Fas'ta çok sayıda tekke ve türbe bulunur. Bir velinin ya da türbenin olmadığı bir şehir ya da köy yok denecek kadar azdır. Halkın din tasavvurunda veliler, peygamberlerin mirasçıları olarak kabul edilir. İnsanlara göre onlar, hayatlarında bazı kerametlere mazhar olan ve ölümlerinden sonra bile nu kerametlerinin etkisi devam eden kişilerdir. Bu yüzden onlardan bir medet umarak ihtiyaçlarını gidermelerini ve kendileriyle Yaratıcıları arasında aracı olmalarını isteyenler vardır.
Fas’ın dini, siyasi ve toplumsal tarihinde her zaman önemli bir rol oynayan tekkeler, bireysel tasavvuftan daha örgütsel ve daha etkili olan kurumsal tasavvuf çerçevesine girer. Tekkelerin oluşmasının temelinde ise, saygınlıkları, iktidar ile ilişkileri ve bireylere karşı oynadıkları rollerin yanı sıra özellikle tekkenin şeyhinin Ehl-i Beyt'in soyundan gelmesi yatar.
Tarihte tekkenin iktidar ile olan ilişkisi, iktidara karşı çıkmak ile onun zulmünden saklanmak için bir sığınak rolü oynamak ya da iktidarla ittifak yapmak arasında değişmekteydi. Fransa ve İspanya’nın sömürgecilikleri karşısında da güçlü bir rolleri vardı. Bugün ise tasavvuf, dini radikalizme ve siyasal İslamcı hareketlere karşı bir cephe sunuyor.
Tekkeler geçmişte önemli sosyal roller oynadı. Dini rolünün ve müritleri kendisine çekmesinin yanı sıra sadaka vermekle, yoksulları, düşkünleri ve yolcuları doyurmakla ve hacıların Hicaz'a yolculuklarını kolaylaştırmakla ilgilenirdi.
Ancak rolleri bunlarla sınırlı değildi. Görevleri ‘Allah için cihada’, sömürgeciye karşı koymaya, aşiretleri birleştirmeye ve mücahitleri harekete geçirmeye kadar genişledi. Bazı tekkeler, siyasi gücün zayıflığından yararlandı. Marinid ve Vattasid hanedanlıklarının çöküşünde olduğu gibi, devlet içinde genişlediler ve daha sonra Sadi hanedanı gibi bazı hanedanların siyasi istikrarında önemli bir rol oynadılar. Özellikle Cizuli tekkesi, Sadi hanedanlığının üzerine kurulduğu ideolojik çerçeveyi oluşturuyordu.
Tekkeler, asil bir soydan gelmenin ve cihadın yanı sıra özellikle muvahhidler döneminde şeyhlerin mürit çekmek için manevi ve münzevi güvenilirliği önemsemelerinden dolayı savunmacı ve cihatçı bağlar kurmayı amaçlayan tasavvuf düşüncesine dayanıyordu. Ardından tekkeler, şu an iktidarda olan Alevî (Filâlî) hanedanı (Fas kraliyet ailesi) ile devam eden tasavvufun şerefli soyu ile ittifakını güçlenecektir.
Alevî hanedanı her zaman destekleyen, aynı zamanda dini meşruiyete, şerefli köklere ve Ehl-i Beyt’e bağlılığa dayanan belirgin bir dini ve siyasi sembolizmi olan tekkelerin halen güçlü bir nüfuzu var. Ancak tekkelerin rolleri bugün değişmiş halde. Artık siyasi ya da cihatçı bir rol üstlenmiyorlar. Ayrıca rolleri yasalarla düzenlenmiş ve sınırları belirlenmiş durumda. Tekkeler, artık sadece inziva, zikir ve duanın yanı sıra medet ve şifa arayanların ihtiyaçlarının karşılandığı yer olmaktan ibaretler.
Günümüzde tekkeler, özellikle tasavvufi dindarlık, iktidarı rahatsız etmediği ve iktidar için herhangi bir endişe kaynağı olmadıklarından dini ve siyasi dengenin sağlanmasında önemli bir role sahipler. Bunu fark eden iktidar, dini alanı merkezileştirmeye odaklandı. Tasavvuf ve Maliki düşünce ekolüne dayalı geleneksel dindarlığı desteklemekle ve tekkelere bağışlar ve hediyelerle desteklenmesiyle ilgilendi. Özellikle dini faaliyetlerinin güvenilir olmasını güvence altına aldı. Zaman içinde, özellikle 1990’lı yıllarda Selefi akımın ve siyasal İslamcı hareketlerinin yayılmasıyla birlikte ortadan tasavvufi tarikatları yeniden canlandırmaya çalıştı. Bu durum iktidarın, devletin büyük ölçüde başardığı, bir başkası karşısında dini güçleri kullanma stratejisini benimsemesini sağladı. Böylece tekkeler, iktidarın geleneksel bir müttefiki haline geldi.
Fas’ta dini alanın yeniden canlandırılması ve düzenlenmesi ile görevli bakanlık olan Vakıflar ve İslami İşler Bakanlığı'nın başına da tasavvuf tarikatlarından birine mensup bir isim atandı. Devletin tasavvufa ve tekkelere olan ilgisi medya düzeyinde, televizyon ve radyo kanallarının tasavvufu, tekkeleri ve türbeleri tanıtan, Sünni tasavvufunu açıklayan ve tarihini anlatan programları yayınlamalarıyla görülebiliyor.
Buradan tasavvuf ve zaviyelerin bugün Fas’ın dini sisteminin önemli bir parçası olduğu ve dini kimliğin en önemli belirleyicileri arasında yer aldığı söylenebilir. Eğer devlet tekkeleri dini değerleri yeniden üretmeye çalışan dini kurumlar olarak tanırsa, bütçeler tahsis eder, şeyhlerini tayin eder, tekkelere bir takım imtiyazlar verir. Bununla birlikte nüfuzunu, hareketlerini, ilişkilerini, gücünün artmamasını sağlayacak şekilde kontrol altında tutar. Fas'ta devlet, özellikle radikalizm ve şiddetten uzak ılımlı İslam'a yönelen bir dini alanı kontrol ettiği için geleneksel dini kurumları etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Tekkeler, devletin bu amacını iyi bir şekilde kavramış durumdalar. Dolayısıyla devletle ilişkilerini, meşruiyet ya da beka gibi çıkarları, ayrıcalıkları ve sembolik mübadeleyi koruma çerçevesinde sürdürüyorlar. Bu da siyasi kaygılardan uzak bireylerin dini ve manevi oluşumuna odaklanmalarını sağlıyor.
Tekkelere yakınlık duyanlar, tekkeler daha önce Fas'taki yoksul ve ötekileştirilmiş kesimler için sosyal bir sığınak rolü oynamış olsalar da yoksul gruplar veya sınırlı eğitim düzeyine sahip kişilerle sınırlı değildir. Bugün tekkelerin müritleri arasında zenginler, aydınlar, akademisyenler, siyasi seçkinler ve diğer elitler dahil olmak üzere tüm sosyal sınıflardan ve gruplardan insanlar vardır.
Fas’taki tekkeler, iktidarın bugün bazı Afrika ülkeleriyle diplomatik ilişkileri güçlendirmesinde önemli bir rol oynayan ve ‘manevi diplomasi’ olarak bilinen paralel çabalar çerçevesinde Kuzey Afrika'da tasavvufun yayılmasında önemli rollere sahipti. Fas devleti, Kuzey Afrika’da bu manevi mirası bir dizi ülke ile hayati stratejik ortaklıklar kurmak için kullandı. Kadiriye Tarikatı, Nijer, Etiyopya ve Zambiya havzasına ulaşan en önemli yollardan biriydi. Aynı şekilde Ticani Tarikatı, devlet içinde maneviyatın ötesinde sosyal, ekonomik ve politik bir güce ve nüfuza sahip olduğu Senegal gibi Cezayir ve Fas dışındaki Afrika ülkelerinde güçlenmiştir.
Tekkelerin nüfuzu, dünyanın çeşitli ülkelerine yayıldıkları ve maneviyatları gereği Batılı müritleri kendine çektiği için Afrika ülkeleriyle sınırlı değildir. Fas'ın doğusunda yer alan Budişişiye tarikatı, Fas'ın içinden ve dışından binlerce kişi tarafından takip ediliyor. Bugün tekkede yabancıların dolaşması olağan bir durum haline gelmiştir.
Son olarak Fas'ın farklı dini akımların devreye girmesiyle yaşadığı dönüşümlerin, tekkelerin halen güçlü bir şekilde var olmaları ve siyasetten uzak durmaları nedeniyle statülerinde önemli bir düşüşe yol açmadığını belirtmek gerekir. Tekkeler, devletin mezhep önceliklerini belirlemesi doğrultusunda Eşariliğe, Malikiliğe ve Sünni tasavvufa dayalı olarak dini alanı korumak ve dinin siyaset ve devletle ilişkisini kontrol etmek için bir emniyet valfi görevi görür.
Tekkeler ve modern Fas'ta halk dindarlığının devam etmesindeki rolleri

Tekkeler ve modern Fas'ta halk dindarlığının devam etmesindeki rolleri

لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة