İran ile yürütülen nükleer müzakerelerin sonlanmasının alternatifleri

Viyana, İran nükleer dosyasına ilişkin müzakere oturumlarına ev sahipliği yapıyor. (AFP)
Viyana, İran nükleer dosyasına ilişkin müzakere oturumlarına ev sahipliği yapıyor. (AFP)
TT

İran ile yürütülen nükleer müzakerelerin sonlanmasının alternatifleri

Viyana, İran nükleer dosyasına ilişkin müzakere oturumlarına ev sahipliği yapıyor. (AFP)
Viyana, İran nükleer dosyasına ilişkin müzakere oturumlarına ev sahipliği yapıyor. (AFP)

Uluslararası Atom Enerjisi Örgütü'nün (UAEA) İran'ı kınama kararı ve Tahran'ın buna tepkisi, mevcut gerçek ile önceki nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma veya yeni bir versiyonuna ulaşma umutları arasındaki büyük mesafeyi gösterdi. Artık mesele, Batı ile İran arasındaki nükleer müzakerelerin tamamen ve kalıcı olarak çökmesi durumunda, çatışmanın her iki tarafının sahip olduğu ve kullanabileceği alternatif araçlarda yatıyor.
İran'ın oylamaya katılan 35 ülkeden 30'u tarafından onaylanan örgüt kararını kınaması, örgütün müfettişlerinin Natanz, İsfahan, Tahran ve İran'daki diğer nükleer tesislere yerleştirdiği 27 gözetleme kamerasının çalışmasını durdurmak için atılan hızlı pratik adımları da içeriyor. UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi, yukarıda belirtilen kameraların dört haftayı aşmayan bir süre içinde yeniden çalıştırılmasından kaçınmanın, 2015 anlaşmasıyla çalışmaya devam etme şansını ortadan kaldıracağı konusunda uyardı. Buna ek olarak İran'ın uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüjlerin üretim ve kurulumunu hızlandıracağını ve daha etkin yeni modellerini hizmete sunacağı duyuruldu.
İran'ın, geçtiğimiz mart ayında Viyana'da ortaya atılan ve söz konusu dönemde müzakerelerde bir dönüm noktası gibi görünen formülü kabul etmeye yönelik çözüm çabaları ve çağrıları başarısız olursa halen kullanabileceği bazı kartları bulunuyor.
Tahran, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan uluslararası terör örgütleri listesinden çıkarılması, 2018'de eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı gibi ABD'ye anlaşmadan bir daha çekilmeme garantisi verilmesi ve nihayet anlaşmayı imzalamadan önce İran'a yönelik ABD yaptırımlarının büyük kısmının kaldırılması olan üç talebine bağlılığı sürüyor.  Bu talepleri yerine getirmek için sahip olunan araçlar iki kategoriye ayrılıyor. Bunlardan ilki, uranyum zenginleştirme oranını yüzde 90'a çıkarmak ve Tahran'ın 1970'te imzaladığı Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'ndan çekilmesi ve UAEA ile iş birliği seviyesinin, ajans müfettişlerinin İran nükleer tesislerinde kendilerinden istenen görevleri yerine getirmelerini fiilen engelleyen seviyelere indirilmesi gibi doğrudan İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili.
Yerel olarak üretilen IR6 santrifüjlerini kullandıktan sonra zenginleştirme seviyesini yüzde 90'a çıkarma tehdidi, zenginleştirilmiş uranyumu nükleer bomba yapımında kullanılan askeri düzeyde plütonyuma dönüştürmek için gereken kritik yüzdeye dokunduğu için en ciddi tehdit olabilir. Bu, birkaç Batılı gözlemcinin, İran'ın atom bombasının tüm bileşenlerine sahip olmasını ‘birkaç hafta’ ve daha fazla olmayana kadar geçen süreyi belirlemesini sağladı.
İkinci kategori ise dolaylı olarak nükleer müzakerelere giren ikinci İran araçları. Burada İran'ın yabancı silahlarının, özellikle DMO’nun – bu nedenle terör örgütleri listesinden çıkarılmasında ısrar ediyor - ve Irak, Lübnan, Yemen ve Suriye ve Gazze gibi birçok Arap ülkesinde onunla bağlantılı yerel güçlerin oynadığı rol devreye giriyor. Nükleer müzakerelerdeki her tökezlemenin, bir İranlı yetkilinin ‘İsrail İran konusunda bir hata yaparsa Tel Aviv ve Hayfa'yı yerle bir etmekle’ tehdit etmesiyle çakışması tesadüf değil.
Lübnan ve İsrail arasındaki deniz sınırlarının çizilmesi konusu, Tahran'ın nükleer müzakerelerinde neler kullanabileceğine dair basit bir örnektir. Lübnan'daki yerel İran ajanı bu gerçeğin farkında ve İran- ABD müzakereleri ihtimallerini yok etmemek için açık denizdeki ‘Kariş’ sahasından gaz çıkarmaya gelen Yunan gemisine karşı herhangi bir pratik önlem almamak için hareket ediyor. Ancak ABD’liler ve İsraillilere deniz sınırları meselesinin, İran müzakere belgeleri listesine girdiğini bildirmekte ısrarcı. Aynı durum, Erbil'in bombalanmasının ve bazı ABD çıkarlarının hedef alınmasının Irak milisleri tarafından yenilendiği, ABD’ye savaş ilan etme noktasına gelmeyen Irak için de geçerli. Bu, Ruslara ait bölgeleri etkisiz hale getirmek için büyük bir Rus-İsrail anlayışı ve Moskova'nın İsrail hava ve füze saldırıları açısından doğrudan çıkarlar olarak gördüğü durum bağlamında İsrail'in Suriye'deki İran bölgelerini havadan bombalamaya devam etmesiyle örtüşüyor.
Bu karmaşık oyuna ayrıca İran ekonomik krizinin tırmanması ve kötüleşen yaşam koşullarına karşı halk öfkesi de dahil oluyor. İsrail'in, İran'ın nükleer tesislerine karşı büyük askeri saldırılar başlatma ve bölgesel ittifakları, İran rejiminin yurtiçinde ve yurt dışındaki muhalifleriyle güvenlik ve askeri iş birliğini güçlendirme tehdidi de bulunuyor.
Ortadoğu'da yeni bir savaş çıkması, özellikle araç yakıtı ve ABD fiyatları üzerinde rekor rakamlara ulaşan petrol fiyatları üzerindeki doğrudan etkisi ve birkaç ay sonra Demokratların seçim servetlerine onarılamaz bir zarar vermesi nedeniyle mevcut ABD yönetiminin görmek istediği bir şey değil. Bu, İran'ın manevra alanını ve Tahran'ın pozisyonlarına tutunma kabiliyetini bir dereceye kadar genişletiyor. Bununla birlikte Batı ve Washington'ın, İran'la ilişkilerdeki sabitlerinden, özellikle de İran'ın nükleer eşiği geçmesini ve bir nükleer silah cephaneliği oluşturmasını önleyeceklerine inanmak için ise herhangi bir neden yok.



Hamas: Gazze'deki ateşkes görüşmelerini 'sorumlu ve olumlu' bir şekilde ele alıyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureyc kampında yanında bir çocukla bulaşık yıkayan Filistinli kadın (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureyc kampında yanında bir çocukla bulaşık yıkayan Filistinli kadın (AFP)
TT

Hamas: Gazze'deki ateşkes görüşmelerini 'sorumlu ve olumlu' bir şekilde ele alıyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureyc kampında yanında bir çocukla bulaşık yıkayan Filistinli kadın (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureyc kampında yanında bir çocukla bulaşık yıkayan Filistinli kadın (AFP)

Hamas sözcüsü Gazze'deki ateşkes görüşmelerinin yeni turunun bugün başladığını belirterek, hareketin ABD elçisiyle yapılan görüşmeler de dahil olmak üzere bu müzakerelerde “tüm sorumluluk ve olumlulukla” hareket ettiğini vurguladı.

Hamas sözcüsü Hazım Kasım, bu turun müzakerelerin ikinci aşamasının başlaması, Gazze'deki savaşın sona ermesi, İsrail'in Şerit'ten çekilmesi ve tutuklu takası anlaşmasının tamamlanmasının önünü açacak “somut ilerleme” ile sonuçlanmasını umduğunu ifade etti.

Konuyla ilgili olarak bir başka Hamas sözcüsü ise İsrail tarafının ateşkes anlaşmasından döndüğü suçlamasını yineleyerek bunun, “uluslararası irade ve tüm arabulucuların anlaşmayı istikrara kavuşturma ve savaşı sona erdirme çabalarıyla çeliştiğini” söyledi.

Hamas sözcüsü Abdüllatif el-Kanu, Hamas'ın “müzakerelerin çeşitli aşamalarında esneklik sunduğunu ve olumlu davrandığını” vurgulayarak ikinci aşamanın uygulanması, yardımların yeniden ulaştırılması ve savaşın sona erdirilmesi için Doha müzakerelerinden yeni adımlar beklediklerini belirtti.

Bu ayın başında sona eren anlaşmanın ilk aşamasında sekizi ölü olmak üzere 33 rehine İsrail'e iade edilirken, İsrail de hapishanelerindeki bin 800 Filistinli tutukluyu serbest bıraktı.

Bu gelişme, İsrail'in Gazze Şeridi'nin elektriğini kesmesinin Araplar tarafından kınandığı ve başta Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt olmak üzere Arap ülkelerinin uluslararası toplumu İsrail'in uluslararası insancıl hukuku “ihlallerini” durdurmak için harekete geçmeye çağırdığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail pazar günü, Tel Aviv'in 15 aydır süren savaş nedeniyle harap olan Gazze Şeridi'ne insani yardım ve yardım malzemelerinin girişini engelleme kararından bir hafta sonra Gazze Şeridi'ne elektrik sağlayan tek hattı da kesti.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre elektrik hattı, Gazze Şeridi'nde 600 binden fazla kişiye hizmet veren ana tuzdan arındırma tesisini besliyor. Bu da Birleşmiş Milletler'in "ciddi yansımalara" karşı uyarıda bulunmasına yol açtı.

Suudi Arabistan uluslararası topluma, Gazze Şeridi'ne elektrik ve yardımın “derhal ve koşulsuz olarak” yeniden sağlanması için acil önlemler alma çağrısında bulunarak, bu “ağır ihlaller” için uluslararası hesap verebilirlik mekanizmalarının harekete geçirilmesi çağrısını yineledi.

Özellikle Gazze Şeridi'ne az miktarda yakıt girdiğinden bazı Gazzeliler elektrik elde etmek için güneş panellerine ve jeneratörlere güveniyor. Bu hamle İsrail'in savaşın başında, Hamas'ın 2007'de kontrolü ele geçirmesinden bu yana Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukayı sıkılaştıracağını duyurmasını anımsatıyor. İsrail o dönemde Gazze Şeridi'ne elektriği kesmiş ve ancak Mart 2024'ün ortalarında yeniden vermeye başlamıştı.