İsrail güçleri 3 sivili katlederken 2 aylık bebeği yaraladı

İşgalcilerin saldırıları neticesinde Filistinlilerden 3 can kaybı, onlarca yaralı kaydedildi

Batı Şeria'nın Yatta kasabasında bir Filistinli ile bir İsrail askeri arasında çıkan kavga (EPA)
Batı Şeria'nın Yatta kasabasında bir Filistinli ile bir İsrail askeri arasında çıkan kavga (EPA)
TT

İsrail güçleri 3 sivili katlederken 2 aylık bebeği yaraladı

Batı Şeria'nın Yatta kasabasında bir Filistinli ile bir İsrail askeri arasında çıkan kavga (EPA)
Batı Şeria'nın Yatta kasabasında bir Filistinli ile bir İsrail askeri arasında çıkan kavga (EPA)

24 saatten kısa bir süre içerisinde, kendilerine pusu kurduğunu iddia ettikleri Filistinli 3 genci öldüren işgalci İsrail güçleri, barışçıl mitingleri bastırdıkları sırada onlarca kişiyi ise canlı ve plastik mermilerle yaraladı. İsrailli yerleşimciler ise bazı Filistin kasabalarına saldırarak kendi arazisinde yaşayan yaşlı bir çiftçiyi ve iki ayını henüz dolduran bir bebeği yaraladı.
İşgal güçleri dün sabah ‘aranan kişileri tutuklama’ bahanesiyle Cenin bölgesine baskın düzenledi. Filistin kaynaklarının bildirdiğine göre Cenin mahallesine sızan özel işgal gücü, 3 gencin bulunduğu aracı ateşe tutarak olay yerinde hayatlarını kaybetmelerine sebep oldu. Aynı kaynaklar, “Olay yerinde şiddetli çatışmalar patlak verdi. Gençlere gerçek mermilerle ateş eden İsrail askerlerinin yaraladığı 8 sivil, tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırıldı” ifadelerine başvurdu.
Diğer yandan Cenin’deki Filistinlilerin güçlerini pusuya düşürdüğünü öne süren İsrail ordusu, kuvvetleri yanıltmaya çalışan 3 gencin kendilerini birden kurşun yağmuruna tuttuklarını, diğer gençlerin ise Cenin'deki çeşitli yerlerden kurşun sıktığını söyledi. Olayın ardından herhangi bir zarar görmeyen İsrail kuvvetlerinin hızla hareket ederek saldırganları ortadan kaldırdıklarını, ancak araçlarının zarar gördüğünü de ekledi.
Bu operasyonu ‘çirkin bir suç’ olarak değerlendiren Filistinli gruplar ise derhal yanıt verme tehdidinde bulundu. Filistin Başkanlığı, hükümet ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) olayı kınadı. ABD Başkanı Joe Biden'ın ziyaret arifesinde gerilimin azaltılmasını istediğini hatırlatan Filistin Otoritesi, İsrail'in ise buna tehlikeli bir gerilim ile yanıt verdiğini vurguladı.

Dün Cenin’de öldürülen 3 gencin yasını tutan Filistinliler (EPA)
Dün işgal altındaki Filistin topraklarında Cuma günleri haftalık mitingler düzenleyen Filistinliler ile bu yönde zor kullanan işgal güçleri arasında çok sayıda çatışma kaydedildi.
Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Cenin kentinde İsrail askerlerinin kurşunlarıyla 3 Filistinli şehit oldu, 8 kişi de yaralandı. Onlarca kişi mermiler dolayısıyla, yaklaşık 200 kişi ise çeşitli sebeplerle yaralandı” ifadesi yer aldı.
Mesafir Yatta’da, “Mesafir Yatta'da Yeni Nekbe’ye Hayır” başlıklı haftalık ulusal etkinliğin işgalciler tarafından bastırılması sırasında onlarca Filistinli ve yabancı dayanışma aktivisti üzerlerine sıkılan biber gazı dolayısıyla boğulma tehlikesi geçirdi. El-Halil kentinin güneyindeki Koruma ve Direniş Komiteleri Koordinatörü Fuad el-Amur, “İşgal güçleri, el-Ayn el-Beyda bölgesinde ve el-Cavaya’da Masafir Yatta bölgesinde düzenlenen eylemi bastırdı. Burada vatandaşların topraklarında yerleşim caddesi inşa ediliyor. İşgal ordusunun eylem katılımcılarına ses bombaları ve biber gazı sıkması dolayısıyla boğulma tehlikesi geçiren onlarca kişi sahada tedavi edildi” açıklamalarında bulundu.
Nablus'un güneyindeki Karyut köyünde işgalci ve yerleşimciler arasında patlak veren çatışmalarda işgalci güçlerin biber gazı kullanması üzerine çok sayıda Filistinli boğulma tehlikesi geçirdi. Çok sayıda yerleşimcinin işgal askerlerinin koruması altında köyün su kaynağına baskın düzenlediği, vatandaşların buna tepki göstermesi üzerine ise çatışmalar kaydedildi. 
Filistin Kızılayı'nın Nablus'taki Ambulans ve Acil Durum Müdürü Ahmed Cibril, Nablus'un güneyindeki Beyta kasabasında 4 sivilin plastik kaplı metal mermilerle, bir kişinin ise düşerek yaralandığını bildirdi. Cibril aynı zamanda “İşgal ordusunun Beyt Decan barışçıl yürüyüşünü bastırması ardından 7 sivil biber gazı neticesinde boğulma tehlikesi geçirdi” açıklamalarında bulundu.
Kalkilya'nın doğusunda yer alan Kefer Kaddum kasabasında, yerleşimciliğin kınandığı yürüyüşler sırasında işgalci askerlerin yoğun bir şekilde biber gazı ve plastik kaplı metal mermi kullanması üzerine 11 Filistinlinin yaralandığı, onlarca kişinin ise boğulma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı belirtildi. 
Yerleşimciler, El-Halil’in doğusunda yer alan kendi arazisinde çalışan yaşlı bir adama saldırarak bu kişiyi yaraladı. Yerel görgü tanıklarının bildirdiğine göre Kiryat Arba yerleşim yerinin yakınlarındaki arazisinde olduğu sırada yerleşimcilerin saldırısına uğrayan 64 yaşındaki İbrahim el-Cabari, orta derece yaralar alarak Alia Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
Nablus'un güneyindeki Burin kasabasında daha önce çıkan çatışmalarda 33 Filistinli ve Filistinli olmayan bir dayanışma eylemcisinin yaralandığı kaydedildi. Nablus'un güneyindeki Duma köyünde bir baba, anne ve bebeklerinin evlerinde uyudukları sırada yakılarak katledildiği Devabişe soyadından diğer bir aile saldırıya uğradı. Birkaç gün önce iki ayını dolduran Yaser Ammar Devabişe, babasıyla birlikte köyün girişinde bir arabada bulunduğu sırada yerleşimcileri tarafından biber gazına maruz bırakıldı. Saldırının üzerinden saatler geçmesine rağmen oğlunun her uyanışında ağlama krizlerine girdiğini ve gözlerini açmaya çalıştığını söyleyen baba Ammar Devabişe, “Havara kasabasından Duma'ya doğru dönüyorduk. Bazı askerleri görünce şaşırarak arabayı yavaşlattığımda ise yerleşimcilerin hızla saldırısına uğradık. Geri dönmeye çalıştığımda yerleşimcilerden biri arabaya abanarak eşim, oğlum Yaser ve 3 yaşındaki kız kardeşine biber gazı sıktı” açıklamalarında bulundu.
İsrail işgal makamlarının işgal altındaki Kudüs'te Eski Şehir’in kapılarında ve girişlerinde uyguladığı sıkı askeri önlemlere rağmen on binlerce kişi dün Mescid-i Aksa'da Cuma namazını edâ etti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, işgal altındaki Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria'dan yaklaşık 50 bin kişinin Mescid-i Aksa'da ‘uzaklaştırmaya ‘rağmen murâbıtlar Cuma’sında’ Cuma namazını kıldığı tahmininde bulundu.



Gözler Gazze anlaşmasının ikinci aşamasında

Hamas mensupları dün, Mısırlı bir ekibin Kızılhaç mensuplarıyla birlikte Gazze Şehri'nde son İsrail rehinesinin cesedini aradığı bölgeyi güvenlik altına aldı (AFP)
Hamas mensupları dün, Mısırlı bir ekibin Kızılhaç mensuplarıyla birlikte Gazze Şehri'nde son İsrail rehinesinin cesedini aradığı bölgeyi güvenlik altına aldı (AFP)
TT

Gözler Gazze anlaşmasının ikinci aşamasında

Hamas mensupları dün, Mısırlı bir ekibin Kızılhaç mensuplarıyla birlikte Gazze Şehri'nde son İsrail rehinesinin cesedini aradığı bölgeyi güvenlik altına aldı (AFP)
Hamas mensupları dün, Mısırlı bir ekibin Kızılhaç mensuplarıyla birlikte Gazze Şehri'nde son İsrail rehinesinin cesedini aradığı bölgeyi güvenlik altına aldı (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesi yönünde ortak bir çaba içinde, dolaylı müzakerelerin ileri aşamasına geçilmesinin önünü açmak için "daha ciddi" görüşmelerin devam ettiği belirtiliyor. Hamas hareketi içindeki bilgili kaynaklardan gelen açıklamalara göre beklenen görüşmelerin, bu ay sonu veya gelecek ay başında yapılması bekleniyor.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, Kahire'de düzenlenecek kapsamlı bir Filistin ulusal toplantısı için hazırlıkların sürdüğünü, önemli ve acil konularda anlaşmaya varıldığını belirtti.

Fetih Sözcüsü Abdülfettah Devle ise özel açıklamasında, Gazze Şeridi'ni yönetecek bir komitenin kurulmasına ilişkin duyurunun "yakında yapılmasının muhtemel" olduğunu belirterek, beklenen oluşumun Filistin vizyonuyla uyumlu olmasının önemini vurguladı. Devle, "belgelenmiş ve resmi bir anlaşma yayınlanana kadar" belirli bir tarih vermedi.


 Tony Blair, Gazze Barış Konseyi üyelik adayları listesinden çıkarıldı

Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
TT

 Tony Blair, Gazze Barış Konseyi üyelik adayları listesinden çıkarıldı

Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)

Financial Times gazetesi, güvenilir kaynaklara dayandırdığı haberinde, İngiltere eski Başbakanı Tony Blair'in Arap ve İslam ülkelerinden gelen itirazlar sonrasında Gazze Barış Konseyi üyeliğine aday listesinden çıkarıldığını bildirdi.

Blair, ABD Başkanı Donald Trump'ın eylül ayı sonlarında İsrail ile Hamas arasındaki savaşı sona erdirmek için 20 maddelik planını açıkladığı sırada konsey üyeliği için belirlenen tek isimdi. Trump, Blair'i "çok iyi bir adam" olarak tanımlamıştı.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’ten aktardığına göre, Blair o dönemde planı "cesur ve akıllıca" olarak nitelendirdi ve ABD başkanının başkanlık edeceği konseye katılmaktan memnuniyet duyacağını ifade etti.

Ancak bazı Arap ve Müslüman ülkeler, kısmen 2003 yılında ABD öncülüğündeki Irak işgaline verdiği güçlü desteğin Ortadoğu'daki itibarına verdiği zarar nedeniyle plana karşı çıktı.

Financial Times, Blair'in bir müttefikinin, eski başbakanın Barış Konseyi üyesi olmayacağını söylediğini aktardı. Müttefik, "Bu konsey mevcut dünya liderlerinden oluşacak ve altında daha küçük bir yürütme kurulu bulunacak" dedi.

Kaynak, Blair'in, Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD başkanının kıdemli danışmanlarından Steve Witkoff'un yanı sıra Arap ve Batı ülkelerinden üst düzey yetkililerle birlikte yürütme kurulunda yer almasının beklendiğini de ifade etti.


Netanyahu, yeni Suriye’yi diplomasiyle değil bombalarla karşılıyor: İsrail, yeni Şam yönetimini barış ortağı değil kontrol edilmesi gereken hedef olarak kodluyor

Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
TT

Netanyahu, yeni Suriye’yi diplomasiyle değil bombalarla karşılıyor: İsrail, yeni Şam yönetimini barış ortağı değil kontrol edilmesi gereken hedef olarak kodluyor

Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)

Kasım 2025’in yağmurlu bir gecesinde, İsrail ordusunun Ramallah’ın kalbine yönelik baskını sürerken, başkanlık binasına birkaç metre mesafedeki bir noktada oturan üst düzey bir Filistinli yetkili acı bir tebessümle şunu söyledi:
“Şu an Filistin hakkında konuşmak istemiyorum. İsrail’i sömürgeci bir devlet olarak tanımlayan ezber cümleleri de tekrar etmeye niyetim yok. Şu anda konuşmak istediğim şey Suriye.”

Yetkiliye göre Suriye, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yalnızca gerçek bir barışı istemediğinin değil, komşu devletleri de görmek istemediğinin en açık kanıtı haline geldi. Zira Şam’daki yeni siyasi liderlik, İsrail’e karşı savaş ya da düşmanlık istemediğini açıkça ilan etmiş olmasına rağmen, İsrail Suriye topraklarını son derece sert askerî operasyonlarla ihlal etmeyi sürdürüyor.
Filistinli yetkili şöyle devam ediyor:
“Hamas 7 Ekim 2023’te savaşı başlattı, Hizbullah İsrail’i vurdu, Husiler İran’ın teşvikiyle ‘destek savaşına’ katıldı… Fakat Suriye tam tersine çatışmanın dışında kalmayı seçti; hatta çok daha fazlasını yaptı.”

“İsrail için bir tehdit yok”

Saldırganlığı caydırma operasyonlarının sonrası Şam’da kontrolü devralan yeni yönetim, İsrail dahil komşu hiçbir ülkeye tehdit oluşturmadığını açıkladı.
Bununla birlikte Beşşar Esed rejiminin çökmesi ve İran ekseninin bölgedeki en stratejik üssünü kaybetmesi, Suriye ile İsrail arasında çıkarların kesiştiği yeni bir dönemi mümkün kılabilirdi.

Filistinli yetkili, “İsrailliler sanki bu gerçekleri unuttu. Suriye artık İran milislerinin oyun alanı değil” diyor.

Bu süreçte ABD, Türkiye ve Azerbaycan, iki taraf arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını bildirerek, sınırların tamamen güvenli hâle gelmesini sağlayacak güvenlik düzenlemeleri için müzakerelere davet etti. İsrail’in çekincelerine rağmen Suriye, doğrudan görüşmelere dahi razı oldu. Nitekim Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer arasında altı toplantı gerçekleştirildi.

İsrail kaynaklarına göre Şam, kapsamlı bir anlaşmaya ulaşmak adına büyük esneklik gösteriyor. 1967 ve 2024’te işgal edilen tüm toprakların iadesi karşılığında tam barış anlaşmasına hazır; fakat ara formüller de değerlendiriliyor. Bunlar arasında Golan’ın 15 yıla kadar İsrail’e kiralanması veya 1974 sınırlarına dönüşü öngören bir güvenlik mutabakatı da var.

Aynı kaynaklar,  yeni yönetiminin “İbrahim Anlaşmaları”na katılmaya da sıcak baktığını, bunun İsrail’in 1948’den bu yana hayalini kurduğu tarihi bir açılım olacağını belirtiyor.

İsrail’in karşılığı: İşgal ve hava saldırıları

Tehdit politikasını seçen İsrail, Aralık 2024’ten bu yana yeni yönetimin nefes almasına fırsat vermeden askerî havaalanları ve üsleri hedef alan yaklaşık 500 hava saldırısı düzenledi. Suriye’nin savunma kapasitesinin yüzde 85’ini yok eden İsrail, 450 km²’lik Suriye toprağını işgal ederek genişliği 7 km’yi aşan hat boyunca, Şeyh Cebel'den Dera’ya kadar ilerledi. Bazı bölgelerde 20 km derinliğe kadar kara harekâtı yürüten İsrail 9 askerî üs kurdu.

frgt
Netanyahu, Salı günü Suriye'deki tampon bölgedeki İsrail güçlerini denetledi (AP)

İsrail ayrıca, “Dürzi müttefikleri koruma” gerekçesiyle iç çatışmaları körükledi. Oysa İsrail’deki Dürzi vatandaşlar bizzat İsrail hükümetleri tarafından ayrımcılığa maruz kalıyor.
Tel Aviv yönetimi, Şam’ın yeni liderliğini Nusra Cephesi bağlantıları üzerinden karalamaya çalışsa da, geçen yıllarda bizzat İsrail ordusuna bağlı sahra hastaneleri ve Safed, Hayfa, Tel Aviv’deki çeşitli merkezlerin çok sayıda Nusra üyesini tedavi ettiği biliniyor.

Netanyahu’yu kim durdurabilir?

Son günlerde İsrail’de ortaya çıkan bilgiler, ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’e ve Netanyahu’ya “Suriye politikasındaki yanlışları” nedeniyle sert bir uyarıda bulunduğunu gösteriyor.
Trump’ın, Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın talebi üzerine, Şam’daki yeni yönetimle daha olumlu bir yaklaşım benimsemeye yöneldiği ifade ediliyor.

frgt
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Eş-Şara'nın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını görüşmek üzere Riyad'da geçen mayıs ayında gerçekleştirdiği toplantıdan bir kare (SPA)

Trump, İsrail’in attığı adımların “yanlış ve mantıksız” olduğunu düşünürken, birçok analist Netanyahu’yu dizginleyebilecek tek gücün Trump yönetimi olduğuna inanıyor.
Ancak bunun sahadaki sonuçlarının görülmesi zaman alabilir. Bu arada şu soru giderek daha sık soruluyor: “İsrail, Suriye ile böyle bir şekilde davranarak bölgesine nasıl bir mesaj veriyor?”