Nükleer müzakereler bugün Doha'da başlıyor

Washington, Tahran'ın ek taleplerden vazgeçmesi gerektiğini vurgularken Paris yönetimi İran'ın petrol piyasasına dönmesini istiyor.

Borrell geçtiğimiz cumartesi günü Tahran’da AB’nin İran'la müzakerelerden sorumlu koordinatörü Enrique Mora ile görüştü. (AFP)
Borrell geçtiğimiz cumartesi günü Tahran’da AB’nin İran'la müzakerelerden sorumlu koordinatörü Enrique Mora ile görüştü. (AFP)
TT

Nükleer müzakereler bugün Doha'da başlıyor

Borrell geçtiğimiz cumartesi günü Tahran’da AB’nin İran'la müzakerelerden sorumlu koordinatörü Enrique Mora ile görüştü. (AFP)
Borrell geçtiğimiz cumartesi günü Tahran’da AB’nin İran'la müzakerelerden sorumlu koordinatörü Enrique Mora ile görüştü. (AFP)

ABD ve İran bugün Katar’ın başkenti Doha’da, Avrupa Birliği'nin (AB) arabuluculuğuyla 2015 tarihli nükleer anlaşmayı canlandırmaya yönelik diplomatik çabaların yeniden başlatılmasını amaçlayan yeni girişim çerçevesinde bir kez daha müzakerelere başlıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, bu hafta Doha’da müzakerelerin yeniden başlayacağını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “İran, 2015 tarihli nükleer anlaşmanın kapsamı dışında kalan ek taleplerden vazgeçmeli” denildi. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, daha önce düzenlediği bir basın toplantısında ABD’nin tutumunun açık olduğunu vurgulayarak “İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemeye kararlıyız. Masada bir anlaşma var ve bunu kabul etmek isteyip istemediğine İran karar verecek” dedi.
Diğer yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani dün İran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya yaptığı açıklamada, “Müzakereler yarın (bugün) Katar’ın başkentinde başlayacak” ifadelerini kullandı. Kenani, İran’ın baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani’nin söz konusu müzakereler için Doha'ya gideceğini açıkladı. Müzakereleri koordine eden AB’nin, geçtiğimiz mart ayında Tahran ile ABD Başkanı Joe Biden yönetimi arasında 11 ay süren dolaylı müzakerelerin ardından anlaşmayı tamamlamak üzere nükleer anlaşmaya taraf olan ülkelerin dışişleri bakanlarını Avusturya'nın başkenti Viyana'ya davet etmesiyle bir anlaşmaya varılması ihtimali de güçlenmişti.
Ancak müzakereler söz konusu tarihten bu yana Tahran'ın Washington'dan İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) yabancı terör örgütleri listesinden (FTO) çıkarmasını istemesi ve bu konuda ısrar etmesi nedeniyle askıya alınmış durumda. Tahran, Viyana’daki müzakereler sırasında ayrıca nükleer anlaşmadan çekilme senaryosunun tekrarlanmaması için ABD'den yazılı garantiler verilmesini istedi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Tahran'da yaptığı açıklamada ABD ve İran'ın Viyana'daki kapsamlı müzakerelerden ayrı müzakereler gerçekleştirme konusunda anlaştıklarını bildirdi. Borrell, ekibiyle birlikte mevcut çıkmazı aşmak için bu müzakerelerin yapılmasını kolaylaştıracağını belirtti.
Reuters, Borrell'in Tahran ziyareti öncesinde biri İranlı diğeri Avrupalı iki yetkilinin, İran'ın DMO'nun adının FTO’dan çıkarılması talebinden vazgeçtiği, ancak biri yaptırımlarla ilgili olmak üzere halen çözülmeyi bekleyen iki konu olduğu yönündeki açıklamalarını aktardı.

Top ABD’nin sahasında
Dün sabah saatlerinden bu yana sürece ilişkin yoğun bir bilgi akışı söz konusu. Borrell’in Tahran ziyaretini yakından takip eden bir kaynak Reuters’a yaptığı açıklamada, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley'in pazartesi günü Doha'ya gitmesinin ve Katar Dışişleri Bakanı ile görüşmesinin beklendiğini ifade etti. Yine Reuters'a konuşan İranlı bir yetkili ise başmüzakereci Bakıri Kani'nin görüşmeler için 28-29 Haziran tarihlerinde Doha'da olacağını söyledi.
Eski İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, görev süresinin son açıklamasında, “Müzakerelerin tarihi ve yapılacak yer, devam eden istişareler çerçevesinde birkaç saat içinde sonuçlanacak” dedi. Ülkesinin ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılmasına odaklanacağına dikkat çeken Hatibzade, müzakerelerin bu hafta içinde başlayacağını da sözlerine ekledi. “Viyana'da tartışılan nükleer meseleleri müzakere etmeyeceğiz, ambargo ve yaptırımların kaldırılması meselesindeki tıkanıklıklara odaklanacağız” ifadesini kullandı.
Topun şu an ABD’nin sahasında olduğunu söyleyen Hatibzade, “Washington gerekli iradeye sahipse bir sonuca varılabilir” değerlendirmesinde bulundu.  Önceki müzakere turlarında yaptığı açıklamaları tekrarlayan Hatibzade “Tüm meseleler üzerinde anlaşmaya varılana kadar hiçbir konuda anlaşma olmayacak” ifadelerini kullandı. Reuters’ın aktardığına göre Hatibzade, “Bir anlaşmaya varılıp varılamayacağını önümüzdeki haftalarda göreceğiz... Washington taahhütlerini yerine getirirse İran'ın nükleer adımlarını tersine çevirebilir” dedi. İran basını ise Hatibzade'nin Viyana’da varılan anlaşmalara ne bir şeyin ekleneceğini ne de bir şeyin çıkarılacağını söylediğini aktardı.
Hatibzade, Borrell’in Tahran’a ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararında belirtilen yükümlülüklerini yerine getireceğine ve İran’ın nükleer anlaşmadan ekonomik olarak fayda sağlayacağına dair taahhütlerde bulunduğunu belirtirken daha fazla ayrıntı vermekten kaçındı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, geçtiğimiz cumartesi günü yaptığı bir açıklamada,  “Önümüzdeki günlerde müzakerelere yeniden başlamaya hazırız. İran için önemli olan, 2015 tarihli anlaşmanın ekonomik faydalarından tam olarak yararlanmaktır” ifadelerini kullandı.
Hatibzade, müzakerelerin nerede yapılacağına dair herhangi bir bildiride bulunmazken İran müzakere heyetinin Basın Danışmanı Prof. Dr. Muhammed Marandi dün İran'ın yarı resmi ajansı ISNA’ya yaptığı açıklamada, Katar'ın dolaylı müzakerelere ev sahipliği yapacağını söyledi. ISNA’ya göre Marandi, “İran, dost bir ülke olduğu için Katar'ı seçti” dedi.
Bu arada İran'ın Doha Büyükelçisi Hamid Rıza Dehgani, Katar Bölgesel İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed bin Abdulaziz bin Salih el-Huleyfi ile istişarelerde bulunduğunu yazdı.
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin Sözcüsü kabul edilen Nour News, geçtiğimiz mart ayından bu yana bocalayan süreci devam ettirmedeki rolü çerçevesinde müzakerelere ev sahipliği yapması için Katar'ın tercih edildiğini bildirdi.
İran’ın baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani pazar akşamı, katı muhafazakar çizgideki Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin müttefikleri olan İran Şura Meclisi’ndeki Muhafazakâr blok üyeleriyle bir araya geldi. ISNA haber ajansı, muhafazakâr blok üyelerinin Bakıri Kani'yi bazı arabuluculuklar konusunda uyardığını bildirdi.
İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Keyhan gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni, Doha’da müzakereler için ön çalışmanın yeterince yapılıp yapılmadığını sorguladı. Gazetede özellikle Borrell'in Tahran ziyaretine atıfta bulunularak “Katar'da müzakere, ABD’nin bunu yapmasına izin vermemeniz gereken bir tuzaktır" başlığı altında, “Asıl mesele müzakere değil. Batılılar İran'ın ABD ve Avrupa tarafından kurulan diplomatik tuzağa düşmesini bekliyorlar” ifadelerine yer verildi. Müzakerelerin devam etmesini ‘coşku ve sevinçle’ karşılamamaları gerektiğini belirten gazete, müzakerelerin devam etmesini ‘temel tutum ve şartlardan geri atılan bir adım’ olarak değerlendirdi.
Gazete, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu'nun İran'ı kınayan bir kararı kabul etmesinin, Siyonist istihbarat servislerinin harekete geçmesinin, Kudüs Gücü komutanlarından Albay Hasan Seyyid Hüdayi’ye suikast düzenlenmesinin, nükleer tesislere sabotaj saldırıları yapılmasının, petrokimya sektörünü hedef alan yaptırımlar uygulanmasının, Yunanistan açıklarında İran’a ait bir petrol tankerinin taşıdığı petrole el konulmasının ve DMO hakkında sağlanacak istihbarata ödül verileceğinin ilan edilmesinin ABD ve Avrupalı ​​müttefiklerinin İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı attığı adımların sadece küçük bir kısmı olduğunu vurguladı.
Ukrayna savaşının ardından Avrupa Kıtası’nda ve ABD'de yaşanan enerji krizine dikkati çeken gazete, “Avrupa ülkeleri Rusya'ya yaptırım uygulayarak intihar etti” değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca İran'ın Çin, Rusya ve Venezuela ile stratejik ilişkiler kurduktan ve komşuluk diplomasisini ve ekonomiyi harekete geçirdikten sonra bölgede bir eksen haline geldiğini’ belirten gazete, İran’ın Pakistan, Irak ve Katar'ın yanı sıra kuzeydeki komşuları Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan ile bu iki bölgede ilişkilerinin geliştiğine işaret etti.
Rob Malley ve Bakıri Kani arasında yapılması planlanan dolaylı müzakerelerin başlamasıyla İran’ın nükleer dosyası bugün ayrıntılı bir tartışmanın odak noktası olacak.
Diğer yandan ABD Başkanı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Almanya'daki G7 Zirvesi’nin oturum aralarında bir araya geldiler. İran dosyası, liderlerin pzar akşamı bir araya geldikleri çalışma yemeğinin gündeminde yer aldı.
Fransız bir yetkili pazar günü yaptığı açıklamada, çalışma grupları arasındaki görüşmelerin yoğunlaştığını söyledi. Yetkili, nükleer silahların yayılmasını önlemek, bölgesel güvenliği sağlamak ve bunların petrol fiyatlarındaki artışla ne kadar ilişkili olduğunu bulmak için İran ile nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmanın gerekli olduğunu da sözlerine ekledi.
Reuters dün Fransa Cumhurbaşkanlığı’ndan bir yetkilinin açıklamasına göre Fransa'nın, petrol fiyatlarının yükselmesine neden olan Rusya'dan tedarik edilen petrol arzındaki sıkıntıyı hafifletmek için İran ve Venezuela'nın petrol piyasalarına dönmesini istediğini aktardı.
Fransa ayrıca petrol fiyatlarının yükselişini engellemek için ortaya koyulacak herhangi bir mekanizmanın mümkün olduğunca kapsamlı olmasını ve Rusya’nın tedarikiyle sınırlı olmamasını istiyor. Fransız yetkili, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin dün sabah G7 liderlerine mevcut koşulların Rusya ile müzakereye elverişli olmadığını ve herhangi bir müzakereye başlamadan önce güçlü bir konumda olmak istediğini söylediğini de aktardı.



İsrail Kerem Şalom sınır kapısını süresiz olarak kapattı

Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
TT

İsrail Kerem Şalom sınır kapısını süresiz olarak kapattı

Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)

Arap Dünyası Haber Ajansı’nın (AWP) haberine göre resmi bir Mısır güvenlik kaynağı bugün (Pazar) İsrail tarafının Mısırlı yetkililere, Filistinli gruplar tarafından hedef alınmasının ardından Kerem Şalom (Kerm Ebu Salim) sınır kapısının kapatıldığını ve yardım kamyonlarının kapıdan Gazze Şeridi'ne girişinin süresiz olarak durdurulduğu konusunda bilgi verdiğini söyledi.

Kaynak AWP’ye "İsrail tarafıyla yaptığımız temasların ardından, bugün Filistinli gruplar tarafından bombalanan Kerem Şalom geçiş noktasındaki çalışmaların süresiz olarak durdurulduğu yönünde bilgilendirildik" açıklamasında bulundu.

Kaynak, "Çalışmaların yeniden başlayacağı tarih konusunda bize bilgi verilmedi, geçidin trafiğe açıldığı bilgisi alınır alınmaz tırlar gönderilecek" dedi.

Hamas hareketinin silahlı kanadı el Kassam Tugayları, Refah şehrinin doğusundaki Kerem Şalom askeri üssünde bulunan İsrail ordusuna ait komuta karargahına füze saldırısı düzenlediğini duyurdu. İsrail ordusu, yaklaşık 10 İsraillinin yaralanmasına neden olan saldırıya tepki olarak Gazze'de birçok bölgeyi bombaladığını duyurdu.


Mısır: İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes müzakerelerinde olumlu ilerleme

İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (Reuters)
İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (Reuters)
TT

Mısır: İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes müzakerelerinde olumlu ilerleme

İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (Reuters)
İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (Reuters)

El-Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı bugün (Pazar), Hamas ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması ve esir takası için yürütülen müzakerelerde ‘olumlu’ ilerleme kaydedildiğini ve Mısır güvenlik heyetinin tüm taraflarla istişarelerini sürdürdüğünü bildirdi.

Kanal, üst düzey bir kaynağın anlaşmanın şartları hakkında medyada yayınlananların ‘yanlış’ olduğunu söylediğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (AWP) aktardığına göre kaynak, yerinden edilmiş Filistinlilerin güney Gazze Şeridi'nden kuzeye geri dönmesinin “anlaşmanın şartları arasında yer aldığını” açıkladı.

Diğer yandan bir Hamas kaynağı günün erken saatlerinde CBS News'e yaptığı açıklamada, Gazze'de ateşkes sağlanması için dün (Cumartesi) Kahire'de yapılan görüşmelerde ilerleme kaydedilmediğini söyledi.


Filistin yanlısı gösterilerin devam ettiği ABD üniversitelerinde öğrenciler gözaltına alınıyor

Çevik kuvvet polisi, Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir göstericiyi gözaltına aldı. (AP)
Çevik kuvvet polisi, Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir göstericiyi gözaltına aldı. (AP)
TT

Filistin yanlısı gösterilerin devam ettiği ABD üniversitelerinde öğrenciler gözaltına alınıyor

Çevik kuvvet polisi, Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir göstericiyi gözaltına aldı. (AP)
Çevik kuvvet polisi, Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir göstericiyi gözaltına aldı. (AP)

ABD polisi, Filistinlileri destekleyen en az 25 protestocuyu gözaltına aldı ve Virginia Üniversitesi'ndeki bir çadır kampını kaldırdı. Virginia Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada, diğer ABD üniversitelerinin mezuniyet törenleri sırasında daha fazla protesto ve huzursuzluğa hazırlandığı belirtildi.

Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi, Cumartesi sabahına kadar protestolar büyük ölçüde barışçıl olmasına rağmen bir kez daha gerginliğe tanık oldu. Reuters haber ajansına göre, bir videoda çevik kuvvet teçhizatı giyen polis memurlarının göstericilerin kampına girdiği, bazı göstericileri kelepçelediği ve kimyasal sprey gibi görünen bir şey kullandığı görüldü.

xscdvfb
Filistin yanlısı göstericiler Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi kampüsünde çevik kuvvet polisinin önünde duruyor. (AP)

ABD'nin dört bir yanındaki öğrenciler, Gazze Şeridi'nde aylardır süren savaşı protesto etmek ve İsrail'i destekleyen Başkan Joe Biden'dan orada akan kanı durdurmak için daha fazlasını yapmasını talep etmek için onlarca kampüste toplanıyor. Ayrıca üniversitelerine, İsrail hükümetini destekleyen şirketlerden ellerini çekmeleri çağrısında bulunuyorlar.

Virginia Üniversitesi tarafından yapılan basın açıklamasında, protestocuların Cuma akşamı çadır kurarak ve hoparlör kullanarak bir dizi kuralı ihlal ettiği ifade edildi.

Virginia Üniversitesi Rektörü Jim Ryan bir mektupla, yetkililerin ‘üniversite ile bağlantısı olmayan’ ve ‘bazı güvenlik endişeleri’ yaratan kişilerin kampüsteki protestoculara katıldığını öğrendiklerini bildirdi.

Gözaltına alınanlar arasında kaç Virginia Üniversitesi öğrencisinin bulunduğu henüz belli değil.

Kendilerine ‘Virginia Üniversitesi Gazze Oturma Kampı’ adını veren bir grup, üniversitenin polis çağırma kararını bir Instagram paylaşımıyla kınadı.

Chicago polisinin X üzerinden yaptığı açıklamaya göre, dün (Cumartesi) Sanat Enstitüsü önünde düzenlenen bir gösteride, enstitünün kampüsü yasadışı olarak işgal ettiklerini söyleyerek protestocuları dağıtmak üzere polis çağırmasının ardından onlarca kişi izinsiz giriş suçundan gözaltına alındı.

University of Michigan graduates walk out during the ceremony with Palestinian flags in solidarity with the Palestinian people. pic.twitter.com/xHk4Rhsx6t

— PALESTINE ONLINE 🇵🇸 (@OnlinePalEng) May 5, 2024

 

Diğer üniversitelerde ise yaşanan arbedeler gözaltılara dönüşmedi. Ann Arbor'daki Filistin yanlısı protestocular Michigan Üniversitesi'ndeki mezuniyet töreninin başlamasını engelledi.

Sosyal medyada dolaşan görüntülerde, geleneksel Filistin kefiyesi giyen, mezuniyet kepi takan ve Filistin bayrakları sallayan onlarca öğrenci, binlerce kişi olduğu tahmin edilen kalabalığın tezahüratları ve yuhalamaları arasında Michigan Stadyumu'nun orta koridorunda yürürken görüldü.

Üniversite Sözcüsü Colleen Mastony'e göre tören devam etti ve kampüs polisi protestoculara stadyumun arka tarafına kadar eşlik etti. Ancak herhangi bir gözaltı yapılmadı.

Mastony yaptığı açıklamada, “Michigan Üniversitesi'nin mezuniyet törenlerinde onlarca yıldır bu tür barışçıl protestolar düzenleniyor. Üniversitemiz konuşma ve ifade özgürlüğünü destekliyor. Üniversite öğrencileri bugünkü mezuniyet töreninin bir gurur ve zafer anı olmasından memnuniyet duyuyor” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşına ilişkin tepkiler son iki hafta içinde ABD kampüslerinde farklı bir noktaya geldi ve bazen şiddete dönüştü.

New York'taki Columbia Üniversitesi de dahil olmak üzere pek çok üniversite protestoları kontrol altına almak için polis çağırdı.

Polis şimdiye kadar ülke çapındaki üniversitelerde iki binden fazla protestocuyu gözaltına aldı.

Michigan Üniversitesi, mezuniyet törenleri için güvenlik protokollerini değiştiren birkaç üniversiteden biri.

Üniversite yönetimi geçtiğimiz hafta Reuters'a yaptığı açıklamada, gönüllü personelini, misafirleri kampüs içinde yerlerine yönlendirmek gibi olağan görevlerinden farklı olarak, aksaklıkları nasıl yatıştıracakları konusunda eğittiğini bildirdi.

Savaş karşıtı protestolar İsrail'in, 7 Ekim'de Hamas'ın düzenlediği ve bin 200 kişinin ölümüne yol açtığını söylediği saldırının ardından Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırıya yanıt niteliği taşıyor. Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkililerine göre İsrail söz konusu saldırıya karşılık 34 binden fazla kişiyi öldürdü ve Gazze Şeridi’ni yerle bir etti.


Hamas yetkilisi: Ateşkes görüşmeleri sona erdi ve heyetimiz Kahire'den Doha'ya gidecek

İsrail bombardımanı sonucu Gazze'deki yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail bombardımanı sonucu Gazze'deki yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

Hamas yetkilisi: Ateşkes görüşmeleri sona erdi ve heyetimiz Kahire'den Doha'ya gidecek

İsrail bombardımanı sonucu Gazze'deki yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail bombardımanı sonucu Gazze'deki yıkımdan bir kare (Reuters)

Bir Hamas yetkilisi Fransız Haber Ajansı AFP’ye bugün yaptığı açıklamada, Mısır'ın başkenti Kahire’de Gazze'deki ateşkesle ilgili toplantının sona erdiğini ve Hamas heyetinin Doha'ya doğru yola çıkacağını ifade etti.

Hamas yetkilisi, isminin açıklanmaması kaydıyla şunları söyledi: “Mısır İstihbarat Bakanı ile görüşme sona erdi ve Hamas heyeti Doha'ya doğru yola çıkacak. İstişareleri tamamlamak içim”


Sudani'nin Washington ile yaptığı silah anlaşmaları Irak parlamentosunun masasında

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hizmet ve mühendislik ekibi toplantısına başkanlık ediyor. (Irak Başbakanlık Ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hizmet ve mühendislik ekibi toplantısına başkanlık ediyor. (Irak Başbakanlık Ofisi)
TT

Sudani'nin Washington ile yaptığı silah anlaşmaları Irak parlamentosunun masasında

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hizmet ve mühendislik ekibi toplantısına başkanlık ediyor. (Irak Başbakanlık Ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hizmet ve mühendislik ekibi toplantısına başkanlık ediyor. (Irak Başbakanlık Ofisi)

Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komisyonu, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin geçen ay Washington'a yaptığı ziyaret sırasında imzaladığı silah anlaşmalarıyla ilgili bir soruşturma yürütme niyetinde olduğunu açıkladı.

Sudani Washington ziyareti sırasında, ABD ile aralarında helikopter ve tankların da bulunduğu onlarca sözleşme ve mutabakat zaptı imzaladı. Bağdat ve Washington, silahlanma, danışmanlık ve Irak güvenlik teşkilatıyla ilgili diğer teknik konular da dahil olmak üzere birçok alanı kapsayan 2008 Stratejik Çerçeve Anlaşması'nı yeniden yürürlüğe koyma konusunda anlaştı.

Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komisyonu üyesi Muhammed er-Rumeysi, komisyonun Savunma Bakanlığı'ndaki silahlanma dosyası ve Irak'ın savaş uçakları, zırhlı araçlar ve tankların yanı sıra Irak ordusunu silahlandırmak için silah ve mühimmat satın almak üzere imzaladığı sözleşmeler hakkında ‘soruşturma açma’ niyetinde olduğunu açıkladı.

Irak parlamentosu, eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi'nin görevden alınmasının ardından altı aydır boş olan Meclis Başkanlığı koltuğuna yeni bir meclis başkanının seçilmesi konusunda anlaşmaya varılamaması nedeniyle felç olmuş durumda. Gözlemcilere göre parlamento komisyonları üst düzey Iraklı yetkilileri ağırlayamıyor ya da sorgulayamıyor. Bu da Meclis Başkanı’nın yokluğunda soruşturma açılması ihtimalini zayıflatıyor.

Rumeysi, komisyonun “önümüzdeki dönemde Savunma Bakanı, Sözleşmeler ve Silahlanma Müdürü ve Savunma Bakanlığı'nın ileri düzey personelini ağırlayarak F-16 savaş uçakları konusu da dahil olmak üzere Irak ordusunun silahlandırılması için yakın zamanda imzalanan sözleşmeleri görüşeceğini” söyledi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Irak Hükümet Sözcüsü Basim el-Avvadi, Sudani'nin Beyaz Saray'da ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinin ardından Irak'ın 41 uçak alımını öngören bir silah anlaşması imzaladığını duyurdu. Ayrıca, Abrams tankları ve diğer silahlanma alanları için de anlaşmaya varıldığını bildirdi.

Güvenlik Medya Hücresi Başkanı Tümgeneral Tahsin el-Hafaci, Başbakan'ın Washington ziyareti sırasında Irak'ın, Irak ordusunun yeteneklerini arttırmak için 21 helikopter satın almak üzere sözleşme imzaladığını söyledi. Ayrıca, ülkesinin 12 adet Bell 412 çok amaçlı helikopter ve dokuz adet Bell 407 helikopter satın almak üzere sözleşme imzaladığını duyurdu.

Hafaci, “Bu sözleşmelerde yeni bir ödeme mekanizması benimsendi. Zira Irak ve ABD daha önce ‘FMS’ mekanizmasına dayanıyordu, bu da tam tutarın ödenmesi anlamına geliyordu. Ancak Başbakan’ın ziyareti sırasında Washington, silahlanma alanında ilk kez ‘esnek ödeme’ mekanizmasını benimsedi, bu da uçağın değerini ödemek için taksitler halinde ödeme anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Hafaci, ABD'nin Irak'a eğitim için 15 adet Bell 505 ve yardım için beş adet Bell 412 sağladığını belirtti. Hafaci ayrıca, helikopterlerin “birlikleri ve kara kuvvetlerini desteklemenin yanı sıra keşif alanındaki çalışmalarından dolayı öneminden övgüyle söz ederken, Bell 505'lerin eğitim sistemini destekleyeceğini ve ordunun hava kuvvetlerine büyük bir ivme ve motivasyon kazandıracağını” ifade etti.


Lübnan: İsrail'in Nebatiye'de bir eve düzenlediği saldırıda 3 kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
TT

Lübnan: İsrail'in Nebatiye'de bir eve düzenlediği saldırıda 3 kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)

Lübnan medyası, İsrail savaş uçaklarının Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye vilayetine bağlı Meys el-Cebel kasabasında bir eve düzenlediği saldırıda üç kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığı habere göre, İsrail saldırısında aralarında kasabadaki bir sivil savunma çalışanının da bulunduğu çok sayıda sivilin yaralandığı kaydedildi.

İsrail ordusu bu sabah (pazar) erken saatlerde Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail'in kuzeyinde sirenlerin çaldığını duyurdu.

İsrail savaş uçakları dün gece (cumartesi) ve bugün güney Lübnan'ın batı kesimindeki en-Nakura ve Alma eş-Şaab kasabalarının dış mahalleleri ile el-Lebune, el-Alam ve Balat dağlarına saldırdı.

NNA’ya göre söz konusu saldırı, en-Nakura ve Alma eş-Şaab kasabalarının çevresine yoğun topçu ateşiyle aynı zamana denk geldi. İsrail savaş uçakları Sur bölgesindeki köyler ve deniz kıyısı üzerinde uçtu.

İsrail keşif uçakları, dün gece boyunca ve bu sabaha kadar batı ve orta kesimlerdeki köyler üzerinde uçtu ve Mavi Hat'a bitişik sınır köyleri üzerinde işaret fişekleri attı.

İsrail güçleri, orta kesimdeki Ramiye ve Ayta eş-Şaab kasabalarının bitişiğindeki ormanlara ağır makineli tüfeklerle ateş açtı.

Bir tarafta İsrail ordusu, diğer tarafta Hizbullah ve Lübnan'daki silahlı Filistinli gruplar arasında 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail savaşının başlamasından bu yana neredeyse her gün sınır ötesi bombardıman yaşanıyor.


Uluslararası Sergiler Bürosu: Suudi Arabistan’ın Expo 2030 hedefleri küresel bir meydan okuma

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
TT

Uluslararası Sergiler Bürosu: Suudi Arabistan’ın Expo 2030 hedefleri küresel bir meydan okuma

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes’e göre Suudi Arabistan'ın Riyad Expo 2030 hedefleri, teknoloji ve inovasyon açısından küresel bir meydan okuma oluşturdu. Kerkentzes, ‘Expo planlarını Suudi Arabistan ve BIE'nin arzuladığı gerçekliğe’ dönüştürmek için Riyad'da hazırlıkların başladığını açıkladı.

Şarku'l Avsat’a özel açıklamalarda bulunan Kerkentzes, 28 Kasım'da BIE Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Suudi başkentinin Expo 2030'a ev sahipliği yapmak üzere tarihi bir zafer kazanmasından 24 saat sonra Paris'ten Riyad'a giden ve bir sonraki aşamaya hazırlanan Suudi ekiplere duyduğu hayranlığı dile getirdi.

BIE Genel Sekreteri, Expo'nun Vizyon 2030 yılına denk gelmesi nedeniyle Suudi Arabistan’ın rönesansında önemli bir rol oynamasını beklediğini ifade etti.

“Tüm dünya ülkelerinin daha iyi bir gelecek için çalışmak üzere bir araya geldiği rekabetçi olmayan bir etkinlik olan Expo aracılığıyla Suudi Arabistan ve tüm bölge ile birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor” diyen Kerkentzes, Riyad'a her geldiğinde yeni bir gelişme gördüğünü belirtti.

Kerkentzes Çarşamba günü, geçtiğimiz Kasım ayında Expo 2030'a ev sahipliği yapma hakkını kazanmasından bu yana Riyad'a ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Dört gün süren ziyaret sırasında Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Kerkentzes ile Suudi Arabistan'ın Riyad Expo 2030'a ev sahipliği yapmak üzere yaptığı hazırlıkları görüştü. Kerkentzes ayrıca, bir dizi üst düzey Suudi yetkiliyle teknik toplantılarda bir araya gelerek Expo 2030 planları üzerine konuştu.


Siyasi ve özel hesaplar yapılırken Hamas neden şimdi ateşkes istiyor?

Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Siyasi ve özel hesaplar yapılırken Hamas neden şimdi ateşkes istiyor?

Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

İsrail ile Hamas Hareketi arasındaki müzakerelerde haftalar süren çıkmazın ardından bu kez hem İsrail hem de Hamas'ın verdiği tavizlerle tünelin ucunda bir ışık belirdi. Mısır’ın başkenti Kahire’deki müzakereler dün yeniden başlarken Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas Hareketi’nin görüşmelere olumlu bir ruhla devam edeceğini vurguladı.

xdfvbtr
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehrine düzenlediği saldırıların ardından yükselen dumanlar (AFP)

Heniyye'nin İstanbul ziyareti sırasında diğer Filistinli gruplarla yapılan toplantılarda ilk kez açık bir şekilde gerçekleşen temasların ardından gelişen bu tutumdan Hamas Hareketi’nin bu kez ‘ulusal bir şemsiye’ altında olmasını istediği daha ciddi bir anlaşmaya varmak istediği anlaşılıyor. Ancak bu olumlu dönüşüm, “Bu gerçek mi? Neden şimdi?” gibi Hamas'ın tutumundaki değişikliklerle ilgili bazı soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Değişikliklerin teyit edilmesi

Hamas'a yakın haber ajansları son dakikada söylem değişikliğine giderken, İstanbul’daki toplantılara katılan İslami Cihad Hareketi ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) liderleriyle yapılan röportajları yayınladılar. Direniş güçlerinin sahadaki duruşu ve kararlılığının yanı sıra Gazzelilerin taleplerine ulaşmak için sürdürülen müzakerelerine övgüde bulundular.

cdfb
Gazze’de Filistinli grupların liderlerinin katıldığı bir toplantıya katılan İsmail Heniyye ve Yahya Sinvar (Arşiv - AFP)

Söz konusu yayın organlarından bazılarına göre FHKC’nin siyasi bürosunun bir üyesi, İsrail'in 7 Ekim saldırısından bu yana peşinde olduğu Gazze Şeridi'ndeki Hamas liderinin son toplantılarında Filistinli grupların siyasi liderleriyle temas kurduğunu söyledi. Yakında bir anlaşmaya varılacağına işaret eden medya organları, bunun İslami Cihad Hareketi ve FHKC gibi diğer grupların da katıldığı bir anlaşma olduğunu duyurmaya başladılar.

Anlaşmanın tanıtımı

Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas içindeki kaynaklar, yakında bir anlamaya varılmasının beklendiğini söylediler. Hamas'a yakınlığıyla bilinen analistler de anlaşmayı desteklemeye başladılar. Bu analistlerden biri olan ve Sinvar'a yakınlığıyla bilinen İyad İbrahim el-Kara, perşembe günü sosyal medya hesabından, “Yedi aydır devam eden savaşın ve Netanyahu'nun bir anlaşmaya varma konusundaki uzlaşmazlığının ardından, bir tür ateşkese gitmeye daha yakın olabiliriz. Ancak çatışmalar dursa da savaş durmadı” diye yazdı. Kara, dün sabah yaptığı bir başka paylaşımda ise “Belirleyici saatler.. Şimdi top katleden ve yok eden işgalci israil’in sahasında. Ya Mısır kartını kabul edecek ya da savaşı uzatmaya devam edecek” dedi.

csdvr
İsrail iç istihbaratı Şin-Bet, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya Gazze’deki Hamas lideri Yahya Sinvar’a suikast için 6 plan sundu (AP)

Peki Hamas neden şimdi değişti? İsrail'in Gazze'de 211 gün süren yıkıcı savaşının ardından Hamas'ın geçici de olsa bir ateşkes için daha da çaresiz hale geldiği açık. İsrail'in Gazze'de 211 gün süren yıkıcı savaşının ardından Hamas'ın istediği ‘zafere’ ulaşmak için geçici de olsa bir ateşkes konusunda umduğundan daha da çaresiz hale geldiği ortada.

Değişimin nedenleri

Hamas'ın gösterdiği esnekliğin aslında birkaç nedeni vardı. Bunlardan ilki, 2007 yılından beri Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas’ın kendini her zamankinden daha yorgun hissetmeye başlamasıydı. Bu yüzden arabuluculardan ve ABD'den alacağı garantilerin İsrail'i savaşı tamamen durdurmaya ikna etmede başarılı olacağı umuduyla geçici de olsa bir ateşkese varılmasına ihtiyaç duyuyor.

İsrail, savaş sayesinde Hamas’ın ve askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın sahip olduğu birçok imkanı yok etti. Bundan dolayı Hamas’ın içinde siyasi ve askeri düzeylerde ateşkes konusunda daha esnek davranılması gerektiği konusunda bir görüş birliği oluştu. İkinci neden, Hamas'ın yaşadığı derin mali kriz. Hükümet çalışanlarına sadece 200 dolar, örgütsel çalışanlarına 250 dolar ve Kassam Tugayları üyelerine 300 dolar gibi sınırlı mali ödemeler yapabiliyor.

Kassam Tugayları'nın üyelerinin bir mola verdirmelerini, yeniden organize olmalarını ve yeniden konuşlanmalarını sağlamak ve kayıp ve hasar durumlarını değerlendirmek istenmesi ise dile getirilmeyen bir başka neden.

sdfvrgb
Gazze Şeridi’nde İsrail ve Hamas arasında 6 ayı aşkın bir süredir devam eden savaşın ardından büyük bir kıtlık baş gösterdi (AP)

Bir diğer nedense Hamas’ın, devam eden bombardımanlar altında bazıları ölen, geriye kalanların ise can güvenliği için birçok kaynağa ihtiyaç duyulan İsrailli rehinelerin yükünden kurtulmak istemesi. Hamas, savaşı sona erdirecek ve daha fazla sayıda Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için en önemli koz olan İsrailli rehineleri kaybetme riskini almak istemiyor.

Daha da önemlisi, Hamas İsrail ordusunun dokunamadığı tek Kassam Tugayları birliğinin güvenliğini tehlikeye atacağı için Refah’a kara saldırısının gerçekleşmesini istemiyor. Bununla birlikte İsrail ordusunun Refah'a girmesi yaşanması beklenen katliamların yanı sıra Hamas liderlerine ve İsrailli rehinelere ulaşması anlamına da gelebilir.

Refah’a kara saldırısı

Hamas, İsrail’in Refah’a kara saldırısını ateşkesin şartlarından biri olarak öne sürüyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan siyasi analist Mustafa İbrahim, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Her iki tarafın da Mısır’ın son ateşkes önerisini kabul etmesinin nedeninin acil insani meseleler olduğu açık. Bununla birlikte ister Hamas ister İsrail tarafından olsun, tutumlardaki bu değişikliğin ardında kesinlikle siyasi hesaplar var. Zira Hamas karşı karşıya olduğu durum karşısında Katar’ın kendisine açtığı kucağı ve Gazze Şeridi'nin önemli bir komşusu olan Mısır'ı ve liderlerinin Gazze Şeridi'ne gidip gelmek için Mısır topraklarından geçiş kolaylığını kaybetmek istemiyor.”

İbrahim, sözlerine şöyle devam etti:

Hamas bunu yaparken de bazı konularda tarafsız da olsa kendisinden yana olan bazı önemli faktörleri kaybetti. Buna karşın İsrail, Binyamin Netanyahu hükümeti sürekli eleştirilirken ve Washington, Refah'ta Gazze Şeridi sakinlerinin acılarını arttırabilecek herhangi bir askeri operasyona karşı çıkarken ABD'nin desteğini daha fazla kaybetmek istemiyor.


Sudan ordusu HDK’nın kaynaklarını kesmek için Hartum'un kuzeyindeki operasyonlarını yoğunlaştırdı

Şemseddin Kebbaşi (sağda), Abdulaziz el-Hilu (solda) ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda bir araya geldiler (SUNA)
Şemseddin Kebbaşi (sağda), Abdulaziz el-Hilu (solda) ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda bir araya geldiler (SUNA)
TT

Sudan ordusu HDK’nın kaynaklarını kesmek için Hartum'un kuzeyindeki operasyonlarını yoğunlaştırdı

Şemseddin Kebbaşi (sağda), Abdulaziz el-Hilu (solda) ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda bir araya geldiler (SUNA)
Şemseddin Kebbaşi (sağda), Abdulaziz el-Hilu (solda) ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda bir araya geldiler (SUNA)

Sudan ordusundan dün yapılan açıklamada, Hızlı Destek Kuvvvetleri’ne (HDK) giden malzemeleri engellemek için başkent Hartum'un kuzeyindeki el-Kedro Askeri Bölgesi’nde operasyonların yoğunlaştırıldığı bildirildi.

Sudan’daki çeşitli sıcak çatışma cephelerindeki askeri çatışmalar eskisi kadar yoğun değilse de savaşan taraflar yakında yaşanması beklenen çatışmalara hazırlık amacıyla daha önce eşi ve benzeri görülmemiş oranda askeri takviyelere devam ediyorlar. Ancak bazı analistler, bu durumu daha çok müzakere yoluna dönülmeden önce ilan edilmemiş bir ateşkes olarak görüyorlar.

Sudan ordusunun açıklamasında Hartum’un kuzeyinde ‘HDK’ya ait yakıt tankerleri ve askeri araçların imha edildiği ve araçların içindeki herkesin öldürdüğü’ bildirildi.

Sudan ordusu ve ordunun yanında yer alan gruplar, aylardır ülkenin orta kesimlerinde bulunan el-Cezire ilini kontrol eden HDK'nın savunmasını aşmak için çeşitli eksenlerden karşı saldırılar düzenlemeye çalışsalar da fazla ilerleme kaydedemediler.

sdwvrevfe
Geçtiğimiz mart ayında Hartum'da devriye gezen Sudan ordusuna ait askeri bir araç (Reuters)

Yerel kaynaklar ve aktivistlere göre Sudan ordusu ve silahlı hareketlerden oluşan ortak güçler, el-Cezire ilinin doğu girişinde yer alan eş-Şebbaraka beldesi yakınlarındaki el-Fav ekseninde iki gün boyunca HDK ile çatıştı. Ancak HDK, onları püskürtmeyi başardı.

El-Cezire ilinin yönetim şehri Vadi Medeni'nin doğu girişine doğrudan açılan Hantub Köprüsü'ne yaklaşık 40 kilometre mesafede yer alan küçük beldenin ordu tarafından ele geçirilmesi Vadi Medeni’nin geri alınması görevini kolaylaştıracak.

Sudan ordusu sözcüsü Nebil Abdullah, geçtiğimiz hafta, ordu güçlerinin tüm eksenlerde ilerleme kaydettiğini belirtirken, muharebelerin ilerleyişi hakkında daha fazla detay vermekten kaçındı.

El-Cezire ilindeki çatışmalar

Sudan ordusu komutanları, aylardır el-Cezire ilini geri almak için plan yapıyorlar. Bunun için HDK’yı üç taraftan kuşatmak için silahlı hareketlerin üyeleri ve ‘mobilize’ sivil gönüllüler de dahil olmak üzere büyük güçleri seferber ettiler.

Askeri operasyonların yapıldığı bölgenin yakınlarındaki beldelerin sakinleri, Sudan ordusunun bir süredir bölgeye sızmak amacıyla ani baskınlar düzenleyerek sahada askeri olarak ilerleme kaydetmeye çalıştığını, ancak HDK tarafından hızla püskürtüldüğünü ve il dışındaki ilk mevzilerine geri dönmek zorunda kaldığını söylediler.

Aynı kaynaklara göre HDK, Fav bölgesinde kendisine karşı olası tüm saldırılara karşılık verebilecek şekilde ana yol üzerinde ve çevresin savunma yapmaya devam etmesi ordu güçlerinin bu bölgelere derinlemesine girmesini engelliyor.

El-Faşir bölgesin sakinlik hakim

Öte yandan Kuzey Darfur ilinin yönetim şehri el-Faşir’deki kaynaklar, ordu ile HDK arasındaki çatışmaların durmasına rağmen şehrin diken üstünde olduğunu söylediler. Şarku’l Avsat’a konuşan bölge sakinlerinden el-Fazıl İbrahim, son üç gündür büyük bir çatışma yaşanmadığını söyledi. Bölgede sakin bir havanın hakim olduğunu belirten İbrahim, “Ancak şehir sakinleri arasında her an bir çatışma çıkabileceği korkusuyla diken üstünde yaşıyorlar” dedi.

rgnymu
Kuzey Darfur'un yönetim şehri el-Faşir’de daha önce yaşanan çatışmalar sırasında alevler içinde kalan bir pazar yeri (AFP)

Herkesin bir yandan ordunun ve silahlı hareketlerin askeri yığınağını, diğer yandan HDK'nın kenti üç taraftan kuşatmasını ‘büyük bir endişeyle’ izlediğini söyleyen İbrahim, el-Faşir'de herhangi bir askeri çatışmanın binlerce sivilin ölümüne yol açabileceğini söyledi.

Sosyal medya platformlarında HDK'ya yakınlığıyla bilinen hesaplar, uluslararası ve bölgesel taraflarca çatışmaların insani yansımalarıyla ilgili yapılan tüm uyarılara rağmen, Arap kabilelerinden binlerce HDK savaşçısının Kuzey Darfur'a geldiğini ve her an şehre saldırabileceklerini bildirdiler.

Kebbaşi Juba'da

Diğer taraftan Geçici Egemenlik Konseyi üyesi ve Sudan Ordusu Başkomutan Vekili Orgeneral Şemseddin Kebbaşi, Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) Lideri Abdulaziz el-Hilu ile savaştan etkilenenlere insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak üzere anlaştığını bildirdi.

Geçici Egemenlik Konseyi’nden yapılan açıklamada, Güney Sudan'ın başkenti Juba’da yapılan bir toplantıda tarafların Sudan’da ‘hükümetin kontrolündeki ve SPLM-N’nin kontrolündeki bölgelerde insani yardımların derhal ulaştırılmasını kolaylaştırma’ konusunda uzlaştıkları belirtildi.

xsdvbfer
Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit cuma günü Juba'da Kebbaşi’yi kabul etti (SUNA)

Açıklamaya göre toplantıda Sudan krizi ele alınırken taraflar insani yardım dosyasına yönelik çözümler ve krize siyasi çözüm konusunda görüş alışverişinde bulundu. Açıklamada ayrıca insani yardımların nasıl ulaştırılacağına dair bir belgenin onaylanması için bir hafta içinde heyetler arasında bir toplantı yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı aktarıldı.

Öte yandan Orgeneral Şemseddin Kebbaşi, cuma günü Juba'ya gelerek Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. Sudan Geçici Egemenlik Konseyi'nden yapılan açıklamaya göre görüşmede Sudan'da barışın tesisi ve insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konuları ele alındı.


Irak’ta Meclis Başkanlığı’na ilişkin anlaşmaya yönelik işaretler

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Şubat ayında Kerkük'te siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. (Irak hükümet medya ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Şubat ayında Kerkük'te siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. (Irak hükümet medya ofisi)
TT

Irak’ta Meclis Başkanlığı’na ilişkin anlaşmaya yönelik işaretler

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Şubat ayında Kerkük'te siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. (Irak hükümet medya ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Şubat ayında Kerkük'te siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. (Irak hükümet medya ofisi)

Iraklı kaynaklar Sünni ve Şii partilerin Meclis Başkanlığı konusundaki anlaşmazlığı çözmeye yakın olduklarını bildirdi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar “siyasi güçlerin aylarca süren anlaşmazlıkların ardından parlamentonun iç tüzüğünü değiştirerek başkanlık için aday gösterme sürecini yeniden başlatma konusunda anlaştıklarını” söyledi. Kaynaklar ayrıca, “Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin, Sünniler ve Kürtlerle sakinleşme eğiliminde olduğuna, çünkü bunların yaklaşan yasama seçimlerinde potansiyel müttefikler olduğuna” dikkat çekti.

Kaynaklar, Tekaddum dışındaki Sünni güçlerin Koordinasyon Çerçevesi'nin üzerinde anlaştığı bir aday sunamadığını, bunun da Halbusi'nin partisinin ve muhtemel adayının şansını güçlendirdiğini açıkladı.

Geçtiğimiz hafta Tekaddum siyasi süreçten çekilme tehdidinde bulundu.

Kerkük'te ise yerel seçimlerden altı ay sonra yeni vali konusunda bir anlaşmaya varıldığına dair işaretler ortaya çıktı. Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, Kürt ve Arap güçlerin valinin ikişer yıllığına dönüşümlü olarak atanması konusunda anlaşmaya yakın olduklarını bildirdi.

Bir kaynak, “Türkmenler makamı paylaşmak için üçlü bir formül önerdikten sonra muhtemelen yarıştan çekilecekler. Ancak il meclisinde sadece iki sandalyeleri var ve bu da onların makama ortak olmaları için yeterli değil” ifadelerini kullandı.