Mısır’da siyasal diyalog süreci demokrasiyi güçlendirecek

Mütevelli Heyeti’nin teşkili, Mısır'da ulusal diyaloğun önünü açıyor

Sisi, ‘Mısır Ailesi’ iftar programı sırasında siyasi diyalog davetinde bulundu (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, ‘Mısır Ailesi’ iftar programı sırasında siyasi diyalog davetinde bulundu (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır’da siyasal diyalog süreci demokrasiyi güçlendirecek

Sisi, ‘Mısır Ailesi’ iftar programı sırasında siyasi diyalog davetinde bulundu (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, ‘Mısır Ailesi’ iftar programı sırasında siyasi diyalog davetinde bulundu (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır’da 30 Haziran 2013’te yaşanan iktidar değişimi sonrası oluşan olağanüstü halden demokrasiye geçişi öngören siyasi diyalog süreci somut adımlarla sürüyor.
Mısır'da Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti’nin resmi olarak kurulduğunun duyurulması, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin himayesinde bu yöndeki ilk oturumun Temmuz ayında başlatılmasına imkan sağlayacak. Diğer yandan katılımcı listesi ve 30 Haziran Devrimi’ne karşı çıkan güçlerin de dahil edilip edilmeyeceği merakla bekleniyor. Siyasetçiler, heyette önde gelen muhaliflerin bulunmadığını, ancak siyasi, ideolojik ve partisel açıdan çeşitliliği içerisinde barındırdığını aktardı. 
Sisi Nisan ayında mevcut aşamada ulusal eylemin öncelikleri hususunda tüm güçlerle siyasi diyalog başlatılması çağrısında bulunmuştu. Söz konusu çağrının ardından bazı siyasi mahkumlar ve eylemciler serbest bırakılmıştı.
Ulusal Diyalog İdaresi Pazar akşamı yaptığı açıklamada, siyasi ve sendika güçleriyle, aynı zamanda diyaloga dahil olan taraflarla görüşülmesi ardından 19 üyeli Mütevelli Heyeti'nin teşkil edildiğini duyurdu. Eski Sosyal Dayanışma Bakanı Dr. Cuda Abdulhalik, araştırmacı ve siyasi yazar Dr. Samir Murkus ve el-Ahram Stratejik ve Siyasi Araştırmalar Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Amr Haşim Rabii mevcut isimler arasında yer alıyor.
Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan, Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti için açıklanan isimlerin uzlaşmayı yansıttığını ve bu isimlerin saygıdeğer kişiler duyulduğunu söyledi. Dün yaptığı açıklamada heyetin Mısır toplumunu yansıtan çeşitli uzmanlıklar, eğilimler ve fikirler içerdiğini vurgulayan Raşvan, “Ulusal diyalog çok eksenli ve çok aşamalıdır. Uzman komitelerin ve alt komitelerin belirlenmesi yönünde düzenleyici bir süreç olmalı” ifadelerine başvurdu. Mütevelli Heyeti’nin nihai kararın verilmesi yönünde komitelere dair ilk çıktıları kendisine aktaracağını söyleyen Raşvan, ardından ise Cumhurbaşkanı'na sunulacağını bildirdi.
Medya kaynakları diyaloğun kurban bayramı sonrasına erteleneceği beklentilerini dile getirirken Raşvan ise “Diyalogun nasıl başlatılacağı, önümüzdeki dönem gündemine ek olarak yakında Mısır kamuoyuna açıklanacak” açıklamalarında bulundu.
Liberal çizgideki Vefd Partisi, Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti'nin teşkilini memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Parti liderlerinden Dr. Hani Seriyiddin’in de yer aldığı oluşumun, farklı toplum gruplarını yansıttığını, aynı zamanda farklı siyasi akımlardan çeşitliliği ifade ettiğini vurguladı.
Vefd Sözcüsü Yaser el-Hudeybi, çok doğru bir zamanda geldiğini söylediği ulusal diyaloğun Mısır devletinin fikirleri bir araya getirme arzusunu yansıttığını vurguladı. Aynı zamanda tüm tarafları ulusun çıkarlarını her türlü düşüncenin üzerinde tutmaya ve etkin bir katılım sağlamaya çağırdı.
Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti üyesi ve senato üyesi gazeteci yazar İmadüddin Hüseyin, diyaloğun temel amacının Mısır'ın tüm sorun ve zorluklarla mücadelede net bir vizyonla daha bağışık hale getirilmesi olduğunu söyledi. MENA’ya konuşan Hüseyin, “Diyaloğun rolü, çeşitli sorunları çözme yönünde yol haritası sağlamaktır” vurgusunda bulundu.
Vatanın Koruyucusu Partisi ise Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti teşkilinin çeşitli ulusal vizyonların, teknik ve profesyonel uzmanlığın diyaloğun Mısır vatandaşının çıkarına olacak şekilde olumlu sonuçlar vermesini sağlama yönünde etkin katılımını ifade ettiğini belirtti.
Mütevelli Heyeti’nin kurulmasının ciddi ve yapıcı bir diyalog yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayan Birlik (Tecemmu) Partisi, oluşumdaki çeşitlilik, diyalog sonuçlarına olumlu yansıyacak” ifadelerini kullandı.
Liberal partileri ve muhalif güçleri içerisinde barındıran Sivil Demokratik Hareket, muhalefet tarafından seçilen bir genel sekreter başkanlığında diyalog için teknik sekreterliğin bulunmasını şart koşmuştu. Bu nedenle konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Raşvan, geçtiğimiz Perşembe günü ETC kanalında yayınlanan programında, diyaloğa katılımları için Milli Eğitim Akademisi'ne davetiye gönderildiğini açıklamıştı. ABD’de bulunan Mısırlı uzay bilimci Essam Heggy, Siyaset Bilimi Profesörü Amr Hamzavi ve medyacı Cihan Mansur, söz konusu daveti memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi. Twitter hesabından yaptığı açıklamada katılımcıları ve diyalogdan sorumlu olanları takdir eden Heggy, ancak hiçbir siyasi harekete katılmayacağını açıkladı. Davetlilerin geri kalanı ise herhangi bir yorumda bulunmadı.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.