Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock koronavirüse yakalandıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3691371/almanya-d%C4%B1%C5%9Fi%C5%9Fleri-bakan%C4%B1-baerbock-koronavir%C3%BCse-yakaland%C4%B1
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock koronavirüse yakalandı
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (AFP)
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yeni tip koronavirüse (Kovid-19)yakalanmasının ardından Pakisyan ziyaretini yarıda kesti.
Tat alma duyusunu kaybeden Baerbock, Pakistan'daki diğer toplantılarını iptal etti.
Alman bakanın, Yunanistan ve Türkiye ziyaretlerini de kapsaması planlanan turunun ilk ayağı Pakistan’da yarıda bırakmak zorunda kaldı.
Pekin, koronavirüs kısıtlamalarından kurtuluyor
Öte yandan, Çin'de başkent Pekin sakinleri kısıtlamaların kaldırılmasını ve restoranların yeniden açılmasını kutladı.
22 milyon nüfusa sahip Pekin’nde, Mayıs ayının başından bu yana koronavirüsle mücadele kapsamında barlar, kafeler, spor salonları ve müzelerin yanı sıra onlarca metro istasyonu kapatıldı.
Bir aylık tecritin kaldırılmasının ardından restorana giden Pekin sakinlerinden Şhen Shunmi “Özellikle uzun süredir dışarı çıkamadığım için gelmeyi çok istiyordum. Her gün dışarıdan yemek siparişi verirdim ya da yemek yapardım. Bu yüzden gerçekten restorana gitmek istedim” ifadelerini kullandı.
Çin, virüsün yayılmasını ve ölümleri sınırlamak için “sıfır Kovid” politikası benimsiyor. Haftalarca başkent sakinleri en az 48 saatte bir PCR'ye zorlandı, binalar kapatıldı ve insanlar karantinaya alındı.
Shunmi, yaşadığı apartman kompleksinde vaka tespit edilmesinin ardından iki hafta karantinaya alındığını söyledi. Daha sonra metro istasyonlarının da kapatıldığını söyleyen Shunmi, “O dönemden beri evdeydim. Başlangıçta evden çalışmayı seviyordum. Ama bir süre sonra gerçekten sıkıcı olmaya başladı” şeklinde konuştu.
Pekin'deki yeni vaka sayısındaki kademeli düşüşle (dün iki vaka açıklandı) yetkililer vatandaşların ofise dönmelerine izin verdi. Okullar 13 Haziran'dan itibaren kademeli olarak yeniden açılacak.
Universal Studios Tema Parkı, 15 Haziran'da kapılarını yeniden açacağını duyurdu. Sinemalar ve spor salonları da şu anda kapasitelerinin yüzde 75'i oranında müşterilerini ağırlıyor. Böylece, Pekin'de vaka kaydı nedeniyle kısıtlamalar uygulamaya devam eden iki mahalle dışında, tekrar restoranlara gitmek mümkün hale geldi.
Kovid ile mücadeleye yönelik tedbirler, virüs kaynaklı ölümlerin azalmasını sağladı ancak restoranlara ekonomik kayıp yaşattı.
Bir deniz ürünleri zincirinin operasyon müdürü Zhang Xingtao, “Mayıs ayında satış hacmimiz geçen yıla göre yaklaşık yüzde 65 azaldı” dedi.
Doğu Çin yemekleri sunan bir restoran işleten Wu Xuwen de sabırsızlıkla normalleşmeyi beklediğini ifade etti. Xuwen, dışardan sipariş almak ekonomik kayıpları hafifletse de geçtiğimiz ay zarara uğradıklarını söyledi. Ancak iyileşme henüz tamamlanmadı. Wu, tesislerin yalnızca yüzde 50 kapasiteyle çalışabileceğini kaydetti.
Pekin sakinlerinin çoğunun, komplekslere girmek ve toplu taşıma araçlarını kullanmak için 72 saatten fazla olmamak kaydıyla negatif sonucu olan PCR testi getirmesi gerekiyor.
Ulusal Sağlık Komitesi tarafından dün yapılan açıklamada, Çin anakarasının 6 Haziran'da 57'si semptomlu ve 152'si semptomsuz 209 yeni vaka kaydettiği bildirildi.
Şimdiye dek 5 bin 226 kişinin hayatını kaybettiği Çin’de 224 bin 398 vaka bulunuyor.
Kosova'da yerel seçimler nedeniyle yeni bir kriz patlak verdi. (Reuters)
Ömer Önhon
Sırplar, Kosova'da toplam 1,8 milyon olan nüfusun yaklaşık yüzde 6'sını oluşturuyorlar ve genel olarak Kosova'nın kuzeyinde, Zveçan, Zubin Potok ve Leposaviç bölgelerinde yaşıyorlar. Sırbistan'dan ayrılmayı kabul etmeyip bağımsız bir Kosova'nın parçası olduklarından birtakım sorunlarla karşılaşıyorlar.
Kosovalı yetkililer bundan bir yıl önce Sırpların Sırbistan plakalarını kullanmalarını yasaklayınca huzursuzluk baş gösterdi. Nüfusunun çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu dört bölgenin belediye başkanları, Kosovalı yetkililerin aldığı kararı protesto ederek istifalarını sundular.
Görevden ayrılan belediye başkanlarının yerine yenilerinin seçilmesi için 23 Nisan'da yerel seçimler yapıldı. Sırplar seçimleri boykot etti ve seçmen katılım oranı yüzde 3,47 ile sınırlı kaldı. Sandık başına giden Arnavut sayısı bin 566 olurken, 45 bin 95 Sırptan sadece 13'ü oy kullandı.
Arnavut kökenli olan yeni belediye başkanları, yeni görevlerine ancak Kosova Özel Polis Gücü'nün güvenlik önlemleri almasıyla girebildiler. Sırplar protesto gösterileri düzenledi. Kosova güvenlik güçleri de gösterilere müdahale etti. Bunun üzerine, sonunda yeni bir krize neden olan isyan olayları başladı.
Sırp ve Kosovalı liderler bu yılın başlarında Avrupa Birliği’nin (AB) Belgrad ile Priştine arasındaki diyalog süreci bağlamında ilişkileri normalleştirme planı üzerinde sözlü olarak anlaştılar. Toplam 11 maddeden oluşan plan, her iki tarafından da birbirlerinin ilgili ulusal belgelerini ve sembollerini tanımaları, Sırbistan'ın Kosova'nın herhangi bir uluslararası örgüte üyeliğine itiraz etmemesi ve Kosova'nın bölgedeki Sırp diasporası için yeterli düzeyde özyönetim garantisi vermesi de dahil olmak üzere oldukça önemli olan birçok konuyu içeriyordu.
“Kosovalı yetkililerin bundan bir yıl önce Sırpların arabalarında Sırbistan plakalarını kullanmalarını yasaklaması yeni bir huzursuzluğun fitilini ateşledi.”
Bu plan başlangıçta Almanya ve Fransa tarafından, AB’nin Orta Avrupa’daki olası bir çatışmayı etkisiz hale getirme girişimi çerçevesinde hazırlandı. AB, Balkan’daki bu krizle nasıl başa çıkılacağı konusunda uzun süredir mücadele ederken kendi temsilcisi aracılığıyla Batı Balkanlar'daki politikasıyla oldukça ilgileniyor.
Burada bu konuda AB içinde fikir birliği olmadığını, hatta görüş ayrılıkları olduğunu belirtmekte fayda var. AB üyeleri İspanya, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya ve Slovakya henüz Kosova'yı tanımıyorlar. Bahsi geçen ülkelerin kendi azınlıkları ve farklı etnik sorunları olduğundan Kosova'nın bu azınlıkları cesaretlendiren bir emsal oluşturmasından korkuluyor.
Tarafların 2015 yılında fikir birliğine vardıkları Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulması, neyi temsil ettiği üzerinde uzlaşılamaması ve görev tanımının yapılamaması nedeniyle halen tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Anlaşmalar, Sırp Belediyeler Birliği’nin Kosova'daki Sırp çoğunluğun yaşadığı bölgelerin özellikle eğitim, sağlık ve şehircilik alanlarında ortak çıkarlarını korumayı amaçladığını şart koştu.
Sırplar, Sırp Belediyeler Birliği’ni yürütme yetkisine sahip kabul ediyor ve Kosova içinde ayrı bir varlığın, yani özerk bir bölgenin tanınması olarak görüyorlar. Kosovalılara göre ise Sırp Belediyeler Birliği ulusal birliğe ve toprak bütünlüğüne yönelik bir tehdit. Kosova Anayasa Mahkemesi, ‘Kosova toplumu çok etnikli bir toplum olarak tanımlandığından, yürütme yetkilerine sahip tek etnikli bir yapının Kosova Anayasası’nı ihlal ettiğine’ karar verdi.
AB ise krizi AB üyeliği süreci başlatarak çözmeyi umuyor. Anlaşma, AB’ye üyelik süreci için bir koşul öne sürüyor. Taraflar, anlaşama şartlarını yerine getirmemenin AB yardımı ve üyelik süreci açısından olumsuz sonuçlar doğuracağında hemfikirler.
Sırbistan, 2012 yılından bu yana AB üyeliğine adayken Balkanlar'ın en yeni ülkesi olan Kosova, kısa bir süre önce AB üyeliği için aday oldu. Kosova ayrıca AB ile 2024 yılının ocak ayı başlarında yürürlüğe girecek olan vizesiz seyahat için anlaşma imzaladı.
Gerginliğin yeniden ne aman tırmanacağının sorulması gerekmiyor. Gerçek şu ki, temel sorunlar çözülmedikçe her zaman gerilimlerin fitilini ateşlemeye devam edecekler.
“AB üyeleri İspanya, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya ve Slovakya henüz Kosova'yı tanımadıkları için bu konuda AB içinde fikir ayrılıkları söz konusu.”
NATO'nun Kosova Barış Gücü (KFOR) askerlerinin konuşlandırıldığı Zvecan belediyesinin önündeki dikenli tel örgü, 31 Mayıs 2023. (EPA)
Kosova’nın Sırplar için sembolik anlamı
Asıl mesele, Sırpların Kosova’yı Sırbistan’ın kalbi ve Kosova’yı Sırp varlığının ve tarihinin ayrılmaz bir parçası olarak görmelerinde yatıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1389 yılında Sırpları mağlup ettiği Kosova Savaşı, Sırbistan tarihinin en önemli olayıdır. Sırplar bu savaşı kimliklerinin temelini oluşturan olay olarak görüyorlar. Ayrıca Kosova'nın Sırp Ortodoksluğunun doğduğu yer olarak dini bir öneme sahip olduğunu iddia ediyorlar.
Kosova’da olduğu gibi Sırbistan'da da seçimler yaklaştı ve şu an aktif olan Sırp siyasetçilerin hiçbirinin siyasi kariyerine son vermesi beklenmiyor.
Kosova Başbakanı Albin Kurti, AB destekli anlaşmayı Sırbistan'ın Kosova'yı fiilen tanıması olarak yorumlarken Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, ülkesinde eleştiri oklarının hedefi olduktan sonra ‘anlaşma olmadığını ve Sırbistan’ın Kosova’nın BM’ye girmesine izin vermeyeceğini’ vurgulayarak anlaşma açıklamasını geri çekmişti. Ne var ki Sırbistan'ın diplomatik faaliyetlerinin büyük bir kısmı, Kosova'nın diplomatik olarak tanınmasını engellemeye ve mümkünse resmi olarak tanınmasına son vermeye yönelik yürütülüyor.
Sırbistan, son anlaşmanın 4’üncü maddesini ihlal ederek Kosova'nın Avrupa Konseyi üyeliğine karşı oy kullandı. (Sırbistan'ın ret oyu, kabul oyları Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nde istenen 3’te 2 barajını aştığından Kosova'nın üyelik talebini engellemeye yetmedi ve Avrupa Konseyi şu an bu talebi değerlendiriyor).
Uluslararası Adalet Divanı'nın (ICJ) 2010 yılında Kosova'nın bağımsızlığının uluslararası hukuk için ihlal teşkil etmediğine karar vermesine ve 100'e yakın ülkenin Kosova'yı tanımasına rağmen, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyeleri Rusya ve Çin de dahil olmak üzere BM üyesi 193 ülkenin geri kalanı henüz Kosova’nın bağımsızlığını tanımadı. Dolayısıyla tüm bunlara rağmen Tayvan ve diğerleri gibi Kosova da BM’ye üye olamıyor.
NATO’nun 1999 yılında gerçekleştirdiği askeri müdahale sonucunda Sırbistan, Kosova'dan çekildi. NATO'nun Kosova’daki Barış Gücü (KFOR), 4 bine yakın askerle Kosova'da güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor. Son protesto gösterileri sırasında yaklaşık 30 KFOR askeri yaralandı. Bunun üzerine NATO, 700 asker daha göndermeye karar verdi.
“Tayvan ve diğerleri gibi Kosova da Birleşmiş Milletler üyesi olamaz.”
Mitroviça'nın güneyinde düzenlenen bir gösteri sırasında Arnavutluk bayrakları taşıyan Kosovalı Arnavutlar, 1 Haziran 2023. (AFP)
Komplo teorisi
Komplo teorisyenleri, geçtiğimiz şubat ayında Kosova Cumhurbaşkanı Vyosa Osmani'nin Rus paralı asker grubu Wagner’in Kosova’da provokasyonlar yaptığını iddia etmesiyle, Rusya'nın krizin arkasındaki kilit faktör olduğunu ancak Rusya'nın sicilinin bu tür iddiaları görmezden gelmesine yer bırakmaması dışında bu iddiayı destekleyecek hiçbir kanıt olmadığını belirttiler.
Rusya, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Batı’nın ve NATO'nun dikkatlerini başka yerlere çekerek dağıtmaktan çıkar sağlayacaktır.
Tarihte Rusya ve Sırbistan her zaman birbirine çok yakın olmuşlardır. Slav ırkına ve Ortodoksluğa bağlıdırlar. Rusya, 1990'larda Sırbistan'ı desteklediyse de o dönem yaşanan diplomatik ve askeri olumsuzluklar, olayları Sırbistan'ın lehine çevirmekte geç kalmasına neden oldu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kosova'nın kuzeyinde meydana gelen olaylara ilişkin açıklamasında, “Avrupa'nın ortasından, 1990'da NATO'nun Helsinki Nihai Senedi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) anlaşmalarını ihlal ederek Yugoslavya'ya saldırdığı yerlerde dev bir patlama hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın durumu yakından takip ettiğini ve ‘Kosovalı Sırpların tüm meşru hak ve çıkarlarını’ desteklediğini söyledi.
Uluslararası ilişkilerinde, Rusya'ya uygulanan yaptırımlara katılmayan ve Rusya’dan uygun fiyatlarla doğalgaz satın alarak kazanç elde eden Sırbistan ise ihtiyatlı davranmak istiyor. Sırbistan, Batı'dan uzaklaşmamak amacıyla Rusya ile açıkça aynı çizgide yer almazken, orduyu yüksek alarm durumuna geçirmek gibi söylemlerine ve jestlerine rağmen sakin ve genel olarak akıllıca davranmayı sürdürüyor.
Sırbistan Başbakanı Ana Brnabiç, iç siyasette milliyetçiliği dengelemeye çalışarak Avrupa yürüyüşünü sürdürmeye çalışırken Sırbistan'ın Kosova'ya karşı askeri bir adım atması ya da NATO ile karşı karşıya gelmesi pek olası değil.
“Rusya, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Batı’nın ve NATO'nun dikkatlerini başka yerlere kaymasından faydalanacaktır.”
Kosova'nın kuzeyindeki Zvecan bölgesinde belediye binasının önünde gösteri düzenleyen Sırplar, 31 Mayıs 2023. (AP)
Diğer yandan Kosova'daki Sırplar siper almaya devam edecekler. Sayıları çok olmayabilir, fakat özellikle yurt dışından verilen destekle ortalığı karıştırabilecek güce sahipler. Kosova Başbakanı Albin Kurti de ülkenin kuzeyinde meydana gelen olayların arkasında Sırbistan'ın olduğunu söyledi.
Diğer taraftan Kosova hükümetinin krizi ele alma biçimine geniş çevrelerden eleştiriler yapıldı. Hatta Arnavutluk Başbakanı Edi Rama bile BBC'ye verdiği bir röportajda, sandık başına giden seçmen sayısının yüzde 4’ün altında olmasının ve yeni belediye başkanlarının polis desteğiyle görev yerlerine gelmelerinin hikmetini sorguladı.
Bunun yanı sıra NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Belgrad ve Priştine'yi AB’nin arabuluculuğundaki diyaloğa iyi niyetle katılmaya da çağırırken Almanya ve Fransa, belediye seçimlerinin yeniden düzenlenmesi olasılığının yollarını araştırıyor.
Tüm bunlarla birlikte Sırp ve Kosovalı liderler için asıl zorluk, ülkelerinde kaynayan milliyetçi duyguları yönetmek olacak.
*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Majalla’da çevrildi.
Ukrayna’nın uzun zamandır beklenen karşı saldırısına dair spekülasyonların ardından Kakhovka Barajı’nda meydana gelen patlama, Ukrayna'nın doğusunda çatışmaların keskin bir şekilde artışa geçmesine sebep oldu.
Ukrayna güçlerinin geçtiğimiz günlerde Donetsk’in doğusunda, Rus güçlerinin kontrolündeki bölgelerin çevresine düzenlediği saldırıların ‘ihtiyatlı’ olduğu, az sayıda birliğin katıldığı kaydedildi. Böylece aslında bu operasyonların Rusların aylar önce Harkov ve Herson'dan çekilmesi ardından inşa etmeye başladıkları savunma hatlarının güçlü ve zayıf yönlerini tespit etmeye yönelik keşif faaliyetlerinden başka bir şey olmadığı anlaşıldı.
Askeri uzmanlar, saldırı operasyonları başlatmayan Moskova'nın acı dersler aldığı konusunda hemfikir. Zira Ruslar Kiev ve Harkov çevresindeki saldırılarında başarısız olmuş, saldırının ilk aşamalarında Ukrayna'nın güneybatısındaki Mıkolayiv'e doğru ilerlemeye çalışmıştı. Bunun üzerine Rusya, stratejik savunmaya geçmeye ve hatlarını güçlendirmeye karar verdi.
Ukraynalıların son iki gündeki saldırıları tabur ve sınırlı sayıda zırhlı tugay düzeyinde gerçekleşti. Esas olarak Rus savunmasının nabzının test edilmesi, yeni mayın tarlaları ve odak noktalarının bulunması, top ve füze destek noktalarının, elektronik savaş özelliklerinin, ikmal hatlarının ve birlik toplanma yerlerinin belirlenmesi amaçlandı. Geleneksel askeri istihbarat yöntemleri, bu yönde gerekli resmi oluşturmak için yeterli değildi.
Herson'da baraj suları altında kalan bölgeler (AFP)
Sınır ihlali Belgorod şehrine kadar ulaştı. Kiev yanlısı savaşçılar, Rusya'nın hazırlık düzeyini ve o bölgedeki Rus askerlerinin moralinin anlamak amacıyla Rus topraklarına girmeye başladı.
Moskova ve Kiev, geçtiğimiz yıldan bu yana Rus güçleri tarafından kontrol edilen Kakhovka Barajı'nın bombalanmasıyla ilgili karşılıklı suçlamalarda bulundu. Ukrayna Devlet Başkanı Vlademir Zelenskiy, saldırıyı bir grup Rus teröristinin gerçekleştirdiğini söyledi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Ukrayna kuvvetlerinin sabotaj eylemi gerçekleştirdiğini vurguladı.
Kakhovka Barajı'nın 6 Haziran gecesi patlaması ardından sel tehdidi altındaki Herson şehrinden tahliye edilen insanlar. (AP)
Kaların erdiği mevsimde baraj arkasında biriken sular geniş alanları sular altında bırakabilir, böylece binlerce insanı etkileyebilecek insani bir felakete yol açabilir. Hatta Dinyeper Nehri üzerindeki bulunan Zaporijya Nükleer Santrali’nin çalışmasını aksatabilir, barajın üzerindeki mevcut hidroelektrik santralin akışı bozulabilir. Zira santraldeki reaktörleri soğutmak için nehirdeki su kullanılıyor. Bu santral Avrupa’daki en büyük nükleer santral olması dolayısıyla böyle bir durumda her iki taraf için de tehlike arz edebilir.
Baraj ve karşı saldırı
Tahminlerin çoğu, Ukrayna'nın beklenen karşı saldırısının barajın doğusunda, Zaporijya bölgesinde gerçekleşeceğini, yönünün kuzeyden güneye olacağına işaret ediyor. Böylece Rus kuvvetlerinin kontrol bölgelerinin birbirinden ayrılmasının, Rusya'nın 2014'te işgal ettiği Kırım yarımadasından kara ikmal hattının kesilmesinin hedeflendiği öngörülüyor. Barajın patlatılmasından askeri açıdan kimin zarar göreceği konusundaki belirsizlik ise artıyor.
Barajdan akan sular çevredeki arazileri sular altında bırakırken afetin boyutları ise haftalar sonra dahi netlik kazanmayabilir. Yüzlerce köy ve şehirden, bilhassa Herson'dan daha uzak bölgelere bir göç dalgası başlamış durumda.
Saldırıyı gerçekleştiren tarafın, Ukrayna'nın en büyük barajlarından birinin patlatılmasının bölgelere yansıyacak olumsuz veya olumlu sonuçlarını, yaklaşan çatışmalarda ne sağlayacağını dikkatle incelemiş olduğu düşünülüyor.
Buradan bakıldığında, Rusya ve Ukrayna taraflarının barajın patlatılmasındaki sorumlulukları neden inkar ederek suçu karşı tarafa yükledikleri anlaşılıyor. Nitekim henüz boyutları belirsiz derecedeki bir felakete yol açmanın maddi ve manevi sonuçları ne olursa olsun, herhangi bir tarafın patlamanın bu yönde itirafta bulunması, bir sonraki askeri niyetini ve eğilimini ortaya koyabilir. İki tarafta da düşman kuvvetlerin hareketini engellemek için suyun akışını ve yakındaki toprakları su basmasını kullanmaya çalışabilir.
Baltık Denizi'ndeki Rus gaz boru hatlarının Eylül 2022’de patlatılması, Rus filozof Alexander Dugin’in kızının öldürülmesi ve Kremlin’e yönelik insansız hava aracı saldırıları gibi Ukrayna-Rus savaşına damgasını vuran bir dizi gizemli operasyona Kokhavka Barajı’nın patlatılması de eklendi.
*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Majalla’dan çevrildi.
AB mahkemesinden "Batman" logosu kararıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/avrupa/4369366-ab-mahkemesinden-batman-logosu-karar%C4%B1
Merkezi Lüksemburg'da bulunan, AB'nin en yüksek mahkemesi Avrupa Adalet Divanı yapısı içinde yer alan Genel Mahkeme, İtalyan bir şirketin Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) ve DC Comics'e oval bir çevre içinde yarasa figürünü içeren logonun kullanımı için açtığı davayı karara bağladı.
Mahkeme, söz konusu logonun daha önce tescil edilen bir ticari markaya ait olduğuna ve bu logonun kamuoyunda kurgusal olmasına rağmen Batman karakteri izlenimi doğurduğuna karar verdi.
Kararda, Batman logosu hakkında mahkemeye sunulan delillerin oval bir çevre içinde bir yarasayı temsil eden ticari markanın ayırt edici nitelikten yoksun olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı belirtildi.
DC Comics şirketi, 1996'da Batman logosunun ticari marka tescili için EUIPO'ya başvurmuştu. Başvuru, 1998'de kabul edilmiş ve Batman markası ve logosu AB tescili almıştı.
Commerciale Italiana şirketi, 2019'da söz konusu Batman ticari marka logosunun geçersiz sayılması için EUIPO'ya başvurmuştu.
Batman logosunu çeşitli ürünlerde kullanmak isteyen İtalyan şirket, insanların yarasa logosunu her zaman Batman ile ilişkilendirmediğini iddia etmişti. Başvuru, EUIPO tarafından reddedilmiş, İtalyan şirket konuyu AB mahkemesine taşımıştı.
İngiltere’de büyük bir siber saldırının ardından binlerce çalışanın verileri çalındıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4368786-i%CC%87ngiltere%E2%80%99de-b%C3%BCy%C3%BCk-bir-siber-sald%C4%B1r%C4%B1n%C4%B1n-ard%C4%B1ndan-binlerce-%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fan%C4%B1n-verileri-%C3%A7al%C4%B1nd%C4%B1
İngiltere’de büyük bir siber saldırının ardından binlerce çalışanın verileri çalındı
Siber saldırı düzenleyen bilgisayar korsanlarının sembolik görüntüsü (Reuters)
İngiliz havayolları British Airways ve İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin de aralarında bulunduğu büyük İngiliz grupları kapsamlı bir siber saldırıya uğradı. Yerel basın, binlerce çalışanın verilerinin çalındığı saldırıdan ‘Rus bilgisayar korsanlarını’ sorumlu tuttu.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığına göre saldırı, maaş bordrosu ve insan kaynakları yönetiminde uzman olan İngiliz Zellis şirketini hedef aldı. Şirketin sekiz çalışanı saldırıdan etkilendi.
Saldırının hedefindeki şirket dün yaptığı açıklamada, Zellis’in şu anda devre dışı bırakılmış olan bir sunucu üzerinde kullandığı ABD merkezli Progress Software şirketi tarafından geliştirilen ‘MOVEit’ programındaki bir güvenlik açığından dünya çapında çok sayıda şirketin etkilendiğini söyledi. Ancak Zellis, şimdiye kadar çalınan bilgilerin yasa dışı olarak yayınlandığı veya kullanıldığına dair hiçbir iz bulamadı. Konuyla ilgili bir kaynağın AFP’ye verdiği bilgiye göre hırsızlığın ardındaki sebep net değil ve hiçbir taraf sorumluluğu üstlenmedi.
Geçen hafta Progress Software, web sitesinde yayınladığı açıklamasında MOVEit Transfer’de ‘yetkisiz erişime’ izin verebilecek bir güvenlik açığı keşfettiğini duyurdu. Şirket, müşterilerine, özellikle ‘yetkisiz kullanıcıların dosya ve hesaplarını silerek’ ‘hemen önlem almalarını’ tavsiye etti.
British Airways AFP’ye “Siber güvenlik olayından etkilenen şirketlerden biri olduğumuz konusunda bilgilendirildik” açıklamasını yaptı. Öte yandan BBC, çalınan veriler arasında çalışanların kimlik numaraları, doğum tarihleri, ev adresleri ve ulusal sigorta numaraları olduğunu duyurdu. Eczane zinciri Boots, dün AFP’ye yaptığı açıklamada çalışanlarının ‘bazı kişisel verilerinin’ bu saldırı sonucunda çalındığını doğruladı.
Daily Telegraph gazetesine göre olaydan yaklaşık 100 bin İngiliz çalışanın etkilendiği tahmin ediliyor. Şarku’l Avsat’ın gazeteden edindiği bilgiye göre British Airways şirketinde çalınan verilerde banka bilgileri de yer alıyor ve saldırıdan Aer Lingus havayolu şirketi de etkilendi. Gazeteye konuşan siber güvenlik uzmanları ‘görüldüğü kadarıyla siber saldırının siber suçlarda uzmanlaşmış Clop adlı Rusça konuşan bir grubun işi olduğunu’ söylediler. Rusya’ya bağlı gruplara atfedilen saldırılar, Rusya’nın ‘özel askeri operasyon’ olarak tanımladığı Ukrayna savaşının başlamasının ardından arttı.
İngiltere’nin siber saldırı kurbanlarına yardım etmekle sorumlu kamu kuruluşu Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC), ‘saldırının Birleşik Krallık üzerindeki etkisini anlamaya çalıştığını’ belirtti.
Polonya, Rus casus balonlarına karşı İngiltere’den yardım istedihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4367331-polonya-rus-casus-balonlar%C4%B1na-kar%C5%9F%C4%B1-i%CC%87ngiltere%E2%80%99den-yard%C4%B1m-istedi
Polonya, Rus casus balonlarına karşı İngiltere’den yardım istedi
Polonya Ordusu geçtiğimiz şubat ayında, Varşova Havalimanı'nda tatbikat düzenledi. (Reuters)
Polonya hükümeti, İngiltere'den Rus füzelerine, insansız hava araçlarına ve casus balonlarına karşı koymasına yardımcı olacak hava savunma desteği ve yeni teknolojileri talep etti.
Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığı habere göre söz konusu talep, son aylarda Polonya hava sahasının ihlal edildiği bir dizi olay ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin yansımaları konusunda Varşova'da artan endişeler sonrasında geldi.
İngiltere Savunma Bakanlığı, Varşova yönetiminin talebi hakkında yorum yapmazken yalnızca yere konuşlandırılan Sky Sabre hava savunma sisteminin şu an Polonya'da olduğunu açıkladı. İngiltere daha önce Polonya'ya kara hava savunma yetenekleri sağlamak için 1,9 milyar sterlinlik (2,4 milyar dolar) bir anlaşma imzalamıştı.
Bloomberg, konu hakkında bilgi sahibi bir kaynağa dayandırdığı haberinde İngiltere'nin şu an Polonya'nın talebine bir yanıt vermek için çalışmalar yürüttüğünü aktardı. Polonya Ulusal Güvenlik Dairesi ise henüz konuya dair açıklamada bulunmadı.
Ukrayna yanlısı Rus lejyonlar, Kremlin birliklerini esir aldıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4365286-ukrayna-yanl%C4%B1s%C4%B1-rus-lejyonlar-kremlin-birliklerini-esir-ald%C4%B1
Ukrayna yanlısı Rus lejyonlar, Kremlin birliklerini esir aldı
Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta başlattığı savaşta, Kremlin karşıtı Rus gönüllüler çatışmaları Rusya'ya taşıdı (Reuters)
Ukrayna'nın yanında savaşan Rus gönüllüler, Belgorod'a düzenledikleri saldırılarda Rus askerlerini rehin aldıklarını söyledi.
Rus ordusundan kaçan askerlerden ve gönüllülerden oluşan Rus Gönüllüler Tugayı (RDK) ve Özgür Rusya Lejyonu (LSR), pazar günü Telegram hesapları üzerinden yaptıkları açıklamalarda, en az 10 askeri esir tuttuklarını öne sürdü.
Kremlin karşıtı savaşçılar, Belgorod Oblastı Valisi Viyaçeslav Gladkov'la görüşme talep ederek, bunun gerçekleşmesi halinde Rus askerleri teslim edeceklerini söyledi.
Savaşçılar, daha önceden iki Rus askeri esir aldıklarını, yine Gladkov'la görüşme talep ettiklerini, valinin de teklifi kabul etmesine rağmen buluşma yerine gelmediğini öne sürdü.
Rus gönüllüler, Gladkov'un bu kez de gelmemesi durumunda rehin aldıkları Rus askerleri Kiev yönetimine teslim edeceklerini belirtti.
Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Rus savaşçılarla Gladkov arasında başka bir görüşme yapılıp yapılmadığının bilinmediğini aktardı.
Öte yandan Ukraynalıların yanında çarpışan Rus savaşçılar, Polonya Gönüllüler Tugayı adlı bir grup gönüllünün de askerleri esir alırken kendilerine destek verdiğini bildirdi.
LSR ve RDK, 22-23 Mayıs'ta Rusya'nın Belgorod Oblastı'ndaki Grayvoron şehrine düzenlenen saldırıları da üstlenmişti.
Örgütler, sınırdaki birkaç yerleşim yerinin kontrolünü ele geçirdiklerini öne sürmüş, Rusya ise iddiaları yalanlamıştı.
Kremlin, saldırıların "Ukrayna ordusuna bağlı sabotajcılar" tarafından düzenlendiğini iddia ederken, Kiev yönetimi ordunun saldırılarda yer almadığını, bunların bölgeye giren Rus savaşçılar tarafından yapıldığını savunmuştu. Rusya, çatışmalarda 70 Ukraynalı savaşçının öldürüldüğünü de ileri sürmüştü.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yönetimine son vermeyi amaçlayan LSR geçen yıl martta, RDK da ağustosta Ukrayna'da kurulmuştu. Gruplarda toplamda 2 bine yakın savaşçı olduğu düşünülüyor.
Independent Türkçe, Reuters, Ukrayna Pravdası, Telegraph
Sendika başkanı, Birleşik Krallık'taki demiryolu grevinin yıllarca sürebileceğini söyledihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/avrupa/4364131-sendika-ba%C5%9Fkan%C4%B1-birle%C5%9Fik-krall%C4%B1ktaki-demiryolu-grevinin-y%C4%B1llarca
Sendika başkanı, Birleşik Krallık'taki demiryolu grevinin yıllarca sürebileceğini söyledi
Tren makinistleri sendikası ASLEF üyelerinin grevi, FA Cup finaline denk geldi (Toby Melville/Reuters)
Birleşik Krallık'taki (BK) bir demiryolu sendikasının başkanı, ücretlerle ilgili yaşanan anlaşmazlıkta bir uzlaşmaya varılana kadar grevlerin yıllarca devam edebileceği uyarısında bulundu.
Yeni bir grev, tren seferlerinin cumartesi günü yine aksamasına ve yolcuların daha fazla seyahat çilesi yaşamasına yol açtı.
Tren makinistleri sendikası ASLEF üyelerinin grevi, Wembley'de Manchester City'yle Manchester United arasında oynanan FA Cup finali ve Epsom Derby'nin yanı sıra başka spor ve müzik etkinlikleriyle de çakıştı.
Futbol taraftarlarına Wembley'e trenle yolculuk yapmamaları tavsiye edilince binlerce kişi bunun yerine Londra'ya arabayla gitmek zorunda kaldı.
Demiryolu Dağıtım Grubu (Rail Delivery Group/RDG), trenlerin yaklaşık yüzde 40'ının cumartesi günü çalışacağını fakat bazı bölgelerde hiç sefer yapılmayacağından geniş bölgesel farklılıklar olacağını belirtti.
Yeni grevin başlamasının ardından konuşan ASLEF Genel Sekreteri Mick Whelan, sendikanın çözüme ulaşmak için "ne gerekiyorsa yapacağını" söyledi.
Sky News'a konuşan Whelan, "Greve gitmek istemiyoruz. Fakat bu konuda çözüme ulaşmamız 4 yıl da sürse, 5 yıl da sürse, ne kadar sürerse sürsün bu işin içindeyiz ve bu çözüme ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağız" dedi.
Diğer birçok sektör ve işçi gibi maaş zammı almadan 4 yıl geçirdik.
Ancak 4 yılın ardından şimdi durursak ne olacak? Gelecek yıl, ondan sonraki yıl, ondan sonraki yıl da maaş zammı alamayacağız.
Bu son grev, çarşamba günü tren makinistlerinin ve cuma günü de Demiryolu, Denizcilik ve Taşımacılık Sendikası (Rail, Maritime and Transport/RMT) üyelerinin ücret, iş ve çalışma koşullarına ilişkin uzun süredir devam eden anlaşmazlıklar nedeniyle başlattıkları iş bırakma eyleminin ardından geldi.
Whelan sözlerini şöyle sürdürdü:
Hükümetin bir anlaşmaya varılmasını engelleyen müdahalelerden geri adım atmasının zamanı geldi. Diğer işçiler gibi makinistler de 4 yıldır zam yapılmamasının ve son 12 ayda yüzde 10'un üzerine çıkan enflasyonun ardından ücret artışını hak ediyor.
Sendika başkanı, geçen yıl için yüzde 4 ve bu yıl için de yüzde 4'lük bir ücret artışı yapılması teklifini "sönük" diye nitelendirdi.
İngiltere'de 15 şirketin makinistlerinin greve gitmesiyle birlikte cumartesi günü ülke çapındaki tren istasyonlarının dışında grev hatları kuruldu.
RDG, grevlerin onbinlerce kişi için "hayal kırıklığı ve yılgınlığa" yol açtığını ifade etti.
Bu durum, yarıyıl tatillerini dört gözle bekleyen ve planlayan aileleri sıkıntıya sokacak. Ayrıca mali açıdan zor bir dönemde, halihazırda binlerce sterlin kaybeden halkımıza daha fazla yük bindirecek.
BK Ulaştırma Departmanı sözcüsü "Sendika liderlerinin koordine ettiği bu grevler, ilk kez iki Manchester takımının karşı karşıya geldiği FA Cup finali, Epsom Derby ve BK genelindeki bir dizi konser ve festival gibi önemli etkinliklere sahne olacak bir haftada yolcuları mağdur ediyor" dedi.
Sendikalar bütün yıl bu etkinlikleri dört gözle bekleyen yüzbinlerce kişiyi olumsuz etkilemekle yetinmeyip grev yaptıkları her seferde üyelerini maaşlarını almamaya zorlayarak kendi üyelerinin ceplerini de hedef alıyor.
Hükümet adil ve makul bir ücret teklifini mümkün kıldı, şimdi sendika liderleri doğru olanı yapıp bunu üyelerine sunmalı.
Rus ordusu, Ukrayna’daki askeri havaalanlarına saldırdıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/avrupa/4364086-rus-ordusu-ukrayna%E2%80%99daki-askeri-havaalanlar%C4%B1na-sald%C4%B1rd%C4%B1
Rus ordusu, Ukrayna’daki askeri havaalanlarına saldırdı
Rus savaş uçakları (Rusya Savunma Bakanlığı)
Rus ordusu, Ukrayna’daki askeri havaalanlarına gece hava saldırıları düzenlendiğini ve komuta merkezlerindeki teçhizatın vurulduğunu duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Rus silahlı kuvvetleri, askeri hava alanlarındaki düşman tesislerine havadan uzun menzilli ve yüksek hassasiyetli silahlarla ortak bir saldırı başlattı” denildi.
Ukrayna Hava Kuvvetleri Sözcüsü Yuriy Ignat da, Rus füzelerinin Ukrayna’nın merkezindeki Kropıvnıtski şehri yakınlarındaki bir hava üssünü vurduğunu söyledi.
Ignat televizyonda yaptığı açıklamada, Rusya tarafından altı seyir füzesi fırlatıldığını bildirerek, “Maalesef hepsi yok edilmedi. Altı füzeden dördü hava savunması tarafından imha edildi ve ikisi Kropıvnıtski yakınlarındaki operasyonel hava üssünü vurdu” dedi.
Ignat, Rus kuvvetlerinin ayrıca 5 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile saldırdığını ve bunlardan 3’ünün imha edildiğini de bildirdi.
Öte yandan, Ukraynalı yetkililer, Rusya’nın dün Dnipro şehrine düzenlediği hava saldırısında 2 yaşındaki bir kız çocuğunun öldüğünü ve 22 kişinin de yaralandığını bildirdi.
Dnipro Bölgesi Devlet İdaresi Başkanı Sergiy Lisak Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, saldırının iki binaya, 10 eve, bir dükkana ve bir gaz boru hattına zarar verdiğini belirtti.
Lisak, Pedrodninska bölgesindeki bir evin enkazından 2 yaşındaki bir kız çocuğunun cesedinin çıkarıldığını açıkladı ve “5’i çocuk 22 kişi yaralandı” diye ekledi.
Avdiyivka cephesindeki Ukrayna havan topçu birlikleri, piyadeler için destek atışları yapıyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/avrupa/4363786-avdiyivka-cephesindeki-ukrayna-havan-top%C3%A7u-birlikleri-piyadeler-i%C3%A7in-destek
Avdiyivka cephesindeki Ukrayna havan topçu birlikleri, piyadeler için destek atışları yapıyor
Fotoğraf: Muhammed Enes Yıldırım/AA
Ukrayna'da yoğun çatışmaların sürdüğü Donetsk bölgesindeki Avdiyivka cephesinde görevli Ukrayna havan topçu birlikleri, piyadeler için destek atışları yapıyor.
Rusya ile Ukrayna arasında 15 aydan fazla süredir devam eden savaş nedeniyle Ukrayna'nın çeşitli bölgelerinde sıcak çatışmalar yaşanıyor. Rusya'nın, 24 Şubat 2022'deki saldırısıyla başlayan savaş sebebiyle iki ordu, Ukrayna'nın çeşitli bölgelerinde yoğun faaliyetler yürütüyor.
Ukrayna genelinde Harkiv, Zaporijya, Luhansk ve Herson gibi bölgelerdeki çatışmalar devam etse de aktif savaş faaliyetlerinin adresi Donetsk cephesi olarak biliniyor.
Yaklaşık 7 aydır iki ordunun askerleri arasında en şiddetli çatışmaların yoğunlaştığı bu bölgedeki sıcak noktalarda ağır silah sesleri 24 saat boyunca duyuluyor.
- AA ekibi, Avdiyivka yönünde ön cepheye ulaştı
Donetsk bölgesindeki Bahmut, Marinka, Ugledar ve Liman yönü gibi Avdiyivka şehri yakınlarında da savaş faaliyetleri sürüyor.
Ukrayna ordusunun kontrolündeki şehrin Avdiyivka yönünde iki ordu arasında ağır silahların kullanıldığı çatışmalar yaşanıyor.
Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinden izin alarak Avdiyivka tarafındaki ön cephe hattına ulaşan Anadolu Ajansı (AA) ekibi, bölgedeki son durumu görüntüledi. Ordu yetkililerinin eşliğinde yapılan çalışma sırasında cephede konuşlu Ukrayna havan topçu birliklerinin atış faaliyetleri yakından takip edildi.
Güvenlik nedeniyle sivillerin evlerini terk ettiği ve hayatın adeta durduğu yerleşim yerlerinde ağır patlama sesleri duyuluyor. İki ordu arasında sadece birkaç yüz metre mesafenin olduğu bölgede zaman zaman makineli tüfek veya havan topu atışları yapılarak kısa süreli çatışmalar yaşanıyor.
Piyadelerin bulunduğu siperlere yönelik topçu saldırılarının da gerçekleştirildiği ön cephe hattında zaman zaman duman yükseliyor. Ukraynalı piyadelere destek amacıyla düşman mevzilerine atış yapan havan topçu birlikleri, oldukça dikkatli davranıyor.
Cephede aktif şekilde kullanılan insansız hava araçlarına (İHA) görünmemek için görevlerini çok hızlı ve gizli şekilde yerine getirmeye çalışan askerler, kendilerini etkili şekilde kamufle ediyor.
- "Hedefimiz, sadece düşman piyadeleri"
Kod adı "Biorn" olan Ukrayna havan topçu birliği askeri, AA muhabirine cephedeki durumu anlattı.
Rus mevzilerine çok yakın oldukları için "sıfır noktası" diye adlandırılan bölgede bulunduklarını belirten Biorn, "Biz Avdiyivka yönünde ön cephede bulunuyoruz. Gece veya gündüz fark etmez, sık sık yoğun çatışmalar yaşanıyor." dedi.
Rus birliklerinin saldırılarını geri püskürtmek için sahadaki Ukraynalı piyadelere havan toplarıyla destek atışları yaptıklarını anlatan Biorn, "Amacımız, atış yaparak piyadelerimize destek vermektir. Hedefimiz sadece düşman piyadeleridir." ifadelerini kullandı.
Biorn, savaşın başından beri Ukrayna'nın çeşitli bölgelerinde Rus ordusuna karşı savaştığını söyledi.
Son aylarda Avdiyivka cephesinde bulunduğunu dile getiren Biorn, savaşın sonuna kadar görev yapmak konusunda kararlı olduğunu sözlerine ekledi.
Fransa'da emeklilik yaşını 64'e çıkaran kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlandıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/avrupa/4363756-fransada-emeklilik-ya%C5%9F%C4%B1n%C4%B1-64e-%C3%A7%C4%B1karan-kararnameler-resmi-gazetede-yay%C4%B1mland%C4%B1
Fransa'da emeklilik yaşını 64'e çıkaran kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlandı
Fotoğraf: AA
Fransa'da emeklilik yaşını 2 yıl uzatan ve nisanda yasalaşan tartışmalı reformun uygulanmasına ilişkin kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlanmaya başladı.
Yasanın emeklilik yaşını 62'den 64'e çıkaran uygulama kararnamesi, sendikaların kararlaştırdığı, 6 Haziran'da 14'üncüsü düzenlenecek kitlesel protestolardan iki gün önce yayımlandı.
Eylülde uygulanması beklenen yasanın Resmi Gazete'de yayımlanan ilk kararnameleri, emeklilik yaşını kademeli uzatmayı içeren tartışmalı iki madde oldu.
Toplam 31 maddeden oluşan yasaya göre itfaiyeciler, polisler ve hava trafik kontrolörleri gibi kamu sektöründekiler, bazı durumlarda hala 64 yaşından önce emekliye ayrılabilecek, ayrıca erken çalışmaya başlayıp gerekli 43 yılı tamamlayanlar da erken emekli olabilecek.
Öte yandan ülke genelinde kitlesel protestolar ve yoğun muhalefete rağmen Parlamentoda oylamadan kabul edilen yasanın geri çekilmesini öngören bir tasarı da 8 Haziran'da Ulusal Mecliste görüşülecek.
- Emeklilik reformu
Fransa'da hükümetin, emeklilik yaşının 62'den 64'e çıkarılmasını içeren yasa tasarısını oylamadan Meclisten geçirme kararı üzerine 16 Mart'ta kitlesel gösteriler başlamıştı.
Polis, protestoculara sert müdahale etmiş, ülkenin birçok yerinde şiddet olayları yaşanmıştı.
Ülke genelinde 16 Mart'tan itibaren düzenlenen protestolarda 1000'den fazla kişi gözaltına alınmıştı.
Muhalefet ve hükümetin, reformun anayasaya uygun olup olmadığının belirlenmesi için başvurduğu Anayasa Konseyi, yasa tasarısının emeklilik yaşını 64'e çıkaran maddesini onaylamış, 6 maddeyi ise tamamen veya kısmen reddetmişti.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة