Tunus’ta 159 devlet kurumunu felç eden grev sonrası öfke artıyor

Tunus Genel İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin et-Tabubi (DPA)
Tunus Genel İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin et-Tabubi (DPA)
TT

Tunus’ta 159 devlet kurumunu felç eden grev sonrası öfke artıyor

Tunus Genel İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin et-Tabubi (DPA)
Tunus Genel İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin et-Tabubi (DPA)

Tunuslular, geçtiğimiz pazartesi günü Tunus Genel İşçi Sendikası (TGİS) ile hükümet arasında düzenlenen müzakere oturumunun başarısız olmasının ardından genel grevin bugün kamu sektöründe faaliyet gösteren 159 kurum tarafından onaylanması nedeniyle öfkeli. TGİS, grevi zamanında uygulamak için seferberliğe devam ederken hükümet, kamu tesisinin işleyişini sağlamak adına bir dizi çalışanı ‘kullanma’ ve onları grev gününde çalışmaya zorlama konusunda ısrarlı. Ancak TGİS, Cumhurbaşkanı Kays Said'in hükümet ile sendika arasında imzalanan anlaşmaları uygulamaya ve sendika taleplerine ilişkin yeni müzakereleri başlatmaya söz vermesi halinde grevi iptal etme olasılığının bulunduğunu bildirdi.
Tunus İstihdam Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Nasruddin en-Nasibi, ‘bugün genel grev yapılması halinde Tunus’un tamamen kaybedeceğini’ belirterek, hükümetin ‘grev hakkını desteklediğini ancak bazı hassas sektörlerde gerekli hizmetlerden yararlanmaya başvuracağını’ söyledi.
Hükümetin TGİS ile yeni bir oturum düzenleme yönünde çabaları olduğunu doğrulayan Nasibi, yanlış vaatlerden ve ertelemeden, kamu hizmetinde genel grevin uygulanmasından ve bunun yol açabileceği kayıplardan uzak durmak gerektiğini vurguladı.
Sendika kaynakları, müzakere oturumunun başarısız olmasının, ‘sendika partisinin hükümetin üzerinde anlaşmaya varılabilecek sonuçları uygulama taahhüdüne güven duymamasından ve hükümet üyelerinin yalnızca Said’in kararlarını uygulamak için bu durumu kullanma ihtimalinden’ kaynaklandığını kaydetti. TGİS, sendikalarla müzakere koşullarını belirleyen hükümet genelgesinin geri çekilmesini, hükümetin müzakere ilkesindeki grev kararını iptal edilmesini, iki taraf arasında yapılan anlaşmaların uygulanmasını ve kamu kurumlarında reform yapma konusundaki isteksizliğin giderilmesi talep ediyor.
Belirli sayıda işçiyi grev günü boyunca çalışmaya zorlamak konusunda açıklamalarda bulunan Tunus Genel İşçi Sendikası Sözcüsü Sami et-Tahiri, hükümetin bu kararının anayasaya aykırı olduğunu belirterek sendikanın tüm sektörle ilgilendiğini ve acil servis ve bakım departmanları gibi asgari hizmet sayısını ve bazı çalışanların hizmette tutulmasını gerektiren diğer faaliyetleri güvence altına almak için kontrollerin yapıldığını bildirdi.
Referandum şartları açıklandı
Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu'nun 25 Temmuz'da yapılması planlanan referanduma katılım sağlamanın şart ve usullerini açıklamasının ardından konuya dair siyasi alanda ve insan hakları konusunda tartışmalar başladı. Seçim Komisyonu Başkan Yardımcısı Mahir el Cedidi’nin ‘referandum anketörlerinin seçim kampanyasına katılma hakları olmadığını’ açıklaması da siyasi tartışmayı körükleyen başlıca nedenlerden biriydi.
Seçim Komisyonu daha önce bireylerin faaliyetlerinin hukuka aykırı olmaması ve vatandaşlık ilkesini ve demokrasi değerlerini pekiştirmeyi amaçlaması şartıyla partiler, dernekler, sendikalar ve diğer örgütler de dahil olmak üzere herkes için açık katılım ilkesinin benimsenmesi gerektiğini vurgulamıştı. Bu durum ise çok sayıda insan hakları örgütü ve sivil toplum kuruluşu tarafından sert eleştiriler yöneltilmesine neden oldu.
Bağımsız insan hakları kuruluşu ‘Ben Uyanığım’, referandum kampanyasına katılmanın koşullarını ve prosedürlerini eleştirerek Bağımsız Seçim Yüksek Otoritesi’ni ‘referandum boykotçularının ağzını kapatmak’ olarak adlandırdığı duruma karşı uyarıda bulundu. Kuruluş ayrıca bireylerin ve derneklerin ‘düşüncelerini ve konumlarını ifade etme, fiili politikadan ve aynı fikirde olmama konusundaki her adımı bastırmak için tek kuraldan yararlanma’ haklarına zarar verilmemesi konusunda da uyardı.
Ayrıca seçim komisyonunun ‘yaklaşan anayasa referandumunu boykot çağrısı yapan sivil toplumun çeşitli bileşenlerini engelleme’ planlarına da tepki gösterildi.



Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
TT

Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin altyapısının yeniden inşa edilmesinin ve insani yardımların bölgeye güvenli, hızlı ve engelsiz şekilde ulaşmasının önemini vurguladı.

Açıklama, Abdulati’nin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf tarafından duyuruldu.

Hallaf’ın açıklamasına göre Abdulati, mart ayında yayımlanan ortak bildiriyle Mısır-AB ilişkilerinin kapsamlı ve stratejik bir ortaklığa yükseltilmesinden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bakan, ortaklığın altı ana ekseninin uygulanması çerçevesinde karşılıklı çıkar alanlarında iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduklarını belirtti. Ayrıca uluslararası toplumun bölgedeki jeopolitik krizler ile mülteci ve göçmen sorunlarının yükünü paylaşma sorumluluğunu hatırlatarak, komşu ülkelerdeki krizler nedeniyle milyonlarca yabancıya ev sahipliği yapan Mısır’ın ağır bir yük taşıdığını ifade etti.

Abdulati, Lahbib’i Gazze Şeridi’ndeki son duruma ve ateşkesin Şarm eş-Şeyh Barış Anlaşması doğrultusunda kalıcı hâle getirilmesine yönelik yürütülen çabalara dair bilgilendirdi. Ayrıca Mısır’ın, erken toparlanma, yeniden inşa ve Gazze’nin kalkınmasını ele alacak uluslararası konferansa yönelik hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

Mısır Dışişleri Bakanı, 20 Kasım’da Brüksel’de yapılan Filistin Bağışçılar Grubu’nun ilk toplantısını da memnuniyetle karşıladı. AB ve üye ülkelerden yeniden imar sürecinin finansmanına etkin katılım beklediklerini belirten Abdulati, Filistin halkına ve Filistin Yönetimi’ne destek sağlayan Avrupa mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve bütçelerinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Suriye dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdulati, Mısır’ın Suriye’nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunan kararlı tutumunu yineledi. Abdulati, ülkenin istikrarını zayıflatabilecek her türlü girişim ve müdahaleye karşı olduklarını belirterek, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi sürecin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamaya göre Lahbib, Mısır’ın bölge barışı ve istikrarı için yürüttüğü çabaları ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ile insani yardımların ulaştırılmasındaki kritik rolünü takdir etti. AB’nin Mısır’ın bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmeye önem verdiğini ifade etti.

Hallaf, görüşmede Sudan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktardı. Abdulati’nin, özellikle el-Faşir bölgesinde işlenen ağır ihlalleri kınadığı ve Sudan’daki çatışmaların durdurulması ile devletin birliği ve bütünlüğünün korunması için Mısır’ın dörtlü mekanizma kapsamında yürüttüğü çabaları anlattığı belirtildi.

Abdulati, insani yardımların Sudan’a ulaştırılmasının önemine dikkat çekerek, ülkenin egemenliğine saygı duyulması ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde yardım akışının kolaylaştırılması yönündeki kararlılıklarını vurguladı.

Görüşmede ayrıca Lübnan’daki gelişmeler ele alındı. Abdulati, Mısır’ın Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği desteğin değişmez olduğunu ifade etti.


Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.