Irak Başbakanı Kazımi: Suudi Arabistan ve İran dahil olmak üzere 5 ülke arasındaki diyaloğa ev sahipliği yapıyoruz

Irak 5 ülke arasında yürütülen diyalog görüşmelerine ev sahipliği yapıyor.

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (Reuters)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (Reuters)
TT

Irak Başbakanı Kazımi: Suudi Arabistan ve İran dahil olmak üzere 5 ülke arasındaki diyaloğa ev sahipliği yapıyoruz

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (Reuters)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (Reuters)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, ülkesinin Suudi Arabistan ve İran dahil olmak üzere 5 ülke arasındaki diyalog görüşmelerine ev sahipliği yaptığını belirtti. Irak toprakları üzerinde diyalog yürüten diğer üç ülkenin adını açıklamayı reddeden Kazımi, Riyad ve Tahran arasında devam eden diyalogda iyi bir mesafe kaydedildiğini söyledi.
Başbakan Kazımi, aralarında Şarku’l Avsat muhabirinin de olduğu sınırlı sayıda gazeteciye gündemdeki konularla ilgili açıklamalarda bulundu.
“Irak, bölgede merkezi bir ülke. Bu nedenle önemli bir rol oynayabilir. Fakat ortada bir güven krizi var. Bunu aşmaya çalışıyoruz ve bunu büyük ölçüde başardık” diyen Kazımi, bu görüşünü desteklemek için bazı ülkelerin başkent Bağdat’ta yürüttüğü diyalog görüşmelerinin yanı sıra son iki gün içinde Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi’nin Irak’ı ziyaretlerine işaret etti. Başbakan Kazımi, “İran-Suudi Arabistan diyaloğu iyi bir mesafe katetti. Çok yakın zamanda iyi haberler bekliyoruz. Irak bölgedeki gerilimleri azaltmayı büyük ölçüde başardı. Bu son derece önemli bir konu” dedi.
Çölleşme sorununun iyileştirilmesiyle ilgili çalışmalara değinen Kazımi, “Irak Yeşil Ortadoğu Projesi’nin bir parçası. Nitekim 60 milyar ağaç dikeceğiz. Suudi Arabistan Krallığı bu ağaçları çölleşme, su ve iklim kriziyle mücadele etmesi için Irak’a hibe etti. Irak’taki su ve iklim krizi geçmiş dönemlerde iyi bir şekilde çözülmedi. Bu da bu alanda ilave çaba göstermeyi gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
İsim vermeden bazı çevreleri hükümet çalışmalarını baltalamaya çalışmakla suçlayan Kazımi, “Bazı çevreler hükümetin hanesine hiçbir başarı yazılmasın diye hükümetin çalışmasını her yoldan baltalamaya çalışıyor. Hükümetin ömrü sadece iki yıl olmasına rağmen sahadaki gerçeklik bunun aksini söylüyor” diye konuştu.
Başkanlığındaki hükümetin olağanüstü koşulların hakim olduğu bir süreçte yalnızca erken seçimleri düzenlemek amacıyla kurulduğunu söyleyen Kazımi, başbakanlık görevini devraldığı dönemde koronavirüsün yanı sıra petrol fiyatlarının çökmüş durumda olduğunu anımsattı. Kazımi, “Başarı faktörlerinin olmamasına rağmen sorumluluğu ve meydan okumayı kabul ettim” dedi.
Başbakan Kazımi, Irak’ta yaşanan siyasi krizle ilgili olarak, “Bizim bir siyasi sorunumuz var ve bu sorun şu anda sıkıntısını çektiğimiz siyasi tıkanıklığa sebep oldu. Fakat bu durum hayal kırıklığını, ümitsiz olmayı ve dövünmeyi gerektirmez. Zira bu, hükümetin çalışmasını ve vatandaşların ruh hallerini etkileyebilir. Bu tıkanıklık için bir çözüm aramak gerekiyor. Devlet tepkilerle yönetilmez. Hükümetim devlet yönetiminde bir vizyona sahip. Zorluklara, sorunlara, bizim başarılı olmamızı istemeyenlere, hükümetin attığı her başarılı adımı engellemek için var gücüyle çalışanlara rağmen çok sayıda proje sunduk” ifadelerini kullandı.
Irak’ın elektrik, su ve temel hizmetler gibi alanlarda sorunları olduğunu kabul eden Kazımi, “Bununla birlikte Irak son iki yıl içinde önemli güvenlik başarıları elde etti. Nitekim güvenlik birimleri onlarca üst düzey terör örgütü mensubunu öldürdü ya da tutukladı. Bu durum terör eylemlerini büyük ölçüde sınırlandırdı. Bu başarılara rağmen güvenlik başarılarına gölge düşürmek amacıyla medyadaki yalan haberleri dolaşıma koymaya veya bu haberlerde abartıya kaçanlar var. Bu başarıların sonuncusu geçtiğimiz Ramazan ayı içinde kaydedildi. Teröristler başkent Bağdat’ta büyük bir eylem hazırlığındaydı. Fakat biz hepsini önlemeyi başardık. Zira geçtiğimiz Ramazan ayı en güvenli aydı” değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin elektrik kesintileriyle ilgili sorunları çözme konusundaki çalışmalarına da değinen Başbakan Kazımi, “Hükümetim gaz ithalatıyla ilgili İran borçlarını ödemeyi üstlenen tek hükümettir. Fakat İran şu anda eski hükümetler dönemine ait borçları istiyor” dedi. Gazla çalışan elektrik istasyonları inşa etme başta olmak üzere elektrik sektöründe uygulanan politikaları sert bir dille eleştiren Kazımi, bu politikaların sektörü yönetme konusunda bir vizyon ve planın olmadığını gösterdiğini belirtti.
Irak Başbakanı konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Ancak bunları aşmak için birden fazla sahada çalıştık. Bunlardan biri de alternatif enerji kullanımı; güneş enerjisi gibi. Buna ek olarak elektrik akım projeleri var. Türkiye’nin yanı sıra Suudi Arabistan Krallığı, Ürdün ve Mısır ile ön anlaşmalarımız var. Bu projelerden bazıları gelecek yıl tamamlanacak.”



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian