Sudan ordusu Etiyopya güçlerinin askeri kampını bombaladı

Hartum, 7 Sudanlı askerin infaz edilmesinin ardından Addis Ababa Büyükelçisini istişare için ülkeye geri çağırdı. Addis Ababa yönetimi ise askerlerin infazında rolü olduğu iddiasını yalanladı.

Orgeneral Burhan Etiyopya sınırında gerginliğin tırmanmasının ardından Sudan-Etiyopya sınırındaki Faşka bölgesine doğru yola çıktı (Reuters)
Orgeneral Burhan Etiyopya sınırında gerginliğin tırmanmasının ardından Sudan-Etiyopya sınırındaki Faşka bölgesine doğru yola çıktı (Reuters)
TT

Sudan ordusu Etiyopya güçlerinin askeri kampını bombaladı

Orgeneral Burhan Etiyopya sınırında gerginliğin tırmanmasının ardından Sudan-Etiyopya sınırındaki Faşka bölgesine doğru yola çıktı (Reuters)
Orgeneral Burhan Etiyopya sınırında gerginliğin tırmanmasının ardından Sudan-Etiyopya sınırındaki Faşka bölgesine doğru yola çıktı (Reuters)

Sudan ordusu dün, Etiyopya-Sudan sınırında bulunan Etiyopya ordusuna ait yerleşkeyi bombaladı. Sudan’ın Faşka bölgesinden yerel kaynakların Şarku’l Avsat’a bildirdiğine göre, Sudan ordusu, Küçük Faşka’da bulunan Sudan köyü El-Usra’nın doğusundaki El-Lebban Kalesi askeri kampını geri almak için harekete geçti.
Bu bombardıman, Sudan Silahlı Kuvvetler Sözcüsü Tuğgeneral Nebil Abdullah’ın pazar gecesi, Etiyopya ordusunun “esir alınan 7 Sudanlı askeri ve bir sivili infaz ettiğini ve tüm adiliği ve alçaklığı ile cesetleri (Etiyopya) vatandaşlarına teşhir ettiğini” açıklamasının ardından geldi. Abdullah bu infazın savaş kanunları ve hukuku ile uluslararası insancıl hukuka göre suç olduğunu vurguladı.
Abdullah’ın açıklamasının ardından Etiyopya’nın Hartum Büyükelçisi Sudan Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Büyükelçi’ye Sudan’ın bu olayı kınadığı, kendisinin belirleyeceği bir zaman ve mekânda buna yanıt verme hakkını saklı tuttuğu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ile bölgesel ve uluslararası kurumlara konuyla ilgili şikâyet başvurusu yapılacağı, uluslararası güvenlik ve barışın korunması için gerekli tedbirlerin alınması ve olanlardan Etiyopya hükümetinin sorumlu tutulmasının talep edileceği bildirildi.
Sudan’daki muhalif siyasi partiler Sudanlı askerlerin ve sivilin öldürülmesini kınadı. Milli Ümmet Partisi, Sudan halkına yaptığı çağrıda, “sınırları, vatan topraklarının egemenliğini ve vatandaşların güvenliğini koruma hususunda anayasal görevini yerine getirmesi için ulusal ordunun desteklenmesini ve arkasında durulmasını” talep etti. Muhalif Ulusal Kongre Partisi Başkanı Ömer ed-Dakir, Sudanlıların infaz edilmesini “şok edici ve üzücü bir haber” diye niteledi. Dakir, “Bu, salim bir vicdanın yapmayı reddedeceği zalimce bir hareket. Uluslararası hukuka ve insani değerlere aykırı bir hareket. Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği bu iğrenç suçu soruşturmalı ve hesap sorumalı” dedi.
Sosyal medyadaki aktivistler olay karşısında ikiye bölündü. Bir kısım aktivist orduyu desteklerken, diğer bir kısım ise sınırları koruma görevi üzerinden siyaset yapıldığı ve askerlerin kışlalarına dönmesi talebiyle perşembe günü düzenlenecek kitlesel gösteriler üzerindeki dikkatlerin dağıtılmasının amaçlandığı görüşünü savundu.
Etiyopya Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, Sudanlı askerlerin Etiyopya topraklarındaki yerel milislerle girdiği çatışmada hayatlarını kaybettiğini belirterek, Etiyopya ordusunu askerlerin ölümünden sorumlu tutan suçlamaları reddetti. Basında yer alan haberlere göre, Etiyopya’nın Hartum Büyükelçisi Sudan Dışişleri Bakan Vekili Ali es-Sadık’a konuyla ilgili bilgi sahibi olmadığını söyleyerek, bilgi aldıktan sonra cevap verme sözü verdi.
Sudan ordusu, esir alınan 7 askeri ve bir vatandaşı infaz etme, fotoğraflarını kendi vatandaşlarına teşhir etme ve bu suçla ilgili sessiz kalmamakla suçladığı Etiyopya güçlerine misillemede bulunma sözü vermişti. Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Silahlı Kuvvetler Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, askerlerin ve bir sivil vatandaşın infaz edildiği haberinin açıklanmasından birkaç saat sonra Etiyopya-Sudan sınırındaki Faşka bölgesinde konuşlu Sudan güçlerini denetlemek üzere Faşka’ya doğru yola çıktı. İnfazın duyurulmasının ardından gerginliğin tehlikeli bir şekilde tırmanmasıyla birlikte, iki ülke ordusu arasında çatışması olasılığına karşı bölgede ve ön hatlardaki Sudanlı ordu komutanları arasında bir dizi toplantı yapıldı.
Sudan Silahlı Kuvvetler Sözcüsü Abdullah, Etiyopya ordusuna karşı kararlı bir misilleme sözü verdi. Abdullah, “Asil Sudan halkına, bu zalimane tutumun cevapsız kalmayacağını kesin bir şekilde vurguluyoruz. Bu korkakça davranışa uygun şekilde cevap vereceğiz. Sudanlıların asil kanı yerde kalmayacak” dedi.
Sudan Dışişleri Bakanlığı, Sudan topraklarında iki milyonu aşkın Etiyopyalının yaşadığını açıkladı. Bakanlığın açıklamasında, “Bu insanlık dışı davranışı kınıyoruz. Sudan’ın, saygın bir muamele gören ve Sudan halkının cömertçe ve hoşgörüyle kaynaklarını ve ekmeğini paylaştığı iki milyondan fazla Etiyopyalıya ev sahipliği yaptığını hatırlatmak isteriz” ifadeleri kullanıldı.
Sudan ordusu Kasım 2020’de Etiyopyalı vatandaşların tarım yaptığı bereketli Sudan’ın Faşka bölgesindeki toprakların büyük bir kısmını geri aldığını, çeyrek asırdan uzun süre onlara koruma sağlayan Etiyopya güçlerinin bölgeden çıkarıldığını ve Sudanlı güçlerin bölgeye konuşlandığını ilan etti.
Öldürülen 7 Sudanlı asker, Sudan’ın Faşka bölgesini Etiyopyalı güçlerden geri almasından bu yana ölen ilk askerler değil. Nitekim Abdulfettah el-Burhan, Ağustos 2021’de ordunun ülkenin doğu sınırlarına konuşlanma operasyonları sırasında 84 askerin hayatını kaybettiğini duyurdu.
Sudan-Etiyopya ilişkileri sınırlar nedeniyle gergin. Ortak komite üzerinden iki ülke arasındaki sınırların çizilmesi ve tarihi sınır işaretlerine geri dönülmesi kararlaştırılmıştı. Ancak Etiyopya, bir asırdan uzun süre önce uluslararası anlaşmalarla işaretlenmiş olan sınırları daha önce tanımasına rağmen, bu tutumundan geri adım atarak Sudan’ın Faşka bölgesinin kendisine ait olduğu görüşüne bağlı kaldı.
1995’te çok sayıda Etiyopya vatandaşı Faşka’ya girerek Sudanlı çiftçileri bölgeden çıkardı ve Etiyopya ordusu ile destek verdiği milislerin güvenlik şemsiyesi altında bu bölgede tarım yapmaya başladı. Söz konusu tarihten sonra bu bölge, iki ülkenin hükümetleri arasında bir ‘manevra’ alanına dönüştü. Hartum ve Addis Ababa arasındaki ilişkiler gerildiğinde bölgede gerginlik tırmanırken, ilişkiler yumuşadığında ise gerginlik azalıyor.



Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)

Kahire: Halid MahmudABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Dagvin Anderson, Libya ziyaretine devam ederek ülkenin doğusuna geçip Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ile bir araya geldi. Anderson, başkent Trablus’ta Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde Washington’un askeri kurumların birleştirilmesi ve iki tarafın katılımıyla ilk kez düzenlenecek ortak askeri tatbikatların önemine vurgu yaptığını belirtmişti.

LUO Komutanlığı dün yaptığı açıklamada, Hafter’in Bingazi’de Anderson ile yaptığı görüşmede, ikili bağların güçlendirilmesi ve askeri iş birliği konularının ele alındığını bildirdi. Görüşmede özellikle terör ve aşırılık, insan kaçakçılığı ve yasadışı göçle mücadele alanlarında koordinasyon sağlanması, ayrıca ordu birliklerinin kapasitelerini artırmaya yönelik ortak eğitim programlarının geliştirilmesi konuları değerlendirildi. Bunun yanı sıra ekonomik ve ticari alanlardaki iş birliği fırsatları da görüşüldü.

Toplantıda Hafter, Libya ile ABD arasında çeşitli alanlardaki özel ortaklık ilişkilerini övdü.

Hafter’in ofisi, Anderson’un görüşmede taraflar arasındaki ilişkilerin derinliğine vurgu yaptığını ve ordunun, Libya’da güvenlik ve istikrarı artırmadaki başlıca rolünün bölge üzerinde olumlu etkileri olduğunu ifade ettiğini aktardı.

acdfgt
AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson, pazartesi günü Trablus'ta Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ile bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)

Anderson, Trablus’ta UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile yaptığı görüşmede, ikili güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesi, bölgesel istikrarın sağlanması ve ABD’nin Libya ordusunun birleştirilmesine yönelik çabalarının desteklenmesi konularını ele aldı. Anderson, birleşik, egemen ve istikrarlı bir Libya’nın ABD ve diğer ortaklarla ekonomik iş birliğini artıracağını ve bunun Libya halkının yararına olacağını vurguladı.

ABD Büyükelçiliği, resmi X hesabından yaptığı açıklamada, Anderson’un Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ve Savunma Bakan Vekili Tuğgeneral Abdusselam ez-Zubi ile ayrı ayrı toplantılar yaptığını bildirdi. Toplantılarda, ortak askeri iş birliğinin genişletilmesi, Libya güvenlik güçlerinin profesyonelliğinin artırılması ve Libya’nın askeri kurumları birleştirme çabaları ele alındı. Anderson ayrıca, AFRICOM tarafından nisan ayında Sirte’de düzenlenecek Flintlock 26 tatbikatının, ülke genelindeki Libya güçlerini Afrika ve Avrupa’daki ortaklarla bir araya getirerek terör ve diğer tehditlere karşı kapasitelerini güçlendireceğini belirtti. Anderson, ABD’nin, Libya’nın bölünmüşlükleri aşarak güvenlik güçlerini birleştirme çabalarını desteklemeye devam edeceğini de taahhüt etti.

gty
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, belediye başkanlarıyla bir araya geldi. (UBH)

Diğer yandan Dibeybe, pazartesi akşamı belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda, yürütülen projelerde belirlenen takvimlere uyulmasının ve uygulamaların yüksek verimlilikle takip edilmesinin önemine vurgu yaptı. Dibeybe, bunun vatandaşların yaşamına olumlu yansıyacağını ve hükümetin kalkınma hedeflerine ulaşmasını sağlayacağını belirtti.

Dibeybe, toplantıda ayrıca yeni projelerin uygulanması talimatını verdi; bunların başında okul inşaatları yer alıyor. Yürütme birimlerinin başkanlarına, salı günü itibarıyla belediyelerle doğrudan toplantılar yaparak projelerin ilerleyişini takip etmeleri ve planlanan şekilde uygulanmasını sağlamaları talimatı verildi.

Toplantıya katılanların, hükümetin kalkınma ve hizmet dosyalarını yönetme çabalarını tam olarak desteklediğini, hükümet yaklaşımına bağlı kalacaklarını ve projelere desteğin süreceğini ilettikleri aktarıldı. Bu tutumun, vatandaşlara sunulan hizmetlerin iyileştirilmesine ve tüm sektörlerde yerel kalkınmanın güçlendirilmesine katkı sağlayacağı vurgulandı.

rtt
Önceki belediye seçim kampanyasından (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Öte yandan Libya Yüksek Seçim Komisyonu, belediye meclisi seçimlerinin üçüncü aşamasının oylamasını bu ayın 13’ünde gerçekleştirme tarihini açıkladı. Bu aşama, ağırlıklı olarak ülkenin doğu ve güney bölgelerinde yer alan dokuz belediyeyi kapsıyor.

Yüksek Seçim Komisyonu, şu ana kadar 120 belediye meclisinden 60’ının seçimlerini tamamladı. Kalan belediyelerdeki seçimleri ise önümüzdeki yıl içinde tamamlamayı planlıyor.


Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

TT

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Amerikan yönetimi Sudan’daki çatışmanın taraflarına ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışırken, ABD ve Sudanlı kaynaklar, Port Sudan yönetiminin Rusya’dan silah desteği almak için Moskova ile temas kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre Port Sudan, gelişmiş silahlar karşılığında Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma imkânı ve maden ile altın yatırımları teklif etti. Bu durum, Sudan’daki savaşın, küresel ölçekte kritik öneme sahip deniz geçişlerinden birinde, ABD baskıları ile Rusya’nın cazip teklifleri arasında daha geniş bir güç mücadelesine dönüşmesi riskini artırıyor.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, ABD’nin Sudan’da ateşkes için hazırladığı yeni öneriye ilişkin daha fazla ayrıntı ortaya çıktı. Teklifin, İslamcı akım ve Müslüman Kardeşler’i dışarıda bırakan, askeri, insani ve siyasi alanları kapsayan üç paralel yol haritası içerdiği belirtildi.

Rusya için deniz üssü ve altın

ABD’nin yoğun diplomatik girişimleri sürerken, Wall Street Journal dün yayımladığı haberinde, geçici başkent olarak Port Sudan’ı kullanan hükümetin Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma ve maden ile altın alanlarında yatırım yapma teklifinde bulunduğunu aktardı. Habere göre bu teklif, Sudan ordusunun Rusya’dan gelişmiş silahlarla yeniden donatılması karşılığında yapıldı.

fvbg
Kızıldeniz'deki Port Sudan limanı (Getty Images)

Gazetenin adını vermediği Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Sudan’ın Rusya’ya ilettiği teklif, 25 yıllık bir anlaşmayı kapsıyor. Buna göre Rusya, Port Sudan Limanı’nda veya Kızıldeniz kıyısındaki başka bir deniz tesisinde, aralarında nükleer güçle çalışan savaş gemilerinin de bulunduğu dört deniz unsurunu ve en fazla 300 askeri konuşlandırabilecek.

Amerikan gazetesi, böyle bir üssün Rusya’ya Süveyş Kanalı üzerinden geçen ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan deniz hattını izleme imkânı vereceğine dikkat çekti.

ABD uyarısı

Gazete ayrıca, üst düzey bir ABD yetkilisinin, Port Sudan ya da Libya’da kurulacak bir Rus askeri üssünün Moskova’nın güç kullanma kapasitesini artırabileceği ve daha az kısıtlamayla hareket etmesine yol açabileceği uyarısında bulunduğunu aktardı. Emekli Tümgeneral Mark Hicks’in değerlendirmesine göre ise böyle bir deniz üssü, Rusya’nın uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgedeki nüfuz alanını genişletecek.

fv
Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bu gelişme, Port Sudan’daki askeri yönetimin yeni silah kaynakları arayışını sürdürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Gazetenin adını açıklamadığı bir Sudanlı yetkili, ülkenin gelişmiş silah sistemlerine ve hava savunma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu, ancak bu tür bir anlaşmanın ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sorun yaratabileceğini belirtti.

Gazetenin değerlendirmesine göre Washington, savaşı durduracak ve sivil yönetime geçiş sürecini başlatacak bir yol haritasına odaklanırken, Port Sudan yönetimi ise Rusya ile yakınlaşmanın getireceği askeri ve ekonomik kazanımları önceliklendiriyor.

Ateşkes ve uluslararası mekanizma

Bu çerçevede, ABD’nin Sudan’da ateşkese yönelik yeni önerisine ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Al Arabiya’ya konuşan kaynaklar, teklifin askeri, insani ve siyasi başlıklardan oluşan üç paralel süreci kapsadığını ve İslamcı akım ile Müslüman Kardeşler’in bu süreç dışında tutulduğunu aktardı.

Mısır kaynaklarına dayandırılan habere göre, askeri başlık, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkesi öngörüyor. Buna göre ateşkesten sonra geniş ölçekli bir insani operasyon başlatılacak, yardım kuruluşlarının erişimi sağlanacak ve temel hizmetler yeniden tesis edilecek. Ayrıca ateşkesi denetlemek üzere, sahada gözetim mekanizmalarına sahip bir uluslararası komite kurulması planlanıyor. Bu komite, insani koridorların güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak ve olası ihlalleri takip etmekle görevlendirilecek.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos (AFP)

İnsani sürecin başarısı, ateşkesin kalıcılığına ve yardımın ülke geneline etkin biçimde ulaşmasına bağlanıyor. Buna göre sağlam bir ateşkes, insani operasyonların başlaması için temel koşul olacak; bu da yardım ekiplerinin erişimini kolaylaştırarak yerinden edilmiş kişiler ile mültecilerin güvenli dönüşü için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlayacak.

Siyasi sürece ilişkin öneri ise eski rejim mensupları ve İslamcılar hariç, sivil güçlerin öncülüğünde bir geçiş süreci öngörüyor. Bu süreç, ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ateşkese onay vermesiyle eş zamanlı olarak başlayacak ve savaşın sonlandırılmasına giden yolun ilk adımını oluşturacak.

Askeri alanda kapsamlı reform

Yol haritası ayrıca kapsamlı bir askeri reform sürecini de içeriyor. Buna göre Sudan İslami Hareketi ve Müslüman Kardeşler çizgisine yakın isimlerin ordu ve güvenlik kurumlarından çıkarılması, silahlı grupların entegrasyonu ve iki tarafla birlikte savaşan milis yapılanmalarının tasfiyesi planlanıyor. Amaç, sivil otoriteye tabi, birleşik ve profesyonel bir ordu ile yeniden yapılandırılmış güvenlik kurumları oluşturmak. Bu süreçte karar merciinin ordu veya HDK olmayacağı özellikle vurgulanıyor.

Öte yandan, eylül ayında ABD’li arabulucu Massad Boulos tarafından sunulan planın, Sudan hükümeti ile HDK temsilcilerine ateşkes ve kapsamlı bir insani süreç önerdiği biliniyor. Ancak Boulos 25 Kasım’da her iki tarafın da plana henüz onay vermediğini açıklamıştı.

Boulos o dönemde yaptığı açıklamada, tarafların ateşkesi ‘ön koşul olmadan’ kabul etmesinin önemine dikkat çekmiş; bunun can kayıplarını azaltmak, siyasi sürecin yeniden başlamasını sağlamak ve ülkenin sivil yönetime geçişi için gerekli koşulları oluşturmak açısından kritik olduğunu ifade etmişti.


Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
TT

Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)

Papa 14. Leo'nun uçağı Beyrut'tan ayrılır ayrılmaz İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) yeniden şehrin semalarında uçmaya başlaması, ziyarete eşlik eden sakinliğin hesaplanmış, geçici ve ziyaretle ilgili kaygılarla dayatılan bir durum olduğunu gösteriyor.

İsrail Yayın Kurumu, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın, Lübnan'a yönelik İsrail tehditleri arasında, ABD elçisi Morgan Ortagus'la, Lübnan'ın başkenti Lübnan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldiğini bildirdi.

Ayrıca İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, "X" hesabından paylaştığı videoda, "Hizbullah"ın 121. Birimi'nin, 2020'deki Beyrut limanı patlamasıyla ilgili ipuçlarını ortaya çıkarmak üzere oldukları için Joseph Skaff, Munir Ebu Racili, Joe Bejjani ve Lokman Slim olmak üzere dört önemli Lübnanlı ismin öldürülmesinin arkasında olduğunu söyledi.

Papa Leo, liman patlamasının yaşandığı yeri ziyaret ederek, patlamada hayatını kaybedenlerin ruhları için sessizce dua etti ve kendisini gözyaşlarıyla karşılayan, ellerinde sevdiklerinin fotoğrafları olan çok sayıda vatandaşla tokalaştı.