Mısır’da düzenlenen PAB 8. Küresel Genç Parlamenterler Konferansı’nın gündeminde iklim krizi var

Parlamentolararası Birlik (PAB) 8. Küresel Genç Parlamenterler Konferansı’nın açılış töreni dün Şarm eş-Şeyh'te yapıldı. (Konferans Yönetimi)
Parlamentolararası Birlik (PAB) 8. Küresel Genç Parlamenterler Konferansı’nın açılış töreni dün Şarm eş-Şeyh'te yapıldı. (Konferans Yönetimi)
TT

Mısır’da düzenlenen PAB 8. Küresel Genç Parlamenterler Konferansı’nın gündeminde iklim krizi var

Parlamentolararası Birlik (PAB) 8. Küresel Genç Parlamenterler Konferansı’nın açılış töreni dün Şarm eş-Şeyh'te yapıldı. (Konferans Yönetimi)
Parlamentolararası Birlik (PAB) 8. Küresel Genç Parlamenterler Konferansı’nın açılış töreni dün Şarm eş-Şeyh'te yapıldı. (Konferans Yönetimi)

Mısır'ın Güney Sina Valiliği Şarm eş-Şeyh'te, 60 ülkeden parlamenterlerin katılımıyla ‘8. Küresel Genç Parlamenterler Konferansı’ çalışmaları başlatıldı. Parlamentolar Arası Birlik ve Mısır Temsilciler Meclisi arasındaki iş birliğiyle düzenlenen konferansta iklim ve çevre değişikliği sorunlarına yönelik ‘yasama, hukuk ve kalkınma’ başlıklarına odaklanıldı.
Şarm eş-Şeyh önümüzdeki kasım ayında düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın (COP27) çalışmalarına da ev sahipliği yapacak. Söz konusu konferansa dünya liderlerinin ve hükümet başkanlarının yüksek düzeyde katılım sağlaması bekleniyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ev sahipliğinde düzenlenen konferansın açılış oturumunda konuşan Mısır Temsilciler Meclisi Başkanı Müsteşar Hanefi Cibali şunları söyledi:
“Kritik küresel koşullar, küresel zorluklarla bu istisnai yüzleşmede gençlerin katılımını zorunlu kılıyor. İklim değişikliği konusu, olumsuz yansımaları olan istisnai, tehlikeli ve çok boyutlu bir mücadeleyi temsil ediyor. Çünkü hiçbir ses, gezegeni bu yakın tehlikeden kurtarmaya yönelik sesten daha yüksek çıkamaz.”
Genç Parlamenterler Konferansı yönetimi tarafından da şu açıklamada bulunuldu:
“İlk kez bir ülke, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın oturumuna aylar kala ayrı bir parlamento konferansına ev sahipliği yapıyor. Bu, Mısır'ın iklim değişikliğiyle ve tüm dünyanın kapasitesini tehdit eden olumsuz yansımalarıyla mücadele etmek için hükümet ve yasama düzeylerinde organize ve adil küresel çabayı belirginleştirme konusundaki samimi iradesini gösteriyor.”
Konferansın ilk oturumunda, ABD'deki Dünya Engelli Hakları Genel Danışmanı Sara Minkara, iklim krizlerinin engelli insanlar üzerindeki etkisine dikkat çektiği açıklamasında şunları söyledi:
“Dünya nüfusunun büyük bir yüzdesi fiziksel engellerden mustarip. Bu grup, engellerinin bir sonucu olarak iklim krizlerine ortalama bir kişiden daha savunmasız. İklim değişikliklerinin engelliler üzerindeki etkileriyle yüzleşmek için yaratıcı çözümlere ulaşılması gerek. Bu çözümler tüm hizmet ve tesisleri (iklimle yüzleşme ile ilgili) kapsamalı. Çünkü bu herkese değer katar ve toplumun istikrarını destekler.”
Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı Büyükelçi Muşire Hattap da ‘iklim değişikliği sorunu ve sürdürülebilir kalkınma süreçleri üzerindeki olumsuz etkisi ile güvenlik ve barış içinde yaşama hakkının’ birbiriyle ilişkili olduğunu vurguladığı açıklamasında şu ifadeler kullandı:
“İklim değişikliği krizine, özellikle de engellilere yönelik ayrımcılık ve önyargıya son vermek, vatandaşlar arasında farkındalık yaratmak ve ileri düzeyde iklim değişikliği ile karşı karşıya kalan Afrika ülkelerini tavsiyeler ve önlemlerle desteklemek için merkezi bir çerçeve benimsenmeli.”
Gıda ve iklim konusunda çalışmalar yürüten Clim-Eat’in kurucusu Dr. Dhanush Dinesh de konuya ilişkin şunları söyledi:
“İklim değişikliği ile yüzleşmek için çatışmalar ve göç gibi yeni etkilere odaklanılmalı. İklim değişikliğinin ekonomik büyüme üzerindeki önemli etkisine ek olarak dünya çapındaki çatışmaların artması ile de yakın bir bağlantı var.”
İnsan Hakları Gıda ve Beslenme Hakkı Örgütü Genel Sekreteri Sofya Monsalvi de ‘İklim değişikliğinin engellilerin yanı sıra uzak bölgeler ve nüfusları üzerindeki etkisine ve zararlı çevresel fenomenlerin neden olduğu zararı azaltmada rehabilitasyon ve barınma programlarının rolüne’ odaklandığı ve genç parlamenterlere hitaben yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“İklim değişikliği nedeniyle marjinalleşen insanlar var. Bu insanları belirlemek ve sivil toplum kuruluşları ve hükümetler arasındaki ortaklık ve özel topluluk programları aracılığıyla desteklemek önemlidir. Bu grupları dinlemelisiniz. Çıkardığınız yasalar onları desteklemeli. Tarımsal ve çevresel çözümler geliştirmede ve doğayla uyumlu ürünler üretmede bilimsel sürece bağlı kalarak, yaşadığınız topluluklarla ilişkinizi yeniden şekillendirin ve ekosistemlerinizi kapsamlı çözümlerle yeniden inşa edin.”
Monsalvi konuşmasında ayrıca Afrika'daki ve dünyanın diğer yerlerindeki küçük toprak sahibi çiftçilerin kurtarılması için zararlı gübrelere ve tarım ilaçlarına olan bağımlılığın azaltılması ve çevreyi korumak için bilimsel yöntemlerin benimsenmesi çağrısında bulundu.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.