Lübnan, Mısır ve Suriye, 'Arap Doğal Gaz' hattında gaz akışı için anlaşma imzaladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Lübnan, Mısır ve Suriye, 'Arap Doğal Gaz' hattında gaz akışı için anlaşma imzaladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Lübnan, Mısır ve Suriyeli yetkililer, “Arap Doğal Gaz” hattından yeniden gaz akışının gerçekleştirilmesine yönelik anlaşmada imzaları Beyrut’ta attı.
Lübnan Enerji Bakanlığında düzenlenen gaz anlaşması töreninde Lübnan Enerji Bakanı Velid Fayyad, Suriye’nin Beyrut Büyükelçisi Yardımcısı Ali Abdulkerim Ali ve Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Yasr Allavi hazır bulundu.
Üç ülke arasındaki anlaşmayı Lübnan Petrol Dairesi Müdürü Arur Fahali, Suriye'deki Esed rejiminin Petrol Dairesi Müdürü Nebiye Hurasti, Mısır Meclis İdaresi Başkanı Mecdi Celal imzaladı.
Mısır'dan Lübnan'a ithal edilecek doğal gazın yıllık 720 milyon metreküp olduğunu belirten Lübnanlı Bakan Fayyad, "Mısır gazı ile vatandaşlara günlük 4 saat daha elektrik verilebilecek" dedi.
Anlaşmanın taraflarından Mısır'ın ABD'nin Suriye'deki Esed rejimine uyguladığı yaptırımları kapsayan Sezar Yasası'ndan muaf tutulması talebini de değinen Fayyad, Mısır'ın ABD'den nihai olarak muafiyet beklediğini belirterek Washington yönetimine anlaşmanın hayata geçmesi için destek vermesi çağrısında bulundu.
Fayyad, Mısır gazı ithalatının tamamen Dünya Bankası tarafından finanse edildiğini hatırlattı.

ABD'nin yaptırımına takılan anlaşma
Mısır'a ait "Arap Doğal Gaz Boru Hattı"nın yeniden faaliyete geçmesi ve Lübnan'a gaz ihracatı için aralarında Ürdün'ün de yer aldığı 4 ülke, ilk olarak 9 Eylül 2021'de Ürdün'ün başkenti Amman'da bir toplantı düzenleyerek yol haritası çıkarmıştı.
ABD'nin Suriye'deki Esed rejimine uyguladığı yaptırımları kapsayan Sezar Yasası'ndan dolayı Amman'daki toplantının üzerinden yaklaşık 9 ay geçmesine rağmen somut gelişme kaydedilmemişti.
Ürdün ve Mısır'ın Sezar yaptırımlarına maruz kalmayacaklarına dair ABD'den yazılı olarak onay istediği ifade ediliyor.
Söz konusu endişelere karşı Lübnan Enerji Bakanı, Aralık 2021'de, ABD'nin projenin hayata geçirilmesine yeşil ışık yaktığını söylemiş, ancak buna rağmen adım atılmamıştı.
Lübnan ile İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırı için ara buluculuk yapan ABD Dışişleri Bakanlığının enerji güvenliği kıdemli danışmanı Amos Hochstein ise 14 Haziran'da Beyrut'ta geldikten sonra yaptığı açıklamada, doğal gaz projesinin yaptırımlara uygunluğunu değerlendirmek için Mısır ve Lübnan arasındaki nihai anlaşmaya bakacaklarını ifade etmişti.

Arap Doğal Gaz Boru Hattı
Açık kaynaklara göre 2009'da 1 milyar 200 milyon dolara mal olan toplam 1200 kilometre uzunluğundaki boru hattının 90 kilometrelik üçüncü kısmının Suriye'den geçtiği belirtiliyor.
Arap Doğal Gaz Boru Hattı'ndan Lübnan'a gaz ithalat testi 2009'da başladı ve aynı yıl kısa süreliğine Trablusşam'daki Deyr Ammar Elektrik Santraline gaz verildi.
Ancak 2010'da Mısır'ın Sina Yarımadası'ndaki güvenlik olayları, ardından ülkedeki Arap Baharı gösterileriyle meydana gelen gelişmeler ve Suriye'deki iç savaşın patlak vermesiyle Lübnan'a doğal gaz  ithalatı tamamen durdu.
Lübnan'da 2019'dan beri yaşanan derin ekonomik kriz nedeniyle vatandaşlara günde sadece 4 saat devlet elektriği verilebiliyor.
 



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.