Çin'de erkeklerin ne zaman porno izlediğini saptayan "zihin okuyucu" cihaz geliştirildi

Pornografi Çin'de yasadışı ve bunu tespit etmek için kullanılan yapay zeka bazen hatalar yapıyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Çin'de erkeklerin ne zaman porno izlediğini saptayan "zihin okuyucu" cihaz geliştirildi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

The Independent'ta yer alan habere göre Çinli araştırmacıların erkeklerin "zihinlerini okuyarak" porno izlediklerini algılayabilen bir cihaz geliştirdikleri bildirildi.
South China Morning Post'un haberini yaptığı yeni cihaz, müstehcen içeriklerin tetiklediği beyin dalgalarını tespit ederek Çin'in internet sansürüne katkı sunacak. Çin'de pornografi yasadışı.
Çalışmayı Journal of Electronic Measurement and Instrumentation adlı bilimsel dergide yayımlayan Pekin Jiaotong Üniversitesi'nin elektrik mühendisliği deney merkezi direktörü Xu Jianjun, prototip haldeki cihazın "kötü bilgiyi tespit etmek için" yapıldığını söyledi.
Beyin müstehcen görüntüleri tespit ettiğinde alarmı çalan cihaz, bilgisayar ekranının karşısına oturan 15 erkek üniversite öğrencisine takılarak test edildi.
Geliştiriciler, yeni cihazın bir insan sansürünün beyin dalgalarına otomatik olarak adapte olabileceğini ve duygulardan veya yorgunluktan gelebilecek diğer sinyalleri filtreleyebileceğini söylüyor.
Çinli yetkililer, sosyal medyada uygunsuz gördükleri içerikleri kontrol etmek için jian huang shi (porno değerlendiricileri) adlı profesyonel sansürcüler istihdam ediyor.
Müstehcen resimleri ve videoları tespit etmek için genellikle yapay zeka kullanılabiliyor fakat algoritma bazen hata yapabiliyor. İnsan beyni pornografik içeriği hâlâ daha hızlı ve daha doğru bir şekilde tespit edebilir.
Bu değerlendiricilerin çoğu kadın fakat test sadece erkekler üzerinde yapıldığı için araştırmacılar cinsiyetler arasında farklılıklar olabileceğini düşünüyor. Bildirilenlere göre makinenin doğruluk payı yüzde 80.
Fakat adı açıklanmayan bir araştırmacı cihazın etik sorunlar doğurabileceğini söyledi. Hefei'deki Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nde çalışan kişinin, "Bu tür cihazların kullanımını düzenleyecek veya topladıkları verileri koruyacak bir yasa yok" dediği bildirildi.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research