Tunus İşçi Sendikası anayasal reformla ilgili farklı bir vizyonları olduğunu duyurdu  

Genel Sekreter Tabubi, Cumhurbaşkanı Said’in önerdiği ulusal diyaloğa katılmayı reddetti  

Tunus İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi. (EPA) 
Tunus İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi. (EPA) 
TT

Tunus İşçi Sendikası anayasal reformla ilgili farklı bir vizyonları olduğunu duyurdu  

Tunus İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi. (EPA) 
Tunus İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi. (EPA) 

Tunus Genel İşçi Sendikası (TGİS) ülkedeki siyasi krizden çıkış için yapılması gereken anayasal reformlarla ilgili farklı bir vizyon sunarak, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) önerdiği reform programını reddettiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Kays Said’in önerdiği ulusal diyaloga katılmayacağını da yineledi.  
Tunus İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi, dün ülkedeki anayasa reformlarının tartışıldığı bir forumda, İşçi Sendikası'nın siyasi sistemle ilgili vizyonunu sundu. Tabubi’nin önerisi 2014 anayasasında bir dizi değişiklik yapılmasını öngörüyor ve mevcut anayasa taslağıyla büyük ölçüde karşıtlık içeriyor. Tabubi, “Mevcut hükümetin Tunus halkının gelecek kırk yıldaki iradesini ve tercihlerini sınırlandırma yetkisi ve hakkı yoktur. İşçi Sendikası siyasi bir taraf değildir ancak siyasal çoğulculuğa ve seçimlere inanıyoruz” dedi.  
Anayasada ‘devletin kimliği’ ile ilgili tartışmanın suni olduğunu savunan Tabubi, “Bu mesele 1959 ve 2014 anayasalarında netleştirilmiştir. Bu konunun özellikle şimdi yeniden gündeme getirilmesi, Tunus halkının dikkatini dağıtmaya yönelik bir girişimdir. Gerçek gündem siyasi sitemle, seçim sistemi ve yönetim biçimiyle ilgilidir” değerlendirmesinde bulundu.  
TGİS’in Uluslararası Para Fonu'nun reformları konusundaki tutumu, sendikanın, ücret artışı talebinin kabul görmemesi nedeniyle dün kamu sektörlerinde bir günlük greve gitmesinin ardından geldi.  
IMF’nin Tunus ile ekonomik reformlar konusundaki müzakerelerin yakında başlatılacağını açıklamasının ardından Tabubi, “Düşük ücretler, düşük imkanlar, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bu ortamda Uluslararası Para Fonu’nun şartlarını dayatmasını reddediyoruz’’ dedi.  
Uluslararası Para Fonu (IMF), 4 milyar dolarlık kurtarma paketini elde etmek için çaba gösteren Tunus ile aylar süren tartışmaların ardından müzakerelere hazır olduğunu duyurmuştu. Tunus hükümeti, yüzde 8’lere varan enflasyon, yüzde 16,1 seviyesindeki işsizlik oranları ve artan kamu borçları nedeniyle IMF’den 4 milyar dolarlık bir yardım talebinde bulunmuştu. Gözlemciler, istenen reformların yapılması durumunda IMF’nin talep edilen meblağın yarısını sağlayacağını tahmin ediyor.  
Hükümetin ekonomik reform planına göre, yeni vergi düzenlemelerinin yanı sıra, kamudaki maaşların sınırlandırılması, genele açık sübvanse sistemi yerine dar gelirli vatandaşların desteklenmesi, ekonomik dengesizliğin sınırlandırılarak, zarar eden kamu kuruluşlarında, personel ihracı dahil reformlar yapılması öngörülüyor. IMF’nin Tunus’a kredi sağlaması, uluslararası finans kuruluşlarını da bu yönde teşvik edebilir ve ülkenin kredi notunun yükselmesine imkan tanıyabilir. Eski Tunus Merkez Bankası Başkanı Mervan el-Abbasi, “Uluslararası Para Fonu’nun Tunus’u desteklemesi çok önemlidir, çünkü bu uluslararası finans kuruluşlarından ve diğer uluslararası bağışçılardan kredi almamızı kolaylaştırabilir” dedi.  
 Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 2014 anayasasının referandumla değiştirmesini talep ederken, muhalif seslerde artış gözleniyor. Tabubi bu konuda şunları söyledi: 
“Bahsettikleri acı reçeteye karşıyız, biz de reform yapılması gerektiğini savunuyoruz ancak mevcut hükümetle bu konuda görüşlerimiz uyuşmuyor, halkı zor durumda bırakacak uygulamalara karşıyız.”  
 Tunus Cumhurbaşkanı Said ile kişisel olarak bir sorunun olmadığının altını çizen Tabubi, “Bizim sorunumuz anayasal kurumlardaki temsilcilerin yaklaşımıyla ilgilidir. Yeni anayasa oluşturulurken halkın iradesinin dikkate alınmaması kabul edilemez. Cumhurbaşkanı Said en azından bir kararname çıkararak 25 Temmuz’da yapılacak anayasa referandumunda, yeni anayasanın kabulünün yüzde 50 artı bir ile gerçekleşebileceğini netleştirsin. Eğer bu sayıya ulaşılırsa halkın tercihine boyun eğeriz. Biz ayrıca güçler ayrılığını temin edecek bir siyasi sistemin oluşturulmasını ve herhangi bir tarafın mutlak yetkiye sahip olmamasını savunuyoruz’’ diye konuştu.  
Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklar, Cumhurbaşkanı Kays Said’in, Yeni Cumhuriyet İçin Ulusal İstişare Komitesi Başkanı Sadık Beliyd tarafından kendisine sunulan ‘yeni anayasa taslağı’ üzerinde bazı değişikliklerde bulunmak için çalışma yaptığını aktardı. Said kendisine sunulan anayasa taslağı üzerinde değişiklikler yapılabileceğini duyurmuştu.



İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
TT

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera vilayeti kırsalında yer alan Yermuk Havzası'ndaki çeşitli noktaları işgal etti.

Suriye devlet televizyonu, ‘İsrail güçlerine ait altı aracın Dera'nın batısındaki Yermuk Havzası'nda bulunan Saysun köyüne girdiğini’ duyurdu.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesi, ‘üç araçtan oluşan bir İsrail kuvvetinin Yermuk Havzası'ndaki Ayn Zikr köyünün eteklerinde bulunan devrik rejim güçlerinin 112. Tugayı’na ait eski bir askeri alana girdiğini’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, İsrail güçlerinin söz konusu bölgeye girmesi, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından gerçekleşen ikinci ihlal. Zira daha önce de askeri bölgeye girmişler ve içinde sabotaj ve buldozer operasyonları gerçekleştirmişlerdi.

Suriye devlet televizyonunun haberine göre İsrail güçleri, 2 Temmuz'da Kuneytra'nın güneyindeki Mezraa el-Basali'de gözaltına aldıkları üç Suriye vatandaşını birkaç saat sonra serbest bıraktı.

İsrail ordu güçleri çarşamba günü güney Kuneytra kırsalındaki bir çiftliğe saldırı düzenleyerek üç vatandaşı gözaltına aldı; Tel Aviv bu kişilerin İran'la bağlantılı olduğunu iddia etti.

28 Haziran'da bir İsrail ordu gücü güney Kuneytra kırsalındaki Ruveyhine köyünü işgal ederek evlerde arama yaptı ve evlerin içini tahrip etti.

Dera 24 televizyon kanalı, iki tank ve iki araçtan oluşan bir İsrail gücünün köye girdiğini ve bazı evlerde arama yaptığını bildirdi.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları Esed rejiminin devrilmesinden sonra önemli ölçüde arttı. İsrail ordusu Suriye ordusuna ait askeri mevzileri hedef alarak buraları imha etti. İsrail ayrıca, Şam, Kuneytra ve Dera kırsalında kara saldırılarıyla eş zamanlı olarak tampon bölgeyi kontrol altına aldı, ardından sınır bölgelerinde operasyonlar düzenlemeye başladı.