Tiananmen Katliamı'nın 33. yıldönümü: Hong Kong'da öğrenciler kampüse "demokrasi tanrıçası" heykelcikleri saklıyor

Heykellerin yanında "Onu eve götür ve ardındaki anlamı unutma!" notu yer alıyor

1989'da Tiananmen Meydanı'nda öğrencilerin taşıdığı demokrasi sembolünden esinlenilen orijinal heykelde "tanrıça" bir elinde yanan meşale, diğerindeyse kitap tutarken tasvir ediliyor (Instagram/Finding_manneoi)
1989'da Tiananmen Meydanı'nda öğrencilerin taşıdığı demokrasi sembolünden esinlenilen orijinal heykelde "tanrıça" bir elinde yanan meşale, diğerindeyse kitap tutarken tasvir ediliyor (Instagram/Finding_manneoi)
TT

Tiananmen Katliamı'nın 33. yıldönümü: Hong Kong'da öğrenciler kampüse "demokrasi tanrıçası" heykelcikleri saklıyor

1989'da Tiananmen Meydanı'nda öğrencilerin taşıdığı demokrasi sembolünden esinlenilen orijinal heykelde "tanrıça" bir elinde yanan meşale, diğerindeyse kitap tutarken tasvir ediliyor (Instagram/Finding_manneoi)
1989'da Tiananmen Meydanı'nda öğrencilerin taşıdığı demokrasi sembolünden esinlenilen orijinal heykelde "tanrıça" bir elinde yanan meşale, diğerindeyse kitap tutarken tasvir ediliyor (Instagram/Finding_manneoi)

Hong Kong Çin Üniversitesi (CUHK) öğrencileri, 1989 Tiananmen Meydanı katliamını anmak amacıyla "Demokrasi Tanrıçası"nın 10 santimlik heykelciklerini kampüs genelinde saklıyor.
Sadece birkaç ay önce üniversite yetkilileri gerçek boyuttaki orijinal heykeli kampüsten kaldırmıştı.
The Independent'ın haberine göre, birkaç üniversite öğrencisi bu hafta CUHK kampüsünde tanrıçanın 3D yazıcıyla üretilmiş modellerini buldu. Kampüs bugün 1989'daki katliamın 33. yıldönümünü anacak.
Tanrıçanın Kantonca adının Latin alfabesiyle yazılmış haline ithafen "finding_manneoi" (Manneoi'yi bulmak) rumuzlu bir Instagram hesabı, heykelciğin kampüs alanındaki modellerinin keşfedilmesini kayıt altına almaya başladı. 
Tanrıça heykelciği
Kampüs bugün 4 Haziran 1989 katliamının 33. yıldönümünü anacak (Instagram/ finding_manneoi)
Modeller birçok yerin yanı sıra bazı durumlarda bir otomatın yanında ve asıl yerinin yakınında bulundu.
Heykelcikleri üretip saklayan isimsiz organizatörlere göre, perşembe günü itibarıyla bu minyatürlerden şimdiye kadar en az 9 tane üretildi.
31 Mayıs'tan 5 Haziran'a kadar her gün kampüsün köşelerine üçer heykel saklanacağını söylediler.
Instagram hesabında heykellerin yanında "Onu eve götür ve ardındaki anlamı unutma!" yazan bir not bulunduğu gösterildi.
Hesabın şimdiden binden fazla takipçisi var.
Tiananmen Kapısı
Çinli güvenlik görevlisi Büyük Halk Salonu yakınındaki Tiananmen Kapısı'nda nöbet tutuyor (AP)
1989'da Tiananmen Meydanı'nda öğrencilerin taşıdığı demokrasi sembolünden esinlenilen orijinal heykelde tanrıça bir elinde yanan meşale, diğerindeyse kitap tutarken tasvir ediliyor.
Hong Kong Free Press'in haberine göre heykelleri "bir tür isyan" olarak nitelendiren öğrenci organizatörlerden biri, Çin üniversitesinin "heykeli öğrencilerinden çaldığını ve bu yüzden heykelin kendi versiyonlarını yapıp yerine koymaya karar verdiklerini" söyledi.

"Bizim için Demokrasi Tanrıçası sadece siyasi bir heykel değil, aynı zamanda CUHK'nin bir sembolüdür. Onunla duygusal bağlarımız ve bağlantımız var."
Heykelciklerden birini keşfeden 18 yaşındaki bir öğrenci, bunu Çin'in demokrasi yanlısı aktivistlere yönelik mevcut baskısını anmak için iyi bir yol olarak gördüğünü söyledi.
Söz konusu eylem, Hong Kong'daki yetkililerin protestolara karşı harekete geçme tehdidinde bulunduğu bir dönemde gerçekleştiriliyor.
Hong Kong polisi cumartesi günü "izinsiz toplanacak" kişilere "aşırılık yanlısı" davranışlara yönelmemeleri uyarısı yapmıştı.



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.