Sudan muhalefeti: Orduyla yeni bir ortaklık kurulması teklifini reddettik

Göstericilere karşı şiddet kullanımını protesto etmek için dün Hartum'da toplanan bir kadın grubu (AFP)
Göstericilere karşı şiddet kullanımını protesto etmek için dün Hartum'da toplanan bir kadın grubu (AFP)
TT

Sudan muhalefeti: Orduyla yeni bir ortaklık kurulması teklifini reddettik

Göstericilere karşı şiddet kullanımını protesto etmek için dün Hartum'da toplanan bir kadın grubu (AFP)
Göstericilere karşı şiddet kullanımını protesto etmek için dün Hartum'da toplanan bir kadın grubu (AFP)

Sudan ordusu liderleriyle yapılan müzakerelerde Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) koalisyonunu temsil eden baş müzakereci Taha Osman, koalisyonun, ordunun geçiş aşamasını yönetecek bir otorite kurmak için iki taraf arasında yeni bir ortaklık kurma teklifini reddettiğini duyurdu.
Osman, koalisyonun “darbeye son verilmeli ve ordu siyasetten uzak durmalı” şeklinde beyan ettiği tutumuna sadık kaldığını açıkladı.
Osman, koalisyonun “Hızlı Destek Güçleri ve Cuba Barış Anlaşmasını imzalayan silahlı hareketlerin mensupları da dahil olmak üzere, askeri güçleri ulusal bir doktrinle tek bir orduda birleştirme” tutumuna bağlı kaldığının altını çizdi.
Taha Osman, Şarku'l Avsat'ın da katıldığı sınırlı sayıda gazeteciye yaptığı açıklamalarda, koalisyonun siyasi süreçteki pozisyonunu açıkça belirlediğini sözlerine ekledi. Bu siyasi sürece, “sivil yönetimin geri dönüşü ve demokratik geçiş, devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejiminin dağıtılması ve ordunun 25 Ekim'de iktidara geldiğinde El-Beşir'in birçok unsurunu ve destekçisini kamu hizmetinde birçok önemli pozisyona iade eden gerici kararlarının geri alınması” dahil.
Koalisyon ordunun geçen yıl iktidara gelmesinden bu yana her hafta devam eden protesto dalgasının mağdurlarının hakkını verecek geçiş dönemi düzenlemeleri üzerinde anlaşmayı da hedefliyor. ÖDBG cezasızlıktan kaçınma ve protestocuları öldüren faillerden hesap sorma gerekliliğine vurgu yapıyor.
Osman gazetecilere verdiği demeçte, Amerikalı ve Suudi arabulucuların orduyla görüşme olasılığına ilişkin sorduğu bir soruya koalisyonun olumlu yanıt verdiğini açıkladı. Böylece iki taraf arasındaki görüşme 9 Haziran'da Suudi Arabistan büyükelçisinin Hartum'daki konutunda gerçekleşti. Görüşmede ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Faye ve BM'nin Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) Başkanı ve BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz hazır bulundu.
Taha Osman, muhalefet koalisyonunun, askeri bileşenin mevcut durumu sona erdirmek için iki taraf arasında yeni bir ortaklık teklifini reddettiğini ve Aralık Devrimcileri’nin "ordu kışlalar içindir ve Cancavid dağılıyor" sloganına bağlılığını teyit ettiğini söyledi.
ÖDBG koalisyonunu temsil eden baş müzakereci Taha Osman bu konuşmasını arabulucuların ve Egemenlik Konseyi üyelerinden oluşan müzakere heyetinin huzurunda yaptı. Osman'ın açıklamasına göre, iki taraf ÖDBG koalisyonunun 72 saat içinde mevcut askeri gücün sona erdirilmesi vizyonunu sunmaya karar verdi. Bu vizyon, askerlerle müzakere edilmek üzere üçlü mekanizmaya iletilecek. Ancak ÖDBG daha önce partiler ve direniş komiteleri gibi devrimin güçleri ile bu vizyonun istişare edilmesini zorunlu görüyor.
Baş müzakerecinin aktardığına göre, çözümleri tartışılan ÖDBG vizyonu, ordunun siyaset sahnesinden tamamen çekilmesi, ulusal ideolojiye sahip tek bir ulusal ordu kurarak askeri kurumun reforme edilmesi, orduların çokluğuna son verilmesi ve askeri ve güvenlik teşkilatının ekonomik faaliyetinin askeri nitelikteki faaliyetlerle sınırlandırılmasına bağlı.
ÖDBG koalisyonunu temsil eden baş müzakereci sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devrimin ortakları arasında müzakere edilen ÖDBG vizyonu partizan kotalarına dayanmayan bir ulusal yetkinlikler hükümeti oluşturmayı, adalet kurumları da dahil olmak üzere komisyonların ve geçiş kurumlarının oluşumunu ve reformunu tamamlamayı ve İslamcı rejimin (El-Beşir) güçlenmesine derhal son verme operasyonlarına başlamayı da içeriyor. Darbenin sona erdirilmesi ve geçiş kurumlarının kurulmasına ilişkin vizyonlar, Egemenlik Konseyi'nin kaldırılması veya sınırlı yetkilere sahip minyatür bir sivil Egemenlik Konseyi'nin oluşturulması başlıkları arasında değişiyor. Egemenlik Konseyi fikrinden vazgeçilmesi konusunda bir anlaşma olması durumunda, egemenlik yetkisinin Başbakan veya Yasama Konseyine devredilmesi konusunda da tartışmalar yaşanıyor.”
Darbenin biteceği ve Aralık devriminin hedeflerine yakında ulaşılacağı konusundaki iyimserliğini dile getiren Osman, halk hareketini protestolar ve yürüyüşlerle sürdürmenin önemini vurguladı.
Osman sözlerini şöyle sürdürdü:
 “Darbeyi bitirmenin iki kanadı, halk hareketi ve siyasi süreçtir. Bunlar çelişkili veya birbirine zıt süreçler olarak kabul edilemez. Koalisyon, darbeyi yıkmak için pozisyonları koordine etmek üzere devrimci güçler ve direniş komiteleriyle iletişim kurmaya başladı. Tecrit edilmiş rejim güçleri, İslamcılar ve düzenli kuvvetlerdeki bazı sembol isimlerin, ordu ile hızlı destek güçleri arasında bir çekişme yaratma ve onları askeri bir çatışmaya sokma girişimleri ve ülke üzerindeki muhtemel yıkıcı etkileri konusunda dikkatli olunmalı.”
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Faye'in Sudan ziyareti sırasında Hızlı Destek Güçleri ile ordu arasındaki gerilim hakkında dile getirdiği endişeleri teyit eden Osman, askerlerin kendilerini iktidara bağlayan korkuları, çıkarları ve hırsları olduğunu savundu.
Osman, “Geçiş dönemi adalet düzenlemeleri olmadan mevcut güç dengesine karşı darbeyi bitirmek zor olacak” dedi.
ÖDBG koalisyonu, siyasi süreci başarılı kılmak, ordunun iktidar üzerindeki kontrolünü sona erdirmek ve ülkede tam bir sivil otorite tesis etmek için Afrika üçlü mekanizmasıyla işbirliği yapma taahhüdünü teyit etmişti. Koalisyon ayrıca, Afrika Birliği'nin mekanizmanın toplantılarındaki son tutumunu tarafgir olarak nitelendirerek eleştirdi.
Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği (AfB) ve Hükümetler Arası Afrika Kalkınma Örgütü'nden (IGAD) oluşan üçlü mekanizma, krizin çözümüne yönelik siyasi sürece ilişkin devam eden müzakereler kapsamında Sudanlı taraflarla bir dizi görüşme gerçekleştirdi.
Sudan'daki Birleşmiş Milletler Entegre Geçiş Destek Misyonu (UNITAMS), yaptığı açıklamada ÖDBG güçleri, Merkez Konseyi ve Ulusal Kuvvetler Grubu temsilcileriyle Sudan-Sudan diyalog oturumlarının usul kurallarını tartıştığını duyurdu.



Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)

 


Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştü.

Libya İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, başkent Trablus'ta düzenlenen ve çok sayıda güvenlik yetkilisinin katıldığı toplantıda ‘karşılıklı çıkar alanlarında ortak koordinasyonun yönlerinin’ ele alındığını belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantı sırasında ‘hedefli eğitim ve yeterlilik programları ile Libya İçişleri Bakanlığı personelinin yeteneklerinin geliştirilmesinin’ yanı sıra ‘düzensiz göçle mücadele, sınırların güvenliği ve Türkiye'nin uzmanlığından yararlanma ile ilgili konulara’ değinildiği belirtildi.

fvg
Dün başkent Trablus'ta Libya ve Türkiye heyetleri arasında yapılan toplantı (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın Trablus ziyareti, General Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin başkenti Ankara'da siyasi ve askeri düzeyde gerçekleştirdiği toplantıların ardından geldi.

Libya İçişleri Bakanı Trablusi, bakanlığının ‘ülkenin son yıllarda karşılaştığı zorluklara ve bunların güvenlik durumuna etkisine rağmen büyük çaba sarf ettiğini’ söyledi.

Gidişatı iyileştirmek için çalışmaların sürdüğünü ve bir dizi olumlu sonucun elde edildiğini vurgulayan Trablusi, bakanlığın, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika ülkeleriyle doğrudan iletişim kanalları aracılığıyla yasadışı göç konusuna ‘özel önem’ verdiğini kaydetti.

Trablusi, Libya İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik planının, sınırların güvenliğini sağlamaktan başlayarak, ardından çöl ve şehirlerin, son olarak da kıyıların güvenliğini sağlamayı içeren aşamalı bir yaklaşım benimsediğini, ayrıca göçmenler için gönüllü geri dönüş programını uyguladığını ve insan kaçakçılığına karışan organize suç çetelerini takip ettiğini de sözlerine ekledi.

Libya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan Yerlikaya’nın Libya İçişleri Bakanlığı’nın çabalarını övdüğünü ve Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki deneyimini ve son yıllarda elde ettiği olumlu sonuçları paylaştığını aktardı. İçişleri Bakanlığı, bu toplantının, istikrarı artırmak ve güvenlik alanındaki kurumsal çalışmaların konsolidasyonunu desteklemek amacıyla dost ülkelerle etkili iş birliği olanakları oluşturma yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Saddam Hafter, birkaç gün önce Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir araya geldi.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ankara’daki görüşmelerde uluslararası sahnedeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu belirtilirken, “Savunma Bakanı Güler ile iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirerek bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ve güvenlik ve istikrar çabalarını destekleyecek yollar tartışıldı” denildi.

Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile İngiltere'nin Libya’daki yeni Büyükelçisi Martin Reynolds arasında yapılan toplantıda düzensiz göç konusu başlıca gündem maddesi oldu.

İngiltere’nin Libya (Trablus) Büyükelçiliği tarafından sosyal medya platformu X üzerinden görüşmeye ilişkin yapılan kısa açıklamada, Büyükelçi Reynolds'un Libya'daki diplomatik görevinde ilk kez görüşmesini Dibeybe ile gerçekleştirdiği ve ‘yapıcı bir toplantı’ olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantıda düzensiz göç, güvenlik ve ekonomik büyüme alanlarında ortak önceliklerin ele alındığı belirtildi.


HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
TT

HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın uluslararası taraflarca sunulan ateşkes önerisini reddettiğini açıklamasının ardından, üç ay sürecek tek taraflı bir insani ateşkes ilan etti.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu, ses kaydı olarak yayınlanan konuşmasında şunları söyledi:

“Ulusal sorumluluğumuz ve başta ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimi ve Uluslararası Dörtlü ülkelerinin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve ABD) çabaları olmak üzere uluslararası çabalar doğrultusunda üç aylık bir süre için saldırıların durdurulmasını ve uluslararası bir izleme mekanizmasının oluşturulmasını içeren insani bir ateşkes ilan ediyoruz.”

Dagalu konuşmasına şöyle devam etti:

“Radikal İslamcı terörist hareket Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ve Ulusal Kongre Partisi dışında herkesin katıldığı bir siyasi sürece bağlıyız. Zira bu gruplar halkımızın son otuz yılda çektiği tüm acılardan sorumlu.”

Sudan iç savaşının her iki tarafı da son iki yıl içinde, tüm ateşkes anlaşmalarını ihlal ederek müzakere çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Orgeneral Burhan daha önce geçiş dönemi veya Sudan'ın geleceği ile ilgili herhangi bir anlaşma yoluyla HDK'yı muhafaza edecek veya iktidar ortaklığına geri getirecek herhangi bir çözümü reddettiğini vurgulamıştı. Orgeneral Burhan, ABD'nin Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos'u HDK lehine önyargılı olduğu gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, savaşı durdurmak için kendilerine sunulan ‘en kötü kart’ olarak gördüğü Uluslararası Dörtlü’nün girişimine olan güvensizliğini dile getiren Orgeneral Burhan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Uluslararası Dörtlü’ye katılımını eleştirerek HDK'yı desteklemekle suçlarken, Suudi Arabistan'ın rolünü ve ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimini övdü.

Orgeneral Burhan'ın açıklamaları, 12 Eylül'de açıklanan ve ABD, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın yer aldığı Uluslararası Dörtlü ülkelerinin girişimi etrafındaki tartışmaları yatıştırdı. En önemli özelliği üç aylık bir insani ateşkes olan girişim, Sudan'daki krizi çözmek için bir yol haritası içeriyor. Bunu, kalıcı bir ateşkes ve sivil bir hükümete giden kısa bir geçiş dönemi izliyor. Girişimde, askeri bir çözümün olmadığına ve savaş sonrası dönemde İslamcıların siyasi sahneden uzaklaştırılacağı vurgulanıyor.

Şiddet devam ediyor

HDK, 7 Kasım'da insani ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladı, ancak ertesi gün ordunun kontrolü altındaki Hartum ve Atbara'yı bombaladı. Bunu HDK üyelerinin ‘büyük kalabalıklar’ halinde Batı Kordofan'daki Babnusa şehrine ulaşarak oradaki ordu karargahını ele geçirmeye çalıştığı, ancak Güney Kordofan'daki Kadugli ve Dilling şehirlerini kuşatmaya devam ettiği yönünde bir açıklama izledi.

HDK kasım ayı ortalarında Sudan'ın kuzeyindeki Merowe Barajı'nı birkaç kez insansız hava araçları (İHA) ile hedef aldı ve şehirdeki ordu karargahını bombaladı.

Sudan ordusu 26 Ekim'de Sudan'ın batısını tamamen kontrol altına alan HDK’nın uzun süren kuşatmasının ardından Faşir’i kaybetti.

Çatışmalar Darfur bölgesinden, başkent Hartum’u batı Sudan'a bağlayan petrol zengini komşu eyalet Kordofan’a sıçradı.

Faşir'in HDK’nın kontrolüne geçmesinden bu yana, toplu katliamlar, etnik şiddet, kaçırma ve cinsel saldırıların yaşandığına dair haberler gelirken, insan hakları örgütleri HDK'nın kontrolündeki bölgelerde etnik katliamlar yaşandığını bildirdi.

Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre geçtiğimiz ayın sonundan bu yana, Kuzey Kordofan'dan yaklaşık 40 bin yerinden edilmiş kişinin yanı sıra 100 binden fazla sivil Faşir'den komşu şehirlere kaçtı. ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta, Washington'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Veliaht Prensin talebi üzerine Sudan'daki ‘zulmü’ sona erdirme niyetini açıkladı.

HDK ve BAE, Trump’ın açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve Burhan, savaşı sona erdirmek için Washington ve Riyad ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu teyit etti.

İki yıldan fazla süredir devam eden Sudan savaşında on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi, bu durum milyonlarca sivili tehdit eden ciddi bir açlık krizine yol açtı.