Macron yasama seçimleriyle mecliste mutlak çoğunluğa ulaşmayı hedefliyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)
TT

Macron yasama seçimleriyle mecliste mutlak çoğunluğa ulaşmayı hedefliyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)

Fransa’da Emmanuel Macron’un yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinden bir buçuk ay sonra, Fransızlar milletvekillerini seçmek için Pazar günü yeniden sandık başına gidecek.
Kamuoyu yoklamalarına göre, Macron meclis çoğunluğunu alacak gibi, ancak iki turlu oylama boykot tehdidi altında ve birleşen sol ittifak tetikte.
AFP’nin haberine göre, Macron bir sonraki Ulusal Meclis’te mutlak çoğunluğunu yenilemeyi umuyor. 
Bu da ona, ikinci beş yıllık görev süresi boyunca özellikle emekli maaşları olmak üzere bir dizi reform başlatma özgürlüğü verecek.
Macron, Sarı Yelekliler hareketinden, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ve Ukrayna’daki savaşa kadar krizlerle gölgelenen ilk döneminde, Ulusal Meclis’in desteğini aldı.
Ancak yükselen enflasyon ve ekonomik yavaşlama zemininde, seçim kampanyasında Macron’un kampı ve Jean-Luc Melenchon’un liderliğinde sol parti koalisyonu öne çıktı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda elenen Melechon (70), sosyalistleri, komünistleri, ekolojistleri ve partisi Boyun Eğmeyen Fransa’yı bir araya getiren bu ittifakın lideri olarak Macron’un en büyük rakibi olarak görülüyor.
Radikal solun lideri, yasama seçimlerini kazanmayı ve cumhurbaşkanına bir arada yaşamayı dayatmayı umuyor.
Melenchon, geçtiğimiz Çarşamba günü Macron’un kampındaki ‘panik’ ile alay ederek, “Korkmalısın. Agresif bir hüzün, çocuklarınızı yiyip bitirecek” dedi.
Macron ise, cesaret kırıcı kamuoyu yoklamaları karşısında seçim bölgelerine ziyaretlerini yoğunlaştırdı ve Perşembe günü Melenchon’a yönelik eleştirilerini artırdı.
Fransızlar, 12 ve 19 Haziran’da iki turda yapılacak seçimlerde, Ulusal Meclis’teki 577 sandalyenin sahibini seçecek.
Seçim tarihi yaklaştıkça oy verip vermeme konusunda çekimser kalma riski de artıyor.

Ipsos & Sopra Steria anket sonuçlarına göre, çekimserlik seçim günü, yani bu Pazar yüzde 52 ile yüzde 56 arasında olabilir.
2017’de yüzde 51,3 olan çekimserlik oranı bu yıl bir rekor kırabilir.
Seçimlere dair en önemli konu, Macron’un Ulusal Meclis’te nispi veya mutlak çoğunluğa ve özellikle soldaki muhalefetin ağırlığına sahip olup olmayacağı.
Perşembe günü yayınlanan Ipsos & Sopra Steria anketine göre, Melechon liderliğindeki sol ittifak yüzde 28 oy alabilir. Bu da Macron’un mutlak çoğunluğunu tehdit edebilir.
Ankete göre, Marine Le Pen’in aşırı sağ partisi oyların yüzde 19,5’ini alabilir, böylece yüzde 11 alacağı tahmin edilen geleneksel sağın önüne geçebilir.
Mayıs ortasında kurulan mevcut hükümetin kaderi de milletvekili seçimlerinin sonuçlarına bağlı. Başbakan Elizabeth Bourne dahil birçok parti üyesi aday.
Normandiya’da bir seçim bölgesinde aday olan Bourne’un yenilgisi, büyük bir kabine değişikliği anlamına gelebilir.



İş dünyası Trump’ın devlet kapitalizmine ayak uydurmaya çalışıyor

Trump ve Nvidia CEO'su Jensen Huang son dönemde yakınlaştı (Reuters)
Trump ve Nvidia CEO'su Jensen Huang son dönemde yakınlaştı (Reuters)
TT

İş dünyası Trump’ın devlet kapitalizmine ayak uydurmaya çalışıyor

Trump ve Nvidia CEO'su Jensen Huang son dönemde yakınlaştı (Reuters)
Trump ve Nvidia CEO'su Jensen Huang son dönemde yakınlaştı (Reuters)

ABD'deki CEO'lar Başkan Donald Trump'ın devlet kapitalizmine uyum sağlamaya çalışıyor.

Trump yönetimi, dünyadaki en iyi yapay zeka çiplerinden Nvidia H200'lerin Çin'e satışına onay verildiğini geçen hafta duyurmuştu.

Anlaşmaya göre çiplerin Çin'e ihracından elde edilecek gelirin yüzde 25'i ABD devletine ödenecek.

Wall Street Journal'ın (WSJ) analizinde, Nvidia örneğinin Trump yönetiminin getirdiği "devlet kapitalizmine" işaret ettiği belirtiliyor.

Birçok büyük firmanın ABD Başkanı'nın belirlediği ekonomik gündeme uyum sağlayarak Çin'e satış imkanından gümrük vergileri ve düzenlemelere kadar pek çok konuda daha avantajlı bir konuma geçmek istediğine işaret ediliyor.

ABD'de devletin şirketlere ortak olmasının veya üretim süreçlerine müdahale etmesinin eskiden savaş, finansal kriz ya da pandemi gibi acil durumlarla sınırlı olduğuna dikkat çekiliyor.

Ancak Trump yönetiminin bunu "standart uygulama" haline getirdiği belirtiliyor. ABD Başkanı, geçen hafta WSJ'de yayımlanan söyleşisinde şu ifadeleri kullanmıştı:

Bence şirketlere ortak olmalıyız. Bazıları bunun pek Amerikanvari olmadığını söyleyebilir. Bence Amerikanvari olan tam da bu.

Analizde, CEO'ların FED'den medya şirketlerine kadar birçok kurum ve kuruluşa müdahale eden Trump'ın öngörülemez hamlelerinden çekindiği belirtiliyor.

Diğer yandan Trump'ın selefi Joe Biden'ın şirketlere ve piyasaya yönelik yoğun düzenleme politikalarının ardından Cumhuriyetçi liderin "iş dünyasına dostane" tavrının firmalar tarafından olumlu karşılandığı yazılıyor.

Dev şirketlerle devlet arasındaki işbirliğinin en belirgin hale geldiği sektörün yapay zeka olduğuna dikkat çekiliyor. Silikon Vadisi ve Trump, ekonomik büyüme ve Çin'e karşı stratejik pozisyonun korunması için yapay zeka yarışına odaklanması gerektiğinde hemfikir.

Elon Musk, Jeff Bezos ve Mark Zuckerberg gibi Silikon Vadisi'nin önde gelen isimlerinin seçim kampanyası ve sonrasında Trump'a destek verdiği de hatırlatılıyor. ABD Başkanı da göreve geldiği gibi OpenAI, Oracle ve SoftBank tarafından yönetilecek "Stargate" adlı 500 milyar dolarlık yapay zeka altyapı projesini duyurmuştu.
Independent Türkçe, Wall Street Journal, Economist


Rusya, NATO'nun Ukrayna'daki varlığını reddediyor

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (sağda), Alman Donanma Komutanı Koramiral Jan Christian Kac (ortada) ve Kaptan Bruder Nielsen, Berlin'deki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen bir Sea Tiger helikopterinin teslim töreninde askeri belgeleri inceliyor... 16 Aralık 2025 (EPA)
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (sağda), Alman Donanma Komutanı Koramiral Jan Christian Kac (ortada) ve Kaptan Bruder Nielsen, Berlin'deki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen bir Sea Tiger helikopterinin teslim töreninde askeri belgeleri inceliyor... 16 Aralık 2025 (EPA)
TT

Rusya, NATO'nun Ukrayna'daki varlığını reddediyor

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (sağda), Alman Donanma Komutanı Koramiral Jan Christian Kac (ortada) ve Kaptan Bruder Nielsen, Berlin'deki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen bir Sea Tiger helikopterinin teslim töreninde askeri belgeleri inceliyor... 16 Aralık 2025 (EPA)
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (sağda), Alman Donanma Komutanı Koramiral Jan Christian Kac (ortada) ve Kaptan Bruder Nielsen, Berlin'deki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen bir Sea Tiger helikopterinin teslim töreninde askeri belgeleri inceliyor... 16 Aralık 2025 (EPA)

Moskova, Amerikan ve Ukrayna tarafları arasında Berlin'de yapılan ve Kiev'in barış anlaşmasını kabul etmesi için güvenlik garantileri verilmesine ilişkin görüşmelerden sızan bilgilerin ardından, NATO güçlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına karşı olduğunu vurguladı.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov, ülkesinin "ABD yönetimi ile Kiev müzakerecileri arasındaki son görüşmelerin nasıl sonuçlandığını bilmediğini, ancak ABD'den mevcut durum hakkında daha fazla bilgi edinmeyi dört gözle beklediğini" belirtti. Ryabkov, "Alınabilecek tüm kararlara açığız, ancak Ukrayna topraklarında NATO güçlerinin konuşlandırılmasına veya varlığına kesinlikle onay vermeyeceğiz" dedi. Ryabkov ayrıca, "“İstekliler Koalisyonu'nun NATO ile aynı, hatta belki de daha kötü olduğunu" ifade etti.

İlgili bir gelişme olarak, üst düzey Avrupalı ​​yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile birlikte dün, Kiev'e on milyarlarca doları bulan tazminat ödemelerine karar verecek uluslararası bir organ kurulması konusunda anlaştılar. 35 ülke tarafından imzalanan "Ukrayna Uluslararası Tazminat Komisyonu", tazminat taleplerini değerlendirecek ve karara bağlayacak.


Trump’tan Filistinliler dahil 7 ülkenin vatandaşlarına daha ABD’ye giriş kısıtlaması

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump’tan Filistinliler dahil 7 ülkenin vatandaşlarına daha ABD’ye giriş kısıtlaması

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Suriye dahil yedi ülkenin vatandaşlarının yanı sıra Filistin Yönetimi pasaportu sahiplerinin de ABD'ye girişini yasaklayarak seyahat yasağının kapsamını genişletti.

Beyaz Saray tarafından sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, Trump'ın ‘ABD'nin güvenliğini korumak amacıyla yabancı uyrukluların girişini daha da kısıtlayan ve sınırlayan bir karar imzaladığını’ duyurdu.

Başkanlık kararına göre kısıtlamalardan etkilenen diğer ülkeler arasında Burkina Faso, Nijer, Mali ve Güney Sudan yer alırken, Laos ve Sierra Leone'ye kısmi veya tam kısıtlamalar getirilecek.

Bu önlem, Filistin Yönetimi tarafından verilen pasaportlara sahip Filistinlileri de hedef alıyor. Trump yönetimi, halihazırda ondan fazla ülkeye kapsamlı kısıtlamalar getirdi. Suriye ile ilgili olarak, bu önlem, Washington'da iki Ulusal Muhafız askerinin vurulduğu saldırından birkaç gün sonra alındı.