Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Başkan Yardımcısı Emine Osê’den Türkiye’ye diyalog çağrısı

Perşembe günü Halep kırsalındaki Azez kentinde Suriyeli muhaliflere ait bir konvoy (AFP)
Perşembe günü Halep kırsalındaki Azez kentinde Suriyeli muhaliflere ait bir konvoy (AFP)
TT

Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Başkan Yardımcısı Emine Osê’den Türkiye’ye diyalog çağrısı

Perşembe günü Halep kırsalındaki Azez kentinde Suriyeli muhaliflere ait bir konvoy (AFP)
Perşembe günü Halep kırsalındaki Azez kentinde Suriyeli muhaliflere ait bir konvoy (AFP)

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Emine Osê, Suriye’nin kuzeydoğusunda Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) ait nüfuz bölgelerini olası bir Türk askeri operasyonundan ve yıkıcı bir savaştan uzak tutmak ve askıda bekleyen sorunları çözmek için Türk hükümetine dolaylı yoldan diyalog çağrısında bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan Osê, “Özerk Yönetim ister Şam hükümetiyle ister komşu ülkelerle olsun askıda bekleyen her türlü sorunun çözümü için diyaloğa hazır olduğunu açıklıyor ve söylüyor” dedi.
Osê, Türkiye’nin bölgeye yönelik operasyon açıklamaları ve Özerk Yönetim’in bu açıklamalar karşısında aldığı pozisyona ilişkin soruya, “DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’a üye ülke ve hükümetler ile Suriye dosyasında aktif küresel ve bölgesel aktörlerle diplomatik faaliyetlerimizi ve temaslarımızı yoğunlaştırdık. Temaslarımız üç ana nokta etrafında dönüyor. Birincisi, Türk saldırısının gerçekleşmesini önlemek. İkincisi, Suriye’nin bölünmesine karşı uyarmak. Üçüncüsü ise, Türkiye’nin Suriyeli mültecileri asıl ikamet yerleri olmayan bölgelere yerleştirme projesine karşı uyarmak” diye yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “Suriye’yi bölmek ve daimî çatışmalar yaratmak”la suçlayan Osê, Suriyeli mültecilerin Suriye’nin kuzeyindeki Türk askeri operasyon bölgelerine geri getirme planının asıl amacının “Türkiye’nin bu projeyi reddeden Suriye’nin kuzeydoğu sakinlerini hedef almak için bölge üzerinde vesayet kurmak amacıyla uzun vadede faydalanabileceği kalıcı bir fitne ortaya çıkarmak ve tek vatanın evlatları arasında çatışmalar yaratmak” olduğunu belirtti.
Özerk Yönetim bölgelerinin Suriye’nin bir parçası olduğunu söyleyen Osê, Suriyelilerin yeniden yerleştirilmesiyle ilgili “tehlikeli planları” durdurmak için Şam hükümetine iş birliği çağrısında bulundu.
Osê, bu tehlikeli planlara karşı koyma ve yerli nüfusun yapısının değiştirilmesini engelleme konusunda birinci sorumluluğun tüm Suriyelilere, Şam hükümetine ve Özerk Yönetim’e düştüğünü vurguladı.
Osê, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Türk hükümeti uluslararası konjonktürden ve Rusya’nın Ukrayna ile savaşından faydalanıyor. Türkiye'nin Suriye, Irak ve genel olarak komşu ülkeler üzerindeki hegemonyasını güçlendirmek için Suriye'ye yeni bir İskenderun dayatma arzusunu yabana atmıyoruz. Özerk Yönetim ister Şam hükümetiyle ister komşu ülkelerle olsun askıda bekleyen her türlü sorunun çözümü için diyaloğa hazır olduğunu açıklıyor ve söylüyor.”



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.