Lübnan’da hükümet boşluğu fiyatların dalgalanmasına neden oluyor

Beyrut'ta birkaç gün önce bir fırının önünde oluşan uzun bir kuyruk (EPA)
Beyrut'ta birkaç gün önce bir fırının önünde oluşan uzun bir kuyruk (EPA)
TT

Lübnan’da hükümet boşluğu fiyatların dalgalanmasına neden oluyor

Beyrut'ta birkaç gün önce bir fırının önünde oluşan uzun bir kuyruk (EPA)
Beyrut'ta birkaç gün önce bir fırının önünde oluşan uzun bir kuyruk (EPA)

Lübnan'da tüketici fiyat endeksi Mayıs ayında yeni bir artışla yüzde 211,43 oldu. Geçen Mayıs ayı sonuna kadar yıllık bazda kümülatif artış bin 178’e yükseldi. Geçen yılın aynı ayında bu rakam 378,25 olarak kaydedilmişti.
Rakamlar Merkez Bankası'nın lira kurundaki çöküşü sınırlamaya yönelik sürekli girişimlerinin başarısız olduğuna ve ilgili bakanlıkların ve kamu idarelerinin tüketim sisteminde serbestliği engelleyemediğine işaret ediyor.
Şarku'l Avsat tarafından Lübnan marketlerindeki mağaza müdürleri ve bayilerle yapılan bir saha araştırmasına göre, çoğu gıda maddesi ve emtia için fiyatlandırma tabanı, dolar başına 40 bin pound eşiğine yakın en yüksek nakit alışverişi seviyelerini koruyor.
İşçi ücretlerinde, ulaşım ödeneklerinde ve diğer idari ve lojistik maliyetlerde artışın yanı sıra ağırlıklı olarak ithalat faturaları ve akaryakıt fiyatlarındaki istikrarlı artışlarla bağlantılı olarak ulaşım ve elektrik fiyatlarında özel üreticilerden kaynaklı sürekli artışlar yaşandı.
Öte yandan, ithalatçılar yüksek faturalarını; çoğu emtia ve hammaddede yaşanan küresel enflasyonun etkilerine, talep hacmindeki önemli artışlar nedeniyle ana pazarlarda arzın daralmasına, tedarik zincirlerinde artan zorluklara ve ithalat fiyat sistemlerine ağır maliyetler yükleyen uluslararası taşımacılık, enerji ve petrol fiyatlarındaki artışlara bağlıyor.
Önümüzdeki aydan itibaren mevcut maliyetinin ortalama 3 ila 4 katı artacak olan iletişim ve internet kullanımının azalması bekleniyor.
Ticari kâr oranlarının takibi ve tüketicinin korunması ile ilgili kurum ve departmanlarda düzenleyici otoritelerin başarısızlığı ve beşeri ve teknik yetenek eksikliği arzu edilen tüketici etkisinin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunuyor.
Uluslararası kurumlar son raporlarında ulusal para biriminin döviz kuru karşısında ciddi düşüşü ve yaşamın tüm bozulmasından siyasi sınıfı sorumlu tutmakta tereddüt etmediler. Dünya Bankası’na göre siyasi sınıf son zamanlarda enflasyon oranlarının yüzler sınıfına girmesine neden oldu.
Bu krizler, en çok yoksul ve muhtaç aileleri etkileyen toplumsal zorlukları daha da ağırlaştırmış, toplumsal gruplar arasındaki uçurumu ve eşitsizliği artırmıştır. Siyasi eylemsizliğin ışığında, çözülmemiş krizler Lübnan'da ekonomiye ve topluma uzun vadeli zararlar verdi.
Temel kamu hizmetleri çöküyor, işsizlik oranları keskin bir şekilde artıyor ve insan sermayesi ciddi şekilde tükeniyor. Özel sektör, finansal sistemin felç olması nedeniyle ciddi kısıtlamalardan muzdarip. Düşük kurumsal üretkenlik ve gelir yaratma oranları, yaygın işten çıkarmalara ve iflaslara yol açıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Aşırı Yoksullukla Mücadele ve İnsan Hakları Özel Raportörü Olivier De Schutter'in ifade ettiği sonuçlara göre, her 5 kişiden 4'ü yoksulluk içinde ve ailelerin yarısından fazlası, çocuklarının öğün atlamak zorunda kaldığını ve yüz binlerce çocuğun okula gitmediğini bildirdi.
Bu ayın başlarında yayınlanan raporunda Schutter, “Lübnan'daki siyasi ve mali liderlerin yıkıcı eylemleri uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ederek ülke nüfusunun çoğunu yoksulluğa sürüklemiştir.”
En son enflasyon verilerine dönecek olursak, Lübnan'da Merkezi İstatistik Dairesi tarafından yayınlanan istatistikler Lübnan'da Mayıs ayı tüketici fiyat endeksinde aylık yüzde 7,85 artış olduğunu ortaya koydu.  Önceki ay ise bu artış yüzde 7,1 olarak seyretmişti.
Böylece, bu yılın ilk beş ayında enflasyondaki yıllık ortalama artış geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 216 olarak gerçekleşti. Endeksin yıllık artışı, tüm bileşenlerinin fiyatlarında artış kaydetmesinden kaynaklanmakta.
Yiyecek ve içecek fiyatlarında yüzde 363,78 (yüzde 20 ağırlık), ulaşım fiyatlarında yüzde 515,36 (yüzde 13,1), konut, su, gaz, elektrik ve diğer akaryakıt fiyatlarında yüzde 445,18 (ağırlık yüzde 11,8), giyim ve ayakkabı fiyatlarındaki artış yüzde 184,32 (yüzde 5,2 ağır), restoran ve otel fiyatlarındaki artış yüzde 278,54 (yüzde 2,8 ağır) olarak kaydedildi.



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.