Uçan otel tasarımı YouTube'da tartışma yarattı: Nükleerle çalışacak ve 5 bin yolcu taşıyacak

"Gökten düşebilecek bir şeye nükleer reaktör yerleştirmek harika fikir"

Fotoğraf: YouTube/Hashem Al-Ghaili
Fotoğraf: YouTube/Hashem Al-Ghaili
TT

Uçan otel tasarımı YouTube'da tartışma yarattı: Nükleerle çalışacak ve 5 bin yolcu taşıyacak

Fotoğraf: YouTube/Hashem Al-Ghaili
Fotoğraf: YouTube/Hashem Al-Ghaili

Spor salonu ve yüzme havuzuyla tamamlanmış, nükleer enerjiyle çalışan dev bir "uçan otel" konsepti, YouTube kullanıcılarının ilgisini cezbetti.
Tanınmış bilim iletişimcisi ve video yapımcısı Hashem Al-Ghaili’nin tasarladığı konsept, lüks hava aracında 5 bin kadar yolcunun taşınmasını öngörüyor.
Tasarımcı, hava aracının yapay zekayla desteklenmesini ve otonom bir uçuş deneyimi sunmasını amaçlıyor.
Uçan otelde lüks restoranlar, büyük bir alışveriş merkezi, spor salonları, tiyatrolar, havuzlar, sağlık hizmetleri ve etkinlik alanları da yer alıyor.
Hava aracının ayrıca, konuklara 360 derecelik nefes kesen bir manzara sunacağı tahayyül ediliyor.
Sky Cruise adı verilen uçan otel, henüz fiziksel olarak inşa edilmedi. Ancak Al-Ghaili’nin YouTube’da yayımladığı bir videoda ayrıntılandırdığı tasarım sosyal medya kullanıcıları arasında büyük ilgi gördü.

Aynı zamanda moleküler biyoteknoloji uzmanı olan ve bilimsel keşiflerle ilgili videolarıyla birçok ödüle layık görülen Al-Ghaili, hava aracının küçük nükleer reaktörle çalışan 20 elektrikli motora sahip olacağını öngörüyor.
Bu nedenle yakıt ikmali gerekmeyeceği için hava aracının nadiren yere inmesi gerekiyor.
Al-Ghaili, hayata geçirilirse misafirlerin uçan otele ticari veya özel jet uçaklarıyla gidebileceğini, hava aracının bakımının da havada yapılabileceğini belirtti.
Tasarımcı, bu devasa uçağı uçurmak için kaç kişinin gerekli olduğu sorusuna, "Bütün bu teknoloji gerçek olursa hala pilot mu arayacaksınız?" yanıtını verdi:
"Tamamen otonom olacağına inanıyorum."
Öte yandan birçok yorumcu, böyle bir hava aracının aslında çok tehlikeli olacağını dile getirdi.
Nükleer enerjinin henüz bu denli pratikleşmediğini vurgulayan bazı kullanıcılar, bu teknoloji mümkün olduğunda hava aracının "yeni Titanik" olabileceğini ve felakete yol açabileceğini vurguladı.
Kullanıcılardan biri, nükleer reaktörle çalışan uçağın düşerse bir şehri yok edebileceğini söylerken, bir diğeri de şu ifadeleri kullandı:
"Arıza çıkarabilecek ve gökten düşebilecek bir şeye nükleer reaktör yerleştirmek harika fikir."
Kullanıcılar arasında endişe yaratan bir diğer etmen de seyahatin maliyeti oldu. Bazıları, böyle bir hizmetin servete mal olacağını belirtti:
"Şüphesiz sadece zenginler bu otele gidebilirdi."
 



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space