Sudan’ın doğusundaki protestolarda limana giden yollar kapatıldı

Hartum protesto gösterilerine sahne oldu. (EPA)
Hartum protesto gösterilerine sahne oldu. (EPA)
TT

Sudan’ın doğusundaki protestolarda limana giden yollar kapatıldı

Hartum protesto gösterilerine sahne oldu. (EPA)
Hartum protesto gösterilerine sahne oldu. (EPA)

Sudan’ın kıyı kenti Port Sudan’da onlarca gösterici, Kızıldeniz’e açılan kapı olan Port Sudan Limanı’na giden yolları kapadı.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre göstericiler, Sudan hükümetinin Ekim 2020’de imzalanan Cuba Barış Anlaşması’nı protesto ediyor.
Bölgedeki yerel Bica (Beja) halkı, anlaşmada ülkenin Doğu Bölgesi’yle ilgili çizilen yol haritasında kendilerinin temsil edilmediğini öne sürmüştü.
Ülkenin doğusunda bulunan diğer kabileler ise anlaşmayı destekliyor ve iptal edilmemesini istiyor.
Bica kabilesi, anlaşmaya karşı olduklarını göstermek için geçen eylül ayında limanı 6 haftalığına kapatmıştı. Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan’ın iktidarı ele geçirmesinin ardından kabile, hükümete krizi çözmesi için süre tanımıştı.
Yüzlerce protestocu geçtiğimiz haftadan bu yana eyalet valisinin görevden alınmas talebiyle oturma eylemi düzenliyor.

Limanların kapatılması ülkedeki yakıt ve buğday stokları üzerinde ciddi etkilere neden olmuş ve dönemin başbakanı Abdullah Hamduk üzerinde baskı oluşturmuştu.
Kabile üyelerinden oluşan bir komisyon, ‘ulusal yol ve limanları kapatma niyetinde olmadıklarını’ duyurmuştu.
Bica Konseyi Sözcüsü Abdullah Obşar, AFP’ye verdiği demeçte, “30’dan fazla polis aracı geldi. Güvenlik Konseyi oturma eylemimizi dağıtmak istiyor ancak buradan ayrılmayacağız” dedi.
Sudan Egemenlik Konseyi geçtiğimiz yılın sonunda, barış anlaşmasında ülkenin doğusu ile ilgili olan kısmı bölge sakinleri ile uzlaşana kadar askıya aldığını duyurmuştu.
Sudan’da darbeden bu yana ynetim ve ekonomik alanlarında ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi, başkent ve diğer şehirlerde gösteri düzenleyen binlerce Sudanlıdan 99’ununyaşamını yitirdiğini ve yüzlerce kişinin yaralandığını bildirerek ‘katillerden hesap sorulmasını’ talep etmişti.
Birleşmiş Milletler (BM) ve Afrika Birliği de darbenin ardından, Sudan’da ‘siyasi ve güvenlik alanlarının çökmemesi için siyasi diyalog çağrısında’ bulunmuştu.
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri ise siyasi diyaloga katılmayı reddettiklerini duyurmuştu.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.