Fransa Başbakanı yeni hükümet için istişarelere devam ediyor

Fransa Başbakanı Elisabeth Borne (EPA)
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne (EPA)
TT

Fransa Başbakanı yeni hükümet için istişarelere devam ediyor

Fransa Başbakanı Elisabeth Borne (EPA)
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne (EPA)

Fransa’daki siyasi tablo seçimlerin ardından hala bulanık. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a Temsilciler Meclisi’nde salt çoğunluğu sağlamayan ikinci tur yasama seçimlerinin üzerinden 9 gün geçmesine rağmen, işler hala sallantıda.
Macron, geçtiğimiz Cumartesi günü yeni Başbakan Elisabeth Borne’a güvenini tazeledi ve onu yeni bir hükümetin kurulmasını araştırmakla ve eksik çoğunluğun nasıl sağlanacağını düşünmek için meclisteki siyasi grupların görüşlerini araştırmakla görevlendirdi.
Söz konusu amaca ulaşmak için iki yol var. Bunlardan ilki bir hükümet koalisyonu oluşturmak. Bu da, koalisyona katılma, hükümeti destekleme ve Ulusal Meclis’e sunacağı yasa tasarılarını oylamada kabul etme veya daha fazla partiyle uzlaşmaya katılmak anlamına gelir. Bu Macron ve Borne için mükemmel bir çözüm.
İkinci yol ise, önerilen yasa tasarılarına göre, şu veya bu gruptan gerekli bir temsilci grubunu ikna etmeye çalışacak bir azınlık hükümeti sunmaktır.
Macron bloğunda 245 milletvekiline sahip, bu nedenle çoğunluğa ulaşabilmek için 44 milletvekiline daha ihtiyacı var.
Bu eksiği, ideolojik olarak kendisine yakın olan merkez sağ Cumhuriyetçiler Parti’nin milletvekillerinde veya Boyun Eğmeyen Fransa Partisi başta olmak üzere sosyalistler, komünistler ve yeşillerden oluşan sol ittifakın bazı bileşenlerinde arayacaktır.
Macron, aşırı solun lideri Jean-Luc Melenchon’un başkanlığındaki Boyun Eğmeyen Fransa ya da ikinci kez cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybeden Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağ Ulusal Birlik Partisi ile ittifakı daha önceden reddetti.
Le Pen’in partisinde 89 milletvekili bulunuyor, bu da aşırı sağcı liderin şimdiye kadar elde ettiği en yüksek milletvekili sayısı.
Elizabeth Borne, mecliste temsil edilen grupların başkanlarıyla pozisyonlarını ve gelecekteki hükümetle işbirliği yapma isteklerini öğrenmek için bir dizi istişare başlatmak üzere harekete geçti.
İspanya’nın Madrid şehrinde 28, 29 ve 30 Haziran’da yapılacak NATO Zirvesi’nin ardından Paris’e dönüşünde Macron’a bu istişarelerin sonucunu sunması bekleniyor.
Pratik olarak konuşursak, Macron yeni hükümetin oluşumuna ilişkin öneriler içeren bir hükümet ‘yol haritası’ istiyor.
Ancak en büyük bilinmeyen, muhalefet temsilcileriyle işbirliğinin biçimidir.
Örneğin bu Almanya benzeri bir hükümet ittifakı yoluyla veya muhalefet ile işbirliğiyle mi olacak?
Eldeki veriler, hükümet koalisyonu kurma anlaşmasının gerçekçi bir seçenek olmadığını gösteriyor.
Mecliste 61 milletvekiline sahip olan Cumhuriyetçiler Partisi, iki grup arasındaki şiddetli bölünmelerden muzdarip. Partiden bir grup koalisyon fikrini reddederken, bir diğer grup bunu destekliyor.
Cumhuriyetçiler Partisi’nin meclis heyetine başkanlık eden Olivier Marleix, partisinin iktidar için bir ‘koltuk değneğine’ dönüşmesini istemiyor.
Diğer taraftan söz konusu parti, ‘halka hizmet eden’ bir dizi yasa tasarısında hükümetle işbirliğine hazır.
Sol ve çevrecilerin koalisyonuna gelince, genel pozisyon hükümet koalisyonunun reddedilmesi, ancak tüm bileşenler aynı fikirde değil.
Görünüşe göre yeşiller ve sosyalistler işbirliğine en yakın olanlar, ancak yasama seçimleri vesilesiyle öne sürdükleri, meclise sunulan yasa tasarıları çerçevesinde.
Her halükarda, Macron’un ikinci dönemi ilkinden tamamen farklı olacak, çünkü kendi tarzında yönetmesini sağlayan ezici bir çoğunluğa sahipti. Ancak bu, onu Sarı Yelekliler protestolarının patlak vermesinden korumadı.
Sol ittifak, gücün Elysee Sarayı’ndan meclise geçtiğine inanıyor, bu da seçim sonuçlarının Cumhurbaşkanlığı’nı zayıflattığı anlamına geliyor
Macron’un elinde hala ‘meclisin feshedilmesi’ denilen caydırıcı bir silah var.
Son seçimlerden bir yıl sonra, meclisteki siyasi yapının kurumların felç olmasına ve dolayısıyla devlet işlerinin işleyişine ve yönetimine zarar verdiği açıkça ortaya çıkarsa, buna başvurabilir.
Macron’un Madrid’den dönüşü beklenirken, dört kadın bakanın mevcut hükümetten ayrılacağı doğrulandı.
Bunlardan üçü seçimleri kaybettiği için hükümetten ayrılırken, dördüncüsü olan Denizaşırı İller Bakanı Yael Braun-Pivet’in ise Meclis Başkanı olarak seçilmesi bekleniyor.
Dayanışma, Özerklik ve Engelli Bireyler Bakanı olarak atanan Damien Abad’ın da kendisine yönelik tecavüz suçlamaları nedeniyle hükümetten ayrılabileceğine dair bilgiler var.
Abad, suçu ispatlanana kadar sanığın masum olduğu ilkesine göre bugüne kadar görevde kaldı.



İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar'ın görevinden "sürpriz istifa" kararı, bu kararın hemen öncesinde İrlanda kökenli ABD Başkanı Joe Biden'ın yüzüne kameralar önünde Gazze konusunda sitem ettiği konuşması nedeniyle gündemdeki yerini koruyor.

İrlanda'da 2017'den bu yana Fine Gael partisinin genel başkanlığını yürüten 45 yaşındaki Varadkar, dün başkent Dublin'de yaptığı istifa açıklamasında, ülkesine liderlik ettiği süreyi "hayatının en tatmin edici dönemi" olarak tanımladı.

İki kez İrlanda Başbakanı olarak görev yapan Varadkar, konuşması sırasında duygulanarak, görevini bırakma nedenlerinin "hem kişisel hem de siyasi" olduğunu belirtti.

Başbakanlık görevinden istifa eden Varadkar, parlamento üyesi olarak kalmaya devam edecek.

İrlanda ve İngiliz basını, istifa kararının "sürpriz" olduğu ve Varadkar'ı böyle bir karar almaya iten nedenin henüz bilinmediğini belirtti.

- Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu

Başbakanlık görevini üstlendiğinde 38 yaşında ve ülkesinin "en genç Başbakanı" ünvanına sahip olan Varadkar, istifa kararının hemen öncesinde Aziz Patrick Günü dolayısıyla ABD'ye ziyaret gerçekleştirmişti.

Leo Varadkar'ın, İrlanda asıllı ABD Başkanı Biden'ın Beyaz Saray'da Aziz Patrick Günü için verdiği davette, Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu.

Varadkar, konuşmasında, Biden'a, İrlandalıların Filistin halkıyla empati kurmasının nedeninin, Gazze halkının kendi yaşadıklarına benzer acılar çekmesi olduğunu hatırlatmıştı.

- "Gazze halkının gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz"

Gazze'deki insanlık dramını, ülkesinin sömürgeleştirildiği dönemde yaşananlara benzeten Varadkar, "Kendi tarihimizi onların gözlerinde görebiliyoruz." ifadesiyle ABD Başkanı'na sitemde bulunmuştu.

Varadkar, "Dünyayı dolaştığımda liderler bana sık sık 'İrlandalıların, Filistin halkına karşı neden bu kadar empati duyduğunu' soruyor. Cevabı basit, onların gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz. Yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimlikliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikayesi..." ifadelerini kullanmıştı.

İrlanda'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Varadkar, İrlandalıların, Gazze'de yaşanan felaketten derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Biden'a, bir İrlandalı olarak demokrasinin gerekliliklerini yerine getirmesi ve Gazze'deki dramın son bulmasına öncülük etmesi çağrısında bulunan Varadkar, "Gazze halkı, acil gıdaya, ilaca, barınağa ve özellikle de bombardımanın durmasına ihtiyaç duyuyor." demişti.

- Varadkar, İsrail için "Öfke gözlerini kör etmiş" ifadesini kullanmıştı

İrlanda parlamentosunun alt kanadı Dail'de yapılan bir oturumda da İsrail'in artık ABD dahil dünyadaki hiçbir ülkeyi dinlemediğini kaydeden Varadkar, "Öfke gözlerini kör etmiş durumda ve gittikleri yolda ilerleyerek uzun vadede kendi güvenlikleri açısından durumu çok daha kötü hale getireceklerine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı.

Ayrıca, Varadkar, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e geçen ay gönderdiği mektupta, AB'den İsrail'le ticari bağların gözden geçirilmesini talep etmişti.

Varadkar, AB'nin, Gazze konusunda açık ve güçlü bir tutum benimsemeyerek ve çifte standart uyguladığı algısı vererek "kredibilitesini kaybettiği" uyarısında da bulunmuştu.

- İrlanda, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor

Varadkar başta olmak üzere İrlanda, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor.

İrlanda Cumhurbaşkanı Michael Higgins de Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin, "İsrail'in UNRWA'yı yok etme kampanyası yürüttüğü" açıklamalarına atıfta bulunarak, böyle bir kampanyanın başlatılmasını "utanç verici bir rezalet" olarak nitelemişti.

İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Micheal Martin de Gazze'deki insani krizi "insan yapımı" olarak nitelemiş ve "tamamen kabul edilmez" olduğunu belirtmişti.

Ayrıca, İrlanda, bazı ülkelerin UNRWA'ya finansal desteği kesme kararının ardından Ajans'a 20 milyon avroluk finansal destek sağlayacağını açıklamıştı.