Irak: Bağımsız milletvekilleri hükümet krizini çözmek için harekete geçti

Barzani siyasi tarafları yakınlaştırmaya ve sorunları çözmeye çalışacak her türlü girişimi destekleyeceğini ilan etti.

Irak Anayasası cumhurbaşkanı oturumunun başlaması için meclis üyelerinin üçte ikisinin oturuma katılmasını şart koşuyor. (AFP)
Irak Anayasası cumhurbaşkanı oturumunun başlaması için meclis üyelerinin üçte ikisinin oturuma katılmasını şart koşuyor. (AFP)
TT

Irak: Bağımsız milletvekilleri hükümet krizini çözmek için harekete geçti

Irak Anayasası cumhurbaşkanı oturumunun başlaması için meclis üyelerinin üçte ikisinin oturuma katılmasını şart koşuyor. (AFP)
Irak Anayasası cumhurbaşkanı oturumunun başlaması için meclis üyelerinin üçte ikisinin oturuma katılmasını şart koşuyor. (AFP)

Mueyyid et-Tarfi
Irak Meclisi’ndeki bağımsız milletvekilleri Ekim 2021’de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından çıkan siyasi krize çözüm bulmak amacıyla etkili siyasi aktörler üzerinde baskı kurmak için birkaç gün önce ciddi bir şekilde harekete geçtiler.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr siyasi çoğunluk hükümetinin kurulmasında ısrar ederken, 2005’teki ilk seçimden bu yana ülkede gelenek haline gelen uzlaşı hükümetinin kurulmasından söz etmeyi reddediyor. Koordinasyon Çerçevesi ise herkesin katılım sağladığı bir hükümet kurulmasında ısrar ediyor ve bu seçeneğe gerekçe olarak Şii bileşenin hakkını korumayı ileri sürüyor.
Siyasi gruplar ocak ayından bu yana Irak Meclisi’nde oturum düzenleyerek cumhurbaşkanı adaylarından birini seçmekte başarısız oldu. Bunun sebebi, Yüksek Federal Mahkeme’nin cumhurbaşkanı seçimi oturumunun meşru ve Anayasa’ya uygun olması için oturuma milletvekillerinin üçte ikisinin katılımını zorunlu kılmasıydı.
Irak Anayasası cumhurbaşkanı seçim oturumuna başlanabilmesi için meclis üyelerinin üçte ikisinin yani 220 milletvekilinin oturumda bulunmasını şart koşuyor. Federal Mahkeme geçtiğimiz günlerde buna vurgu yaparak, bunun oturumun açılış şartı olduğunu beyan etti. Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki milletvekilleri Meclis’in üçte birini oluşturduğu için söz konusu üçte iki şartının sağlanmasını ve dolayısıyla da cumhurbaşkanı seçim oturumunun düzenlenmesini engelliyor. Koordinasyon Çerçevesi kendini ‘garantör üçte bir’ diye niteleyerek, Sadr Hareketi kendisiyle birlikte hükümet kurmayı kabul edinceye kadar bu tutumunu sürdüreceğini belirtiyor.
Ekim 2021’de parlamento seçim sonuçlarının ilan edilmesinden bu yana Federal Mahkeme ülkedeki siyasi konjonktüre etki eden bir dizi kararlar aldı. Bunların başında ise yaklaşık iki ay süren krizin ardından seçim sonuçlarını kabul etmesi ve 9 Ocak’ta yapılan ilk Meclis oturumunun meşruiyetini -ki bu oturumda Meclis Başkanı ve yardımcıları seçildi- onaylamasının yanı sıra Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki seçimi kaybeden Şii parti ve grupların seçimin meşruiyetine yönelik itirazına verdiği yanıt geliyor.
Mahkeme ayrıca Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) cumhurbaşkanı adayı Hoşyar Zebari’yi cumhurbaşkanlığı seçim yarışından uzaklaştırdı, Milletvekili Mişan el-Cuburi’nin milletvekilliğini düşürdü, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 2007 Yılı Petrol ve Gaz Yasası’nın Irak Anayasası maddelerinin hükümlerine aykırı olduğuna hükmetti ve IKBY’yi ürettiği petrolü Federal Hükümet’e teslim etmekle yükümlü tuttu.

Krizden çıkış çabalarının ilk durağı: IKBY
IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Irak’taki siyasi tarafların birbiriyle yakınlaşması ve siyasi sürecin önündeki sorunların ve zorlukların aşılması yolunda gösterilecek çabaları desteklediğini vurguladı. Barzani’nin ofisinden yapılan açıklamada, IKBY Başkanı’nın Irak Meclisi’ndeki bağımsız vekillerden oluşan ve müzakere grubu olarak da bilinen bir heyeti kabul etti. Görüşmede ülkedeki güncel siyasi gelişmeler, mevcut sorunlar, siyasi taraflar arasında uzlaşıya varma ve siyasi tıkanıklık ve donukluktan çıkma çabalarının ele alındığı bildirildi.
Açıklamada, “Heyet IKBY’yi ziyaret amacını, siyasi aktörler arasında yakınlaşmayı sağlamak ve siyasi tıkanıklığı giderme adına bir çıkış yolu bulmak için IKBY Başkanlığı ve siyasi aktörlerle görüşmek ve toplantı yapmak şeklinde sundu. Barzani heyete, ‘Irak’taki siyasi tarafların yakınlaşması ve siyasi sürecin önündeki sorunların ve zorlukların aşılması yolunda gösterilecek çabaları desteklediğini’ bildirdi” ifadeleri kullanıldı.

Krizin aşılması
İmtidad Hareketi Üyesi Musid er-Racihi, bağımsız vekillerden oluşan heyetin Erbil’i ziyaret etmesinin amacının krizi aşmak olduğunu düşündüğünü söyledi. Racihi, bu hamlelerin ve girişimlerin sonuç vermesini umduğunu belirtti.
Racihi, “Bazı bağımsız vekillerin IKBY’ye yönelmesi, bu vekillerin KDP’nin krizin aşılmasında rolü olabileceği düşüncesinden kaynaklanıyor. Çözüm IKBY’deki veya Irak’ın geri kalan vilayetlerindeki geleneksel partilerin rekabetlerinden ve taleplerinden taviz vermesine bağlı” dedi.
Racihi, bağımsız vekillerin girişiminin geleneksel partiler tarafından taraflardan herhangi birinden yana olmayan ve çokça ihmal edilen Irak halkının çıkarını öncelemeye çalışan bağımsız bir girişim olarak okunabileceğini söyledi.
Racihi, krizin patlak vermesi halinde bundan zarar görecek tek tarafın Irak ve Iraklılar olacağını, bu nedenle tüm tarafların meseleyi çözmeye odaklanması gerektiğini, aksi takdirde durumların normal olmayan bir yönde ilerleyeceğini ve kendi çıkarlarına bağlı kalmak isteyen etki ve güç merkezlerinin önceki hükümetlerde olduğu gibi pişman olacağını ifade etti.

Başarı beklentileri
Kanun Devleti Koalisyonu Milletvekili Arif el-Hammami, bağımsız vekillerin girişiminin, Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi’nin hükümeti kurma ve siyasi krizi çözme konusunda sunduğu iki girişimin birleştirilmiş versiyonu olduğunu ve büyük ihtimalle başarıya ulaşacağını belirtti.
Hammami, “Bağımsız vekiller, hükümetin kurulması konusunda siyasi gruplar arasında bakış açılarını birbirine yakınlaştırmak amacıyla Sadr Hareketi ve Koordinason Çerçevesi’nin girişimlerini birleştirdi. Bu girişim Kürt ve Sünni siyasi cephelerden başlamak ve ister Sadr Hareketi ister Koordinasyon Çerçevesi olsun Şii siyasi cephe içinde rahat hareket edebilmek için güçlü bir noktayı temsil ediyor” diye konuştu.
Hammami özellikle Kürt cephesinde, tüm siyasi gruplara da etki edebilecek bir yumuşamanın olduğu böyle bir dönemde başlatılan girişimin olumlu sonuçlanmasını ümit ettiğini dile getirdi.
Siyasi grupların çözüm yolundaki iradelerinin kırılmaması ve belli gruplara yönelik ötekileştirmeye son verilmesi gerektiğini vurgulayan Hammami, tüm siyasi grupların kendi başlarına hükümeti kurma gücüne sahip olmadıklarını anladığını, bağımsızların bu girişiminin radikal siyasi gruplara yönelik ötekileştirmeye son vereceğini, dolayısıyla bu girişimin gruplar arasında görüşme ortamı hazırlayabilecek en uygun girişim olduğuna inandığını kaydetti.
Hammami, bağımsız vekillerin Barzani ile görüşmesinin arkasında, Barzani’nin üçlü ittifakta önemli bir taraf olması ve bu girişimin siyasi süreci ilerletmesine katkı sağlayacağı düşüncesinin olabileceğini söyledi.

Çoğunluğa sahip değiller
Mustansıriyye Üniversitesi’nden Siyasi Bilimler Profesörü İsam el-Feyli, bağımsız vekillerin farklı siyasi görüşlere sahip kişilerden oluştuğunu, bir kısmının Koordinasyon Çerçevesi’ne, bir kısmının Sadr Hareketi’ne yakın olduğunu ve diğer kısmının da Ekim Hareketi’ni temsil ettiğini, dolayısıyla bu vekillerin pratikte bağımsız olmadığını ayrıca Meclis’te siyasi bir çoğunluğa sahip olmadıklarına dikkat çekti.
Bağımsızların gerçek anlamda etkili olabileceğini söyleyebilmek için bu vekillerin tek bir grup çatısı altında birleşmeleri ve resmi bir sözcülerinin olması gerektiğini belirten Feyli, bağımsız vekiller ile Barzani arasındaki görüşmenin bir protokol görüşmesinden ibaret olduğunu söyledi.

Kazımi üzerinde uzlaşı var
Feyli, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’nin kendisine yönelik karalama kampanyalarına rağmen iç politikada başarı kaydetmesi, kriz adamı olmaması ve evinin bombalanmasını siyasi malzeme haline getirmeyi reddetmesi nedeniyle üzerinde uzlaşı sağlanan bir isim olduğunu ifade etti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Feyli, Kazımi’nin açık ve gizli politikasının çatışma değil, uzlaşı noktasına hizmet ettiğini dile getirdi.
Kazımi’nin önceki başbakanlar gibi ideolojik saplantılara sahip olmadığını, makam paylaşımı meselesini rakip bir taraf olarak girmediğini ve partilerin de bunu istediğini söyleyen Feyli, Kazımi’nin herkese saygı gösterdiğini, başbakanlık dönemi boyunca birçok sorunu çözdüğünü ve ayrıca bölgesel düzeyde de başarılı olduğunu kaydetti.



Netanyahu'nun ofisi: Hamas, asker Itay Chen'in cenazesini teslim etti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
TT

Netanyahu'nun ofisi: Hamas, asker Itay Chen'in cenazesini teslim etti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)

İsrail Başbakanlık Ofisi dün, Gazze Şeridi'ndeki Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla Hamas'tan bir askerin cenazesini teslim aldığını duyurdu ve kimlik tespit sürecinin ardından cenazenin asker Itay Chen'e ait olduğunu bildirdi.

Hamas daha önce, İsrail'in Hamas ve ICRC ekiplerinin bölgeye girmesine izin vermesinin ardından, Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye mahallesinde, halen İsrail güçleri tarafından işgal altında olan bölgede tutulan bir rehinenin cesedini bulduğunu açıklamıştı.

10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması kapsamında Hamas, Gazze Şeridi'nde tuttuğu 20 rehinenin tamamını, İsrail'in serbest bıraktığı yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûm karşılığında teslim etti.

g
Gazze şehrinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arama çalışmaları sırasında Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) araçlarının yanında nöbet tutan Hamas mensupları (EPA)

Hamas, ölen rehinelerin cenazelerini teslim etme sözü verdi, ancak savaşın yol açtığı yıkım nedeniyle cenazelerin yerini tespit etmenin zor olduğunu belirtti. İsrail ise Hamas'ı kendisini oyalamakla suçladı.

Chen'in cenazesinin teslim edilmesiyle Hamas, Gazze Şeridi'nde olan 28 cesetten 21'ini iade etmiş oldu.

Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkilileri, İsrail'in Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana öldürülen 270 Filistinlinin cenazesini teslim ettiğini söyledi.

İsrail istatistiklerine göre, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail’in güney yerleşimlerine düzenlediği saldırıda bin 200 kişi öldü ve 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü.

Şarku’l Avsat’ın Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkililerinden elde ettiği bilgiye göre Hamas'ın saldırısına yanıt olarak İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği askeri harekat, 68 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine yol açtı.

Chen, Hamas'ın İsrail'in güneyindeki kasabalara ve askeri üslere düzenlediği sürpriz saldırıda görev başındaki bir askerdi.

gt
İsrail'in Hamas ile imzaladığı ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılan mahkûmlar, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi önünde onları bekleyen kalabalığa el sallıyor. (AP)

ABD arabuluculuğunda sağlanan ateşkes, tekrar eden şiddet olaylarına rağmen büyük ölçüde sürdü. Filistin sağlık yetkilileri, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail saldırılarında 239 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi; bunların yaklaşık yarısı, geçen hafta İsrail’in askerlerine yönelik silahlı bir saldırıya karşılık verdiği gün yaşamını yitirdi.

İsrail, üç askerinin öldürüldüğünü ve ateşkes anlaşması kapsamında güçlerinin geri çekildiği hatlara yaklaştığını iddia ettiği onlarca Hamas mensubunu hedef aldığını açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkilileri bugün erken saatlerde, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bir adamın İsrail ateşiyle öldürüldüğünü açıkladı. İsrail ordusu, ordunun halen işgal ettiği bölgelere geçen ve doğrudan tehdit oluşturan bir ‘teröristi’ öldürdüğünü duyurdu.


ABD'nin "Gazze gücü" projesi rezervasyonlarla kuşatılmış durumda

Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
TT

ABD'nin "Gazze gücü" projesi rezervasyonlarla kuşatılmış durumda

Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)

Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç kurulmasını öngören BM Güvenlik Konseyi kararının yapısı ve yetkileri konusundaki çekinceler askıda kaldı. Bazı taraflar önerinin hükümlerinin açıklığa kavuşturulmasını talep ederken, kaynaklar, anlaşmazlıkların Güvenlik Konseyi'nin güç hakkında bir karar almasını engelleyebileceği endişesini dile getirdi.

ABD, pazartesi günü Güvenlik Konseyi'nin birkaç üyesine Gazze'de uluslararası bir güç kurulmasını öngören bir karar taslağı gönderdi. Güç, 2027 yılı sonuna kadar Gazze Şeridi'ni yönetmek üzere geniş bir yetkiye sahip ve bu yetkinin uzatılma olasılığı da olacak. ABD'li bir yetkili, Axios'a yaptığı açıklamada, bu gücün "barışı koruma gücü değil, uygulama gücü" olacağını ve "Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılmasını sağlayarak Gazze'deki güvenlik ortamının istikrarına katkıda bulunacağını" söyledi.

Arabulucu bir ülkeden bilgili bir kaynak Şarku'l Avsat'a, anlaşmazlıkların devam etmesi halinde Güvenlik Konseyi kararı olmadan Washington'un kararıyla bu güçlerin oluşturulma olasılığından endişe duyduğunu belirtti. Bu, İsrail'in tercih ettiği formül olup, arabulucu ülkeler veya garantörler tarafından kabul edilmemekte.

Konuyla ilgili bilgi sahibi Filistinli kaynaklar, Şarku'l Avsat'a, Filistin Yönetimi'nin Amerikan tasarısını Arap grubuyla görüşerek metinde değişiklik talep edeceğini söyledi.


Eritre Cumhurbaşkanı: Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinden kıyısındaki ülkeler sorumlu

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Eritre Cumhurbaşkanı: Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinden kıyısındaki ülkeler sorumlu

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, Kızıldeniz bölgesinde askeri üslerin kurulmasına izin vermenin istikrarsızlık için bir bahane olduğunu ve bölgedeki halkların, dış güçlerin bu rolü üstlenmesine gerek kalmaksızın, bu hayati uluslararası su yolunda seyrüsefer güvenliğini sağlamaktan kendilerinin sorumlu olduğunu söyledi.

Afwerki dün akşam Mısır ziyareti sırasında Mısır’da yayın yapan ‘Kahire el-İhbariyye’ televizyon kanalına verdiği röportajda şunları söyledi:

“Kızıldeniz’e kıyısı olan ülkeler arasındaki entegrasyon son derece önemli. İş birliğini güçlendirmek için ortak mekanizmaların kurulması gerekiyor.”

Somali'nin kıyılarını koruma kabiliyetinin yanı sıra Eritre, Yemen, Cibuti ve Sudan'ın da kıyılarını koruma kabiliyetine sahip olduğunu vurgulayan Eritre Cumhurbaşkanı, bölgenin karmaşıklığının, yerel çabaları güçlendirmek yerine dış alternatiflere başvurmaktan kaynaklandığını belirtti.

Kızıldeniz'in jeopolitik öneminin, herhangi bir dış müdahaleyi haklı çıkarmayacağını ve Eritre ile Mısır'ın bu konudaki vizyonlarının tamamen uyumlu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Afwerki, “Devletler arasında yakınlaşan görüşler, hükümetlerin, cumhurbaşkanlarının veya siyasi partilerin tercihleri değil, bölgedeki halkların çıkarlarını yansıtmaktadır. Her hükümet, bu temel ilkeyi korumak ve bölgesel iş birliğinin güçlendirilmesine katkıda bulunmak için kendi yetenekleri konusunda net bir vizyona sahip olmalı” ifadelerini kullandı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz perşembe günü Mısır'ı ziyaret ederek Büyük Mısır Müzesi'nin açılışına katıldı. Cumhurbaşkanı Afwerki bu ziyaret kapsamında Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir araya geldi. Görüşmede, Kızıldeniz'in güvenliğini sağlamak ve bu hayati su yolundaki seyrüseferi etkilememek için iş birliğinin güçlendirilmesinin önemi vurgulandı.

Mısır Cumhurbaşkanı, bölgedeki güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesine katkıda bulunmak için Mısır ile Eritre arasında ve komşu Arap ve Afrika ülkeleriyle koordinasyonun yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Afwerki, Kahire el-İhbariyye kanalına verdiği röportajda Afrika Boynuzu ülkelerinin, kendilerine bu konuda alan tanınırsa ve etnik veya kabile ayrımlarına ya da başarısız politikalara sürüklenmeden sorunları ele almak için bilinçli yaklaşımlar benimsenirse, sorunlarını yerel olarak çözebileceklerini vurguladı. Eritre Cumhurbaşkanı, bölge halklarının bu bölünmeler nedeniyle egemen kurumlara sahip devletler kurmakta zorluk yaşadıklarını ifade etti.

Afrika Boynuzu bölgesindeki ülkeler arasında ikili ve kolektif iş birliğinin büyüme, refah ve istikrarın sağlanması için gerekli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Afwerki, Mısır ile Eritre arasındaki ilişkilerin, bölgedeki kriz ve kargaşa durumunu değiştirmek amacıyla entegrasyon ve kapsamlı iş birliğine yönelik özel stratejik ilişkiler olduğunu vurguladı.

Afwerki’nin bu açıklamalarından birkaç gün önce, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in Etiyopya parlamentosunda yaptığı konuşmada Nil Nehri havzası ülkeleri Etiyopya, Sudan ve Mısır arasında Büyük Etiyopya Rönesans Barajı konusunda iş birliği yapılması ve karayla çevrili ülkesine denize erişim sağlamak için Eritreye koordinasyon çağrısında bulundu.

Sudan’ın Darfur eyaletinin Faşir şehrinde kontrolün Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçmesinin ardından ülkedeki son gelişmelere de değinen Eritre Cumhurbaşkanı, Sudan'daki istikrar ve güvenliğin Afrika Boynuzu'nda denge ve güvenliğin sağlanması için hayati önem taşıdığını, buradaki herhangi bir karışıklığın komşu ülkelerdeki gerilimleri tırmandırabileceğini ve bölgesel güvenliği doğrudan etkileyebileceğini belirtti.