Rusya: Ukrayna’ya ait Su-25 savaş uçağı ile Mi-24 helikopteri düşürdük

Arşiv-AA
Arşiv-AA
TT

Rusya: Ukrayna’ya ait Su-25 savaş uçağı ile Mi-24 helikopteri düşürdük

Arşiv-AA
Arşiv-AA

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, Luhansk bölgesinde Ukrayna hava kuvvetlerine ait Su-25 savaş uçağı ile Donetsk bölgesinde Mi-24 askeri helikopteri düşürdüklerini söyledi.
Konaşenkov, Rus ordusunun Ukrayna’da savaştaki eylemlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Havadan ve karadan fırlatılan yüksek hassasiyetli füzelerle Donbas’taki Ukrayna askeri teçhizatları için kullanılan Kremençug ve Lisiçansk’taki akaryakıt deposu ve rafineri teknoloji tesislerini yok ettiklerini belirten Konaşenkov, havadan fırlatılan yüksek hassasiyetli füzelerle Avdiyivka, Keramik, Jelannoye’de 4 adet Grad çok namlulu roketatar, Donetsk bölgesinde Lastoçkino, Oçeretino, Vodyanoye, Jelannoye yakınlarında 4 adet 155 milimetrelik M777 obüsün aralarında bulunduğu toplam 12 topçu bataryasının vurulduğunu ifade etti.
Rus hava muharebe taktik birliklerinin 62 askeri bölgeyi ateş altına aldığını kaydeden Konaşenkov, bu saldırılar sonucunda 160’tan fazla Ukraynalı milliyetçi güç ile bir Buk-M1 hava savunma füze sisteminin etkisiz hale getirildiğini dile getirdi.
Rus hava savunma sistemleriyle Luhansk bölgesinde Kamışevaha yerleşim birimi yakınlarında Ukrayna hava kuvvetlerine ait bir Su-25 ile Donetsk bölgesinde Arhangelsk yerleşim birimi yakınlarında bir Mi-24 askeri helikopterin düşürüldüğünü söyleyen Konaşenkov, Luhansk, Herson, Harkiv, Zaporijya bölgelerinde 8 Ukrayna insansız hava aracının vurulduğunu aktardı.
Füze ve topçu birliklerin 180 askeri alan, 16 komuta merkezi ve 32 topçu pozisyonlarını ateş altına aldığını kaydeden Konaşenkov, böylece 310’dan fazla Ukraynalı milliyetçi gücün etkisiz hale getirildiğini dile getirdi.
Konaşenkov, “Ukrayna’ya ait bugüne kadar 206 uçak, 132 helikopter, 1241 insansız hava aracı, 343 hava savunma füze sistemi, 3 bin 613 tank ve zırhlı araç, 547 çok namlulu roketatar, 2 bin 32 obüs ve havan topu, 3 bin 687 özel askeri araç yok edildi.” ifadelerini kullandı.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”