Çin, Batı Afrika'nın koruma altındaki gül ağaçlarından milyon dolarlar kazanıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Çin, Batı Afrika'nın koruma altındaki gül ağaçlarından milyon dolarlar kazanıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsviçre'nin, Senegal'den gül ağacı kaçıran Nicolae Buzaianu hakkında 17 Haziran'da adli süreç başlatması, Batı Afrika'da koruma altında olan gül ağacı kaçakçılığının boyutlarını gözler önüne serdi.
Buzaianu ile dönemin Gambiya Devlet Başkanı Yahya Jammeh'in, 2014-2017 döneminde Senegal'den 315 bin ton gül ağacını Gambiya üzerinden Çin'e kaçak yollarla ihraç ettiğini ortaya çıkaran sivil toplum örgütü TRIAL, soruşturmanın hem çevrenin korunması hem de uluslararası ceza hukuku kapsamında çok önemli olduğunu belirtti.
Anadolu Ajansı (AA) muhabirine açıklamalarda bulunan TRIAL'in hukuk danışmanı Benoit Meystre, Senegal'den kaçırılan gül ağaçlarının ayrılıkçı grup Casamance Demokratik Güçleri Hareketi'nin (MFDC) faaliyet gösterdiği Casamance'den getirildiğini anımsattı.
Meystre, hem Cenevre Sözleşmesi hem de İsviçre hukuku kapsamında "çatışma bölgelerinde koruma altında olan doğal kaynakların sömürülmesinin" savaş suçu kapsamında değerlendirildiğini kaydetti.
Buzaianu'nun şu an nerede olduğunun bilinmediğine dikkati çeken Meystre, İsviçre makamlarının Buzaianu'yu ifadeye çağıracağı umudunu dile getirdi.
Meystre, uluslararası suçların cezasız kalmasıyla mücadele eden TRIAL'in, gül ağacı kaçakçılığının nasıl ortaya çıkarıldığını ise şöyle açıkladı:
"Yahya Jammeh 2017'de devrildikten kısa süre sonra TRIAL, Gambiya'da saha çalışmalarına başladı. 2017'de bölgeye gerçekleştirilen sayısız ziyaret sonucunda Jammeh ile Buzaianu'nun, 'Westwood' isimli şirket aracılığıyla on yıllardır çatışmaların yaşandığı Senegal'in Casamance bölgesinin doğal kaynaklarını kaçırdığı anlaşıldı."
TRIAL, 2019'da Buzaianu hakkında, "çatışma bölgesinden koruma altında bir türün ihracatını yaparak savaş suçu işlediği" suçlamasıyla İsviçre'de 2019'da şikayette bulundu.
İsviçre tarafı ise 3 yıl boyunca şikayete ilişkin herhangi bir yasal adım atmadı.

Çin, Batı Afrika'nın gül ağacından milyon dolarlar kazanıyor
Gül ağacı, Çin'de lüks ve geleneksel mobilya üretiminde kullanılıyor.
Çin, başta kendisi ve komşularının gül ağacı kaynaklarını tükettiği için son 10 yılda en çok Batı Afrika'dan gül ağacı alıyor.
Gül ağacı, Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamında 2017'den beri koruma altında olsa da Çin pazarını beslemek için o tarihten bu yana Batı Afrika'da piyasa değeri 2 milyar dolara ulaşan 6,5 milyon gül ağacı kesildiği tahmin ediliyor.
Çin pazarında gül ağacından yapılma küçük bir sehpanın fiyatı binlerce dolardan başlıyor, el işçiliğine göre milyon dolarlara kadar çıkabiliyor.
Gül ağacı, Çin'de o kadar popüler ki dünyada gül ağacı talebinin yüzde 90'ı bu ülkeden gerçekleşiyor.

Mali'den 220 milyon dolarlık gül ağacı ihracatı
Doğada mordan koyu kırmızıya kadar değişen renklerde bulunan gül ağacı kerestesi, dünyanın en değerli ve kaliteli kerestelerinden biri kabul ediliyor.
Çin, yasal boşluklardan faydalanmak adına Batı Afrika'daki gül ağacı ithalatı için son yıllarda ya çatışma bölgelerini ya da iç karışıklığın yaşandığı ülkeleri tercih ediyor.
Merkezi İngiltere'de bulunan Çevre Araştırma Ajansı (EIA), Mayıs 2022'de yayımladığı raporda, Çin'in Mali'den 2017-2022 döneminde piyasa değeri 220 milyon dolar olan 500 bin gül ağacı ihraç ettiğini ortaya koydu.

Fildişleri gül ağacı kerestelerine gizleniyor
Mali'nin, 2020'deki darbe sonrası Çin'in en büyük gül ağacı tedarikçilerinden biri haline geldiğine dikkat çekilen raporda, Mali'deki gül ağacı ormanlarının yok olma aşamasına geldiği kaydedildi.
EIA raporunda, Mali'de gül ağacı kaçakçılığının aynı zamanda fildişi kaçakçılığını da kolaylaştırdığı vurgulandı.
Buna göre Mali'de nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya Gourma çöl fillerinin dişleri de gül ağacı kerestelerinin içine ya da arasına gizlenerek Çin'e kaçırılıyor.

16 Afrika ülkesinde gül ağacı ticareti ikinci emre kadar yasaklandı
CITES, Batı Afrika'da gül ağacı sayısının giderek azalması nedeniyle, 8 Haziran'da aldığı kararla, Benin, Burkina Faso, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Fildişi Sahili, Gambiya, Gana, Gine, Gine Bissau, Mali, Nijer, Nijerya, Senegal, Sierra Leone ve Togo'da gül ağacı ticaretini ikinci bir emre kadar yasaklamıştı.
Söz konusu ülkelerde gül ağacı CITES tarafından 2017'de koruma altına alınmış ve hükümetlerden gül ağacı ticaretinin sıkı denetlenmesi talep edilmişti.
Denetim ve yaptırım eksikliği nedeniyle CITES'in 2017'deki koruma kararı, söz konusu ülkelerdeki yasa dışı gül ağacı ticaretini durdurmaya yetmemişti.
Senegal, Nijerya ve Gana gibi ülkeler, son yıllarda gül ağacı ihracatını yasaklasa da yine de yasa dışı ticaretin tamamen önüne geçemiyor.



Gizli Irak Savaşı belgeleri: “Washington, Londra pahasına Bağdat’ta rejimi değiştirdi”

Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
TT

Gizli Irak Savaşı belgeleri: “Washington, Londra pahasına Bağdat’ta rejimi değiştirdi”

Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)

Birleşik Krallık'ın (BK), ABD'ye Irak işgalinin Tony Blair'ın başbakanlığına mal olabileceği uyarısında bulunduğu belirtiliyor.

Londra'daki Ulusal Arşivler tarafından yayımlanan yeni belgelere göre Blair'ın dış politika danışmanı David Manning, dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice'la 2003'te yaptığı görüşmede şunları söyledi:  

ABD, Londra'da yönetimin değişmesi pahasına Bağdat'ta rejim değişikliğini desteklememelidir.

Guardian'ın haberinde Manning ve Rice arasındaki görüşmenin, Blair'in 31 Ocak 2003'te dönemin ABD Başkanı George W. Bush'u ziyaret etmesinden önce gerçekleştiği aktarılıyor.

Irak işgalinden iki ay önce gerçekleşen bu görüşme sırasında Washington, Irak işgaline yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) ikinci bir karar çıkarılması için harekete geçip geçmemeye henüz karar vermemişti. Blair'ın hedefinin, Bush'u ikinci BMGK kararı için ikna etmek olduğu belirtiliyor.

BMGK, 8 Kasım 2002'de düzenlenen oturumda 1441 sayılı kararı kabul etmişti. Bu karar, Saddam Hüseyin yönetiminin silahsızlanma yükümlülüklerini yerine getirmesi için son uyarı niteliğini taşıyordu. Ancak herhangi bir askeri müdahale yetkisi verilmemişti.

BMGK'da veto hakkına sahip Fransa ve Rusya, Irak işgaline yetki verecek olası bir ikinci kararı reddedeceklerini bildirmişti. Haberde, Washington'ın "Fransa ve Rusya'nın isteksizliği nedeniyle gün geçtikçe sabırsızlandığı" yazılıyor.

Blair'ın, BK Parlamentosu ve kamuoyundaki savaş karşıtı seslere karşı işgali meşru kılmak için ikinci kararda ısrarcı davrandığı, ABD'yi diplomatik kanalları açık tutması için ikna etmeye çalıştığı aktarılıyor.

Manning'in 29 Ocak 2003'te Blair'e gönderdiği gizli notta şu ifadeler yer alıyor:

İkinci BMGK kararı, iç siyaset bağlamında sizin için politik bir gereklilik. Bu olmadan askeri harekat için kabine ve Parlamento'dan destek alamazsınız. Rice, böyle bir şey yapmayı denerseniz görevden alınabileceğinizi anlamalı.

Manning, aynı notta Rice'la konuşmasına dair, "Ona, Bush'un kumar oynamayı göze alabileceğini söyledim. İkinci BMGK kararını Bush da istiyordu ama bir açıdan bu onun için o kadar da önemli değildi. Zaten Kongre'den onay almıştı" ifadelerini kullanıyor.

Ancak Bush'ın, Blair'ın ziyaretinden kısa süre önce yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasının, Londra yönetimine manevra yapacak alan bırakmadığı aktarılıyor.

Buna ek olarak BK Savunma Bakanlığı'nın, Bush'la görüşmesinden önce Blair'a şu notu ilettiği belirtiliyor:

Saddam'ın iktidarının zayıflaması ciddi bir iç savaşa yol açabilir.

Bush yönetimi, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu ve BMGK kararını ihlal ettiğini öne sürmüş fakat buna yönelik kanıt bulunamamıştı. ABD Senatosu İstihbarat Komitesi, 2004'te Irak'ta kitle imha silahları iddialarının yanlış olduğunu kabul etmişti. Irak'ta kurulan bir komisyon da 2005'te yayımladığı raporda ülkede kitle imha silahı olmadığı sonucuna varmıştı.

Bush, Kongre'nin onayladığı Askeri Güç Kullanma Yetkisi'yle (AUMF) 20 Mart 2003'te Irak işgalini başlatmıştı.

İşçi Partili Blair'ın öncülüğünde Parlamento'da düzenlenen oylamada 149'a karşı 412 oyla ülkenin savaşa katılmasına karar vermişti. Ancak karşı oyların 139'unun İşçi Partili parlamenterlerden gelmesi dikkat çekmişti.

BK'de Gordon Brown yönetiminin başlattığı ve 2016'da yayımlanan Chilcot Raporu'nda, Blair'ın Parlamento'ya eksik ve yanıltıcı bilgi verdiği ve Savunma Bakanlığı'nın "iç savaş" uyarılarını görmezden geldiği ortaya konmuştu.

Independent Türkçe, Guardian, Financial Times