Tunus muhalefeti, Cumhurbaşkanı Kays Said’in başlattığı ulusal diyalog sürecine alternatif bir diyalog süreci başlatıyor.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in ilan ettiği seçim sürecine karşı çıkan Ulusal Kurtuluş Cephesi üyesi Semir Dilo, Temmuz 2021 sürecini reddeden bir dizi parti ile Nahda Hareketi’nin önderlik ettiği Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin, siyasi krizi çözmek ve Parlamento'nun güvenini kazanacak bir "Ulusal Kurtuluş Hükümeti" kurulmasına karar vermek amacıyla “paralel bir ulusal diyalog” başlatmayı önereceğini söyledi. Önerinin, Tunus Genel İşçi Sendikaları (UGTT) tarafından desteklendiğini aktaran Dilo, diyalogun Cumhurbaşkanlığı dahil olmak üzer kamusal alandaki tüm aktörlere kapıları açacağını kaydetti.
Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin, feshedilen parlamentonun güvenini kazanmak amacıyla bir "Ulusal Kurtuluş hükümeti" kurulmasına ilişkin siyasi önerisini kamuoyuna duyurmaya devam edeceğini de sözlerine ekleyen Dilo, bunun siyasi partiler ve ulusal örgütlerin başkanlarının yanı sıra özellikle Cumhurbaşkanı’nın önerisiyle hali hazırda sürmekte olan diyaloga katılmayı reddeden UGTT ile iletişim kurularak yapılacağını aktardı.
Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin, Said tarafından onaylanan seçimleri ve kararları reddeden kuruluşlar ve taraflar arasındaki anlaşmaya varmasının ardından Raşid Gannuşi başkanlığındaki feshedilmiş parlamentoyu, Ulusal Kurtuluş Hükümeti'ne güven vermesi için bir genel kurul toplantısı düzenlemeye davet etmesi bekleniyor.
Bu bağlamda Abir Musa liderliğindeki Kays yanlısı Özgür Anayasa Partisi dün Said çağrısıyla 25 Temmuz’da yapılması planlanan Anayasa referandumu kararını iptal etmek için İdare Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulundu.
Özgür Anayasa Partisi, yargıya, Said’in referandum emrini “görevini kötüye kullanma” gerekçesiyle iptal etmesi çağrısında bulundu. Ayrıca, asıl davada kararın verilmesine kadar yürütmenin ertelenmesi ve yürütmenin durdurulması talebinde bulundu.
Diğer yandan, Tunus için yeni bir anayasa hazırlamakla görevli Sadık Belaid’in, 2014 anayasanın ilk bölümünde yer alan “Ülkenin dini İslam’dır” ibaresini çıkarma eğilimini büyük bir siyasi ve toplumsal tartışmaya yol açtı. Bu gelişme, bazılarını geçmiş yıllarda hüküm süren kimlik mücadelesi tartışmasına geri dönülmesi konusunda uyarmaya sevk etti.
Nahda Hareketi liderlerinden Refik Abdüsselam, böyle bir ibarenin kaldırılmasını şiddetle eleştirerek, Anayasa Komisyonu Başkanı ve sol parti temsilcilerinin Nahda Hareketi’ne münhasır olduğunu düşündüğü İslam’a karşı derin bir nefret beslediklerini ve devleti kullanarak hesaplarını yapmak istediklerini ifade etti. 2014 anayasasının “özgürlük ve onur devriminin meyvelerinden biri” olduğuna dikkati çeken Abdüsselam, İslam ve kimlik meselesinin bütün vatandaşları ilgilendiren bir mesele olduğunu, yalnızca Nahda ve diğer herhangi bir partinin meselesi olmadığına atıfta bulundu. Tunus anayasasının ülkenin bağımsızlığından bu yana resmi dilinin Arapça, dininin İslam olduğunu kaydeden Abdüsselam, bazılarının bu konuyu abarttığını, Arap ve İslam ibarelerinin her türlü izini silmek istediklerini iddia eti.
Birkaç ulusal parti, Tunus'un kimliğinin doğru ve açık bir şekilde ifade edilmesine yönelik herhangi bir önyargıya karşı çıkarak, Tunus'un kimliğinin "Arap ve İslam olduğunu” vurguladı.
Belaid, Anayasa maddelerinde İslam'dan bahsedilmemesinin amacının, Cumhurbaşkanı Said'in parlamentoyu feshetme kararından önce en büyük parlamento bloğu olan Nahda Hareketi gibi benzer siyasi partilerle mücadele etmek olduğuna inanıyor.
Tunus muhalefeti siyasi krizi çözmek için "paralel diyalog" önerdi
Tunus muhalefeti siyasi krizi çözmek için "paralel diyalog" önerdi
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة