Irak’ta yeni milletvekillerin göreve başlaması, Sadr Hareketi’nin Meclis’e dönüş yolunu kapattı

Meclis’teki olağanüstü oturuma katılan siyasi gruplar siyasi tıkanıklık krizin sona erdiğini vurguladı.

Bağdat’ta dün Anayasa’daki yemin metnini okuyan yeni vekiller (Reuters)
Bağdat’ta dün Anayasa’daki yemin metnini okuyan yeni vekiller (Reuters)
TT

Irak’ta yeni milletvekillerin göreve başlaması, Sadr Hareketi’nin Meclis’e dönüş yolunu kapattı

Bağdat’ta dün Anayasa’daki yemin metnini okuyan yeni vekiller (Reuters)
Bağdat’ta dün Anayasa’daki yemin metnini okuyan yeni vekiller (Reuters)

Irak Meclisi’nde dün (perşembe) olağanüstü toplanan siyasi gruplar, geçen yılın sonlarında yapılan meclis seçimlerinden bu yana 8 aydır devam eden siyasi tıkanıklık krizinin sona erdiğini vurguladı.
Meclis’teki olağanüstü toplantıya katılan siyasi gruplar, yayınladıkları ortak yazılı açıklamada, bir sonraki hükümeti kurma konusundaki kararlılıklarını ilan ettiler.
Ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Aziz vatanımızın içinden geçtiği sürecin öneminin farkındayız. Meclis grupları geçmiş yıllardaki gidişatın bıraktığı etkileri iyileştirmek adına fiili adımlar atmak için olağanüstü oturum düzenledi. Siyasi güçler, denge, ortaklık, Anayasa’ya bağlılık ve resmi kurumlara saygı ilkesi doğrultusunda vatandaşlarımızın arzu ve ihtiyaçlarını karşılayacak ulusal bir hizmet hükümeti kurmak için ciddi çalışma taahhüdüne bağlıdır. Federal hükümet ile Kürdistan Bölgesi hükümeti arasındaki ihtilafların Anayasa ve hukuk doğrultusunda çözüleceğini, Anayasa’ya uygun bir petrol ve gaz yasası çıkarılacağını, kurtarılmış bölgelerin yeniden imarı ile mağduriyetlerin yaşandığı ve en yoksul bölgelerin takip edileceğini vurguluyoruz. Siyasi güçler bu sürecin öneminin bilincinde ve çözümlerin sorunlarla aynı düzeyde ve acil olması için çalışıyor. Hükümete katılacak siyasi güçler bir sonraki hükümetin performansından ve başarı faktörlerini yerine getirmesinden tamamen sorumlu olacaktır.”
50’den fazla milletvekili Türk operasyonlarının Meclis’te görüşülmesi için imza verdi. Bir aylık tatili devam eden Meclis bu imzaların ardından dün olağanüstü toplandı. Fakat oturumun gündeminde sadece iki madde yer aldı: Meclis içtüzüğü değişikliği ve Sadr Hareketi’nin istifa eden 73 vekilinin yerine gelen yeni vekillerin yemin töreni.
Siyasi gözlemcilere göre, Türk operasyonlarının görüşülmesi talebi, oturumu düzenlemek için sadece bir kılıftı. Asıl sebebi ise Şii Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki grupların Sadr Hareketi’nin istifa eden vekillerinin yerine geçecek vekillerin Anayasa’daki yemin metnini okuyarak göreve başlamalarıydı. Ancak vekillerin yemin etmesi talebi olağanüstü oturumun düzenlenmesi için yeterli değildi. Zira 10 Temmuz’da Meclis açıldığında rutin oturumlarda yemin töreni yapılabilirdi. Yeni vekillerin Meclis’e girmesiyle Koordinasyon Çerçevesi vekillerinin sayısı 120’ye yükseldi. Buna ek olarak yaklaşık 10 bağımsız vekilin de Koordinasyon Çerçevesi’ne geçmesi bekleniyor. Dünkü olağanüstü oturumda Meclis içtüzüğü değişikliği maddesinin görüşülmesinin ardından “Meclis Başkanlığı Heyeti” ifadesinin yerine “Meclis Başkanı ve iki yardımcısı” ifadesinin kullanılması kararı kabul edildi. Bu mesele daha önce Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ile Meclis Başkan Yardımcısı ve Sadr Hareketi yöneticisi Hakim ez-Zamili arasında tartışma konusu olmuştu.
Koordinasyon Çerçevesi’nin, yeni vekillerin yemin ederek göreve başlamalarını istemesinin temelinde, Meclis’in tatilde olduğu bir aylık süreçte Sadr’ın kararından geri dönerek Meclis’e dönmesi endişesi yatıyordu. Sadr Hareketi milletvekillerinin istifaları onaylandı ve Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği yeni vekiller için hazırlıklarını yaptığını ilan etti. Ancak Koordinasyon Çerçevesi Sadr’ın sürekli pozisyon değişikliğinden endişe etti. Ayrıca Koordinasyon Çerçevesi en büyük meclis grubu haline gelmesiyle başbakanlık makamının kendi tekelinde olmasını garanti edecek şekilde hükümet kurma sürecini, bölgesel-uluslararası aktörlerin müdahaleleri ve kışkırtmaları olmadan, yeni bir açıdan başlatmak istiyor. Ayrıca cumhurbaşkanlığı makamı başta olmak üzere geriye kalan makam ve mevkilerin dağılımı noktasında Koordinasyon Çerçevesi’nin eli güçlendi. Cumhurbaşkanlığı makamına, Mukteda es-Sadr liderliğindeki Vatanı Kurtarma İttifakı ile Koordinasyon Çerçevesi arasında 8 aydır devam eden ihtilaflar sebebiyle bir isim seçilemiyordu. Sadr Hareketi’nin meclisten çekilmesiyle birlikte top yeniden Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) sahasına girdi. İki partinin cumhurbaşkanı adaylığı için bir çözüm bulmaları gerekiyor. Değerlendirmelere göre iki Kürt parti ya bir aday üzerinde uzlaşacak ya da cumhurbaşkanı seçim yarışına 2018’de olduğu gibi kendi adaylarıyla girecek. Bu durumda hangi partinin adayı en yüksek oyları alırsa 4 yıllığına cumhurbaşkanı seçilecek.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.