Irak’ta yeni milletvekillerin göreve başlaması, Sadr Hareketi’nin Meclis’e dönüş yolunu kapattıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3722161/irak%E2%80%99ta-yeni-milletvekillerin-g%C3%B6reve-ba%C5%9Flamas%C4%B1-sadr-hareketi%E2%80%99nin-meclis%E2%80%99e-d%C3%B6n%C3%BC%C5%9F
Irak’ta yeni milletvekillerin göreve başlaması, Sadr Hareketi’nin Meclis’e dönüş yolunu kapattı
Bağdat’ta dün Anayasa’daki yemin metnini okuyan yeni vekiller (Reuters)
Irak Meclisi’nde dün (perşembe) olağanüstü toplanan siyasi gruplar, geçen yılın sonlarında yapılan meclis seçimlerinden bu yana 8 aydır devam eden siyasi tıkanıklık krizinin sona erdiğini vurguladı.
Meclis’teki olağanüstü toplantıya katılan siyasi gruplar, yayınladıkları ortak yazılı açıklamada, bir sonraki hükümeti kurma konusundaki kararlılıklarını ilan ettiler.
Ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Aziz vatanımızın içinden geçtiği sürecin öneminin farkındayız. Meclis grupları geçmiş yıllardaki gidişatın bıraktığı etkileri iyileştirmek adına fiili adımlar atmak için olağanüstü oturum düzenledi. Siyasi güçler, denge, ortaklık, Anayasa’ya bağlılık ve resmi kurumlara saygı ilkesi doğrultusunda vatandaşlarımızın arzu ve ihtiyaçlarını karşılayacak ulusal bir hizmet hükümeti kurmak için ciddi çalışma taahhüdüne bağlıdır. Federal hükümet ile Kürdistan Bölgesi hükümeti arasındaki ihtilafların Anayasa ve hukuk doğrultusunda çözüleceğini, Anayasa’ya uygun bir petrol ve gaz yasası çıkarılacağını, kurtarılmış bölgelerin yeniden imarı ile mağduriyetlerin yaşandığı ve en yoksul bölgelerin takip edileceğini vurguluyoruz. Siyasi güçler bu sürecin öneminin bilincinde ve çözümlerin sorunlarla aynı düzeyde ve acil olması için çalışıyor. Hükümete katılacak siyasi güçler bir sonraki hükümetin performansından ve başarı faktörlerini yerine getirmesinden tamamen sorumlu olacaktır.”
50’den fazla milletvekili Türk operasyonlarının Meclis’te görüşülmesi için imza verdi. Bir aylık tatili devam eden Meclis bu imzaların ardından dün olağanüstü toplandı. Fakat oturumun gündeminde sadece iki madde yer aldı: Meclis içtüzüğü değişikliği ve Sadr Hareketi’nin istifa eden 73 vekilinin yerine gelen yeni vekillerin yemin töreni.
Siyasi gözlemcilere göre, Türk operasyonlarının görüşülmesi talebi, oturumu düzenlemek için sadece bir kılıftı. Asıl sebebi ise Şii Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki grupların Sadr Hareketi’nin istifa eden vekillerinin yerine geçecek vekillerin Anayasa’daki yemin metnini okuyarak göreve başlamalarıydı. Ancak vekillerin yemin etmesi talebi olağanüstü oturumun düzenlenmesi için yeterli değildi. Zira 10 Temmuz’da Meclis açıldığında rutin oturumlarda yemin töreni yapılabilirdi. Yeni vekillerin Meclis’e girmesiyle Koordinasyon Çerçevesi vekillerinin sayısı 120’ye yükseldi. Buna ek olarak yaklaşık 10 bağımsız vekilin de Koordinasyon Çerçevesi’ne geçmesi bekleniyor. Dünkü olağanüstü oturumda Meclis içtüzüğü değişikliği maddesinin görüşülmesinin ardından “Meclis Başkanlığı Heyeti” ifadesinin yerine “Meclis Başkanı ve iki yardımcısı” ifadesinin kullanılması kararı kabul edildi. Bu mesele daha önce Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ile Meclis Başkan Yardımcısı ve Sadr Hareketi yöneticisi Hakim ez-Zamili arasında tartışma konusu olmuştu.
Koordinasyon Çerçevesi’nin, yeni vekillerin yemin ederek göreve başlamalarını istemesinin temelinde, Meclis’in tatilde olduğu bir aylık süreçte Sadr’ın kararından geri dönerek Meclis’e dönmesi endişesi yatıyordu. Sadr Hareketi milletvekillerinin istifaları onaylandı ve Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği yeni vekiller için hazırlıklarını yaptığını ilan etti. Ancak Koordinasyon Çerçevesi Sadr’ın sürekli pozisyon değişikliğinden endişe etti. Ayrıca Koordinasyon Çerçevesi en büyük meclis grubu haline gelmesiyle başbakanlık makamının kendi tekelinde olmasını garanti edecek şekilde hükümet kurma sürecini, bölgesel-uluslararası aktörlerin müdahaleleri ve kışkırtmaları olmadan, yeni bir açıdan başlatmak istiyor. Ayrıca cumhurbaşkanlığı makamı başta olmak üzere geriye kalan makam ve mevkilerin dağılımı noktasında Koordinasyon Çerçevesi’nin eli güçlendi. Cumhurbaşkanlığı makamına, Mukteda es-Sadr liderliğindeki Vatanı Kurtarma İttifakı ile Koordinasyon Çerçevesi arasında 8 aydır devam eden ihtilaflar sebebiyle bir isim seçilemiyordu. Sadr Hareketi’nin meclisten çekilmesiyle birlikte top yeniden Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) sahasına girdi. İki partinin cumhurbaşkanı adaylığı için bir çözüm bulmaları gerekiyor. Değerlendirmelere göre iki Kürt parti ya bir aday üzerinde uzlaşacak ya da cumhurbaşkanı seçim yarışına 2018’de olduğu gibi kendi adaylarıyla girecek. Bu durumda hangi partinin adayı en yüksek oyları alırsa 4 yıllığına cumhurbaşkanı seçilecek.
Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yokhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5209300-irak%E2%80%99%C4%B1n-yeni-parlamentosunda-%E2%80%98siviller%E2%80%99-yok
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
Irak’ta geçtiğimiz hafta yapılan genel seçimlerde sadece Basra'daki Fav-Zaho İttifakı adayının bir sandalye kazandığı muhalefet kanadındaki üç ittifakın ezici bir yenilgiye uğramasıyla yeni parlamentoda sivil güçlerin temsiliyeti tamamen ortadan kalktı.
Sivil ittifaklar arasında Bedil, Sivil Demokratik Hareket, Fav-Zako ve Medeniyyun yer alıyordu ve yaklaşık 389 aday vardı. Ancak bu adayların çoğu, ittifak liderlerinin ‘sıfır’ olarak nitelendirdiği sonuçlar aldı.
Adaylar, geleneksel partilerin sahip olduğu etki ve finansman ağlarının belirleyici bir rol oynadığını, sivil güçlerin ise iç çekişmelerden ve zayıf organizasyon ve finansmandan şikayet ettiğini söylediler. Ayrıca, destekçileri arasındaki güven eksikliği ve katılımın azalmasının kazanma şanslarını düşürdüğünü de eklediler.
Adaylar, yenilgilerinin ‘seçimler adaletsizliğin olması’, siyasi finansmanın denetlenmemesi ve nüfuzlu grupların seçmenler üzerinde baskı kurmasından kaynaklandığını söylediler.
SDG: Şam'a bağlı grupların saldırısını engelledik. Her türlü saldırıya karşılık vermeye hazırızhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5209299-sdg-%C5%9Fama-ba%C4%9Fl%C4%B1-gruplar%C4%B1n-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1-engelledik-her-t%C3%BCrl%C3%BC-sald%C4%B1r%C4%B1ya-kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1k
SDG: Şam'a bağlı grupların saldırısını engelledik. Her türlü saldırıya karşılık vermeye hazırız
SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından dün yapılan açıklamada Rakka’nın doğusunda Suriye hükümetine bağlı grupların saldırısının engellendiği belirtildi. Açıklamada SDG’nin Şam hükümetine bağlı bazı grupların yarattığı kaos ve sonuçsuz çabaları yansıtan her türlü yeni saldırıya yanıt vermeye hazır olduğu vurgulandı. SDG ayrıca gerilimin tırmanmasını önlemek için orantılı bir yanıt verdiğini de ifade etti.
SDG, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Şam hükümetine bağlı bazı grupların yarattığı kaos ve sonuçsuz çabaları yansıtan yeni bir saldırıda, güçlerimiz Rakka'nın doğu kırsalındaki Ganim el-Ali köyü çevresinde hain bir saldırıya maruz kaldı. Bu saldırıda söz konusu gruplar, sivillerin güvenliğini ve bölgenin istikrarını hiçe sayarak kamikaze insansız hava araçları (İHA) ve ağır silahlar kullandı.”
Kamışlı kentinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG üyeleri (Reuters)
SDG, güçlerinin saldırıyı ‘tüm sorumluluğuyla’ püskürttüğünü ve çatışmalarda üç üyesinin hafif şekilde yaralandığını, ayrıca ‘saldıran gruplar arasında da kayıpların olduğu doğrulandığını’ belirtti.
Açıklamada bu ‘pervasız’ davranışın, bölgede gerginliği tırmandırmak ve istikrarı korumaya yönelik tüm çabaları baltalamak isteyen tarafların bu yöndeki çabalarını teyit ettiği vurgulandı.
Müdahalesinin ‘saldırının niteliğine orantılı olduğunu, itidal göstermeye ve çatışmanın tırmanmasını önlemeye tam olarak kararlı olduğunu’ belirten SDG’nin açıklamasında “Tekrarlanan saldırılar ve provokasyonlar karşısında seyirci kalmayacağımızı ve bölgelerimizi, güçlerimizi ve halkımızı her türlü tehditten korumak için uygun önlemleri alacağımızı teyit ediyoruz” ifadeleri yer aldı.
Açıklamanın sonunda ise şöyle denildi:
“Bu grupların destekçilerini, tüm bölgenin güvenliği ve istikrarına doğrudan tehdit oluşturan sorumsuz uygulamalarına son vermeleri ve onları kontrol altına almaları için çağırıyoruz.”
Irak seçimleri: Silahlı gruplar sivillerin yerini aldıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5209298-irak-se%C3%A7imleri-silahl%C4%B1-gruplar-sivillerin-yerini-ald%C4%B1
Irak Başbakanı Sudani’nin destekçileri, Bağdat'ta seçimlerin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından sevinç gösterisinde bulunurken, 12 Kasım 2025 (AFP)
Irak seçimleri: Silahlı gruplar sivillerin yerini aldı
Irak Başbakanı Sudani’nin destekçileri, Bağdat'ta seçimlerin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından sevinç gösterisinde bulunurken, 12 Kasım 2025 (AFP)
Selam Zeydan
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki İmar ve Kalkınma Koalisyonu, 2003 yılından bu yana yapılan altıncı parlamento seçimlerini kazandı ve parlamentoda 46 sandalyenin sahibi oldu. Onu, 37 sandalyeyle Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Tekaddum (İlerleme) İttifakı ve ardından 30 sandalyeyle Nuri el-Maliki liderliğindeki Hukuk Devleti Koalisyonu izledi.
Toplam 7 bin 740 aday, parlamentodaki 329 sandalye için yarıştı ve hiçbir siyasi ittifak çoğunluğu elde edemedi. Bu durum, seçimin kazananlarını mevcut siyasi sistemin kurulmasından bu yana izlenen siyasi geleneğe göre bir koalisyon hükümeti kurmaya zorlayacak. Bu geleneğe göre Şiiler başbakanlığı, Sünniler meclis başkanlığını ve Kürtler cumhurbaşkanlığını üstleniyor.
Seçimler birkaç sürprizle sonuçlandı. En dikkat çekici olanı, Sadr Hareketi lider Muktada es-Sadr'ın destekçileri ve bazı sivil güçlerin seçimleri boykot etmesine rağmen, 2018 seçimlerinden bu yana en yüksek seviyenin görüldüğü yüzde 56,11'lik yüksek katılım oranıydı. Bunun yanında sivil hareket ağır bir darbe aldı ve önceki dönemde 40'tan fazla sandalyeye sahipken, bu seçimlerde parlamentodaki tüm temsilcilerini kaybetti. Bu düşüş, iç bölünmeler ve sivil güçlerin 2019 yılındaki protesto hareketi olan Ekim (Tişrin) Hareketi ile parlamentoya girdikten sonra somut bir değişim sağlayamamaları ve geleneksel partiler ile silahlı grupların kararları üzerinde hakimiyet kuramamalarından kaynaklıydı.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre seçimlerde Irak'taki silahlı grupların etkisi belirgin bir şekilde arttı ve Ketaib Hizbullah, Asaib Ehlil Hak, Ketaib Seyyid eş-Şuheda ve Ketaib İmam Ali tarafından temsil edilen bu grupların sandalye sayısı 40'ın üzerine çıktı. Bu durum özellikle de seçmenlerin çoğu Halk Seferberlik Güçleri'nin (Haşdi Şabi) çalışanları olduğundan Şii toplumunda artan etkilerinin açık bir göstergesiydi.
Seçimlerde, küçük siyasi partiler, oyları 1,4 yerine 1,7 ile bölen değiştirilmiş Saint-Lague yönteminin getirdiği engeli aşamadı. Bu yöntemden en çok etkilenenler arasında, kazanamayan 15 partiden oluşan el-Bedil Koalisyonu vardı. El-Bedil Koalisyonu lideri Adnan ez-Zurfi, koalisyonun siyasi para ve görevin kötüye kullanılmasına karşı eşitsiz bir seçim mücadelesi verdiğini belirterek, bazı partilerin açıkça oy satın alarak ve silah kullanarak seçim sürecini bozmaya çalıştığını, bu tür uygulamaların demokrasinin özünü ve seçmenlerin özgür iradesini zedelediğini kaydetti.
Zurfi, bu ihlallerin sivil tarafların destekçilerinin, oy verme merkezleri yakınında sindirilme korkusuyla katılımdan çekinmelerine yol açtığını vurguladı.
Seçimler küçük siyasi partilerin başarısızlığına tanıklık ederken, aynı zamanda aşiretlerin rolünün azalmasına da yol açtı.
Seçimlerde küçük siyasi partiler başarısız olurken aşiretlerin seçimler üzerindeki rolü azaldı. Çünkü aşiret büyüklerinin çoğu Sudani Koalisyonu ve Basra Valisi Esad el-Eydani'nin liderliğindeki liste gibi sivil siyasi listelere koltuklarını kaptırdı.
En göze çarpan kaybedenler arasında Sudan aşiretinin şeyhi ve başbakanın kuzeni Şeyh Durgam el-Maliki ile Şeyh Mazahim et-Tamimi yer alırken, silahlı gruplarla yakın bağlara sahip aşiret adayları seçimleri kazandı.
Son parlamento seçimlerinin sonuçları, devlet kurumları içindeki nüfuzun kazananları belirlemede belirleyici faktör haline gelmesinin ardından, seçmen davranışları üzerinde parti patronajının açık bir hakimiyet kurduğunu ortaya koydu. Hizmetlerin sürekli kötüleşmesi ve işsizlik nedeniyle, birçok vatandaş adayların seçim programlarını veya kişisel yetkinliklerini değerlendirmek yerine, iş sağlayabilen, işlemleri kolaylaştırabilen, hibe sunabilen veya yol yapabilenlere oy verdi. Böylece seçmenler ve adaylar arasındaki ilişki, mezhepsel çıkarlar için devletin mali kaynaklarının yatırılmasına dayalı hale geldi. Böylece seçmenler ve adaylar arasındaki ilişki, mezhepsel çıkarlar için devletin mali kaynaklarının yatırılmasına dayalı hale geldi.
Seçimleri izleyen birkaç sivil toplum örgütü, Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nun katılım oranını hesaplamak için kullandığı yönteme itiraz etti. Komisyonun açıkladığı yüzde 56,11'lik katılım oranının aksine, gerçek katılım oranının yüzde 41 olduğunu düşünüyorlar.
Bağdat'ın doğusundaki el-Mühendiseyn bölgesinde yapılan parlamento seçimleri sırasında sandıkların kapanmasının ardından bir sandık merkezinde oylar sayılırken, 11 Kasım 2025 (AFP)
Tammuz Organization (TOSD) adlı seçimleri izleme örgütünün başkanı Vian Şeyh Ali, Al Majalla’ya yaptığı açıklaamada, Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun üçüncü kez seçim kartlarını almış seçmen sayısına dayalı bir sayım mekanizması benimsediğini söyledi. TOSD Başkanı Ali’ye göre Irak’ta 21,4 milyon seçmen varken, 18 yaşın üzerinde oy kullanma hakkına sahip kişi sayısı 29 milyon, yani yaklaşık 8 milyon kişi verileri güncellenmediği için seçim sürecinden dışlandı. Bunların bir kısmının seçimleri protesto ettiği kabul edildiğinden, doğru yüzde 56,11 değil, yüzde 41'di.
Son seçimlerde kamu fonlarının kötüye kullanılması ve oy satın alınmasının yanı sıra, bazı listelerin veya adayların yüksek harcamaları nedeniyle adaylar arasında fırsat eşitsizliği olduğunu vurgulayan TOSD Başkanı, bunların, seçimlere hile karıştırılmaması ilkesinin parçası olan uluslararası standartlar. TOSD, seçimlerde 18 bin ihlal gözlemlediğini açıkladı.
Iraklıların seçimlere yüksek katılım göstermesine ilk tepkiyi veren, Sadr lideri Muktada es-Sadr, Irak’ın en büyük Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani'yi üstü kapalı olarak eleştirdi. Sistani'nin temsilcisi Abdulmehdi el-Kerbelayi tarafından yönetilen Hüseyniyye’ye bağlı uydu kanalında yayınlanan reklamların, Şiileri sandık başına gitmeye teşvik ettiğini belirterek yüksek katılım oranından onu sorumlu tuttu.
Vatandaşların çoğu, iş imkânı sağlayan, işlemleri kolaylaştıran, hibe veren veya yol yapanlara oy verme eğilimindeydi.
Sadr, Kerbelayi’nin katılım çağrısı yaptığı ve seçimleri boykot etmenin yozlaşmış politikacıları kovmaya yardımcı olmayacağını iddia ettiği bir video kaydında “Eğer destekçileriniz dürüstleri seçip yozlaşmışları reddederse, bu dürüst bir hükümetin kurulacağı anlamına mı gelir?’ sorusunu gündeme getirdiğini söyledi.
Sadr, Kerbelayi'ye hitaben, “Yozlaşmış derin devletin etkisini ve seçimler üzerindeki kontrolünü unuttunuz mu? Bu, Salih'in zaferinin ortadan kalkacağı anlamına gelir” dedi.
Sadr, devletin kontrolü dışındaki silahlar ve milislerin iktidarı paylaşmak için geri döndüğü, yolsuzluğun Irak'ı yeniden sarstığı ve herkesin yozlaşmış anlaşmaları ve yozlaşmış kişileri korumaya geri döndüğü için artık çok geç olduğunu vurguladı.
Bağdat'ta yapılan ön seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından ulusal bayrakları sallayarak kutlama yapan Başbakan Sudani’nin destekçileri, 12 Kasım 2025 (AFP)
Sonuçlar açıklandıktan sonra, kazanan partiler seçim ittifaklarının oluşumunu yönetmek ve bir sonraki hükümeti kuracak en büyük bloğu açıklamak için müzakere ekipleri oluşturmaya başladı. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, bir sonraki hükümetin boykot kararı alanlar da dahil olmak üzere tüm partilerin çıkarlarını dikkate alacağını söyledi.
Başbakan Sudani, lideri olduğu İmar ve Kalkınma Koalisyonu’nun istisnasız tüm partilere açık, yetkin bir hükümet kurmak için derhal müzakerelere başlayacağını söyledi.
Al Majalla’ya konuşan siyasi kaynaklara göre Nuri el-Maliki, Hadi el-Amiri, Ammar el-Hekim, Kays el-Hazali, Muhsin el-Mendelavi ve Himmam Hamudi'nin de lideri arasında olduğu (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçleri, Sudani'yi, son günlerde Koordinasyon Çerçevesi'nin oturumlarını boykot ederek en büyük bloğu oluşturmak için kendilerine katılmaya davet edecek. Eğer kabul etmezse, bu güçler ortaklaşa en büyük bloğu ilan edecek.
Anayasanın 72. maddesine göre cumhurbaşkanını seçme sürecini başlatmak için parlamentonun ilk oturumundan önce en büyük blok oluşturulmalı ve parlamento toplandığında en yaşlı üyeye sunulmalı. Cumhurbaşkanı daha sonra parlamentodaki en büyük bloğun adayını bir sonraki hükümeti kurmakla görevlendirir.
Kaynaklar, Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin Sudani'nin lideri olduğu İmar ve Kalkınma Koalisyonu hariç parlamentoda 120 sandalye kazandığını belirtti. Kaynaklara göre bu durum, Mukteda es-Sadr ile yaşanan senaryonun, cumhurbaşkanının seçilmesini engelleyen engelleyici üçte birlik çoğunluk sayesinde Sudani'nin ikinci kez başbakan olmasını engelleyerek tekrarlanabileceğini gösteriyor.
Anayasanın 72. maddesine göre cumhurbaşkanını seçme sürecini başlatmak için parlamentonun ilk oturumundan önce en büyük blok oluşturulmalı ve parlamento toplandığında en yaşlı üyeye sunulmalı. Cumhurbaşkanı daha sonra parlamentodaki en büyük bloğun adayını bir sonraki hükümeti kurmakla görevlendirir. 2010 yılında İyad Allavi'nin seçimleri kazanmasına rağmen Sudani ile hükümet kuramaması ve 2021 seçimlerinde Koordinasyon Çerçevesi’nin oluşturduğu engelleyici üçte birlik çoğunluk nedeniyle siyasi süreçten çekilmek zorunda kalan Mukteda es-Sadr ile yaşanan senaryo tekrarlanabilir.
Sünniler arasındaki anlaşmazlıklar
Ancak Sünni güçler arasındaki anlaşmazlıklar çözülmedikçe yeni başbakan seçilemez. Bu anlaşmazlıklar, Şii veya Kürt güçler arasındaki anlaşmazlıklardan çok da farklı değil. Zira 70'den fazla Sünni milletvekili ile meclis başkanlığı makamı konusunda büyük bir bölünme ve çatışma söz konusu. Tekaddum İttifakı'nın lideri Muhammed el-Halbusi, 36 sandalyeyle Sünni güçler arasında en büyük bloğun lideri olarak meclis başkanlığı makamına geri dönmeye çalışıyor. Ancak 15 sandalyeye sahip Azim İttifakı'nın lideri Musenna el-Samarrai ve 11 sandalyeye sahip Egemenlik İttifakı'nın lideri Hamis el-Hancer ile yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle önünde büyük bir zorluk onu bekliyor. Koordinasyon Çerçevesi, Sünni güçlerin hem Şii hem de Kürt güçler tarafından kabul edilebilir tek bir aday üzerinde anlaşmasını istiyor, çünkü hiçbir siyasi oluşum mecliste 220'den fazla sandalyeyi garantileyemediği için tek başına bir sonraki hükümeti kuracak güce sahip değil.
IKBY’de hükümet kurma sürecinin başlaması
Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) 27 sandalye kazanarak federal seçimlerde Kürt güçlerinin en önde gelen partisi oldu. Bu zafer, Bafel Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile siyasi bir uzlaşıya varmanın yolunu açacak ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) hükümetinin kurulmasıyla ilgili bir yıldır süren krizi, önemli makamların paylaşılması ilkesine dayalı bir anlaşma ile sona erdirecek. Bu anlaşma uyarınca KDP başbakanlığı ve Bağdat hükümetinde iki bakanlığı, KYB ise başkanlığı ve Bağdat hükümetinde bir bakanlığı üstlenecek.
Irak'ın Musul şehrinde seçim sandıklarının kapanmasının ardından bir oy kullanma merkezindeki seçim görevlileri, 11 Kasım 2025 (Reuters)
Washington ve Tahran'ın uluslararası baskısı nedeniyle, her iki tarafın da kabul edebileceği ortak bir aday üzerinde anlaşmaya varmaları gerektiğinden, yeni hükümetin kurulması birkaç ay sürebilir. İran-ABD çekişmesi ve Tahran'ın Koordinasyon Çerçevesi’nin hızını belirleme yeteneğine rağmen İran'ın Arap bölgesindeki rolünün azalması göz önüne alındığında, böyle bir ortak adayın bulunması son derece zor görünüyor.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة