Dünya'dan en uzak uzay araçları Voyager 1 ve 2 veda etmeye hazırlanıyor

NASA 1977'de fırlatmıştı

Voyager 1 fotoğraf, şarkı ve dostluk mesajları taşıyor (NASA)
Voyager 1 fotoğraf, şarkı ve dostluk mesajları taşıyor (NASA)
TT

Dünya'dan en uzak uzay araçları Voyager 1 ve 2 veda etmeye hazırlanıyor

Voyager 1 fotoğraf, şarkı ve dostluk mesajları taşıyor (NASA)
Voyager 1 fotoğraf, şarkı ve dostluk mesajları taşıyor (NASA)

NASA'nın emektar uzay araçları Voyager 1 ve Voyager 2 veda etmeye hazırlanıyor. 1977'de fırlatılan uzay araçlarının gücünü 2025'te tüketeceği tahmin ediliyor.
Jüpiter ve Satürn'ü incelemek için tasarlanan Voyager'ların 5 yıl dayanması hedefleniyordu. Araçlar planları fazlasıyla aşarak yaklaşık 45 yıldır uzayda seyahat ediyor.
Dünya'dan en uzak uzay araçları unvanına sahip Voyager'lar, Güneş Sistemi'nin ucundaki heliosferin ötesine geçmişti. Voyager 1'in heliosferi aşması yaklaşık 36 yıl sürdü. Uzay aracının o zamandan beri gönderdiği veriler, evrendeki manyetik alanların rolü hakkında çarpıcı bilgiler veriyor.  
Voyager 2 ise yıldızlararası ortama 2018'de girdi. Ancak iki uzay aracı da Güneş Sistemi'nin dışında sayılmıyor. Çünkü Güneş Sistemi'nin sınırı, su, buz, amonyak ve metandan meydana gelen Oort bulutu olarak kabul ediliyor.
Örneğin NASA, Voyager 2'nin Oort bulutun iç kenarına ulaşmasının yaklaşık 300 yıl, ötesine geçmesinin muhtemelen 30 bin yıl süreceğini düşünüyor.
Voyager 1, Dünya'dan 23,3 milyar kilometre uzakta bulunuyor. 2 numaralı uzay aracıysa yaklaşık 19,3 milyar kilometre mesafede yer alıyor.
İkili, radyoizotop termoelektrik jeneratör teknolojisiyle çalışıyor. Jeneratörlerin sağladığı güç her yıl yaklaşık 4 watt azalıyor. Bu, uzay araçlarındaki cihazların birer birer kapatıldığı anlamına geliyor. Viyager 1'de çalışan cihaz sayısı 4'ü bulurken Voyager 2'de bu sayı 5.
Sky News'in aktardığına göre uzay araçlarının 2025'te gücünün tükenmesi bekleniyor.
Voyager ekibinde yer alan Linda Spilker, "Her şey gerçekten yolunda giderse bu görevleri belki 2030'lara kadar uzatabiliriz. Bu sadece güce bağlı" diye konuştu.
Independent Türkçe, Scientific American, Sky News



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy