Araştırmacılar uyardı: Maymun çiçeği virüsü anormal bir hızla mutasyona uğruyor

Maymun çiçeği virüsü parçacıklarını gösteren mikrograf (AP)
Maymun çiçeği virüsü parçacıklarını gösteren mikrograf (AP)
TT

Araştırmacılar uyardı: Maymun çiçeği virüsü anormal bir hızla mutasyona uğruyor

Maymun çiçeği virüsü parçacıklarını gösteren mikrograf (AP)
Maymun çiçeği virüsü parçacıklarını gösteren mikrograf (AP)

ABD’li bir grup araştırmacı, son haftalarda dünya çapında ortaya çıkan maymun çiçeği virüsü varyantının anormal derecede hızlı bir oranda mutasyona uğradığı ve önceki varyantlardan daha bulaşıcı hale geldiği konusunda uyardı.
Daily Mail’in haberine göre, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’ndeki (NIH) araştırmacılar, çalışma için maymun çiçeği virüsünün 15 örneğini topladı ve inceledi.
Çalışma ekibi, virüsün 2018’den bu yana beklenen hızının 12 kata kadar mutasyona uğradığını ve o zamandan beri genetik özelliklerinin önemli ölçüde değiştiğini buldu.

Bu, genellikle fiziksel temas, kontamine olmuş yüzeyler veya çok yakın fiziksel temas yoluyla yayıldığına inanılan virüsün, doğal kalıplarından farklı şekillerde yayılabileceği anlamına geliyor.
Araştırmacılar sonuçları Nature dergisinde yayınlanan çalışmada şunları yazdı:
“Maymun çiçeği gibi DNA virüsleri genellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kadar hızlı mutasyona uğramazlar. Maymun çiçeği virüsünün doğası, çoğaldığında ortaya çıkan hataları düzeltmesine izin vererek, mutasyonların oluşması için çok daha az yer bırakır ve aslında varyant sayısını sınırlar. Ancak virüs mutasyona uğrayıp daha önce endemik olmadığı alanlara yayıldıkça değişiyor. Bu anormal ve nedenini bulmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.”

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), geçen Çarşamba günü çoğu Avrupa’dan olmak üzere, dünya çapında bildirilen maymun çiçeği vaka sayısının 3 bin 400’ü aştığını bildirdi.
WHO ayrıca maymun çiçeği salgınının şu anda küresel bir halk sağlığı acil durumu oluşturmadığını açıkladı. 



James Cameron'dan Avatar itirafı: Başarısız olursa bırakırım

Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
TT

James Cameron'dan Avatar itirafı: Başarısız olursa bırakırım

Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

Tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi Avatar ve onu üçüncü sıradan takip eden Avatar: Suyun Yolu'nun (Avatar: The Way of Water) her biri 2 milyar doların üzerinde kazanmıştı. Ancak Cameron, yeni filmin bu başarıyı tekrarlamaması ihtimaline karşı hazırlıklı olduğunu söylüyor.

Ünlü yönetmen, The Town with Matthew Belloni podcast'inde kendisine "Ateş ve Kül yeterince para kazanmazsa seriyi bırakmaya hazır mısınız?" diye sorulduğunda hiç düşünmeden şu yanıtı verdi:

Kesinlikle. 20 yıldır Avatar dünyasındayım. Aslında 30 yıl diyebiliriz çünkü ilk taslağı 1995'te yazdım. O dönem kısa bir ilgi dalgası oluştu ama herkes 'Delirdin mi?' dedi ve projeyi 10 yıl rafa kaldırdım. 2005'te yeniden ciddileştik. Eğer hikaye burada sona eriyorsa, bu da benim için kabul edilebilir.

Cameron'a, seride hâlâ tamamlanmamış konular olduğu hatırlatıldığında ise şakayla karışık şu yanıtı verdi:

Açık kalan bir konu var. Gerekirse bir kitap yazar, herkesin sorusunu orada cevaplarım.

Cameron'a Avatar evrenini başka bir yönetmene devredip devretmeyeceği de soruldu. 71 yaşındaki yönetmenin yanıtı çok netti:

Kesinlikle hayır.

Yine de tamamen kenara çekilmeyeceğini belirtiyor:

Benim yakın şekilde üretiminde yer almadığım bir Avatar filmi asla olmaz. Ama hayatımın tamamını buna adamak... İşte o noktada bir eşik var.

Avatar: Ateş ve Kül'ün gişe beklentisi yüksek görünse de Suyun Yolu'nun biraz gerisinde seyrediyor. Avatar 3'ün Kuzey Amerika'da 110 milyon dolar civarında bir açılış yapacağı tahmin ediliyor. Suyun Yolu ise ilk hafta sonunda 134,1 milyon dolar kazanmıştı. Filmin performansının nasıl şekilleneceği ise merak konusu.

Avatar: Ateş ve Kül, 19 Aralık'ta sinemalarda olacak.

Independent Türkçe, GamesRadar, The Town with Matthew Belloni, Deadline


Uzmanlar yanıtladı: Yeni kıyafetler giymeden önce yıkanmalı mı?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlar yanıtladı: Yeni kıyafetler giymeden önce yıkanmalı mı?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yılbaşı sezonu geldi ve büyük ihtimalle en az bir kıyafet hediye edecek veya alacaksınız.

Yeni kazağınızı giymek veya rahat eşofmanınızı çekmek için sabırsızlansanız da önce onları çamaşır makinesine atmanız akıllıca olabilir.

Alışveriş yapanlar, giysileri giymeden önce yıkayıp yıkamamayı yıllardır tartışıyor. Ancak uzmanlar çoğunlukla, giysileri giymeden önce yıkamak konusunda hemfikir görünüyor.

Cornell Üniversitesi'nde elyaf bilimi alanında kıdemli öğretim görevlisi olan Frances Kozen, Real Simple dergisine, "üretim sürecindeki tüm kimyasalları, fazla boyayı ve nakliye sırasında oluşan kiri temizlemek için" genellikle giymeden önce yıkadığını söyledi.

Kozen, "Tekstil ürünleri ve giysiler çoğu zaman farklı ülkelerde pek çok kişinin elinden geçiyor" diye ekledi.

Yani gömlek, kot pantolon veya iç çamaşırının yıkanmadan cilde temas etmesi hassasiyeti olan kişilerde reaksiyon geliştirme riski yaratabilir.

2020'de yapılan bir araştırma, bakteri ve virüslerin belirli kumaşlarda günlerce hatta haftalarca yaşayabildiğini ortaya koymuştu. Bu, başkaları tarafından denenmiş ve yıkanmadan giyilmiş olabilecek bir mağazadan kıyafet satın almanın reaksiyon geliştirme riski yaratabileceği anlamına geliyor.

Vanderbilt Health'den Dermatoloji Doçenti Dr. Jami L. Miller, Southern Living'e, "Giysiyi satın almadan önce kimin denediğini asla bilemezsiniz, bu yüzden ciltlerinde, burunlarında veya ağızlarında mikrop olup olmadığını bilemezsiniz" diye konuştu.

Aslında kıyafetler denendikten sonra üzerlerinde kalan bakteri ve virüsleri inceleyen birkaç çalışma yapıldı; dışkıdaki bakteriler ve burun virüsleri yaygın olarak bulundu. Bitler, uyuz ve hatta yatak böcekleri de kıyafetlerde birkaç gün yaşayabilir.

Miller'ın da dediği gibi, "yeni kıyafetlerden veya nevresim takımlarından hastalanmak son derece nadir" fakat kıyafetleri yıkamamanın başka olası sorunları da olabileceğinden, ekstra çaba gerektirse de giymeden önce yıkamaya değer.

Giysiye ve nasıl yapıldığına bağlı olarak, yıkanmadan giyilen kıyafetlerdeki boyalar mobilyalara ve hatta cilde bulaşabilir. Kırmızı kazaklar ve koyu renk kot pantolonlar gibi parlak renkli giysiler, giyilmeden önce yıkanması gerekenler arasında.

Giymeden önce yıkamak, yeni giysilerin daha uzun süre dayanmasını da sağlayabilir. Ancak sıcak su kullanmak ve kurutma makinesinin ısısı, kıyafetleri daha ilk giyişten önce deforme edebilir. Dolayısıyla doğru ayarları kullanmak çok önemli.

Moda Teknoloji Enstitüsü Tekstil/Yüzey Tasarımı Bölüm Başkanı Nomi Dale Kleinman, Real Simple'a "Bir ürünün ömrünü uzatmak ve çekmesini azaltmak istiyorsanız, soğuk suda yıkamanızı ve düşük ısıda veya asarak kurutmanızı öneririm" diye konuştu.

Independent Türkçe


Vampir kalamarın DNA'sı, ahtapotların evrimine ışık tutuyor

Vampir kalamar (Viyana Üniversitesi)
Vampir kalamar (Viyana Üniversitesi)
TT

Vampir kalamarın DNA'sı, ahtapotların evrimine ışık tutuyor

Vampir kalamar (Viyana Üniversitesi)
Vampir kalamar (Viyana Üniversitesi)

Nadir görülen "cehennemden gelen vampir kalamar"ın genomunu ilk kez dizileyen bilim insanları, ahtapot gibi kafadanbacaklıların kökenine dair bilgiler elde etti.

Bugüne kadar dizilenmiş en büyük kafadanbacaklı genomu olan bu canlı, 11 milyardan fazla DNA baz molekülüne sahip. Bu, bilinen en büyük kalamar genomunun iki ve insan genomunun 4 katı büyüklüğünde.

Araştırmacılar, bu gizemli derin deniz canlısının atadan kalan genetik öğeleri koruduğunu keşfetti ve bu da modern ahtapot kuzenlerinin de kalamar benzeri atalardan evrimleştiğini gösteriyor.

Koyu renkli gövdesi, kırmızı veya mavi görünen iri gözleri ve kolları arasında pelerin benzeri bir zar bulunan türe, kelimenin tam anlamıyla "cehennemden gelen vampir kalamar" demek olan Vampyroteuthis infernalis adı verildi. Fakat adında vampir var diye kan emmiyor, aslında sessiz sakin şekilde organik atıklarla besleniyor.

Ahtapot olarak sınıflandırılmasına rağmen vampir kalamar, kalamar ve mürekkep balığıyla ortak özelliklere sahip.

Japonya'daki Wakayama Üniversitesi Ulusal Teknoloji Enstitüsü'ndeki bilim insanları, türün nasıl ortaya çıktığını anlamak için genomunu çözdü ve evrimsel süreçte DNA değişimlerinin yönünü izlemek adına pelajik ahtapot gibi diğer kafadanbacaklıların genomlarıyla karşılaştırdı.

Bulgular, kafadanbacaklı evriminde son derece önemli bir bölümün yeniden yapılandırılmasına ve analiz edilmesine katkı sundu.

"Modern" kafadanbacaklılar 300 milyon yıldan uzun süre önce iki ana soya ayrıldı: Ahtapotlar ve vampir kalamar gibi 8 kollu Octopodiformes; kalamar ve mürekkep balığı gibi 10 kollu Decapodiformes.

Ahtapot gibi 8 kolu olmasına rağmen vampir kalamar, kalamar ve mürekkep balığıyla temel genomik özellikleri paylaşarak bu soylar arasında bir ara konumda yer alıyor.

iScience'da yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı Oleg Simakov, "Vampir kalamar, tam da ahtapotlar ve kalamarlar arasında yer alıyor" dedi.

Genomu, ortak bir atadan çarpıcı biçimde farklı iki soyun nasıl ortaya çıkabileceğine dair derin evrimsel sırları ortaya koyuyor.

Viyana Üniversitesi'nden, çalışmanın bir diğer yazarı Emese Tóth, "Ahtapot olarak sınıflandırılmasına rağmen vampir kalamar her iki soydan da önce gelen bir genetik mirasa sahip. Bu bize kafadanbacaklı evriminin en erken evrelerine doğrudan bir bakış sunuyor" dedi.

Genom analizi, hem ahtapotların hem de kalamarların ortak atasının kalamara daha önce düşünülenden daha çok benzediğini ortaya koydu. Bilim insanları, bu atanın bir noktada genomunda büyük ölçekli bir yeniden yapılanmaya uğradığını ve bunun modern kafadanbacaklıların olağanüstü çeşitliliğine katkıda bulunduğunu söyledi.

Independent Türkçe