Fas’tan Batı Sahra’da insan haklarının korunduğuna dair güvence

Ahmed Benyub MAP haber ajansının düzenlediği toplantıda konuştu (Şarku’l Avsat)
Ahmed Benyub MAP haber ajansının düzenlediği toplantıda konuştu (Şarku’l Avsat)
TT

Fas’tan Batı Sahra’da insan haklarının korunduğuna dair güvence

Ahmed Benyub MAP haber ajansının düzenlediği toplantıda konuştu (Şarku’l Avsat)
Ahmed Benyub MAP haber ajansının düzenlediği toplantıda konuştu (Şarku’l Avsat)

Fas'ta İnsan Haklarından Sorumlu Bakanlık Temsilcisi Ahmed Şevki Benyub, “Fas'ta, bilhassa Batı Sahra’daki insan hakları durumundan bahsederken uluslararası kuruluşların raporlarına güvenilemez. Bunun yerine, Birleşmiş Milletler (BM) ve Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) belgelerine güvenmeliyiz” açıklamalarında bulundu.
Fas resmi haber ajansı MAP'in düzenlediği toplantıya konuk olduğu sırada “Fas Krallığı'nın Güney Bölgelerindeki İnsan Haklarına İlişkin Temel Raporu” başlıklı çalışmayı sunan Benyub, “Gözlemciler ve uzmanlar Batı Sahra'daki insan hakları konusunu ele almak istediklerinde şu üç kaynağa başvururlar: Genel Sekreter’in BMGK’ta sunduğu raporlar, BMGK kararları, Fas’ın BM’ye, özellikle BMGK’ya yolladığı mektuplar. Bunlar bölgesel çatışmanın organizasyonunu tam yansıtır. Fas'ın performansını değerlendirmek isteyenler bu raporlara geri dönmeli” ifadelerine başvurdu.
Geçmişteki ihlallerle uzlaşma politikası konusunda ise Fas'ın BMGK nezdinde açık sınır anlaşmazlığı olan tek ülke olduğunu söyleyen Benyub, geçiş dönemi adaletinin Batı Sahra'daki çatışma bölgesine genişletilmesi kararı alındığını belirtti. Ayrıca “Askeri çatışmalar ve gerilla savaşı sırasında çölde insan hakları ihlalleri meydana geldi. Ancak Fas yalnız değildi, başka taraflar da vardı” ifadelerini kullandı.
Fas'ın geçiş adaletini uygulamak için çatışmanın sona ermesini beklemediğini, zirâ Fas’ın stratejik olarak toprak, tarla ve insan ile uzlaşmayı tercih ettiğini bildirdi. Uzlaşma sırasında mağdurlara yönelik dinleme oturumlarının sahrayı da kapsadığını, Adalet ve Uzlaşma Komisyonu (yaklaşık 20 yıl önce Fas’ın kaydettiği ihlaller geçmişi sayfasını çevirmek için kurulan komisyon) üyeleri arasında halka açık televizyon oturumlarının yayınlandığını da ekledi.
Temsilciliğin söz konusu raporunun insan hakları alanında himayenin pekiştirilmesi hususuna önem verilmesi taahhüdü çerçevesine girdiğini belirten Benyub, Fas Krallığı'nın güney bölgeleri düzeyinde insan hakları başarılarının çoğu hakkında kapsamlı tek bir raporun bulunmadığına dikkat çekti. Söz konusu raporun BM Genel Sekreteri'nin raporları düzeyinde BMGK ile yıllık etkileşim vesilesiyle insan hakları hususunda nitelikli veriler ve doğru ifadeler içerdiğine de değindi.
Raporda, İnsan Haklarından Sorumlu Bakanlık Temsilciliğinin ülkenin güney bölgelerindeki insan hakları konusunda gündeme getirilen konularla sürekli olarak etkileşime geçmeye çağrıldığı belirtiliyor. Bu yönde uluslararası insan hakları sisteminden mekanizmalarla doğrudan etkileşim oturumlarının düzenlenmesi, ulusal raporların kapsamlı periyodik inceleme çerçevesinde sunulup tartışılması veya Fas ve bölge düzeyinde insan hakları politikası ve bunun korunması ile ilgili yabancı kurum ve kuruluşlarla iletişim toplantılarının yapılması üzerine duruluyor.



Bedeviler ve Dürziler... Tarih ve Coğrafyanın "Haksızlıkları"

Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
TT

Bedeviler ve Dürziler... Tarih ve Coğrafyanın "Haksızlıkları"

Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)

Suriye'nin Süveyda vilayetindeki kanlı olaylar, Bedevi aşiretleri ile Dürzi toplumu arasındaki eski gergin ilişkilerin iç içe geçtiği yönündeki tartışmaları yeniden canlandırdı. Bu tartışmalar, kötüleşen ekonomik durum ve temel hizmetlerin yetersizliği gibi günümüz zorluklarıyla daha da derinleşti.

Yerel gruplar ve güvenlik güçleri arasında son dönemde yaşanan çatışmalar, bu topluluklar arasındaki derin ayrışmayı ve güven eksikliğini yansıtan çelişkili anlatıları ve "şikayetleri" ortaya çıkardı.

Uzmanlar ve Suriye sahnesindeki aktörler “Bedevi kabilelerin kendilerini tarihsel ve süregelen ötekileştirmeden muzdarip bir bileşen olarak sunduklarını”, Dürzi toplumunun ise her azınlık gibi “sürekli bir tehlike ve tehdit hissiyle yaşadığını, bunun da onları kümelenmeye ve izole olmaya ittiği” değerlendirmesinde bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre hükümetin olaylara yaklaşımı “devletin egemenliği, silah sahibi olma hakkı ve güvenliği sağlama görevi” üzerine kurulu olsa da Suriye'nin farklı kesimlerinden analistler “bölünmenin kökenine inen sosyo-politik bir çözüm” çağrısında bulunuyor.