Tunus Ekonomi ve Sosyal Haklar Forumu (bağımsız insan hakları platformu) üyesi Münir Hüseyin, ülkede yoksulluğun yayılmasının ve orta sınıfın yoksul sosyal gruba katılmasının, ‘bir halk ayaklanmasına yol açabileceğini’ söyledi. Hüseyin, Uluslararası Para Fonu tarafından talep edilen reformların toplumsal maliyetinin yüksek olmasına karşı uyarıda bulunurken Tunus hükümetinin, sürdürülebilir bir kalkınma modeli oluşturma ihtiyacını dikkate almaksızın adil olmayan koşulları sürdürdüğünü vurguladı.
Münir Hüseyin dün düzenlediği basın toplantısında, şu an yoksulluktan muzdarip dört milyondan fazla Tunuslunun olduğunu göz önüne alarak, mevcut ekonomik durumun yoksulluk seviyesini derinleştirdiğini ve sosyal eşitsizlikleri artırdığını belirtti. Bu durumu siyasi iradenin ve aynı ekonomik yönelimi izleyen ardışık hükümetlerin olmamasına bağladı. Hüseyin, Tunusluların satın alma gücünün bozulmaya devam etmesi ve yaşam maliyetinin artması durumunda, Tunus’taki yoksulluk oranının nüfusun yaklaşık yüzde 50’sine ulaşacağını öne sürdüğü açıklamasında ayrıca Tunuslu ailelerin sosyal ve ekonomik açıdan derinden etkilendiğini ve sonuç olarak yasa dışı göç olgusunun büyüdüğünü vurguladı.
Hüseyin, takip ettiği en önemli dosyalardan biri olan yasa dışı göç olgusundaki artışla ilgili konuşmasında, önceki güne kadar ‘ölüm yolculuklarına’ katılan Tunusluların sayısının yaklaşık 3,5 bine ulaştığını söyledi. Mevcut Tunus hükümetinin, son 10 yılda diğer hükümetlerin yapmaya cesaret edemediği bir adım olarak, zorunlu sınır dışı etme konusunda Avrupa ile aynı yaklaşımını benimsemesini ise eleştirdi.
Şiddete karşı konferansa düzenlendi
Tunus başkent belediyesinin genel merkezi dün, Avrupa Konseyi ve ortakları tarafından ‘Terörizm ve Şiddete Dayalı Aşırıcılığa Karşı Mücadele: Güney Akdeniz Bölgesinde İnsan Haklarına Yönelik Koordineli Bir Yaklaşım’ başlığında bölgesel bir konferansa ev sahipliği yaptı.
Konferansa, Tunus’taki Tunus Terörle Mücadele Komitesi temsilcileri, Ürdün, Lübnan, Libya, Fas ve Tunus’tan temsilcilerin yanı sıra Avrupa Konseyi uzmanları ve temsilcileri ve ulusal kurumlar, organlar ve Tunuslu kuruluşlar katıldı.
İki gün sürmesi planlanan konferans, şiddete dayalı aşırılıkçılığa karşı mücadele etme ve önlemenin yanı sıra terörle mücadele alanındaki çalışanlar için bölgesel bir eğitim programının temellerini atmaya yönelik dinamikleri desteklemeyi hedefliyor. Program, Avrupa Konseyi’nin insan hakları alanındaki hukukçulara yönelik eğitim programı çerçevesinde geliyor.
Yeni parti adımı
Diğer yandan, feshedilen parlamentonun eski milletvekili el-Ayyaşi el-Zamal, Azmun Hareketi adını taşıyan yeni bir siyasi partinin kurulduğunu duyurdu. Zamal düzenlediği basın toplantısında, yeni hareketin ‘samimi bir ulusal girişimi temsil ettiğini, zira yeni Tunus için ulusal bir sosyal sözleşme ile Tunuslulara yöneleceğini’ belirtti. Ayrıca bu partiyi kurma fikrinin, yaklaşık bir buçuk yıl önce, ‘siyasi aktörlerin kapsamlı bir ulusal proje oluşturamaması, kapasiteleri artırmaması ve devlet ile Tunus halkı, seçkinleri ve kurumları arasında güven inşa edememesi nedeniyle” ortaya çıktığını vurguladı.
Zamal, partinin diğer siyasi partilerle ilişkisi ve Cumhurbaşkanı Kays Said’in tercihleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, partinin ‘geçmişin anlaşmazlıklarından ve çatışmalarından uzak ve çeşitli siyasi taraflara açık olduğunu, giderek derinleşen ekonomik ve sosyal krizi ele almaya odaklandığını ve Tunuslulara sunacağı ekonomik ve sosyal bir programı bulunduğunu kaydetti. Partinin, 25 Temmuz 2021’den itibaren başlatılan ve ‘yalnız yol’ olarak nitelendirilen süreci reddettiğini ifade eden Zamal demokratik yola, özgürlüklere ve ortaklık ilkesine bağlı olduğunu vurguladı. Partinin, 25 Temmuz’da düzenlenecek referanduma katılım konusundaki tutumuna ile ilgili olarak da bunun yeni Tunus anayasasının içeriği gözden geçirildikten sonra kararlaştırılacağını söyledi.