Biden yönetimi, İran'ın nükleer hırslarının ciddiyeti konusunda ikiye bölünmüş durumda

Biden, 11 Haziran 2022 tarihinde New Mexico'daki Kirtland Hava Kuvvetleri Üssü'nden ayrılmadan hemen önce (AP)
Biden, 11 Haziran 2022 tarihinde New Mexico'daki Kirtland Hava Kuvvetleri Üssü'nden ayrılmadan hemen önce (AP)
TT

Biden yönetimi, İran'ın nükleer hırslarının ciddiyeti konusunda ikiye bölünmüş durumda

Biden, 11 Haziran 2022 tarihinde New Mexico'daki Kirtland Hava Kuvvetleri Üssü'nden ayrılmadan hemen önce (AP)
Biden, 11 Haziran 2022 tarihinde New Mexico'daki Kirtland Hava Kuvvetleri Üssü'nden ayrılmadan hemen önce (AP)

İran ile nükleer anlaşmanın canlandırılması amacıyla yapılan müzakerelerin askıya alınmasının üzerinden yaklaşık 4 ay geçti. Tahran, ABD ve onun Avrupalı ​​müttefiklerinin nükleer anlaşmayı canlandırmaya yönelik teklifini kabul etme konusunda ciddi bir ilgisizlik göstermeye devam ediyor. Bu da ABD Başkanı Joe Biden'ın dış politika önceliklerinden birinin unutulduğu anlamına geliyor. Biden yönetimi, nükleer anlaşmanın canlandırılmasını müzakere etmeye istekli olduğunu kamuoyuna açıklarken, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi partilerden çok sayıda ABD’li yetkili, İran rejiminin attığı adımların nükleer anlaşmanın canlandırılmasını her geçen gün daha da zorlaştırdığını belirterek ‘yakın bir gelecekte anlaşma ihtimali olmadığını’ söyledi.
Buna rağmen Biden yönetimi, İran’ın nükleer hırslarının ciddiyeti konusunda bölünmüş durumda. CNN ağı, ABD istihbarat servislerinin raporlarını yakından takip eden mevcut ve eski yetkililerin, İran'ın başlıca amacının yaptırımları hafifletmek olduğunu ve bunu başarmak için İranlı liderlerin, uranyum zenginleştirme çalışmalarının artırılmasını bir koz olarak kullanmaktan hoşnut olduklarını söylediklerini aktardı. Bazı yetkililer ise İran’ın gerçekten bir nükleer silah üretmek istediğini düşünüyorlar. Çünkü İranlı liderlerin, her ikisi de nükleer güç olan Kuzey Kore ve Rusya'nın, işgal ve rejim değişikliği gibi Batı’nın doğrudan müdahalesinden kaçınmayı nasıl başardıklarını anladıklarına inanıyorlar.
ABD Senatosu geçtiğimiz hafta, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley’in askeri bir operasyon da dahil olmak üzere İran'ın nükleer silah elde etmesini engelleyecek ‘masada hiçbir şey yok’ dediği ifadesini dinledi. Ancak Malley, ABD’nin buradaki tek gerçek çözümün diplomatik çözüm olduğuna inandığını vurguladı.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby de geçtiğimiz hafta, “İran'ın nükleer programıyla ilgili endişelerimizi gidermenin en iyi ve en güçlü yolu olarak diplomasiye bağlı kalmaya devam edeceğiz” diyerek ABD’nin bu tutumunun altını çizdi.
Dış politika uzmanlarından bazıları, İran’ın petrol ihracatı yoluyla önemli gelirler sağlamaya devam etmesinden dolayı yaptırımların hafifletilmesi konusunda Obama yönetimi dönemine kıyasla umutsuzluğunun daha az olduğuna inanıyorlar. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz ay ülkesinin petrol ihracatının Ağustos ayından bu yana ikiye katlandığını açıkladı. İran Merkez Bankası ise Şubat ayında, (21 Mart'ta başlayan) İran yılının ilk yarısında, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden ve ardından petrol ihracatına uygulanan ambargodan ötürü petrol fiyatlarının yükseltmesinden önce 18,6 milyar dolarlık petrol satışı gerçekleştirdiğini bildirmişti.
The Hill gazetesine Malley’in Senato’da verdiği ifadeyi yorumlayan ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Demokrat Senatör Bob Menendez, ‘böyle bir anlaşma konusunda iyimser olmadığını’ söyledi. Menendez, “Biden yönetimi, teklifi masada tutmanın stratejik bir anlam ifade ettiğini düşünüyor ama ben ileriye dönük bir yol göremiyorum. Bu benim düşüncem” şeklinde konuştu. Ancak yeni bir anlaşmaya varmanın İran'ın siyasi düzeni içinde de bölücü bir teklif olduğunu ve anlaşmanın yeniden canlandırılmasını zorlaştırdığını ifade eden Menendez, “İran'ın içinde bir tartışma olduğunu düşünüyorum, dolayısıyla ileriye dönük net bir yol yok” dedi.
Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Senatör Jim Risch ise, anlaşma beklentilerinin ‘cesaret verici olmadığını’ belirterek, “Müzakerelerin nerede durduğunu biliyorum, bitirmeliydiler. Eğer anlaşma olmazsa müzakerelerin Şubat'ta biteceğine söz vermişlerdi” ifadelerini kullandı. Hem Cumhuriyetçilerden hem de Demokratlardan çok sayıda senatör, İran'ın nükleer programının izlenmesine izin vererek Batılı müttefiklerle iş birliği yapmak istemediğine dair birtakım işaretler olduğunu belirtiyorlar.
Öte yandan CNN, ABD'li yetkililerin Biden yönetiminin İsrail'in İran'a yönelik operasyonlarına büyük bir müdahalede bulunmama yaklaşımını benimsediğini söylediklerini aktardı. İki ülke arasındaki tartışmaları yakından takip eden mevcut ve eski yetkililerden bazıları, İsrail'den bu operasyonları durdurmasının doğrudan istenmediğini, buna karşın İsrail’in de operasyonları hakkında ABD'yi önceden bilgilendirmediğini ve genellikle bu operasyonları gerçekleştirdiğini kabul etmediğini vurguladılar.



Çin’in uçak gemisi Shandong Hong Kong açıklarında

Çin’in uçak gemisi Shandong, Hong Kong adasının güney kıyılarında seyrediyor (AP)
Çin’in uçak gemisi Shandong, Hong Kong adasının güney kıyılarında seyrediyor (AP)
TT

Çin’in uçak gemisi Shandong Hong Kong açıklarında

Çin’in uçak gemisi Shandong, Hong Kong adasının güney kıyılarında seyrediyor (AP)
Çin’in uçak gemisi Shandong, Hong Kong adasının güney kıyılarında seyrediyor (AP)

Çin’in 305 metre uzunluğundaki uçak gemisi Shandong, Batı Pasifik'teki savaş tatbikatlarına katıldıktan sonra bugün Hong Kong açıklarına ulaştı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin muhabirleri, Shandong uçak gemisini ve başta Changjiang destroyeri ve Yuncheng fırkateyni olmak üzere ona eşlik eden savaş görev grubunu, bu sabah Hong Kong adasının güney kıyısı açıklarında seyir halindeyken gördüklerini bildirdiler.

Pekin, uçak gemisi Shandong'un Hong Kong'daki donanma grubuyla beş gün kalacağını ve bu vesileyle ‘ziyaretler ve kültürel değişim etkinlikleri’ düzenleneceğini duyurdu. Öte yandan Hong Kong dün resmi tatil olan yeniden Çin'e bağlanmasının 28’inci yıl dönümünü kutladı.

Çin'de inşa edilen ilk uçak gemisi olan Shandong, Çin Donanması’na 2019 yılında katıldı. Pekin, 2000 yılında Ukrayna'dan satın aldığı Liaoning ve Shandong olmak üzere iki adet aktif uçak gemisine sahip. Üçüncü bir uçak gemisi olan Fujian'ın yapımı ise tamamlandı, ancak halen test aşamasında.

Çin pazartesi günü, iki deniz savaş görev grubunu Batı Pasifik'te ‘kısa süre önce başarıyla tamamladıkları’ savaş tatbikatları gerçekleştirdiğini duyurdu.

Öte yandan Tokyo, Çin savaş uçaklarının Shandong uçak gemisinden kalkarak Japon askeri devriye uçağına 45 metre kadar yaklaştığını açıkladı, ancak Pekin bu iddiayı yalanladı.

Shandong geçtiğimiz nisan ayında, Tayvan Boğazı'nda askeri tatbikatlara katıldı. Bu tatbikatlar arasında adanın kuşatılması simülasyonu da vardı. Aynı ayın ilerleyen günlerinde Filipin Donanması, Shandong uçak gemisini ülkenin en kuzeyindeki Babuyan Adası’ndan iki deniz mili uzaklıkta olduğunu tespit etti.

Hong Kong'daki gemileri ziyaret etmek için satılan biletler, Çin sosyal medya platformu WeChat'te dakikalar içinde tükendi. Shandong, 2017 yılında küresel finans merkezi olan Hong Kong’u ziyaret eden uçak gemisi Liaoning'den sonra Hong Kong'u ziyaret eden ikinci Çin uçak gemisi oldu.