Libya siyasetinde artan gerilim seçimlerin düzenlenmesine yönelik umutları baltalıyor

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Risdon Zeninga ülkenin önde gelen kabilelerinin yer aldığı heyet ile bir araya geldi. (UNSMIL)
Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Risdon Zeninga ülkenin önde gelen kabilelerinin yer aldığı heyet ile bir araya geldi. (UNSMIL)
TT

Libya siyasetinde artan gerilim seçimlerin düzenlenmesine yönelik umutları baltalıyor

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Risdon Zeninga ülkenin önde gelen kabilelerinin yer aldığı heyet ile bir araya geldi. (UNSMIL)
Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Risdon Zeninga ülkenin önde gelen kabilelerinin yer aldığı heyet ile bir araya geldi. (UNSMIL)

Libyalıların büyük bir kesimi birçok nedenden dolayı seçimlerin bu yıl içinde yapılmasına ihtimal vermiyor. Söz konusu sebepler arasında Anayasal Süreç Komitesi’nin, Birleşmiş Milletler’in (BM) çabalarına rağmen, seçimlerin düzenlenmesine zemin hazırlayacak ihtilaflı maddeler üzerinde anlaşamaması bulunuyor.
Libya Temsilciler Meclisi Üyesi Muhammed Amir el-Abbani, Komite’nin anlaşamamasının arkasında, Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi üyelerinin siyaset sahnesinden çekilme ve mevcut konumlarını ve çıkarlarını kaybetme endişesi olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Abani şu ifadeleri kullandı:
“Seçimlerin ne bu yılın sonunda ne de gelecek yıl yapılacağını sanmıyorum. Kahire’deki son toplantılarda yaşananlar, seçimlerin ertelenmesine meşru bir zemin kazandırılmasıdır. Toplantılar sırasında önemli anlaşmazlıkların olduğu yönündeki açıklamalar tekrarlandı. Sanki bu husus Mısır’daki görüşmelerinden önce bilinmiyordu. Anayasa çerçevesi üzerinde yaptıkları anlaşma bile bazılarının zannettiği gibi anlaşmadaki taahhütlerine bağlı kalacakları ve seçimlere gidecekleri anlamına gelmez. Onlar iktidar koltuğu hastalığına yakalanmışlar. Bu nedenle gelecekte üzerine ihtilafa düşecekleri başka engeller arayacaklar. Böylece süreç tamamen çökertilecek.”
Libya Yüksek Seçim Komisyonu (YSK) Başkanı İmad es-Said, bu ayın ortasında yaptığı açıklamada, seçimlerin temmuz ayından sonraki bir tarihe ertelenmesinin, genel seçimlerin yapılmayacağı anlamına geleceğini söyledi.
Temsilciler Meclisi Üyesi Salih Afhima’nın değerlendirmesine göre Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi ihtilaflı anayasa maddeleri üzerinde anlaşmaya varsa bile seçimler en erken Mart 2023’te yapılacak.
Afhima, konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Aşamaları hiçe saymayı düşünmek abes olur. Libya ölçeğinde çokça sorunlardan mustarip olan bir ülkede seçimlerin bu şekilde acilen yapılması mümkün değil. Seçimler sahadaki etkili güçlerin çıkarına hizmet etmezse bu güçler seçime karşı çıkacak veya onu baltalayacaktır. Geçen yılın sonundan önce seçimlerin düzenlenmesi tarihiyle ilgili yaşananlar buna örnektir. Tüm hazırlayıcı faktörlere yeterince önem verilmeden seçimler için bir ön tarih belirlendi ve herkes buna yetişmek için acele eder hale geldi. Bu faktörlerin en önemlisi ise siyasi gruplar arasında anayasa ve hukuk zeminiyle ilgili bir uzlaşının olmamasıydı. Bu da başarısızlıkla sonuçlandı. Aynı senaryonun tekrarlanmasını mı istiyoruz? Bu gerçekten bir zaman kaybıdır. Şartlar anayasa ve hukuka göre belirlenirse önümüzdeki seçimlerde ülkenin cumhurbaşkanını seçme konusunda Libyalılar açısından her şey daha açık olacak.”
Temsilciler Meclisi Üyesi Muhammed Muazzeb da Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu:
“Seçim sürecinin ertelenmesi cumhurbaşkanlığı için aday olan birçok büyük ismin popülaritesinin gerilemesine yol açtı. İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa, Guraybe bölgesinde Libya Ulusal Ordu Komutanı Halife Hafter ile ittifak kurarak elindeki kozlarını büyük ölçüde kaybetti. Ülkede elektrik kesintilerinin yeniden baş göstermesi ve bazı bakanların yolsuzlukla suçlanması nedeniyle Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdülhamid Dibeybe’nin de popülaritesi geriledi. Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi, askerlerin ve çifte vatandaşlığı bulunanların seçimlerde aday olup olamayacağı konusunda ihtilaf ediyor. 17 Şubat Devrimi Akımı, Hafter ve Seyfülislam Kaddafi’nin adaylığını kabul etmedi ve kesinlikle etmeyecek. Ayrıca Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih meclis seçimlerinin tek başına düzenlenmesine izin vermeyecek. Çünkü Salih Meclis’teki denge haritasının değişmesinden endişe ediyor. Bu da onun yeni mecliste pozisyonunu korumasını tehdit ediyor. Tüm bunlara ek olarak hükümet otoritesinin Melis tarafından Başağa’ya verilmesi meselesi işleri daha da çıkmaza sokacak.”
Ulusal Cephe Partisi Üyesi Firuz en-Nuas’ın açıklaması ise şöyle oldu:
“Herhangi bir somut başarı olmadığı için sokak seçimlerle ilgili ümitlerini kaybetti. Bu nedenle seçimlerle sadece siyasi elitler, aktivistler ve değişim ümidini kaybetmeyen adaylar ilgileniyor. Hiç kimse artık Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi arasındaki toplantılara önem vermiyor. Aralarında her an bir ihtilafın patlak vermesi bekleniyor. Başağa hükümeti ve petrolün yeniden üretilmesi vaatleri sadece birer bahane ve baskı kurmak için yeni kozlardır. Bu bahane ve kozlar, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi’nin geçtiğimiz yıllarda yaptıkları çok sayıdaki toplantıda başarısız olmalarını halkın hafızasından silemeyecek.”
BM Genel Sekreteri’nin Libya Danışmanı Stephanie Williams’ın Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi arasındaki görüşmeler üzerine kendisine olan güveni tümüyle kaybetmesi durumuna karşı elinde alternatif bir plan olup olmadığı sorusuna yanıt veren Nuas şu ifadeleri kullandı:
“Williams, Başkanlık Konseyi’ne anayasal çerçeveyle ilgilenecek bir kurucu meclis oluşturma çağrısında bulunmak dışında bir şey yapmadı. Bu seçimlerin düzenlenmesini teşvik etmez. Herkes Başkanlık Konseyi’nin böyle bir adım atmaya gücü yetmediğini biliyor. Çünkü bu adım Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi’nin faaliyetlerinin durdurulmasını gerektirir. Ayrıca Başkanlık Konseyi siyaset sahnesindeki varlığından da endişe ediyor.”
Kamu Özgürlükleri ve İnsan Hakları Ulusal Konseyi Üyesi Selime bin Nuzha da konuya dair “Seçimlerin düzenlenmesi konusunda hakkını talep eden birleştirici bir akım yokken değişimin olmasını nasıl hayal edeceğiz?” sorusunu yöneltti. Nuzha ayrıca herkesin artık özel işleriyle ilgilenmeye başladığını ve bu duruma geçen yılın sonundan önce seçimlerinin yapılmamasının yarattığı hayal kırıklığının yol açtığını belirtti.



Arap Koalisyonu, BAE'nin açıklamasında yer alan iddiaları yalanlarken Mukalla Limanı’ndaki iki gemi ile ilgili bazı ihlaller ve usulsüzlüklere işaret etti

Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
TT

Arap Koalisyonu, BAE'nin açıklamasında yer alan iddiaları yalanlarken Mukalla Limanı’ndaki iki gemi ile ilgili bazı ihlaller ve usulsüzlüklere işaret etti

Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)

Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasını yalanlayan ve açıklığa kavuşturan resmi bir açıklamada, iki geminin belirlenmiş prosedürleri ihlal ederek ve meşru Yemen hükümeti veya Arap Koalisyonu liderliğinden gerekli izinleri almadan Mukalla Limanı’na girişiyle ilgili ciddi ihlaller ve usulsüzlükler olduğunu duyurdu.

Arap Koalisyonu Sözcüsü Turki el-Maliki, iki geminin Yemen karasularına girdiğini ve girmeden önce izleme ve tanımlama sinyallerini kapattığını, bunun da bu tür durumlarda geçerli olan denizcilik yasaları ve prosedürlerinin açık bir ihlali olduğunu söyledi.

İki geminin Mukalla Limanı’na varışının, limanın kapatılması ve tüm yerel işçi ve çalışanların tahliyesiyle aynı zamana denk geldiğini ekleyen Maliki, gemilerin silah ve mühimmat yüklü konteynerlerin yanı sıra 80'den fazla araç taşıdığını belirtti.

Maliki, gemilerin varış ve boşaltma sürecinin belgelendiğini ve BAE'deki üst düzey yetkililere, güvenlik ve istikrarı tehdit eden çatışma bölgelerine aktarılmasını önlemek için bu askeri desteğin Mukalla Limanı’ndan ayrılmasının engellenmesi gerektiği konusunda bilgi verildiğini söyledi.

Maliki, BAE'ye çatışmayı körükleyen bu tür eylemlerin hoş görülmeyeceğinin bildirildiğini ve araçların limana geri dönmesinin talep edildiğini, bunun da yapıldığını, ancak silah konteynerlerinin Reyyan Askeri Üssü’nde kaldığını açıkladı.

Maliki, Arap Koalisyonu liderliğinin, bu konteynerlerin Hadramut ve çöl bölgesindeki çeşitli yerlere nakledilip dağıtılacağına dair teyit edilmiş bilgiler aldığını ve bunun gerginliği ve tırmanışı artıracağını belirttti. Bu durum, Arap Koalisyonu liderliğini sivillerin ve kamu mallarının güvenliğini korumak için dün sabaha karşı sınırlı bir askeri operasyon düzenlemeye sevk etti.

Operasyonun kayıp veya hasar olmaması için angajman kurallarına uygun olarak yürütüldüğünü vurgulayan Maliki, kalan konteynerlerin şu anda Reyyan Askeri Üssü’nde kontrol altında olduğunu belirtti.

Bu açıklama, Yemen'de ve bölgede güvenliği ve istikrarı korumak, meşruiyeti zayıflatmaya yönelik her türlü girişime karşı koymak ve siyasi barış sürecini tehdit eden tüm müdahaleleri durdurmak için Arap Koalisyonu ülkeleri arasında koordinasyonu güçlendirmek amacıyla Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu tarafından gösterilen aralıksız çabalar çerçevesinde yapıldı.


Irak’ta meclis başkanı ve yardımcıları göreve başladı

Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
TT

Irak’ta meclis başkanı ve yardımcıları göreve başladı

Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)

Irak Meclisi, dün Meclis Başkanı ve iki yardımcısının seçimini tamamlayarak siyasi krizi hızla sona erdirdi. Üçüncü tur oylamanın ardından, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) üyesi Ferhad el-Atruşi, ikinci Meclis Başkan yardımcısı olarak seçildi.

Bu karar, KDP’nin iki turda da mutlak çoğunluğu elde edemeyen önceki adayı Şahvan Abdullah'ı adaylıktan çekip yerine Ferhad el-Atruşi’yi aday göstermesinin ardından alındı.

Muhammed el-Halbusi 208 oyla Meclis Başkanı olarak seçilirken Adnan Feyhan 177 oyla birinci başkan yardımcısı seçildi.

Sonuçların açıklanmasının ardından yeni başkanlık kadrosu resmi olarak göreve başladı. Halbusi, cumhurbaşkanlığı için aday başvurularının açıldığını duyurarak, Şii Koordinasyon Çerçevesi tarafından seçilecek olan başbakanın onaylanmasıyla sona erecek olan bir sonraki anayasal süreci başlattı. Şii Koordinasyon Çerçevesi, kendisini meclisteki en büyük blok olarak ilan etmişti.


Suudi Arabistan, güvenliği ve Yemen'in istikrarı için kırmızı çizgiyi çizdi

Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, güvenliği ve Yemen'in istikrarı için kırmızı çizgiyi çizdi

Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)

Yemen salı günü, Suudi Arabistan'ın güvenlik denklemlerini yeniden çizdiği ve kırmızı çizgileri ve ittifak sınırlarını belirlediği önemli gelişmelere tanık oldu. Hadramut ve el-Mehra'da Güney Geçiş Konseyi'nin (GGK) gerginliği tırmandırmasıyla birlikte Riyad, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ‘son derece tehlikeli’ olarak nitelendirdiği eylemlerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bu adımlar, GGK’ya bağlı güçlerin güney sınırları yakınlarında askeri eylemlerde bulunmasına neden oldu. Riyad, bu gelişmeleri ulusal güvenliği ile Yemen ve bölgenin güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit olarak değerlendirdi.

Güvenliğinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu vurgulayan Suudi Arabistan, Yemen'in birliğine ve egemenliğine bağlılığını ve Yemen Başkanlık Konseyi'ne tam desteğini teyit ederken, ‘güney davasının’ haklılığı konusundaki tutumunu ve bunu kapsamlı siyasi diyalog çerçevesi dışında ele almayı reddettiğini bir kez daha yineledi.

Riyad, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin talebine yanıt olarak BAE güçlerinin Yemen'den çekilmesini ve herhangi bir iç tarafa askeri ya da mali destek verilmesinin sonlandırılmasını istedi. Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu Sözcüsü Tümgeneral Turki al-Maliki'ye göre Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu güçleri, resmi izin olmadan Mukalla Limanı’na getirilen silah ve savaş araçlarını hedef alan ‘sınırlı ve nokta atışı’ bir hava saldırısı düzenledi.

Öte yandan Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, BAE ile ortak savunma anlaşmasının iptal edildiğini duyurdu. 90 günlük olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini açıklayan Alimi, BAE güçlerinin 24 saat içinde ülkeyi terk etmelerini ve kamplarını Vatan Kalkanı Güçleri’ne devretmelerini talep etti. Bu kararlar resmi kurumlar tarafından desteklendi.

Tüm bu gelişmeler ve Alimi'nin verdiği son tarih çerçevesinde BAE Savunma Bakanlığı, ilgili ortaklarla koordineli olarak güçlerinin geri çekileceğini duyurdu. Bakanlık, misyonu sonlandırma kararının ‘mevcut aşamanın gerekliliklerinin kapsamlı bir değerlendirmesi’ çerçevesinde alındığını ve BAE'nin bölgesel güvenlik ve istikrarı destekleme konusundaki taahhütleri ve rolüyle tutarlı olduğunu vurguladı.