Abbas, İsrail'e yönelik önlemler konusunda Biden’ın ziyaretini bekliyor

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (solda) ve Ürdün Kralı 2. Abdullah. (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (solda) ve Ürdün Kralı 2. Abdullah. (AFP)
TT

Abbas, İsrail'e yönelik önlemler konusunda Biden’ın ziyaretini bekliyor

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (solda) ve Ürdün Kralı 2. Abdullah. (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (solda) ve Ürdün Kralı 2. Abdullah. (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ABD Başkanı Joe Biden ile önümüzdeki ayın ortasında Beytüllahim'de yapacağı görüşme sonrasında kadar Tel Aviv’e yönelik tüm önlemlerin dondurulması talimatını verdi.
Konu hakkında bilgi sahibi Filistinli kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi kararlarının uygulanmasının yeniden dondurulmasına karar verildiğini kaydetti.
Kaynaklar, Abbas'ın kararları Biden'a sunacağını ve ABD'nin barış sürecini ilerletecek herhangi bir adım atmaması ve ABD’nin Kudüs Başkonsolosluğu’nun yeniden açılması dahil Filistinlilere daha önce verilen sözlerin yerine getirmemesi halinde bunları uygulamaya devam edeceğini kendisine bildireceğini söyledi. Kaynaklara göre Abbas, Biden'dan İsrail'e tek taraflı eylemleri durdurması, barış sürecini ilerletmesi, Kudüs'teki ABD Konsolosluğu’nu yeniden açması, Washington'daki FKÖ ofisini yeniden faaliyete geçirmesi ve örgütü terör listesinden çıkarması için baskı yapmasını isteyecek. Ayrıca  Filistin Devlet Başkanı’nın beklemenin daha karmaşık ve zor hale geldiğini ve Washington adım atmazsa harekete geçmek zorunda kalacağını bildirecek.
Mahmud Abbas ve Ürdün Kralı 2. Abdullah önceki günlerde Amman’da yaptıkları görüşmede, İsrail seçimleri sebebiyle beklentilerin düşük olmasına rağmen Ürdün ve Filistin’in bu yönde baskı yapılması konusunda fikir birliğine vardılar. Ürdün Kralı, Filistin-İsrail çatışmasını sona erdirmenin tek yolunun başkenti Doğu Kudüs olan 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız, egemen ve yaşanabilir bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan iki devletli çözüm olduğunu vurguladı.
Abbas ve Ürdün Kralı, şu an atılması gereken adımın tek taraflı önlemleri durdurmak ve gelecekte müzakerelerin yeniden başlamasının önünü açmak olduğu konusunda anlaştılar.
Filistin Devlet Başkanı geçtiğimiz pazartesi günü Filistin bakanlar kurulu toplantısında şunları söyledi:
“Yıllardır sınırsız baskılara maruz kalıyoruz. Buna rağmen sabrediyoruz. Avrupa şartlarına karşı gösterdiğimiz sabır, küresel baskılara tahammülümüzün bir örneğidir. Çünkü Avrupa baskısı sadece Avrupa'dan değil ABD’den de geliyor.”
Abbas, Merkez Konseyi'nin bazı kararların Yürütme ve Merkez Komiteleri’nin üyelerine sunulduğunu, bunların ABD Başkanı Joe Biden'in ziyaretine ertelenmesinin kararlaştırıldığını belirtti.
Abbas, Biden’ın ziyaretine hazırlık olarak bir önceki toplantıda  ABD'nin Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakanı Yardımcısı Barbara Leaf’e İsrail ile ilişkilere değinerek mevcut gerçekliği daha fazla kabul edemeyeceğini aktardı. Kendisinden sakinleşmesini isteyen Leaf ise Abbas’dan Biden’den gelmesini beklemesini talep etti.
Filistin Devlet Bakanı Leaf’e uluslararası toplumun, İsrail'i uluslararası meşruiyet kararlarına uymaya, suç ve işgalci uygulamalarını durdurmaya, etnik temizlik ve ırk ayrımcılığına karşı uyguladığı uygulamalara İsrail'i zorlama konusundaki sessizliğine değinerek ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a, Filistin liderliğinin İsrail gerginliğine karşı koymak için önlemler aldığını söylediğini kaydetti.
Abbas, Leaf’e Filistin Kurtuluş Örgütü’nün ABD terör listesinden kaldırılması gerektiğini ve Doğu Kudüs’te ABD Konsolosluğu’nun yeniden açılması gerektiğine ilişkin vaatlerini sordu.
Leaf, Başkan Joe Biden yönetiminin iki devletli çözüme olan bağlılığını, teyit ederek ABD heyetinin görevinin Abbas ile görüşmek isteyen Biden’ın Filistin-ABD ortaklığını güçlendirmenin yanı sıra ikili ilişkileri, bölgedeki gerginliği durdurmak ve siyasi ufka geçmenin yollarını bulmak konularını görüşmek için ziyarete hazırlandığını söyledi.
Abbas,  İsrail’in tanınmasının dondurulması da dahil olmak üzere sonuçları ne olursa olsun Merkez Konseyi’nin kararlarını uygulamayı düşünüyor. Abbas, ABD yönetimini, Blinken veya Leaf ile yaptığı görüşmelerde, eski Başkan Donald Trump yönetiminin uyguladığı önlemleri geri almamakla suçladı. Abbas’ın bu tavrı, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırısının artması ve ABD'nin İsrail'e karşı tutumu ve Filistin Yönetimi’ne verdiği sözleri yerine getirme konusundaki isteksizliği ışığında geldi. Filistin Devlet Başkanı daha önce ABD, Mısır ve Ürdün'e Merkez Konseyi kararlarını uygulayarak İsrail'e yanıt vereceğini bildirmişti.
Filistin Merkez Konseyi geçtiğimiz şubat ayında düzenlediği son toplantıda, başta İsrail devletinin tanınması olmak üzere işgalci güçle yapılan tüm anlaşmalardaki yükümlülüklerini askıya alma kararı verdi. Ayrıca, başkenti Doğu Kudüs olan ve 4 Haziran 1967’deki sınırlarda kurulacak Filistin devleti tanınmadıkça ve yasa dışı yerleşim faaliyetleri durdurulmadıkça bu kararın geçerli olacağı aktarıldı. Alınan kararlar arasında İsrail ile yapılan tüm güvenlik koordinasyonu anlaşmalarının durdurulması ve Filistin yönetiminin ‘otorite’ aşamasından bağımsız devlet aşamasına geçişi için çalışılması vardı.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.