpekbalıklarını avlama ihtimalini göz ardı edemeyeceklerini söyledi. Zira Chubutensis megalodon adlı, Otodus megalodonun yakın bir akrabasının, analiz edilen bütün hayvanlardan daha düşük izotop değerleri vardı. Bu, Chubutensis megaladon'un besin zincirinde üst sıralarda yer aldığını gösteriyor.
Ayrıca besin zincirinde yan yana yer alsalar da iki tür de farklı avlarda uzmanlaşmış olabilir. Bu, iki hayvan arasında doğrudan rekabet olmadığı anlamına geliyor.
Ancak uzmanlara göre megalodon ve büyük beyaz köpekbalıkları arasında yine de biraz rekabet vardı.
Araştırma ekibinde yer alan jeokimyager Michael Griffiths şöyle konuştu:
"Megalodonlar, bugünkü büyük beyaz köpekbalıkları gibi muhtemelen büyük balıklarla beslendi. Ancak daha küçük boyutta olan büyük beyaz köpekbalıkları muhtemelen megalodonlar kadar fazla yemeğe ihtiyaç duymadı. Bu nedenle benzer avlarla beslenseler de rekabet avantajına sahiplerdi."
Independent Türkçe, CNN International, New York Times



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news