Küba: 2021 protestolarına katılan 30 kişiye hapis cezası verildi

Bir Kübalı, Havana'da bir sokakta Guevara'nın duvar resminin önünde yürüyor (AFP)
Bir Kübalı, Havana'da bir sokakta Guevara'nın duvar resminin önünde yürüyor (AFP)
TT

Küba: 2021 protestolarına katılan 30 kişiye hapis cezası verildi

Bir Kübalı, Havana'da bir sokakta Guevara'nın duvar resminin önünde yürüyor (AFP)
Bir Kübalı, Havana'da bir sokakta Guevara'nın duvar resminin önünde yürüyor (AFP)

Küba, Temmuz 2021'de adada gerçekleşen protestolara katılmakla suçlanan yaklaşık 30 kişiyi hapis cezasına çarptırdı. Böylece bir kısmı 25 yıl hapis cezasına çarptırılan mahkumların toplam sayısı 414 kişiye yükseldi.
Küba Savcısı yaptığı açıklamada, Havana ve komşu eyalet Mayapeque'de (batı) gösterilere katılmakla suçlanan ve cezalarına itiraz eden 33 kişiden 30’unun hapis cezasına çarptırılmasına karar verildiğini söyledi. Mahkumlardan 20'si için 5 ila 10 yıl, 10'u için 10 ila 18 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi.
Bu cezaların ardından Washington ‘haksız’ davalardaki rolleri ve göstericileri hapse mahkum etme kararlarından dolayı 5 Kübalı yetkiliye yaptırım uyguladığını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Perşembe günü yaptığı açıklamada, yaptırımların hedef aldığı 5 yetkilinin ismini vermeden ‘Kübalıların temel insan haklarını ve temel özgürlüklerini inkar edenlerin’ cezalandırıldığını söyledi.
Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez dün (Cuma) sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan mevkidaşına şu yanıtı verdi:
“Bir kez daha ABD, Küba'ya karşı zorlayıcı tedbirlere başvuruyor. Bu saldırgan bir davranış. Bunlar aslında hiçbir dayanağı olmayan asılsız suçlamalara dayalı bireysel cezalar. Bizi boyun eğdirmiyorlar, aksine daha güçlü tepki vermemize neden oluyorlar.”
11 ve 12 Temmuz 2021'de Küba'nın birçok şehrinde binlerce gösterici sokaklara dökülüp ‘açız’, ‘özgürlük’ ve ‘kahrolsun diktatörlük’ gibi sloganlar attı. Bir kişinin yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin yaralandığı gösterilerde bin 300 kişi tutuklandı. İnsan hakları örgütü Justicia'ya göre yüzlerce kişi hala gözaltında.
Küba makamları, 1959'dan bu yana en büyüğü olan bu gösterilerin ABD'de planlandığını iddia ederken, Washington, Avrupa Birliği ve insan hakları örgütleri ülkedeki tüm ‘siyasi mahkumların’ serbest bırakılmasını talep ediyor.



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.