Fed, yüksek enflasyonun kalıcı hale gelme korkusuna karşı sıkılaşma patikasında ilerliyor

Kovid-19 salgınının ekonomik etkilerine karşı aldığı destekleyici önlemleri peyderpey sonlandıran Fed, varlık alımlarının azaltılması ve faiz oranlarının artırılmasının ardından bilanço küçültmesine başladı.

AA
AA
TT

Fed, yüksek enflasyonun kalıcı hale gelme korkusuna karşı sıkılaşma patikasında ilerliyor

AA
AA

ABD'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başladığı dönemde ekonomiyi desteklemek için parasal genişleme başlatan ABD Merkez Bankası (Fed), resesyon kaygılarına rağmen yükselen enflasyonla mücadele için parasal sıkılaşma yolundaki ilerleyişini sürdürüyor.
Kovid-19 salgınının ekonomik etkilerine karşı aldığı destekleyici önlemleri peyderpey sonlandıran Fed, varlık alımlarını azaltmasının ve faiz oranlarını artırmasının ardından para politikası normalleşmesinde bilanço küçültme evresine geçti.
Salgın döneminde başlatılan parasal gevşeme sonucu büyüyen bilançosunun boyutunda daralmaya gidecek Fed, vadesi gelen tahvil ve kağıtları, bunları çıkaran kurumlara iade ederek parasını piyasadan toplayacak.

Bilanço küçülmesinin 2-3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor
Fed'in bilanço boyutunu küçültme planına göre, ilk etapta hazine tahvillerinde aylık 30 milyar dolar ve ipoteğe (mortgage) dayalı menkul kıymetlerde 17,5 milyar dolar azalmaya gidilecek. Böylece bankanın bilanço büyüklüğü toplamda aylık 47,5 milyar dolar azaltılacak.
Fed, ilk 3 ayın ardından ise eylül itibarıyla bilanço küçültmede aylık miktarı hazine tahvilleri için 60 milyar dolar ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler için 35 milyar dolar olmak üzere toplam 95 milyar dolara çıkaracak.
Sürecin ne kadar süreceği bilinmezken, Fed'in bilançosundaki küçülmenin 2-3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Para arzı azaltılarak yükselen enflasyonun önü kesilecek
Bilanço küçültme planıyla tahvil ve benzeri kağıtlar her ay vadesi doldukça çıkaran kuruma iade edilecek ve parası alınacak.
Fed, elinde tuttuğu vadesi gelen tahvil ve kağıtların bankanın bilançosunu terk etmesine izin verecek.
Banka sadece para politikasının etkin ve verimli bir şekilde uygulanmasını sağlamak için yeterli miktarda tahvil ve kağıdı elinde tutacak.
Böylece, piyasadaki fazla parayı çekecek banka, para arzının azalmasıyla enflasyonun kontrolsüz hızlanışının önünü kesecek.

2017-2019 dönemindeki bilanço küçültmesine benziyor
Bu yaklaşımın Fed'in 2017 ve 2019 yılları arasında bilanço boyutunu küçültmek için kullandığı yaklaşıma benzer olduğu belirtiliyor.
Buna karşın bilanço normalleşmesinin bu sefer daha erken başladığı dikkati çekerken, erken ve hızlı bilanço normalleşmesinin iki farkı olduğuna işaret ediliyor.
Birincisi, Fed'in bilançosu bu sefer yaklaşık 2 kat daha büyük, bu durum ekonomide başka bir şok olması durumunda politika yapıcıların alımları tekrar kullanmak için politika alanına sahip olacağından emin olmak için varlıkların hızla azaltılmasının istendiğini gösteriyor.
İkincisi, ekonomi 2017'de olduğundan daha güçlü ve enflasyon çok daha yüksek seviyede bulunuyor ve bu da finansal koşulları daha hızlı sıkılaştırmayı uygun kılıyor.
Bununla birlikte, bilanço normalleşmesine yönelik daha agresif yaklaşımın Fed için potansiyel riskleri artırdığı belirtiliyor.

Ekonomik görünüme yönelik belirsizlik endişeye neden oluyor
Salgınla ilgili mali teşviklerin etkilerinin azalması, yurt dışındaki zayıf büyüme veya Ukrayna'daki savaşla ilgili belirsizlik nedeniyle finansal koşulların kötüleşebileceği kaydediliyor.
Bilanço normalleşmesinin finansal piyasalar ve ekonomi üzerinde aşırı etkileri olması halinde ise Fed'in buna faiz oranlarını kademeli olarak yükselterek yanıt verebileceği belirtiliyor.
Fed, ekonomik veya finansal koşulların değişmesi durumunda normalleşme planlarını değiştirebileceğini vurguluyor. Ancak bu tür ayarlamalar Fed'in bilançosu hakkında iletişim kurmak için önemli ölçüde zaman ve çaba harcaması gerekeceği anlamına geliyor.
Ekonomik görünüm ve finansal piyasaların dayanıklılığı konusundaki büyük belirsizlik normalleşmenin sorunsuz gitmeyebileceğine yönelik endişeleri doğuruyor.

Kovid-19 kriziyle parasal genişleme başlamıştı
Fed, Kovid-19 salgınının başlamasının ardından Mart 2020'de politika faizini yüzde 0-0,25 aralığına çekerek salgın nedeniyle artan işsizliği kontrol etmek amacıyla parasal genişleme başlatmıştı.
Söz konusu dönemde banka, piyasaların sorunsuz işleyişini sağlamak ve uygun finansal koşullar oluşturarak hanehalkı ve işletmelere kredi akışını desteklemek için Hazine tahvili ile ipoteğe dayalı menkul kıymetleri satın almaya başlamıştı.
Küresel ekonomiyi sert bir şekilde vuran Kovid-19 şokuna yanıt olarak gerçekleştirilen bu satın almalar, finansal piyasadaki bir dizi gerilimin giderilmesine yardımcı olmuştu.

2021'in son çeyreğinde parasal sıkılaşma patikasına girilmişti
Hızlı ekonomik toparlanmayla gelen enflasyondaki yükseliş sonucu 2021'in son çeyreğinde Fed'in para politikası tonu değişmeye başlamıştı.
Geçen yıl kasım toplantısıyla varlık alımlarının hızını düşürmeye başlayan Fed, aylık 120 milyar dolarlık varlık alım programında 15 milyar dolarlık azalışa gidileceğini duyurmuştu.
Fed, aralık toplantısında ise varlık alımlarını azaltma hızını artırarak aylık 15 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkarma kararı almıştı.

Bilanço küçültme planı mayıs ayında açıklanmıştı
Varlık alım operasyonunu mart ayında tamamlayarak faiz artışlarına başlayan Fed, 25 baz puan artışla 2018'den bu yana ilk kez faiz artırımına gitme kararı almıştı.
Fed, mayıs toplantısında ise 50 baz puan ile 2000 yılından bu yana en hızlı faiz artışını gerçekleştirmişti.
Faiz oranındaki yarım puanlık artışın yanı sıra banka, salgın sonrası politika normalleşmesinde bir başka adım olan bilanço küçülmesine haziran itibarıyla başlayacağını duyurmuştu.

Parasal sıkılaşma nedir?
Sıkı para politikası, aşırı ısınan ekonomiyi yavaşlatmaya, hızlanan harcamaları kısmaya veya hızla yükselen enflasyonu frenlemeye yönelik bir para politikası.
Bu politikayı izleyen merkez bankaları, para talebini azaltmaya ve ekonomik genişlemenin hızını sınırlamaya çalışır. Sıkı para politikası, faiz oranlarını artırma ve para arzını kısma gibi araçları içerir.
Bilanço daralması da merkez bankasının her ay satın aldığı varlık miktarını azalttığı veya aşamalı olarak sonlandırdığı kontrollü ve sistematik bir para politikası aracı.
Daralmada, Hazine tahvili ve konut kredisine dayalı menkul kıymet alımlarını içeren ve niceliksel gevşeme (parasal genişleme) olarak bilinen tahvil alım programları devreden çıkar.
Fed yetkilileri, ekonominin yeterince toparlandığına inandıklarında, bankanın bilanço büyümesini yavaşlattığı dolayısıyla para arzını azalttığı için para politikası sıkılaşmasının bir yöntemi olan daralmayı uygular.
Parasal sıkılaşma ve parasal genişleme, Fed'in istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmasında kullanılan politika yöntemleri.

Bilanço küçülmesi piyasalar için kötü mü?
Fed, finansal piyasalardan bağımsız olacak şekilde yapılandırıldı.
Borsa, Fed'in politikayı yürürlüğe koyma kararından önce hareket etme eğiliminde ve politika eylemleri piyasaların beklentilerinden farklıysa, Fed politikayı yürürlüğe koyduktan sonra tepki vermeye devam edebilir.
Genel olarak, daralma ekonomiyi soğutmak için tasarlandığından pay piyasaları olumsuz etkilenme eğilimindedir ancak diğer birçok makroekonomik güç piyasaların toparlanmasını etkileyebilir.



Türkiye’nin nisan ayı ihracatı 19,3 milyar dolar oldu

AA
AA
TT

Türkiye’nin nisan ayı ihracatı 19,3 milyar dolar oldu

AA
AA

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ihracatta nisan ayında yaşanan düşüşün kısa süreli ve geçici olduğunu belirterek, "Her şeye rağmen önümüzdeki 8 ayı en iyi şekilde değerlendirerek, 2023’ü ihracatta mümkün olan en iyi performansla tamamlayacağımıza inanıyorum." ifadesini kullandı.
Gültepe, ihracat rakamlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, nisan ayının küresel ve ulusal ölçekli gelişmelerin ihracata olumsuz yansımalarının hissedildiği bir ay olduğunu belirtti.
Genel Ticaret Sistemi (GTS) kayıtlarına göre, nisanı 19,3 milyar dolar ihracatla tamamladıklarını bildiren Gültepe, şunları kaydetti:
"Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,2 eksideyiz. Son 12 aylık ihracatımız yüzde 4,9 artışla 251,7 milyar dolara ulaşırken, ocak-nisan dönemini ise yüzde 3 kayıpla 80,9 milyar dolarla kapattık. Geçen ay ihracatımıza en yüksek katkıyı 2,7 milyar dolarla otomotiv sektörü verdi. İlk beşteki diğer sektörlerimiz 2,4 milyar dolarla kimya, 1,5 milyar dolarla hazır giyim, 1,2 milyar dolarla elektrik elektronik ve 1,1 milyar dolarla çelik şeklinde sıralandı.
Hububat, zeytin ve zeytinyağı, savunma ve havacılık, yaş meyve-sebze, tütün ve fındık ihracatımızda geçen ay artış kaydettik. 14 ilimiz ihracatını artırdı. En çok ihracat yapan ilk 5 ilimiz İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara oldu. Geçen ay bin 449 firmamız ihracat ailesine katıldı. Birim ihracat değerimiz ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,3 artışla 1,56 dolara yükseldi."

"Parite aylar sonra ilk kez ihracata pozitif katkı verdi"
Mustafa Gültepe, nisan ayında 217 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini belirterek, 81 ülkeye ihracatta artış kaydedildiğini aktardı.
Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeleri Almanya, ABD, Irak, İtalya ve İngiltere şeklinde sıralayan Gültepe, Suudi Arabistan ve Kazakistan’a ihracatta dikkati çekici artışlar kaydedildiği belirtti.
Paritenin de uzun bir aradan sonra ihracata pozitif yansıdığını ifade eden Gültepe, "Nisan ayında parite etkisi 152 milyon dolarlık artı değer sağladı. Ancak yıl başından bu yana parite etkisi sebebiyle 972 milyon dolarlık bir kaybımız var." ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin ulusal ve uluslararası gelişmelerin ihracata olumsuz yansımalarını hissettiği bir dönemden geçtiğini kaydeden Gültepe, Avrupa ve ABD gibi küresel pazarlarda devam eden parasal sıkılaşma politikaları nedeniyle talepte durgunluğun devam ettiğini hatırlattı.
Maliyet artışlarının küresel pazarlardaki rekabetçiliği olumsuz etkilediğini vurgulayan Gültepe, şöyle devam etti:
"Maliyet artışları kurdaki artışın çok üzerine çıktı. Bu nedenle rekabetçiliğimizi kaybetmeye başladık. Müşterilerimiz hem bizim fiyat tutturamamamız hem de düşen lojistik fiyatlarının etkisiyle alımlarını rakip ülkelere kaydırmaya başladılar. Her zaman söylediğimiz gibi kurun en az enflasyon kadar artması gerekiyor ki Türk ihracatçısı rekabetçiliğini koruyabilsin. Yoksa pazar kaybetmeye devam ederiz. Kaybettiğimiz müşterileri tekrar kazanmak ise yıllarımızı alabilir."

"Elektrik ve doğalgaz fiyatlarında indirim ihracatçılarımızın elini rahatlattı"
TİM Başkanı Gültepe, elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yıl başından bu yana yapılan indirimlerin, özellikle yüksek enerji kullanan sektörlerde maliyetlerin düşürülmesinde ihracatçının elini rahatlattığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Kahramanmaraş’ta 3 ay önce meydana gelen depremden etkilenen illerimizde de toparlanma büyük bir hızla devam ediyor. Biz de ihracat ailemizin çatı kuruluşu olarak firmalarımızı ticaret ve alım heyetlerinin yanı sıra fuarlar aracılığıyla en doğru alıcıyla buluşturmaya çalışıyoruz.
Dolayısıyla ihracatımızda nisan ayında yaşanan düşüşün kısa süreli ve geçici olduğunu düşünüyoruz. Her şeye rağmen önümüzdeki sekiz ayı en iyi şekilde değerlendirerek Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü kutlayacağımız 2023’ü ihracatta mümkün olan en iyi performansla tamamlayacağımıza inanıyorum."