Batı, Rusya’yı müzakere masasına nasıl oturtabilir?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

Batı, Rusya’yı müzakere masasına nasıl oturtabilir?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya topraklarını ‘geri almaktan’ bahsedip, kendisini ‘Büyük Petro’ye benzetirken ve aynı zamanda Rusya Severodonetsk yakınlarında ilerlerken, Ukrayna savaşında barışı sağlama umutları gün geçtikçe azalıyor.
Ancak uzun süreli bir yıpratma savaşı Rusya’ya gerçekten fayda sağlar mı? Muhtemelen sağlamayacak.
The National Interest dergisinde, Viyana Üniversitesi’nde tarih doktorasına hazırlanan araştırmacı Amin Aghjeh imzasıyla yayımlanan analizde bu konu ele alındı.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, geçtiğimiz hafta Ukrayna’nın sadece savaş alanındaki başarılarının Rusya’yı müzakere masasına gelmeye ikna edebileceğini öne sürdü.
Ukrayna’nın güney ve doğu cephelerindeki elde ettiği ivme bu olasılığı kesinlikle artıracaktır, ancak Ukrayna’nın savaş alanında önemli ilerlemeler kaydedip kaydetmeyeceği henüz belirsiz.
Ukrayna kuvvetlerinin morali Rus kuvvetlerinden daha yüksek. Ancak Kuleba’ya göre Rusya, topçu gücü açısından Ukrayna’ya karşı 15 kat daha yüksek bir avantaja sahip.
Batılı ülkeler Ukrayna’ya silah sağlamaya devam edecek, ancak Kiev’in talep ettiği miktarları karşılamakta güçlük çekiyorlar.
Batılı ülkeler, Ukrayna’nın taleplerini karşılamanın gerektireceği büyük miktardaki parayı finanse etmek için bir çözüm bulabilseler bile, diğer stratejik kaygılarla kendilerini kısıtlıyorlar.
Rusya, Avrupa’nın enerji arzı üzerinde muazzam bir etkiye sahip ve kış yaklaşıyor. Dahası, enflasyon yükseliyor. Batı gerilimden kaçınmak istiyor.
ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Rusya’nın Çin’in Avrupa’daki bir karakolu olacağı konusunda uyarıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ‘diplomatik yollarla’ Rusya için bir ‘çıkış yolu’ bulmaya çalışıyor.
Analize göre, en olası senaryo, iki tarafın da savaş alanında nihai hedeflerine ulaşamaması ve bunun da uzun süreli bir yıpratma savaşına yol açmasıdır.
Ancak uzun süreli bir yıpratma savaşı Rusya’nın çıkarına pek de uygun olamaz. 
Putin, Ukraynalıların anavatanlarını korumaya kararlı olduğunu ve Batı’nın Ukrayna’nın düşmesine izin vermemeye kararlı olduğunu biliyor. 
ABD’nin geçtiğimiz hafta bir milyar dolarlık yeni askeri yardım paketini duyurması ve Avrupalı ​​liderlerin Kiev ziyareti, bu taahhüdü yeniden teyit etti.
Rusya’nın birkaç Ukrayna şehrini ele geçirmek için tüm bu riskleri alması çıkarına olur mu?

Bu, Putin’in geride bırakmak istediği türden bir miras mı?
Analize göre, Rusya bunun yerine iki ülke arasındaki kültürel ve dil bağlarını korumayı müzakerelere dahil etmeye çalışabilir. 
Rusya, savaşı sürdürerek, Ukrayna halkını tamamen yabancılaştırma riskiyle karşı karşıya ve bu da nesiller boyu Ukraynalıların Rus dilini terk etmesine yol açabilir. 
Pek çok Ukraynalı -pek çok Rus gibi- savaşı yalnızca ‘Putin’in savaşı’ olarak görüyor.
Putin bu savaşa derinden yatırım yapıyor ve ‘yenilgi olarak değerlendirilebilecek’ herhangi bir anlaşmayı kabul etmeye istekli olmayacak. 
Ancak her gün birkaç yüz Rus askerinin ölebileceği, Herson, Melitopol ve diğer Ukrayna şehirlerinde isyanların patlak verebileceği ve yaptırımların Rusya ekonomisini daha da boğabileceği uzun süreli bir yıpratma savaşı, ülkesinde de bir zafer olarak değerlendirilemez.
Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’yı işgal etmek için kullandığı ana bahanesi ‘NATO’nun Ukrayna’ya doğru genişlemesi’ olduğundan, Ukrayna için bir tampon statü müzakeresi, Rus rejimine kendi ülkesinde başarı ilan etme fırsatı sağlayacaktır.
Ayrıca, Rusya’nın barış görüşmelerine girmeyi daha ciddi bir şekilde düşünmesi amacıyla üzerinde ekstra baskı oluşturmak için kullanılabilecek başka mekanizmalar da var. 
İngiliz tarihçi Niall Ferguson, ABD’nin ‘Putin üzerinde biraz Çin baskısı’ ile Ukrayna’daki savaşı sona erdirmeye yönelik bir hareketi izlenebileceği, Çin’e karşı bir yumuşama politikasına işaret etti.
Ferguson, Arap petrol üreticilerine ABD-Çin baskısının petrol üretimini ciddi bir şekilde artırmak için uygulanabileceğini ekledi.
Artan petrol üretimi, Rusya üzerinde önemli bir baskı oluşturacaktır. 
Rusya, savaşın ilk 100 gününde, 64,5 milyar dolar petrol geliri ve fosil yakıt ihracatından 97 milyar dolar kazandı.
Ayrıca Rusya, Ukrayna ile müzakere edilmiş bir barış anlaşmasının uygulanmasını takiben yaptırımların kademeli olarak hafifletilmesine dair bir taahhüt alırsa, müzakerelere girmeye teşvik edilebilir. 
Batı tarafından oynanabilecek bir diğer kart da NATO’nun İsveç ve Finlandiya’ya genişlemesidir.
Rusya, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine uzun süredir karşı çıkıyor ve NATO’ya katılma olasılıkları yakın görünürse Ukrayna’ya taviz vermeye istekli olabilir.
Ukrayna Batı’dan sarsılmaz bir desteğe sahip olduğu için, Rusya’nın umduğu gibi uzun süreli bir savaşın ülkeyi felç etmesi pek olası değil.



UAEA: Çernobil Nükleer Santrali’nin koruyucu kalkanı hasar gördü

Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
TT

UAEA: Çernobil Nükleer Santrali’nin koruyucu kalkanı hasar gördü

Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) dün yaptığı açıklamada, 1986’daki Çernobil felaketinin ardından radyoaktif maddelerin sızmasını önlemek için inşa edilen Çernobil nükleer santralindeki koruyucu kalkanın artık temel güvenlik işlevini yerine getiremediğini bildirdi. Ajans, bu hasarın bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı nedeniyle oluştuğunu ve Ukrayna’nın, sorumluluğun Rusya’da olduğunu öne sürdüğünü belirtti.

UAEA, geçen hafta tamamlanan çelik izolasyon yapısının denetiminde, şubat ayında meydana gelen İHA saldırısının, Ukrayna’daki Rusya kaynaklı çatışmanın başlamasından üç yıl sonra yapıyı olumsuz etkilediğini ortaya koyduğunu duyurdu.

UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi yaptığı açıklamada, “Denetim heyeti, koruma yapısının temel güvenlik işlevlerini, özellikle de radyoaktif maddeyi izole etme kapasitesini kaybettiğini doğruladı. Ancak yapının taşıyıcı sistemleri veya izleme cihazlarında kalıcı bir hasar bulunmadığı sonucuna varıldı” dedi.

Grossi, onarımların yapıldığını, ancak uzun vadeli nükleer güvenliği sağlamak ve daha fazla bozulmayı önlemek için kapsamlı bir restorasyonun gerekli olduğunu vurguladı.

BM, 14 Şubat’ta yayımladığı açıklamada, Ukrayna yetkililerinin, yüksek patlayıcı başlığa sahip bir İHA’nın tesise saldırdığını, yangına yol açtığını ve 1986 felaketinde hasar alan 4 numaralı reaktörü çevreleyen koruyucu kaplamaya zarar verdiğini bildirdiğini aktarmıştı.

Ukrayna yetkilileri, İHA’nın Rusya’ya ait olduğunu belirtirken, Moskova saldırıyı reddetti.

BM, şubat ayında yaptığı açıklamada, radyasyon seviyelerinin normal ve stabil olduğunu, herhangi bir sızıntı rapor edilmediğini bildirdi.

1986’daki Çernobil patlaması, radyasyonun Avrupa’nın dört bir yanına yayılmasına yol açmış ve Sovyet yetkililerini olaya müdahale etmek için büyük sayıda insan ve ekipman seferber etmeye zorlamıştı. Santraldeki son çalışan reaktör ise 2000 yılında kapatılmıştı.

Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Rusya, Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgalinin ilk haftalarında santrali ve çevresini bir aydan fazla süreyle işgal etmiş; kuvvetleri başlangıçta başkent Kiev’e ilerlemeye çalışmıştı.

UAEA, Ukrayna ile Rusya arasında yaklaşık dört yıldır süren savaşın elektrik trafo merkezlerine verdiği hasarı ülke çapında araştırırken, aynı zamanda bu incelemeyi de gerçekleştirdi.


Avrupa, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme "acelesi" konusunda endişeli

Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
TT

Avrupa, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme "acelesi" konusunda endişeli

Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında gerçekleşen hassas bir telefon görüşmesinin içeriği ortaya çıktı. Bu görüşme, Avrupa'nın Moskova ile barış müzakerelerini yönetme konusundaki yeni Amerikan yaklaşımına ilişkin endişelerinin boyutunu gözler önüne seriyor.

Alman Der Spiegel gazetesinin protokol dışı olarak yayınladığı görüşmeye göre, özellikle Steve Wittkoff ve Jared Kushner'in müttefiklerle önceden koordinasyon sağlamadan Moskova'ya yaptığı ziyaretin ardından ABD'nin gözle görülür ivmesi, Rusya'nın gelecekteki boşlukları istismar etmesini önlemek için herhangi bir sağlam güvenlik taahhüdü oluşturulmadan Ukrayna'yı belirsiz tavizler vermeye itebilecek "aceleci bir anlaşma" korkularını güçlendirdi.

Mertz, Washington'un "oyunları" ve "Washington'un Kiev'e ihanet etme olasılığı" konusunda uyarıda bulunurken, Macron, Kiev'in gerçek bir caydırıcılık sistemi üzerinde anlaşmaya varmadan önce sınır anlaşmalarını kabul etmesi için dolaylı baskıya maruz kalabileceği ihtimaline işaret etti.


Ukrayna savaşı, Çernobil’i uyandırdı: “Radyasyon engellenemiyor”

Uzmanlar, koruyucu kalkanda yaklaşık 15 metrelik delik açıldığını bildirmişti (Reuters)
Uzmanlar, koruyucu kalkanda yaklaşık 15 metrelik delik açıldığını bildirmişti (Reuters)
TT

Ukrayna savaşı, Çernobil’i uyandırdı: “Radyasyon engellenemiyor”

Uzmanlar, koruyucu kalkanda yaklaşık 15 metrelik delik açıldığını bildirmişti (Reuters)
Uzmanlar, koruyucu kalkanda yaklaşık 15 metrelik delik açıldığını bildirmişti (Reuters)

Ukrayna savaşında zarar gören Çernobil Nükleer Santrali'nin koruyucu kalkanı artık radyasyon sızıntısını engelleyemiyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan (UAEA) dün yapılan açıklamada, geçen hafta yürütülen incelemeler sonucu çelik kalkanda ciddi hasar meydana geldiğinin tespit edildiği belirtildi. 

UAEA Direktörü Rafael Grossi, yapının radyasyon sızıntısını engelleme dahil "birincil güvenlik işlevlerini" kaybettiğini duyurdu. 

Grossi, koruyucu kalkanda bazı onarım çalışmalarının yapıldığını ancak "uzun vadeli nükleer güvenliğin sağlanması için kapsamlı restorasyon gerektiğini" söyledi. 

UAEA, Çernobil Nükleer Santrali'nin 4. reaktörünü koruyan güvenlik kalkanına drone isabet ettiğini şubatta açıklamıştı. Bunun koruyucu metal kapsülün çatısında yangına neden olduğu aktarılmıştı. Yangının söndürülmesi neredeyse iki hafta sürmüştü.

1986'daki nükleer facianın yaşandığı 4. reaktörden geriye kalan radyoaktif atıkların korunması için 2019'da inşa edilen kalkan yaklaşık 1,5 milyar dolara mal olmuştu.

Saldırının ardından Ukrayna ve Rusya birbirini suçlamıştı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, saldırıyı "Kiev rejimi tarafından önceden planlanmış bir provokasyon" diye nitelemişti. Ukrayna ise iddiaları reddederek saldırının Rus ordusuna ait insansız hava araçlarıyla (İHA) düzenlendiğini söylemişti.

Rus birlikleri, Şubat 2022'de başlayan savaşın ilk haftalarında, Ukrayna'nın kontrolündeki Pripyat'ta yer alan Çernobil santralini ele geçirmişti. Bir aydan uzun süren çatışmaların ardından Ukrayna askerleri bölgenin kontrolünü geri almıştı. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters