Böbrek hastaları için sağlıklı beslenme tavsiyeleri

Böbrek hastaları için sağlıklı beslenme tavsiyeleri
TT

Böbrek hastaları için sağlıklı beslenme tavsiyeleri

Böbrek hastaları için sağlıklı beslenme tavsiyeleri

Kronik böbrek hastalığı, kademeli olarak böbrek fonksiyonu kaybına neden olabilir. Böbrekler, fazla sıvıyı ve vücut atıklarını uzaklaştırmaktan sorumlu organlardır. Tehlikeli seviyelerde sıvı, elektrolit ve atık ürünler böbrek yetmezliğine ve ileri seviyede kronik böbrek hastalığına yol açabiliyor.
Doğru beslenme, böbrek hastalıklarının semptomlarını kontrol etmeye ve azaltmaya yardımcı olabilir. Şarku’l Avsat’ın sağlık haberleri portalı onlymyhealth’den aktardığı habere göre Hindistan’ın Lucknow kentindeki Fatima Hastanesi’nde Klinik Beslenme Uzmanı olarak görev alan Dr. Usha Joshi site ile yaptığı röportajda böbrek hastaları için doğru beslenme planından bahsetti.
Dr. Joshi’nin verdiği bilgilere göre Hindistan Ulusal Diyabet, Sindirim ve Böbrek Sağlığı Enstitüsü’nün böbrek problemlerinizi azaltmak için göz önünde bulundurmanız gereken diyet planı şöyle:

1-Tuz ve sodyum oranı düşük yiyecekler yiyin
-Sodyum ve tuz alımına çok dikkat etmelisiniz. Günlük beslenme menünüz 2300 mg'dan az sodyum içermelidir.
-Menünüze taze meyve ve sebzeler eklemeye çalışın. Ambalajlı gıdalar, ürünlerin raf ömrünü uzatmak için sodyum bileşenleri içerebilir.
-Evde yemek pişirmek, sodyumun kontrolüne yardımcı olur. Restoranlarda hazırlanan yiyeceklerin sodyum oranı nispeten yüksektir.
-Yemeklerinizde sodyum içermeyen baharatlar, otlar ve çeşniler kullanın.
-Aşırı sodyumu gidermek için konserve sebzeleri veya et, balık, fasulye vb. gıda maddelerini duruladıktan sonra tüketin.

2-Doğru protein türünü seçin
-Körü körüne protein tüketmeyin. Proteinler ancak ölçülü tüketildiğinde böbrekleri iltihaplanmadan korumaya yardımcı olurlar. Menünüzde daha fazla protein olması böbrek fonksiyonlarını zorlaştırabilir.
-Az miktarda proteinli yemek yiyin. Örneğin;
*Besin bileşenlerini korumak için hem bitki hem de hayvan kaynaklarından oluşan bir protein karışımı yapın.
*Böbrek hastaları menülerine tavuk, balık, et, yumurta, süt ürünleri, fasulye, kuruyemiş ve tahılları dahil edebilirler.

3-Kalp dostu diyet uygulayın
Kalp dostu bir diyet, dolaşıma yardımcı olan ve kan basıncını kontrol altında tutan yiyecekleri yemek anlamına gelir. Bunun için kronik böbrek durumunuzda bazı olumlu değişiklikler meydana getirmek için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz.
-Kızartılmış yiyecekler yerine daha çok ızgarada ya da fırında pişirilmiş veya kavrulmuş yiyecekler yiyin.
-Yiyeceklerin daha az yağ çekmesi için yapışmaz pişirme kağıtları kullanın.
-Kötü yağları veya karbonhidratları azaltmak için etlerin deri kısımlarını ayıklayın.
-Doymuş veya trans yağ tüketimini azaltın.
-Kalp dostu gıdalar arasında balık, fasulye, meyve, kümes hayvanları, yağsız et, az yağlı veya yağsız süt, yoğurt ve peynir bulunur.

4-Daha az Fosfor içeren yiyecek ve içecekler tüketin
Kemiklerinizi ve kan damarlarınızı zarar görmekten korumak için fosfor alımınızı sınırlamanız gerekir. Yüksek fosfor tüketimi kalsiyumu kemiklerden çekebilir ve onları ince ve kırılgan hale getirebilir.
Ambalajlı gıdalar aslında taze ürünlerden daha fazla fosfor içerebilir.

5-Doğru miktarda Potasyum tüketin
Böbrek problemlerini gidermek için tükettiğiniz potasyumu kontrol etmeniz gerekir. Kandaki potasyum seviyeleri çok yüksek veya çok düşükse, böbrek hasarına ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. Yiyecek ve içecek seçimi potasyum düzeylerini düşürebilir.
-Gıdalardaki tuz takviyelerinde özellikle kaçınılmalıdır. Bu yüzden gıda içerik etiketlerini kontrol edilmelidir.
-Meyve ve sebzeleri yemeden önce iyice durulayın.
-İlaçlar vücudunuzdaki potasyum içeriğini de artırdığı için doktorunuza danışmalısınız.



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe