Mısır Nil su sorunu konusunda iş birliğini güçlendiriyor

Kahire, su yönetimi konusunda Nil Havzası ülkeleri ile iş birliğini güçlendiriyor

Su Yönetimi konulu eğitime katılanlar (Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
Su Yönetimi konulu eğitime katılanlar (Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
TT

Mısır Nil su sorunu konusunda iş birliğini güçlendiriyor

Su Yönetimi konulu eğitime katılanlar (Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
Su Yönetimi konulu eğitime katılanlar (Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)

Mısır, su kaynakları yönetimi alanında Nil Havzası ülkeleriyle iş birliğinin önemini vurguladı. Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati dün, Mısır’ın insani potansiyeli ve su alanındaki çeşitli teknik ve kurumsal uzmanlığı ışığında, Nil Havzası ülkeleri ve Afrika ülkeleriyle ikili iş birliğinin Mısır dış politikasının ana eksenlerinden olduğunu söyledi. Bakan, söz konusu iş birliğinin, Afrika kıtasının karşı karşıya olduğu nüfus artışı, yoksulluk, cehalet ve hastalık gibi zorluklarla mücadeleyi sağlamak üzere sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına ve vatandaşların yaşam standardının yükseltilmesine katkıda bulunduğunu söyledi.
Bu gelişme, Etiyopya’nın Nil üzerindeki Nahda Barajı müzakerelerinin aksamaya devam ettiği ve Addis Ababa’nın baraj rezervuarını doldurmanın üçüncü aşamasını başlatma niyetinde olduğu bir zamanda geliyor. Üçüncü aşamanın, Mısır ve Sudan yaşanan gerilimi daha da fazla artırması bekleniyor.
Dün Kahire’de 15 ülkeden çok sayıda Afrikalı kursiyerin eğitimi tamamlandı. Mısır Sulama Bakanı, “Kurak ve Yarı Kurak Alanlarda Çevresel Hidroloji” ve “Entegre Su Kaynakları Yönetimi” alanlarında iki eğitim programını tamamlayan 46 kursiyere sertifikalarını verdi. Bu kursların Afrika kıtasındaki insanlar arasında iletişim ve Afrika ülkelerindeki su mühendisleri arasında entegrasyonu sağlamak için bir fırsat olduğunu söyleyen Bakan, Afrikalı araştırmacıların ve uzmanların yeteneklerini teknik düzeyde yükseltme ve geliştirmenin yanı sıra program sırasında kazanılan deneyimleri, bu ülkelerdeki kalkınmanın sağlanmasına yansıyacak şekilde fiili uygulamaya aktarmadaki rolüne de dikkati çekti.
Afrikalı kursiyerler, eğitim programlarına katılmaktan mutluluk duyduklarını ve su kaynakları projeleri ile ilgili saha ziyaretlerine olan hayranlıklarını dile getirdiler. Mısır’ın su yönetimi ve sulama bilimleri alanında seçkin ülkelerden biri olduğunu ayrıca bu eğitimlerin, katılan Afrika ülkeleri halkları arasındaki iletişimin güçlenmesinde, aralarında deneyim ve fikir alışverişinde bulunulmasında rolü olduğunu belirttiler. Programdan edindikleri tecrübeleri ülkelerinde su kaynaklarının yönetiminde uygulamak için çabalayacaklarını bildirdiler.
Mısır geçtiğimiz günlerde, Nil Nehri’nin suları üzerinde ‘kazanılmış tarihi haklara’ yönelik zararı reddettiğini bir kez daha dile getirmiş, Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesine ilişkin kuralları düzenleyen yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varılması gerektiğine yönelik çağrıda bulunmuştu.
Kahire söz konusu barajın, 100 milyonu aşan nüfusuna şu anda bile yetersiz kalan içme suyu ve tarımda kullanılan su kaynaklarının yüzde 90’ından fazla bir oranla azalmasına neden olmasından korkuyor. Etiyopya tarafından yapılan açıklamalara göre, üçüncü aşamanın yıllık yağış mevsimde yani Ağustos ve Eylül aylarında olması planlanıyor. Etiyopya’nın ABD Büyükelçisi Seleshi Bekele önceki gün, Etiyopya’nın Nahda Barajı konusunda Afrika Birliği liderliğindeki üçlü müzakereleri sürdürme konusundaki ilgisine dikkati çekti.
Mısır, Sudan ve Etiyopya, barajın öngörülen zararlarını sınırlayacak şekilde doldurulması ve işletilmesi konusunda bir anlaşmaya varmayı umarak 10 yıldır aralıklı olarak müzakere ediyor. Diğer yandan, BM Güvenlik Konseyi, Eylül ayı ortasında Mısır, Sudan ve Etiyopya'yı Afrika Birliği himayesinde makul bir süre içinde ‘bağlayıcı anlaşmaya’ varmaya teşvik eden bir ‘başkanlık kararı’ yayınlamıştı.



Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
TT

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’, Libyalı analistlerin ABD Özel Temsilcisi Richard Norland'ın Libya'nın güneyine yaptığı benzeri görülmemiş ziyaretin sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerini gölgede bıraktı.

Norland'ın bu hafta başında güneydeki Sebha kentinde Mareşal Halife Hafter'in oğlu Saddam Hafter ile yaptığı görüşmelerin ayrıntıları yeterince açıklanmadı. Ancak gözlemciler Norland'ın Sebha'ya yaptığı ziyaretin ‘sembolik’ olduğunu bildirdi. Derne Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Yusuf el-Farisi, söz konusu ziyaretin ‘önceki güvensizlik dalgalarının ardından istikrarlı güvenlik koşulları ışığında bir ABD yetkilisinin güney kentine yaptığı ilk ziyaret’ olduğunu belirtti.

cdvfg
ABD'nin Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Sebha ziyareti sırasında gerçekleşen görüşmede konuşurken (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Johns Hopkins Üniversitesi Dış Politika Enstitüsü üyesi Hafız el-Guveyl'e göre, Libya'ya yönelik on yıllık stratejik planın ve Rus nüfuzunu sınırlama girişimlerinin gölgeleri, ABD Özel Temsilcisi’nin Güney Libya ziyaretinde de kendisini gösterdi. El-Guveyl'e göre Rusya'nın Libya'nın güneyindeki nüfuzunu arttırması, ABD'nin kırılgan bölgelere yönelik stratejisinden ve Norland'ın ziyaretinden daha uzak değil. Bu noktada, geçtiğimiz mart ayından bu yana Rus askeri kargo uçaklarının ülkenin güneyinde yer alan Brak eş-Şati Üssü’ne yönelik birden fazla hava ikmalinden söz eden sızıntıların ortaya çıktığını da belirtmek gerekir.

Xujık8
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile CIA Direktörü William Burns arasında Trablus'ta daha önce yapılan bir görüşmeden (UBH)

İki yıldan kısa bir süre önce Biden yönetimi, ‘Çatışmayı Önlemek ve İstikrarı Teşvik Etmek için ABD Stratejisi - Libya için On Yıllık Stratejik Plan’ olarak bilinen planı başlattı. Bu plan, diğer hususların yanı sıra, Libya'nın tarihsel olarak marjinalleştirilmiş güneyini ulusal yapılara entegre etmeyi, daha geniş bir birleşmeye yol açmayı ve güney sınırını güvence altına almayı amaçlıyor.

Norland, Hafter'le görüştükten sonra Libya'nın güneyinin istikrara kavuşturulması, Libya'nın egemenliğinin korunması ve bölünmelerin aşılmasında oynadığı hayati rol hakkında genel bir konuşma yapmakla yetindi. Trablus Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş'a göre söz konusu ziyaret Moskova'nın nüfuz mücadelesi ve Rusya'nın bölgedeki genişlemesini keşfetme bağlamının ötesine geçemeyebilir.

Diğer yandan Norland’ın Libya'nın güvenlik kurumlarını birleştirme çabalarını ülkenin dört bir yanından Libyalı askeri liderlerle ilişki kurarak desteklemekten bahsetmesi de dikkat çekiyor. El-Atraş Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu ziyaretin gerçekleri gizlemek için yapıldığını belirtti. El-Atraş’a göre bu ziyaret öncelikle Moskova'yı hedef alıyor ve ülkenin batısından sorumlu İçişleri Bakanı İmad et-Trablusi ile Saddam arasında daha önce yapılan ve tek taraflı bir eylem olan görüşmeye dayanan vizyonları önemsizleştiriyor.

 sc
Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı ve Rus hükümetinden üst düzey bir heyetin daha önce Bingazi'ye yaptığı ziyaretten (Şarku’l Avsat)

Öte yandan bir grup analist, Çin'in Libya'daki faaliyetlerinin genişlemesine ilişkin ABD'nin güçlü endişelerinden bahsetti. Siyasi analist İzzeddin Akil'e göre güney Libya, Çin İpek Yolu'nun kesilmesinde önemli bir istasyon olabilir ve aynı zamanda Afrika'da Çinlileri rahatsız etmek ve onlara karşı koymak için bir üs olarak kullanılabilir.

Akil, Washington yönetiminin Trablus Büyükelçisi olarak atanması planlanan Amerikalı diplomat Jennifer Gavito'nun brifinginde Çin hakkında söylenenleri esas aldı.

Gavito geçtiğimiz haziran ayında Senato Dış İlişkiler Komitesi önünde yaptığı açıklamada, Çin'le bağlantılı şirketlerin Libya'da bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe gösterdikleri derin başarılar konusunda uyarıda bulundu.

Infra Global Partners Vakfı danışmanı Jonathan Bass, Pekin'in Mareşal Halife Hafter'e verdiği desteğe işaret ederek, Çin'in daha önce eski Libya Başbakanı Fethi Başağa döneminde çok cazip koşullarla ülkenin güneyinde Libya altını çıkarma hakkını elde ettiğini söyledi.

Sahel bölgesinin son iki yılda Fransa'ya sadık bazı yerleşik rejimlerin devrilmesine tanık olması ve Rusya'nın yeni rejimlerin müttefiki olarak bölgeye müdahil olması da dikkat çekiyor.

Norland'ın Sebha'yı ziyaretinden bir gün sonra Rusya'nın Libya Büyükelçisi Aydar Aganin'in Rus askeri kamyonu Ural'ın direksiyonuna geçmesi ve Ural’ın Libya pazarına girişini kutlaması da önemli bir noktaydı.