Mısır, gıda güvenliği ve terörizme karşı mücadelede ‘Afrika dayanışması’ çağrısında bulundu

Uluslararası ortaklarla koordineli olarak bir acil önlem paketi hazırlanması çağrısında bulundu.

Asvan Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Forumu uluslararası yoğun bir katılımla başladı (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Asvan Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Forumu uluslararası yoğun bir katılımla başladı (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır, gıda güvenliği ve terörizme karşı mücadelede ‘Afrika dayanışması’ çağrısında bulundu

Asvan Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Forumu uluslararası yoğun bir katılımla başladı (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Asvan Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Forumu uluslararası yoğun bir katılımla başladı (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır, gıda güvenliği krizinin yanı sıra aşırılık ile terörizm olgularının yayılması başta olmak üzere, Afrika ülkelerinin yüzleştiği mevcut sıkıntılar ve zor koşullara karşı mücadele etmek için ‘Afrika dayanışması’ çağrısında bulundu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi dün Asvan Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Forumu’nun açılışında, Afrika kıtasının yaşadığı sorunların ‘zorlu koşulların üstesinden gelinmesini sağlayacak etkili ve yenilikçi çözümler bulmayı amaçlayan bir dizi girişim aracılığıyla, kıta ülkeleri arasındaki ortak dayanışmayı güçlendirmeye yönlendirdiğini’ söyledi.
Sisi, Asvan Forumu’nun iki gün sürecek olan ‘Art Arda Gelen Riskler ve İklim Kırılganlığı Çağında Afrika: Barışçıl, Dayanıklı ve Sürdürülebilir Kıtaya Giden Yollar’ başlığı altındaki üçüncü oturumuna video konferans yöntemi ile bağlanarak konuşma yaptı.
Sisi, terörizm de dahil olmak üzere Afrika kıtasının yüzleştiği bir dizi zorluğu dile getirdi. Cumhurbaşkanı ülkesinin, bölge halklarının bu olgunun olumsuz sonuçlarına karşı mücadele edebilmelerini sağlamak için Sahel ve Sahra Terörle Mücadele Merkezi’ni kurmaya kararlı olduğunu söyledi. Ayrıca söz konusu merkezin, Afrika barışı koruma misyonlarına katılan kuvvetlere eğitim kursları vererek, Sahel bölgesi başta olmak üzere bu sorunlardan etkilenen bölgelerdeki Afrika kurumlarının kapasitesini artırmaya çalışacağını belirtti. Sisi ülkesinin, çatışmadan çıkan ülkeleri desteklemek ve istikrar, güvenlik ve kalkınmayı sağlamak ve yeniden çatışmaya dönmelerine engel olmak için çatışma sonrası gerekli program ve faaliyetlerin hazırlanmasında aktif rol oynayacak olan Afrika Birliği Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Merkezi’nin kurulmasında da kararlı olduğunu belirtti.

Gıda krizi ve koronavirüs
Sisi, Afrika ülkelerinin, Kovid-19 pandemisinin sağlık, sosyal ve ekonomi alanlarındaki yansımalarının yanı sıra gıda ve enerji güvenliği krizinden de etkilendiğini ve bu durumun herkese söz konusu zorluklara karşı mücadele için ortak çaba gösterme sorumluluğunu yüklediğini vurguladı.
Sisi, Rusya-Ukrayna savaşının yansımalarının bir parçası olarak, Afrika kıtasının şu anda tanık olduğu gıda krizine özellikle dikkati çekti. Uluslararası ortaklar ve uluslararası toplumla koordineli olarak, gıda krizinin etkilerini kontrol altına almalarında Afrika ülkelerini desteklemek için bir acil ve etkili önlemler alma çağrısında bulundu. Bunun, kıta ülkelerine yönelik gıda kaynaklarını çeşitlendirerek, tedarik zincirlerini güvence altına alarak, tarım alanında ileri teknolojiyi Afrika ülkelerinin hizmetine sunarak, gıda güvenliğini sağlamaya yönelik sürdürülebilir önlemler alarak ve kendi kendine yetme aşamasına ulaşmak için tarımsal üretimi artırma çabalarını yoğunlaştırarak yapılacağını belirtti.
Sisi, Afrika Birliği’nin bu yılki temasının, su kıtlığı ve yüksek fiyatlar ile ilgili zorlukların gölgesinde, gıda ve gıda güvenliği alanında dayanıklılığı artırmaya odaklandığını ve bunun Afrika ülkelerin gıda güvenliği sorunlarına ne kadar dikkat ettiğini yansıttığını vurguladı.
Sisi, kıtanın yüzleştiği diğer zorluklara dikkati çekerek, bu zorlukların başında, barış, güvenlik ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasının yanı sıra terör ve radikalizmin yayılması olduğunu söyledi. Terörle ilişkili olgulardan en tehlikeleri arasında silah kaçakçılığı ve yayılması, organize suçların artması, insan ticareti ve yasadışı göç gibi olguların yayılması olduğunu belirtti.
Asvan Forumu’nun üçüncü oturumu, Mısır’ın yakında Şarm eş-Şeyh’te düzenlenecek olan 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP27) için hazırlandığı bir zamana denk geliyor. Sisi toplantıda, Afrika’da barış ve güvenlik sorunlarının artmasında iklim değişikliğinin oynadığı role ışık tutma çağrısında bulundu. Zira Afrika’nın çölleşme sorunları, su ve doğal kaynakların kıtlığı ve buna bağlı olarak kalkınma çabalarının baltalanması ile ilgili olumsuz etkilerinin yanı sıra terörist grupların kıtanın kaynaklarını kötüye kullanması sonucunda iklim değişikliğine karşı en savunmasız kıta sayıldığını belirtti. Bu bağlamda, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlamak için Afrika’ya yönelik uluslararası taahhütlerin uygulanmasının hızlandırılması, Afrika’ya tahsis edilen uluslararası fonların iki katına çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Asvan Forumu’na, Afrikalı bakanlar, Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler’den üst düzey yetkililer katılıyor. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Asvan Forumu’nu Afrika ülkelerinin karşılaştığı sorunlara karşı mücadele etmek üzere vizyon geliştirmek için önemli bir fırsat olarak değerlendirdi. Şukri konuşmasında, bu oturumun, Afrika’nın güvenliğini ve istikrarını tehdit eden zorluklar konusunda derinlemesine bir diyalog kurulmasının yanı sıra Afrika Birliği’nin 2063 Gündemi ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak yenilikçi çözümler bulmaya odaklanılması için bir alan yarattığını belirtti.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.