Lübnan: Deniz sınırının belirlenmesinde hassas aşamaya gelindi

ABD’li arabulucu Hochstein: Lübnanlı yetkililerle Hat 29’u değil diğer blokları tartıştık

Lübnan-Suriye sınırı yakınlarında Golan Tepeleri’nde dün manevra gerçekleştiren İsrail askerleri. (AFP)
Lübnan-Suriye sınırı yakınlarında Golan Tepeleri’nde dün manevra gerçekleştiren İsrail askerleri. (AFP)
TT

Lübnan: Deniz sınırının belirlenmesinde hassas aşamaya gelindi

Lübnan-Suriye sınırı yakınlarında Golan Tepeleri’nde dün manevra gerçekleştiren İsrail askerleri. (AFP)
Lübnan-Suriye sınırı yakınlarında Golan Tepeleri’nde dün manevra gerçekleştiren İsrail askerleri. (AFP)

Lübnan Meclis Başkanı Yardımcısı İlyas Busaab, Lübnan'ın İsrail ile deniz sınırının çizilmesi konusunda hassas bir aşamaya gelindiğini açıkladı. Meclis’teki Değişim Güçleri bloku, Hat 29 olarak adlandırılan ‘Kariş’ blokunun Lübnan’ın resmi deniz sınırına temel teşkil etmesi yönündeki yasa tasarısını destekleyeceklerini açıkladı. Öte yandan ABD'li arabulucu Amos Hochstein’ın Lübnanlı yetkililere, Hat 29’un müzakerelerde tartışılmadığını ve diğer blokların değerlendirildiğini aktardı.  
Ulusal bir televizyon kanalına açıklamada bulunan İlyas Busaab,  “ABD'li arabulucu Amos Hochstein’a sunduğumuz teklif Lübnan’ın kararlılığını gösteriyor. Halkımız şunu iyi bilmeli hiçbir yetkili Lübnan’ın haklarının kaybolmasına izin vermeyecektir. Hochstein Beyrut’u ziyaret etti ve görüşlerimizi dinledi, diğer tarafa gidip duruşumuzu aktaracak bir hafta ya da on gün içinde dönüp yanıtlarını bildirecek.’’ dedi.  
Bu arada Meclis’teki Değişim Güçleri’nin 13 üyesi, Hat 29 olarak bilinen Kariş blokunun yer aldığı sahanın resmi sınır olarak belirlenmesi yönünde teklif edilecek yasa tasarısını destekleyeceklerini duyurdu. 13 üyenin imzaladığı bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Deniz sınırının belirlenmesi müzakerelerinde son derece hassas bir süreçten geçiyoruz. 6433 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilmesi ve Hat 23 yerine Hat 29’un deniz sınırı olarak belirlenmesi için yapılacak kanun değişikliğini destekliyoruz. Yürütme organının, bu hayati konuda net bir tutum belirlemediğini ve çelişkili yaklaşımlar benimsediğini görüyoruz. Hat 29’un resmi sınır olarak belirlenmesi birçok argümanla desteklenen ülkemizin doğal hakkıdır. Yetkililerle yaptığımız görüşmelerde bu konuda bir kanun değişikliği yapılmasını bir yük olarak gördükleri intibaını edindik, her yetkili bu konuda ağır davranılmasının sorumluluğunu bir başka tarafa yüklüyor. Bu da söz konusu doyanın iyi yönetilemediğini ve bazı veçheleriyle şeffaf davranılmadığını gösteriyor. Bu konudaki tüm gerçeklerin kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiği kanaatindeyiz. Milletvekili Paula Yakubyan tarafından sunulan 6433 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin değiştirilmesi ve Hat 23 yerine Hat 29’un güney deniz sınırlarımıza ve Münhasır Ekonomik Bölge’mize esas teşkil edilmesi içerikli kanun tasarısını destekliyoruz. Tüm milletvekillerini de ilgili kanun tasarısının kabulü için teklifimize destek vermeye davet ediyoruz.” 
Değişim Güçleri milletvekilleri, ABD'li arabulucu Amos Hochstein’ın kendilerine, Lübnanlı yetkililerle görüşmelerinde Hat 29’un dışındaki blokları tartıştıklarını söylediğini belirterek, ‘’Hochstein’a Lübnan halkının temsilcileri olarak Hat 29’un güney deniz sınırının belirlenmesinde esas alınacak hat olması gerektiğini ifade ettik. Ayrıca İsrail ile BM gözetiminde dolaylı müzakerelere dönmenin önemine işaret ettik’’ ifadelerini kullandı.  
Beyrut ve Tel Aviv arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi için dolaylı müzakerelerin ilk oturumu BM himayesinde ve ABD ara buluculuğuyla 14 Ekim 2020'de gerçekleştirilmişti. Lübnan ile İsrail arasındaki müzakereler, BM ve ABD ara buluculuğunda beşinci turun ardından bir anlaşmaya varılamaması üzerine Mayıs 2021'den bu yana askıya alınmıştı. Müzakerelerin gündemi, Lübnan'ın 2011 yılında BM’ye gönderdiği bir haritaya göre sınırları Hat 23 olarak adlandırılan ve tahmini 860 kilometrekare olan Akdeniz'deki bir deniz alanıyla sınırlı olması gerekiyordu. Ancak Lübnan daha sonra haritanın yanlış tahminlere dayandığını düşündü ve Hat 29 olarak adlandırılan Kariş gaz sahasının bölümleri de dahil olmak üzere bin 430 kilometrekarelik bir deniz alanında enerji aramaları yapmayı talep etti. 



Suriye'ye yönelik uluslararası yaptırımların çoğunun kaldırılmasının ardından Şara Körfez turuna başladı

Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al-Nahyan Pazartesi günü Abu Dabi'deki Şati Sarayı'nda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi (BAE Başkanlığı - AFP)
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al-Nahyan Pazartesi günü Abu Dabi'deki Şati Sarayı'nda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi (BAE Başkanlığı - AFP)
TT

Suriye'ye yönelik uluslararası yaptırımların çoğunun kaldırılmasının ardından Şara Körfez turuna başladı

Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al-Nahyan Pazartesi günü Abu Dabi'deki Şati Sarayı'nda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi (BAE Başkanlığı - AFP)
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al-Nahyan Pazartesi günü Abu Dabi'deki Şati Sarayı'nda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi (BAE Başkanlığı - AFP)

Suriye resmi haber ajansı SANA'ya göre Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, Suriye'ye yönelik uluslararası yaptırımların büyük bir kısmının kaldırılmasının ardından Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerine ikinci ziyaretine başladı.

Ajans turun amacının ekonomik işbirliğini arttırmak ve yeniden yapılanma ve kapsamlı ekonomik kalkınma planının bir parçası olarak Körfez yatırımlarını Suriye'ye çekmek olduğunu belirtti.

İlk durak Abu Dabi'de Şeyh Muhammed bin Zayid el Nahyan tarafından ağırlanan Şara ile iki taraf arasında ekonomik ve kalkınma işbirliğinin geliştirilmesi ve Suriye'nin savaş sonrası çabalarının desteklenmesi konularının ele alındığı resmi bir toplantı gerçekleştirildi.

SANA'nın haberine göre görüşme sırasında Şara savaş ve bölünme sayfasını kapatan Suriye'nin Körfez'deki kardeşleriyle stratejik ortaklıklar kurma yolunda ilerlediğini teyit ederek BAE'nin bölgesel istikrarı desteklemedeki öncü rolünü övdü ve Suriye'nin BAE'nin sürdürülebilir kalkınma, dijital dönüşüm ve temiz enerji alanlarındaki deneyimlerinden faydalanma arzusunu dile getirdi.

Zayed, Başkan Şara'nın ziyaretini memnuniyetle karşılayarak BAE'nin Suriye'deki istikrar ve yeniden inşa çabalarına tam desteğini ve başta yatırım, altyapı ve teknoloji olmak üzere çeşitli alanlarda ikili işbirliğini geliştirme arzusunu dile getirdi.