Akile Salih, ‘sürpriz’ bir girişimle Trablus’a davet edildi

Başkanlık Konseyi, ‘Ulusal Uzlaşı Projesi’ni başlatmaya hazırlanıyor

Başkanlık Konsey Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi’nin Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile yaptığı görüşmeden bir kare (Libya Başkanlık Konseyi)
Başkanlık Konsey Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi’nin Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile yaptığı görüşmeden bir kare (Libya Başkanlık Konseyi)
TT

Akile Salih, ‘sürpriz’ bir girişimle Trablus’a davet edildi

Başkanlık Konsey Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi’nin Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile yaptığı görüşmeden bir kare (Libya Başkanlık Konseyi)
Başkanlık Konsey Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi’nin Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile yaptığı görüşmeden bir kare (Libya Başkanlık Konseyi)

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, Temsilciler Meclisi (TM) ile Devlet Yüksek Konseyi (DYK) arasında Mısır’ın başkenti Kahire’de seçimlerle ilgili anayasal çerçeve oluşturulması için yapılan görüşmelerin çökmesini önlemeye çalışıyor. Öte yandan TM Başkanı Akile Salih, Başkanlık Konseyi'nin ülkedeki ulusal uzlaşı projesini başlatma niyeti çerçevesinde yıllar sonra ilk kez ‘emsalsiz’ bir girişimle başkent Trablus'a davet edildi.
Bu gelişmeler yaşanırken Libya basını, dün başkent Trablus’taki Sikke yolu üzerinde Abdulhamid ed-Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) karargahı güzergahında çok sayıda silahlarla donatılmış zırhlı araç konuşlandırıldığını bildirdi.
BM Libya Özel Danışmanı Williams, dün, TM ve DYK tarafından oluşturulan ortak komitenin, seçimlerle ilgili anayasal çerçeve oluşturmak üzere bir uzlaşıya varılması için yapılan istişarelerin üçüncü ve son turunun sonuçlandığını duyurdu. Ortak komite üyelerinin son iki gün içinde gerçekleşen oturumlar sırasında istişarelerde bulunduklarını belirten Williams, geriye kalan meselelerle ilgili de yan toplantıların yapıldığını kaydetti. Williams, Cumartesi günü yaptığı kısa bir açıklamada, ortak komitenin şu sıra son düzenlemeler ve taslaklar üzerinde çalıştığını söyledi.
DYK Başkanı Halid el-Mişri’yi, Kahire toplantılarının son oturumlarına katılmaya ve Salih ile bir araya gelmeye davet eden Williams, TM Başkanı Salih ve Mişri görüşmesinin başarısızlığını görmezden geldi.
Bu konuda TM Resmi Sözcüsü Abdullah Buleyhık yorum yapmaktan kaçınırken, TM Başkanı Salih'e yakın kaynaklar, Salih’in toplantıların gündemine dair aralarındaki görüş ayrılıkları nedeniyle Mişri ile görüşmeyi reddettikten sonra Kahire'den ayrılarak Libya’nın doğusundaki Kubba şehrine gittiğini belirttiler.
Kaynaklar, Mişri'nin Anayasa Yazım Komisyonu istişareleri sırasında Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter'in yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmasını engelleyecek bir takım maddeler ekleme girişiminde bulunduğunu ve DYK’nın yaklaşan geçiş sürecinde daha büyük bir rol alması için çalıştığını söylediler.
LUO’nun 5+5 Ortak Askeri Komite’deki heyetinin üyesi Ferec es-Susaa, Libya basınına yaptığı açıklamada, 5+5 Ortak Askeri Komite’nin Kahire'de Anayasa Yazım Komisyonu ile yaptığı görüşmede, askerlerin bir sonraki aşamada ve 5 yıl süreyle aday gösterilmemesini öngören maddenin iptal edilmesini ve hiçbir vatandaşın dışlanmadan aday gösterilmesini önerdiğini söyledi. Susaa, seçim sandığının belirleyici faktör olduğunun altını çizdi.
Bu açıklamalar, 5+5 Ortak Askeri Komite üyelerinin, cumhurbaşkanlığı seçimlerine askerlerin aday adayı olabilmelerini tartışmak üzere TM ve DYK heyetleriyle Kahire'de bir araya geldiklerini teyit etmeleriyle aynı zamana denk gelirken LUO’nun 5+5 Ortak Askeri Komite heyeti, askerlerin aday olmalarını engelleyen maddenin yürürlükten kaldırılmasını önerdi.
Öte yandan Anadolu Ajansı (AA), Libyalı bir milletvekilinin, Salih ile Mişri arasındaki görüşmenin başarısız olmasının Kahire müzakerelerini etkileyeceğini söylediğini aktardı.
Kaynak ayrıca,  görüşme başarısız olduktan sonra anlaşmazlık yaşanan noktaların ayrı ayrı incelenmek üzere TM ve DYK başkanlıklarına gönderilmesinin ardından son turun sonuçlarının açıklanmasını daha sonraki bir zamana ertelenebileceğini kaydetti. İki hafta önce yapılan toplantının ardından gerçekleşen ikinci turda seçimlerle ilgili anayasal çerçeve oluşturulması konusundaki tartışmalı noktaların yaklaşık yüzde 70'i çözülmüştü. Bu yüzden son turda bu noktaların yüzde 30'unun çözülmesi gerekiyordu.
Libya’da siyasi bir çözüm için uluslararası bir girişime öncülük eden Williams, geçtiğimiz Pazar gününden bu yana Kahire'de geçtiğimiz yılın sonlarında yapılması planlanırken ertelenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin bir an önce yapılmasıyla ilgili anayasal çerçevenin oluşturulması amacıyla bir araya gelen TM ve DYK arasındaki istişarelerin üçüncü ve son turunda geriye kalan anlaşmazlıkların çözüleceğini umuyordu.
Diğer bir dikkat çekici gelişme ise Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi’nin, Cumartesi günü Kubba şehrinde TM Başkanı Akile Salih ile görüşmesi oldu. Lafi, Salih’e Başkanlık Konseyi tarafından bu hafta sonunda başlatılması planlanan Ulusal Uzlaşı Projesi ile ilgili stratejik vizyon önerisi hakkında bilgi verdi. Lafi ve Salih, görüşme sırasında ayrıca ülkedeki son siyasi gelişmeleri, siyasi çözüm çabalarının başarıya ulaşması, anayasal süreç ve seçimlerin düzenlenmesiyle ilgili ulusal çabaların birleştirilmesi gibi konuları ele aldılar.
Başkanlık Konseyi'nden yapılan açıklamaya göre Lafi, TM’nin ülkenin doğusundaki Tobruk kentindeki karargahına taşınmasından bu yana bir ilki temsil eden adım ile Salih'i bu vesileyle başkent Trablus'a davet etti.
Açıklamada, Salih’in bu daveti yerine getirmeyi kabul edip etmediğiyle ilgili bir detay yer almazken TM’deki kaynaklar, Salih'in güvenlik endişeleri nedeniyle başkent Trablus'u ziyaret etme olasılığının düşük olduğunu söylediler. Kaynaklar, Trablus’un yasal olarak görev süresi dolan Dibeybe hükümetinin kontrolü altında olduğuna ve TM’nin resmi bakış açısına göre silahlı milislerin hegemonyasında olduğu anlamına geldiğine dikkati çektiler.
Başkanlık Konseyi, önümüzdeki Perşembe günü, komitelerin çalışmalarının sona ermesinden sonra Yüksek Uzlaşma Komisyonu'nun çalışma stratejisine ilişkin projenin başlatılacağı töreninin oturum aralarında Trablus'ta bir basın toplantısı düzenleyeceğini duyurdu.
Diğer taraftan Başkanlık Konseyi üyesi Musa el-Kuni, dün başkentte İngiltere'nin Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall ile yaptığı görüşmede, Başkanlık Konseyi’nin parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını istediğini ve Libya halkının seçimler yoluyla istikrar arzusunu gerçekleştirmek için mutabakata dayalı anayasal çerçevelere ulaşma çabalarına verdiği desteği bir kez daha yineledi.
Bu arada Libya basınında, önümüzdeki ay yapılması planlanan seçimlerde Halid el-Mişri’nin Başkanlık Konseyi başkanlığını devralması için yerine alternatif bir ismi seçmek üzere DYK üyeleri arasında istişarelerin başladığı haberleri yer aldı.
UBH İçişleri Bakanı Halid Mazin, yeni bir bölünmeyi kontrol altına almak amacıyla, El- Cefara Emniyet Müdürü ve batı bölgesindeki diğer güvenlik yetkililerinden UBH’ye karşı yapılan açıklamayı destekleyen herkesin çağrılıp sorgulamasını talimatı verdi.
Öte yandan Libya Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre UBH’ye bağlı Terörle Mücadele Gücü askeri tatbikatlar gerçekleştirdi. Bir vadide bir terörist gruba karşı düzenlenen bir operasyon senaryosunun uygulandığı tatbikatta, Terörle Mücadele Gücü mensuplarının etkinlik ve kapasitelerinin artırılması kapsamında 122 milimetre ve 152 milimetre kalibrelerde olmak üzere birçok ağır menzilli silahın yanı sıra Grad füze sistemleri kullanıldı.
Bir başka gelişmede UBH’ye bağlı İstikrarı Destekleme Birimi Deniz Gücü ise yasadışı göç, uyuşturucu satıcıları ve akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele çerçevesinde batı kıyısında Trablus kıyılarından Zuvara'ya uzanan geniş kapsamlı bir güvenlik operasyonu başlattı.
Operasyonla ilgili olarak paylaşılan video kaydında İstikrarı Destekleme Birimi sözcüleri, batı sahilinin deniz sınırlarının operasyon çerçevesinde kapatıldığını belirterek, bölgeyi suçlulardan temizlemek için bir ilk olan güvenlik planının başarıyla sonuçlanacağını vurguladılar.



Gazze ateşkesi: İsrail'in İran'a yönelik saldırıları görüşmeleri ne ölçüde etkileyecek?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir dağıtım noktasında yiyecek bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir dağıtım noktasında yiyecek bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: İsrail'in İran'a yönelik saldırıları görüşmeleri ne ölçüde etkileyecek?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir dağıtım noktasında yiyecek bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir dağıtım noktasında yiyecek bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

Washington'un Tahran'ın Gazze müzakerelerinin bir parçası olduğunu açıklamasından günler sonra İsrail'den İran'a ani bir darbe geldi. İsrail medyası görüşmelerde ‘gerçek bir ilerleme şansı’ olduğuna dair sızıntılara tanık olurken, Hamas kaynakları da ateşkesle ilgili ‘fikirler’ aldıklarını doğruladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre bu yeni gelişmeler ateşkes sürecine ‘gölge’ düşürüyor. Görüşmelerin er ya da geç sekteye uğraması muhtemel, özellikle de İsrail bölgede zaferler elde ettikçe taleplerini sıkılaştıracak. Diğer taraftan Hamas kapsamlı bir anlaşmada ısrar edecek ve gelecekte Gazze Şeridi'ndeki savaşı durduracak gerçek garantilerin yokluğunda şu anda en önemli kartını (esirler) kaybedebilecek kısmi anlaşmalara sürüklenmeyecek.

İsrail dün, İran'ın ülkenin çeşitli bölgelerindeki nükleer programını vurmayı amaçlayan Yükselen Aslan Operasyonu kapsamında bir saldırı başlattı. İsrail ordusunun açıklamalarına göre bu saldırı, İran Silahlı Kuvvetleri’nin üst düzey liderlerinin öldürülmesiyle sonuçlandı. İsrail ordusu daha sonra İran'dan fırlatılan uzaktan kumandalı insansız hava araçlarını (İHA) durdurmaya başladığını bildirdi, İranlı medya kuruluşları ise yetkililere dayanarak bu iddiaları yalanladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yayınladığı video mesajında ülkesinin İran'a yönelik askeri saldırısını övdü: “Çok başarılı bir açılış saldırısı gerçekleştirdik ve daha fazlasını başaracağız. Bu tehdidi ortadan kaldırmak için operasyon günlerce devam edecek.” Hamas ise yaptığı açıklamada söz konusu saldırıyı, ‘aşırılık yanlısı İsrail hükümetinin bölgeyi açık çatışmalara sürükleme konusundaki ısrarını yansıtan acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirdi.

Söz konusu gelişmeler, Katar'daki Hamas müzakere heyetinden kaynakların basına yaptıkları açıklamalarda ‘ateşkes anlaşması konusunda arabulucularla bir dizi fikrin tartışıldığını’ söylemeleri, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun Gazze Şeridi'nde devam eden savaşta acil, koşulsuz ve kalıcı bir ateşkesi ezici bir çoğunlukla onaylaması ve Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati'nin ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile ‘İran'ın nükleer programı konusunda ABD ile İran arasındaki müzakereler ve arabulucuların Gazze Şeridi'nde hızlı bir şekilde ateşkes anlaşmasına varma çabaları’ üzerine yaptığı görüşmelerin ardından geldi.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanda yıkılan bir binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanda yıkılan bir binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)

İsrail saldırısı, ABD Başkanı Donald Trump'ın pazartesi akşamı yaptığı “Gazze şu anda Hamas’la İsrail arasında büyük müzakerelerin ortasında ve İran da zaten işin içinde. Gazze'de ne olacağını göreceğiz. Esirleri geri almak istiyoruz” açıklamasından birkaç gün sonra geldi. Ancak İsrail ve Hamas kaynakları, Trump’ın iddialarını yalanladı.

İkinci ateşkes, yürürlüğe girmesinden iki ay sonra 18 Mart'ta çöktü. Bu ayın başlarında Doha'da Hamas ile Washington arasında yapılan doğrudan görüşmelerde herhangi bir ilerleme sağlanamadı.

Mısır'da siyaset bilimi profesörü olan Dr. Ahmed Yusuf Ahmed, İsrail'in gerilimi artırma girişimlerinin ve bunu takip edecek İran tepkilerinin, ister süreci dondurarak ister hızlandırarak olsun, Gazze Şeridi'ndeki ateşkese hizmet etmediğine inanıyor. Ahmed, “Gazze savaşından bu yana İran ve Lübnan'da ateşkes müzakereleri üzerinde doğrudan bir etkisi olmayan benzer saldırılara zaten tanık olduk” dedi.

Bu saldırıdan sonra Netanyahu'nun içeride popülaritesinin artacağına ve kendisine yönelik iç baskıların üstesinden geleceğine inanan Ahmed, Hamas'ın bu gerilim ışığında kısmi bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini ve bir kez daha kapsamlı bir anlaşma için daha fazla ısrar edeceğini, bunun da İsrail tarafından reddedileceğini ve bu nedenle gerçek bir ilerleme olmayacağını ve sürecin olduğu gibi kalacağını belirtti.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal'a göre Hamas şu anda güçlü bir konumda değil. İran ile İsrail arasında işler daha da kötüye giderse Gazze Şeridi'ndeki operasyonlarda bir azalma olacak ama bu ateşkes görüşmelerini olumlu etkilemeyecek. Nazzal, ‘Hamas’ın kapsamlı anlaşmaya bağlılığını arttıracağını ve en güçlü kartı olan esirlerin elinden alınmasını kabul etmeyeceğini, Netanyahu'nun da küstahlığının artacağını’ düşünüyor.

 ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)Gazze'deki Şifa Hastanesi yakınlarında İsrail bombardımanı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze töreninde ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)

ABD’li arabulucular İsrail'in yanında yer aldıklarını belirtirken, Gazze Şeridi'ndeki durum hakkında bir açıklama yapmadı. Mısırlı ve Katarlı arabulucular ise bölgedeki çatışmanın genişlememesi konusunda uyarıda bulundu.

ABC News'e göre İsrail'in İran'a yönelik saldırısını ‘mükemmel’ olarak nitelendiren Trump, saldırıların devamının geleceğini söylerken, Truth Social platformunda yaptığı bir paylaşımda Tahran'ı uyardı: “Nükleer anlaşma yapılmazsa her şey daha da kötüleşecek.”

Gazze müzakerelerinde arabulucu olan her iki ülkenin dışişleri bakanlıklarından yapılan açıklamalara göre Mısır, saldırının ‘krizi daha da alevlendireceğini ve bölgede daha geniş bir çatışmaya yol açacağını’ savunurken, Katar ‘saldırıların durumu yatıştırma çabalarını engellediğini’ belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Mısır Dışişleri Bakanı ile Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, İran'daki gerilim ve Mısır, Katar ve ABD'nin Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve esirlerin serbest bırakılması için yürüttüğü çabalardaki gelişmeler ele alındı.

Ahmed Yusuf Ahmed, ABD'nin İsrail'e yönelik tutumunun yeni olmadığını ve gerilimi reddeden ne kadar pozisyon olursa olsun ateşkes görüşmelerinin direnişin kararlılığına, yıpratma operasyonlarının devamına ve İsrail'in pozisyonunun gerilemesine bağlı olacağını ve bu konuların sonuçlarının ancak İsrail ve İran'ın karşılıklı saldırılarını durdurmasından sonra netleşeceğini düşünüyor.

Nizar Nazzal, ABD'nin İsrail'i sonuna kadar destekleyen tutumunun, gerilimi azaltma görüşmeleri ile gerçeklik arasında büyük bir uçurum olduğunu, gerilimin devam edeceğini ve Gazze Şeridi'nde bir anlaşmaya ya da bölgede bir ateşkese varma ihtimalinin bulunmadığını gösterdiğine inanıyor.