Ürdün yargısı, Öğretmenler Sendikası Konseyinin feshini onayladı

Ürdün yargısı, Öğretmenler Sendikası Konseyinin feshini onayladı
TT

Ürdün yargısı, Öğretmenler Sendikası Konseyinin feshini onayladı

Ürdün yargısı, Öğretmenler Sendikası Konseyinin feshini onayladı

Ürdün yargısı, Öğretmenler Sendikasının konseyi, yönetim kurulu ve şubelerinin feshini onayladı.
Ürdün resmi ajansı PETRA'da yer alan habere göre, İstinaf Mahkemesi sıfatıyla davaya bakan Amman Asliye Hukuk Mahkemesinde Öğretmenler Sendikası hakkındaki davanın temyiz duruşması görüldü.
Mahkeme Sendikaya kurum olarak yöneltilen suçlamalardan kaynaklı yasal kovuşturmayı durdurmaya karar verirken, Sendikanın konseyi, yönetim kurulu ve şubelerinin feshini de onadı.
Ayrıca mahkeme Sendikanın üyeleri hakkındaki bir yıl hapis cezasının üç aya indirilmesini kararlaştırdı.
- Ne olmuştu?
Ürdünlü öğretmenler, 22 Temmuz 2020'de hükümetle Öğretmenler Sendikası arasında Ekim 2019'da imzalanan anlaşmanın şartlarının yerine getirilmesi talebiyle gösteri düzenlemişti.
Gösteriden birkaç gün sonra Amman Başsavcısı Hasan Abdellat, Sendikanın çalışmalarının durdurulması, Sendika merkezinin iki yıl süreyle kapatılması yönünde karar almıştı.
Amman Sulh Ceza Mahkemesi de 31 Aralık 2020'de Öğretmenler Sendikasının feshedilmesine ve yönetim kurulu üyelerinin bir yıl süreyle hapis cezasına çarptırılmasına hükmetmişti.
Öğretmenler Sendikası Konseyi hakkında Kovid-19'la mücadelede Sağlık Bakanlığına destek için bir miktar bağışta bulunduğu suçlamasıyla dava açılmış; ilgili mahkeme, mart ayında "bağışların Sendikanın çıkarlarına zarar verdiği" gerekçesiyle Konseyin feshine hükmetmişti.
Ürdün yargısı, 31 Ekim 2021'de mart ayında alınan Öğretmenler Sendikası Konseyinin feshedilmesi kararını iptal etmişti.
Ürdün'de 2011'de kurulan Öğretmenler Sendikasının yaklaşık 140 bin üyesi bulunuyor.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.