PYD yetkilisi Şam hükümetiyle ortak plan geliştirilmesi çağrısında bulundu

SDG Hol kampında artan cinayetlerin ardından operasyon başlattı

19 Haziran'da Rakka’da bir baba ve oğul. (AFP)
19 Haziran'da Rakka’da bir baba ve oğul. (AFP)
TT

PYD yetkilisi Şam hükümetiyle ortak plan geliştirilmesi çağrısında bulundu

19 Haziran'da Rakka’da bir baba ve oğul. (AFP)
19 Haziran'da Rakka’da bir baba ve oğul. (AFP)

Suriye’de Demokratik Birlik Partisi (PYD) yetkilisi, Şam yönetimiyle Özerk Yönetim arasında, muhtemel bir Türkiye operasyonuna karşı ortak bir plan geliştirilmesi çağrısında bulundu.  
PYD yönetim kurulu üyesi Fevze Yusuf, Türkiye'nin yeni bir askeri operasyon başlatma tehdidinin ardından Suriye'nin kuzeydoğu bölgelerinde yaşanan son gelişmelerin, "Şam yönetimiyle Özerk Yönetim arasındaki tüm çelişkilerin bertaraf edilmesini ve iletişim kanallarının oluşturulması gerektirdiğini’’ söyledi. Basına açıklamada bulunan Fevze Yusuf, ‘’Şam ve Kamışlı arasında Türkiye’nin muhtemel saldırılarına karşı ortak bir plan ve strateji oluşturulması gerekir. Bu konuda birlikte hareket edebilirsek, diğer alanlarda da anlaşma zemini oluşabilir. Bizim açımızdan bu konuda yapılacak anlaşmalara bağlı kalacağımızı teyit edebiliriz, üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız’’ diye konuştu.  
Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) 9’uncu Kongresi 20 Haziran’da 700 delegenin katılımıyla Haseke’de düzenlendi. PYD’nin internet sitesinden yayınlanan sonuç bildirgesinde, ‘’Şam yönetimiyle, başta Kürt meselesi olmak üzere tüm ulusal sorunların, uzlaşmaya dayalı bir demokratik anayasa çerçevesinde çözümü için diyalog halinde olmanın’’ kararlaştırıldığı belirtildi. PYD, Suriye krizinin çözümü için yapıcı ve gerçekçi bir diyalogun şart olduğuna işaret ederek, demokratik çözüme inanan tüm muhalefet cephesiyle de ilişkileri güçlendirmeye çalışacaklarını vurgulandı.  
Kürt yetkili Fevze Yusuf, Beşşar Esed hükümeti ile Kürtler arasında, Türkiye'nin kuzey ve kuzeydoğu Suriye'de askeri operasyon başlatma tehditlerine karşı "ortak bir strateji geliştirilmesinin’’ zaruri olduğunu vurguladı. Ankara’nın muhtemel operasyonlarına karşı ABD'nin tutumuna de değinen Fevze Yusuf, ‘’ABD’li üst düzey yetkililer resmî açıklamalarında, Türkiye’nin muhtemel operasyonunu onaylamadıklarını açıkça ifade ediyorlar. Şam yönetimiyle bu konuda iletişimde olmamızın ABD’yi rahatsız edeceğini düşünmüyoruz’’ dedi. Fırat’ın doğusundaki Kürt ağırlıklı Özerk Yönetim’in askeri güçleri, Suriye rejimi ordusuna entegre olmak için ‘kapsamlı bir siyasi çözümün gerçekleştirilmesi ve özerk yönetimin konuşlanma alanlarını korumasını’ şart koşuyor, Şam yönetimi ise bu şartları reddediyor.  

Hol Kampı'nda geniş çaplı operasyon
Bu arada Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) bağlı İç Güvenlik Güçleri (Asayiş) DEAŞ mensupları ve ailelerinin yanı sıra çok sayıda mülteciyi barındıran Hol Kampında geniş çaplı bir operasyon başlattı. Son dönemlerde kamp içinde cinayetlerin ve firar girişiminin arttığını aktaran kaynaklar, İç Güvenlik Güçleri’nin kamp içinde firar girişimlerinde kullanılmak üzere tüneller kazıldığını tespit ettiklerini bildirdi. Asayiş güçleri, Suriyeli ve Iraklı mülteci kadınların öldürülmesiyle ilgili şüpheli üç kişiyi tutukladı. Hol kampında iki gün önce silahla vurulmuş Suriyeli iki kadın ölü olarak bulunmuştu. Bu ayın 17’sinde de iki kadın mülteci öldürülmüştü.
 Hol kampının yöneticisi Hemrin Hasan, Şarku’l Avsata yaptığı açıklamada, Türkiye’nin askeri operasyon tehditlerinin, başta DEAŞ hücreleri olmak üzere terör örgütlerinin kamplardaki faaliyetlerini arttırmalarına olanak sağlayabileceği uyarısında bulundu. Özerk yönetim, Hol kampındaki şiddet olaylarının önünü almakta aciz kalıyor ve çoğu zaman bu olayları, uyuyan DEAŞ hücreleriyle ilişkilendiriyor. Irak sınırına yakın Hol kampında çoğu Irak ve Suriyeli olmak üzere 56 binin üzerinde kişi yaşıyor. DEAŞ bağlantılı kişilerin aileleri de bu kampta yaşıyor. Yabancı uyruklu DEAŞ mensuplarının eşlerinin ve çocuklarının sayısının 10 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Sahra bölgesinde, hava sıcaklığı yazın 45 dereceye çıktığı kampta kalanlar kötü koşullar altında yaşıyor.



Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.


Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
TT

Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ni Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeridi'nden ayırma veya Şeridi yeniden işgal etme ya da herhangi bir bölümünü ilhak etme planlarını kabul etmeyeceğini belirtti.

Şu anda İtalya'yı ziyaret eden Abbas, Gazze Şeridi'nde güvenlik veya askeri çözümlerin olmadığını, Şeridin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Filistin Haber Ajansı, Abbas'ın İtalyan Dışişleri Bakanı'na işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin güçlendirilmesi çabaları ve Başkan Donald Trump'ın planının ikinci aşamasının uygulanması hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu aşama, Hamas yönetiminin sona erdirilmesi, İsrail'in çekilmesi, yeniden yapılanma ve yerinden edilmenin önlenmesini içeriyor.