Carnegie Uluslararası Barış Vakfı: Fransa'nın Afrika politikası tehlikede

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın çalışmasına göre Macron'un kara kıta ülkelerine yönelik vizyonu başarısız oldu

Geçtiğimiz ay Pretorya’da (Güney Afrika'nın başkenti) Fransa'nın Afrika'dan çekilmesi talebiyle Fransa Büyükelçiliği önünde düzenlenen gösteriden bir kare
Geçtiğimiz ay Pretorya’da (Güney Afrika'nın başkenti) Fransa'nın Afrika'dan çekilmesi talebiyle Fransa Büyükelçiliği önünde düzenlenen gösteriden bir kare
TT

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı: Fransa'nın Afrika politikası tehlikede

Geçtiğimiz ay Pretorya’da (Güney Afrika'nın başkenti) Fransa'nın Afrika'dan çekilmesi talebiyle Fransa Büyükelçiliği önünde düzenlenen gösteriden bir kare
Geçtiğimiz ay Pretorya’da (Güney Afrika'nın başkenti) Fransa'nın Afrika'dan çekilmesi talebiyle Fransa Büyükelçiliği önünde düzenlenen gösteriden bir kare

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı (Carnegie Endowment for International Peace) tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan, Fransa'nın Afrika'ya yönelik politikası üzerine özel bir çalışmada, Oxford Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde araştırma görevlisi olan Dr. Corentin Cohen, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, cumhurbaşkanlığı görevine gelmesinden bu yana Fransa ile Afrika arasında eşit bir temelde iletişim kurmayı amaçlasa da, Fransa ve Afrika ülkeleri arasındaki karşılıklı yardımlaşma ve ortaklıklar vizyonunun başarılı olmadığını söyledi.
Batı Afrika, Orta Afrika ve Latin Amerika’nın siyasi ekonomileriyle ilgili çalışmalar yapan Dr. Cohen, Macron'un cumhurbaşkanlığının birinci döneminde ülkesinin Afrika'daki ülkelerle arasındaki diplomatik temaslarını canlandırma girişimine ve bu girişimin bazı yönlerinin Fransızca konuşulan ülkelerdeki Fransız sömürgeciliğinin mirasıyla daha doğrudan ilgilenmeyi amaçladığına işaret etti. Dr. Cohen’e göre Macron ayrıca, Çin gibi Batılı olmayan ülkelerin Afrika kıtasında prestijinin artmasının, Afrika ülkelerine Avrupa'daki ve başka yerlerdeki diğer bazı ülke arasında artan diplomatik rekabetin ortasında ilişkiler kurma konusunda daha büyük bir fırsat sağladığını düşünüyor.
Şarku’l Avsat’ın Alman Haber Ajansı DPA’dan aktardığı habere göre, Dr. Cohen, bu stratejiyle Macron'un Fransa halkı ve Afrika ülkelerinin halkları arasında ortaklık ruhuna dayalı daha fazla yardımlaşarak ve daha güçlü ilişkiler kurarak Fransa'nın Afrika ile diplomatik vizyonunu desteklemeye çalıştığını söyledi.
Macron’un çabaları bu ilişkilerin canlanması için bir fırsat tanısa da Macron’un yürümek istediği yol umduğu kadar engellerden uzak değildi. Dış politika çevrelerindeki bürokratik atalet ve pürüzler bu politikaların uygulanmasında zaman zaman yavaşlamaya neden olurken Macron’un son seçim kampanyası sırasındaki milliyetçi çağrıları, Fransa’nın rahatsız edici sömürge tarihini gözden geçirme girişimlerini köreltti.
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı’nın Fransızlar ve Afrika ülkeleri halkları arasındaki ekonomik ve güvenlik ilişkilerini daha adil bir şekilde güçlendirme girişimleri beklentileri karşılamadı. Bu da önceki uygulamaların gerçekten terk edileceğini düşünmenin zor olduğunu gösterdi.
Dr. Cohen, Macron'un Fransa'nın Afrika ülkeleriyle ilişkilerine yönelik adımlarının ivmesini korumak için ekibiyle birlikte nelerin iyi yapıldığını ve nelerin geliştirilebileceğini ciddiyetle değerlendirmesi gerektiğini düşünüyor.
Macron, cumhurbaşkanlığının birinci döneminde, geçtiğimiz Kasım ayında Afrika’ya yaptığı diplomatik gezi sırasında neler yaptığını hatırlatan Dr. Cohen, Macron’un Burkina Faso’nun başkenti Vagadugu’da üniversite öğrencileriyle bir araya geldiği panelde kendisinden önceki birçok Fransız cumhurbaşkanının yaptığı gibi Fransa’nın Afrika politikasında sayfayı çevireceğini söylemek yerine çevrilecek bir sayfa olmadığı mesajını gönderdi. Fransa ile Afrika arasında yeni bir ilişkiler döneminin başladığını söyleyen Macron, iki tarafın siyasi ilişkilerini yeniden hayata geçirmeleri ve ortak tarihlerini tanımaları gerektiğini de sözlerine ekledi.
Dr. Cohen, Macron'un hedefine ulaşılmasının önündeki engeller arasında Fransa’nın Sahel’deki askeri güdümlü güvenlik politikasının, radikalizmden arındırmak ve bölgenin sosyo-politik dönüşümlerine uyum sağlamak için etkili yollar geliştirmede başarısız olmasının yer aldığını söyledi.
Macron’un Afrika’daki Fransız politikasının önceki sınırlamalarından yararlanmak zorunda kalacağını düşünen Dr. Cohen, aynı zamanda Fransa ile bir yandan diğer Avrupa ülkeleri diğer yandan Afrika ülkeleri ve toplumları arasında uzun vadeli siyasi ortaklıklar kurma konusunda Fransa'nın 30 Haziran’da sona erecek olan Avrupa Birliği (AB) Konseyi başkanlığından yararlanabileceğine inanıyor.
Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, kapitalizmi yeniden formüle etme sözlerini tutabilirler. Fransa, Afrika ülkelerinin nakit kapasitelerini artırmalarına yardımcı olabilir. Paris, yatırımları ve yardımları artırmanın yanı sıra Afrika ülkelerini her yıl 50 milyar ile 80 milyar dolar arasında değişen miktardaki bir gelirden mahrum bırakan yolsuzluk ve vergi kaçakçılığı konusunda gerçek bir diyalog başlatılmasını destekleyebilir.
Macron, Kovid-19 aşılarının Avrupa ile Afrika arasında yeni bir ortaklığın sembolü olacağının sözünü verdi, ancak bu gerçekleşmedi. Yine de kamu mallarına erişim, artan halk sağlığı yardımları, patentler ve araştırma kapasitelerinde daha fazla açıklık, ileriye dönük iş birliği için kilit alanlar olabilir.
Fransa, öğrencileri Afrika'da okumak ve çalışmak için kıtada ortaklıklar geliştirmek amacıyla AB’deki diğer eski sömürgeci ülkeleri de aynını yapmaya teşvik edebilir. Çalışmasının sonlandıran Dr. Cohen, Macron'un görevdeki ikinci döneminin Fransa'nın Afrika ülkeleriyle diplomatik ilişkilerini yeniden düzenlemek için uygun bir fırsat olduğunu söylüyor.
Macron, geçmişteki hataları telafi etmeyi istediğini açıkça göstermiş olsa da, politika hırslarının bazı yönleri, modası geçmiş iletişim yaklaşımlarına saplanmış durumda.  Bundan sonra hangi yaklaşımların işe yaradığını ve hangilerinin yaramadığını belirlemek, Fransa'nın Afrika ülkeleri için eşit bir temelde ortaklıklar ve karşılıklı çıkarlar elde etmek için güçlü etkisini kullanmasını sağlama yolunda önemli bir adımdır.



Uluslararası Ceza Mahkemesi el Faşir'deki olayları soruşturuyor

Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi el Faşir'deki olayları soruşturuyor

Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcıları dün, Sudan'da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Batı Sudan'ın Darfur bölgesindeki son ordu kalesi olan el Faşir'in kontrolünü ele geçirmesinin ardından, bazıları savaş suçu teşkil edebilecek toplu katliam ve tecavüz iddialarına ilişkin kanıt topladıklarını açıkladı.

UCM, BM Güvenlik Konseyi'nin 2023'te başlayan iç savaştan çok önce, davayı ilk kez gündeme getirdiği 2005 yılından bu yana Darfur'da işlenen soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suç iddialarını araştırıyor.

Savcıların yaptıkları açıklamada, "Devam eden soruşturma kapsamında, ofisimiz el Faşir'deki iddia edilen suçlarla ilgili olarak gelecekteki kovuşturmalarda kullanılmak üzere ilgili delilleri korumak ve toplamak amacıyla acil adımlar atıyor" denildi. Uzmanlar ise bildirilen şiddetin Darfur'daki önceki olayların izlerini taşıdığını ifade etti.


Trump: Nijerya'daki Hristiyanlar 'varoluşsal bir tehdit' ile karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Trump: Nijerya'daki Hristiyanlar 'varoluşsal bir tehdit' ile karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün sağcı siyasi müttefiklerinin "Hristiyanlara yönelik soykırım" iddialarını desteklemesi üzerine, Nijerya'daki Hristiyanların "varoluşsal bir tehdit" ile karşı karşıya olduğu konusunda uyardı.

Son aylarda, Nijerya'daki "Hristiyan soykırımı" ve "zulüm" hakkındaki sosyal medya paylaşımları, ABD ve Avrupa'daki aşırı sağcılar arasında yankı buldu.

Afrika'nın en kalabalık ülkesi, uzmanların hem Hristiyanların hem de Müslümanların ayrım gözetmeksizin öldürülmesine yol açtığını söylediği çatışmalarla boğuşuyor.

Ancak Trump'a göre, "Hristiyanlık Nijerya'da varoluşsal bir tehditle karşı karşıya."

Cumhuriyetçi başkan, Truth Social platformunda yaptığı bir paylaşımda, iddialarını destekleyecek herhangi bir kanıt sunmadan, "binlerce Hristiyan öldürülüyor ve bu toplu katliamdan aşırılık yanlıları sorumlu" ifadelerini kullandı.

Trump, Nijerya'yı Dışişleri Bakanlığı'nın "din özgürlüğünü ciddi şekilde ihlal eden" ülkeler için kullandığı "özellikle endişe verici ülke" olarak nitelendirdiğini de ifade etti.

Nijerya, çoğunluğu Müslüman olan kuzey ve çoğunluğu Hristiyan olan güney arasında neredeyse eşit olarak bölünmüştür.

Kuzeydoğu, 15 yıldan uzun süredir Boko Haram'ın elinde şiddet olaylarına maruz kalmış, bu da 40 binden fazla kişinin ölümüne ve iki milyon kişinin yerinden edilmesine yol açmıştır.

Kuzeybatıda, "haydut" olarak bilinen çeteler köylere baskın düzenleyerek bölge sakinlerini öldürüp kaçırmaktadır.

Orta Nijerya ayrıca, çoğunluğu Müslüman olan çobanlar ile Hristiyan çiftçiler arasında sık sık çatışmalara sahne olmaktadır. Bu da şiddete dini bir boyut kazandırmaktadır. Ancak uzmanlar, toprak anlaşmazlıklarının temel olarak nüfus artışından kaynaklandığını belirtmekteler.

Trump'ın Arap ve Afrika işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ekim ayı ortasında, "Boko Haram ve DEAŞ, Hristiyanlardan daha fazla Müslüman öldürüyor" demişti.

Şarku’l Avsat’ın ACLED Kriz İzleme Merkezi'nden aktardığına göre veriler, 2020-2025 yılları arasında Hristiyanları hedef alan en az 389 şiddet olayı yaşandığını ve bunlardan en az 318'inin öldüğünü gösteriyor.

Aynı dönemde Müslümanlara yönelik 197 şiddet saldırısı, 400'den fazla kişinin ölümüne yol açtı.

Trump'ın açıklamaları, lobi gruplarının Nijeryalı ayrılıkçıların davasını aktif olarak desteklediği bir dönemde geldi.

Yabancı lobi şirketlerini düzenleyen kurallar kapsamında yayınlanan belgelere göre sürgündeki Biafra Cumhuriyeti hükümetini temsil eden Moran Global Strategies, mart ayında ABD Kongre üyelerine Nijerya'daki "Hristiyanlara yönelik zulüm" konusunda uyarıda bulunan bir mektup yazdı.

Biafra, 1967'de bağımsızlığını ilan eden ve 1970'e kadar süren kanlı bir iç savaşı başlatan, doğu Nijerya'da kısa ömürlü bir ayrılıkçı devletin adıydı.


Yemen, Husilere gelişmiş kimyasal sevkiyatını engelledi

Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
TT

Yemen, Husilere gelişmiş kimyasal sevkiyatını engelledi

Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)

Yemen Ulusal Direniş Güçleri, Donanma, İstihbarat Birimi ve Sahil Güvenlik ile iş birliği yaparak, Bab el-Mendeb Boğazı'ndaki Husilere gelişmiş kimyasal ve askeri teçhizat sevkiyatını engelledi.

Isıya dayanıklılık ve füze ve insansız hava aracı (İHA) yapılarının yalıtımında kullanılan "fenol + formaldehit" adlı bir polimer bileşiğinden 24 varil ve radar izlerini azaltmak için kullanılan türevleri ele geçirdiler. Ayrıca, koruyucu giysiler, maskeler ve diğer askeri teçhizata da el koydular; bu gelişme, Husi kontrolündeki bölgelerde askeri üretim atölyelerinin varlığını gösteriyor.

Yemen askeri medyası, ortak bir devriyenin, İran Devrim Muhafızları tarafından işletilen kaçakçılık şebekeleriyle bağlantılı olduğundan şüphelenilen ahşap bir tekne hakkında kesin istihbarat aldığını bildirdi. Devriye, tekneyi durdurdu ve kargonun inceleme ve soruşturulması için güvenli bir yere çekti.

Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani, operasyonun "İran'ın Yemen'deki projesine bir darbe daha" olduğunu ve Devrim Muhafızları'nın bölge güvenliğini tehdit eden askeri teçhizat kaçakçılığına karıştığının kanıtı olduğunu belirtti.